Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
M B Ü Z İ K E L 0 E M bir sanatçı. Ama üretimini "profesyonellik" platformuna çekmekten çok, kendisi için bir "varoluş keyfi" olarak görmüş sezdiğimiz kadarıyla. Yani başka bir deyişle yaşamındaki zihinsel ve duygusal süreçler, müziğe olan yaklaşımıyla çakışmış. Hani bir "Ben müziği çok seviyorum, elimden de geliyor, haydi müzikle uğraşayım", demek vardır, bir de müzik kaçınılmaz olarak sizle birlıkte yaşadığı için kendinize ayırdığınız özel zaman dilimlerini notalarla paylaşmak vardır ya, Hatipoğlu'nın müzik serüveni işte bu ikincisi. U R A K Türkiye 'de özgün ve değişik bir şeyler yapılabilineceğine inancını yitirenler, bir de Ahmet Sinan Hatipoğlu 'nun 'Musiki' adlı çalışmasını dinlesinler... ızıltoprak'ta,yirmimetrekadarötedeki BağdatCaddesi'nintümrahatsız edıci gürültüsünden izole edilmiş, bahçe içinde küçük, tek kattı birbina. Yaygınadıyla,müştemilat. Köşede, kanapenin hemen yanında odaya keyıfli bir sıcakhk yayan şömine. Az ilerideki masanın üzerinde, bir ev stüdyosu için gerekli olan kayıt cihazları, kontrol paneli ve mikserler var. Ud ve kanundan gitara, piyanoya dek çeşitlı müzik enstrümanları dekoru tamamlıyor. Yine şöminenin karşısındaki masanın üzerinde, bir mimari çizim programının çalışırdurumda beklediği, gföterişli bir Apple Macintosh. Burası, Ahmet Sinan Hatipoğlu'nun atelyesi. Hem mimarhk çalışmalarında kullanıyor burayı, hem müzik kayıt miks işlerinde. New Age Anadolu yollarında K Anadolu, New Age süzgecinde Gırızgâh ne denli klasık gorünse de, Hatipoğlu'nun müziğini ve soundunu tanıdığınızda öykünün hiç de öyle düz olmadığını anlıyorsunuz zaten. "Musiki", ses ve tını özellikleriyle Anadolu müzik birikımini olanca saflığıyla yakalamasına karşın teknik olarak bu renkleri kompüterize bir "New Age" süzgecinden geçiriyor. Sonuçta Batı'da, biraz da oryantalizm kırıntılarıyla yapılan etnopop çıkışlı New Age'den çok farklı bir müzik bu. Anadolu tınılart müziğin üzerinde eskıdendefterlere yaptığımız "kenar süsleri" gibi durmuyor; doğrudan onlar biçimlendiriyor "Musiki"deki soundu. Ama "Doğulu" bir müzik deçıkmıyorkarşınıza. Tümbunlar, aslında dikkatli ve yoğun bir müzik dinleme sürecinin oluşturduğu birikimle bire birilişkilı. "Sanırım Beatles"la Shadows"la başladı müzik dinleme alışkanlığım" diyor soundunun çıkış noktasından söz ederken Hatipoğlu, "On üç, on dört yaşlarındaydım. Gitar çalmaya başlamışttm ve Batı'daki güncelligi ilgiyle izlerdim. Birsüre sonra Genesis'ler, Pink Floyd'lar, Jethro Tull'larla adeta bombardımana uğradık. Hem o müthiş soundları keşfettim, hem de biraz da o albümlerin aslında stüdyolarda teknolojiyle o hale getirildiğine uyandım. Yapacak bir şey yok gibiydi artık, gitarı bıraktım bir kenara. Çalma bitti, uzun süreli dinlemeler başladı. Çok uzun dinlemeler... Ama gerçekten çok uzun. Şimdi bazen birileriyle konuşurken 'Çok müzik dinlerim* dedikleri oluyor. İyi de, nekadar dinlersin yani? Işte günde birkaç saat... Ohoo, senin kaç ömür yaşaman lazım benim dinlediğinı toplama ulaşabilmek için." Albümükimsebilmlyop Ahmet Sinan Hatipoğlu, "Mnsiki" adlı albümünü hem kaset hem de CD olarak geçen yılın yaz sonlannda yayımladı. Ama büy ük olasıl ıkla albümle bugüne dek hiç karşılaşmadınız. Ne basında herhangi bir haber, eleştiri ya da röportaj ilişti gözünüze, ne de sık sık alışveriş ettiginiz müzik mağazasının vitrininde rastladınız (Nokta'da geçen hafta yayımlanan söyleşi, istisna). Aslında böyle olması çok da şaşırtıcı değil. Çünkü Hatipoğlu ne tekerleme söylüyor şarkılarında, ne de Roma'yı yakıyor. Medyanın ilgisini çekecek hareketli ve renkli bir gece yaşamı ve ilginç seriivenleri de olmadığına göre, " i n " olabilmek için fazla şansı da kalmıyor. Zaten hiç öyle niyetleri falan da yok; tek derdi, doğru titreşimleri ve doğru sesleri yakaladığına inandığı müziğini, onu dinlemckten hoşlanacak... Ve birikime sahip sınırlı sayıdaki insana ulaştırmak. 1yi' ile 'satar' MrblNne kanstı Anıa asl ında hcr şey bu denli basit değil. Bugün "iyi" ile "satar"ın birbirine karıştığı Türk müzik endüstrisinde, ilk bakışta ne denli "marjinal" görünürse görünsün, "Musiki"nin hiç de görmezden gelinemeyecek bir satış potansiyeli var. Mesele, gerek müzikle ilgili yazan çizen bizlerin, gerekse televizyon ve radyolarda müzik programı yapanların, kafalarındaki yelpazeyı biraz geniş tutmalarında. Bunu zorlamak da, "Musiki" gibi sıradışı albümleri yayımlayan yapımcıların çabalarıyla gerçekleşebilecek Bu aslında, endüstrimizin içinde bulunduğu çok ciddi bir sorunun da altını çiziyor: Yelpaze, bugün Türk popu olarak ad MüzftcUdllftiP Ahmat Slnan Hatlpofllu, Türk popunda altarnatlf mtbtlk arayanlarm doftru adrvsl... landırılan pop arabesk ve tabii ki "hardcorearabesk"lesınırlandmlmışdurumda. Yelpaze geniş olntalı Yarın birısibircazalbümüyapmakistese, bir başka müzisyen 'fusion'u denese, sonuç yine aynı olacak. Oysa bir toplumda müziğin varlığı, canlılığı ve zenginliği, yelpazenin genışlığiyle ölçülebilir ancak. Avrupa'da da endüstrinin itici gücünü "satar" başlığı altında toplanan pop ve dans albümleri oluşturur ama bir lngiliz ya da lspanyol, müzik mağazasına gittiğinde kendi ülkesinin sanatçılarınca yapılmış new age, caz, rock albümlerini bulabilir. Önemli olan bu albümlerin ulaştığı kitleninniceliği değil, niteliğidir. Vapoluşkeyfl (ielclıın yine "Musiki"ye. Ahmet Sinan Hatipoğlu, asıl mesleği mimarlık olmasına karşın, uzun yıllardır müzikle uğraşan Bu son cümle aslında çok önemli. "Müzik dinlemek" hem son derece harcıalem bir şey, hem de çok ciddi ve özel bir süreç. Müziği üretmeye karar veren, daha doğrusu yakaladığı esinlerle boğuşmaya başlayan bıri için "dinleme tutkusu"nun anlamı, "birikim" kaygısının çok daha ötelerine ulaşıyor. O, başlı başına bir heyecan. Yeni sesler, yeni arayışlar, şaşırtıcı tekniklerletanışmanıngaripçoşkusu.... Ölçü neydi? Müzikte de aynı şey çok belirgin.Sonundaneyegöre.hangiölçülerde karar veriyordu?" OERGİ 2 0 Ş U B A T 1 9 9 4 SAYI 4 1 3 C U M H U R I Y E T