Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B U R A K E L D E M Televizyonda Müzik: "Aile Gazinosu Arabeskleşmiş özel kanallardan kaçıp ticari kaygıları bir yana bırakan, pop, rock ve cazın nitelikli örneklerine yer veren TRT izliyoruz yine. İnsan 'çoksesliliğin' böylesinden kısa sürede sıkılıyor. S imdi inanması biraz güç geliyor ama, dört yıl önce yalnız iki televizyon kanalımız vardı. TRT tekelindeki televizyon yayıncılığınin resmi, bürokrat mantıklı, sansürcü ve "iktidar borazam" niteliklerinden yakınır, kıyasıya eleştirirdik. (Başımıza gelecek felâketten o günlerde haberimiz yoktu tabii.) Siyasi ve kültürel perspektifte yoğunlaşan eleştirilerin önemli bir bölümü de TRT'nin "müzik programı" anlayışına ve politikasına yönelirdi. Her şeyden önce, klasik mü zik dinleyicileri oldukça hoşnutsuzdu var olan müzik programlannın türlere göre dağılımından. Haftada bir gün (o da yasak savar gibi) konser yayımlanıyor, diğer günlerde çok ender olarak kültür ağırlıklı programlarda klasik müziğe yer veriliyordu. Bu konuda Batılı ülkelerdeki resmi televizyon kuruluşlannı örnek gösteren klasik müzik tutkunlan, yetişmekte olan kuşağın neredeyse hiç klasik müzik dinlememesinin sorumluluğunu TRT'nin de paylaştığını söylerlerdi. Pop, rock ve caz sevenler için de durum çok farklı değildi. Sayılan bir elin parmaklannı bile bulmayan, kısa şüreli programlarda dünyadaki gelişmeleri hayli geriden izleyebiliyorduk. Bu arada, politik ve cinsel konularda iyice hassaslaşan devlet sansürcülüğü, popüler müzik merakhlannın şimşeklerini çekiyordu üzerine. Tek tük ulaşan video kliplerdeki görüntüler ince bir "süzgeç"ten geciriliyor; kulağı küpeli erkek şarkıcılar, öpüşme sahneleri ve "radikal" bulunan politik imgeler ayıklanıyordu. Bırakın çıplaklığı, bacaklan fazlaca açık bir kadın şarkıcı bile makası yiyordu denetimcilerden. Caz za da geliştirdiği ve inatla sürdürdüğü "eglcnce programı" anlayışı da ilkesizliği ve karmaşasıyla, kabak tadı vermişti artık. Yapmacık tavırlı sunucuların basmakalıp anonslarla sunduklan bu programlarda "her şeyden biraz olsun" mantığı güdülüyor ve ortaya sevimsiz bir "çorba" çıkıyordu. önce bir "uvertür", yani o zamanki adıyla Törkçe Sözlü Hafif Müzik sanatçısı geliyordu ekrana. Ardından, yerel giysileri ve eşlik eden folklor ekibiyle birlikte Halk Müziği şarkıcısı. Araya ilkel esprileriyle sözümona "parodi" sunan komedyenler girdikten sonra bu kez bir Türk Sanat Müziği solistini izliyorduk. Stüdyoya toplanıp getirilmiş "konuk izleyici"lerle birlikte ekran başındaki herkesin bu garip karmaşadan zevk aldığı varsayıhyordu. Birbirinden bunca farklı türde müziği, böylesine karmaşa içindeki bir sunuşla izlemekten nasıl zevk alınırdı ki? Kim böylesi bir eğlence programıyla "eğlenebilirdi T Yanıtı, kültürümüze uzun yıllar önce giren "gazino" esprisine bağlıyordu bu programlann yapımcılan. Halkımız madem onca para venp bu gazinolarda izlediği şarkıcıtürkücüoryantalhafıf müzikçi karmaşasıyla eğleniyordu, öyleyse televizyon ekranlanna da aynı prototip uygulanabilirdi. Geçmiş yıllarda aynı şey radyoda yapılmamış mıydı zaten? Böylece, eğlence programlannda gazino standartlan kabul edilip yaygınlaştınldı. Ama iki farkla: Birincisi, oryantar dans, halk arasındaki adıyla "göbek dansı", kesinlikle "mülga"ydı. Bu ilke o denli katı biçimde uygulandı ki, aynı gazino mantığını çok daha vıcık vıcık uygulayan "Yılbaşı özel Eğlence Programları"nda çı karılan "bir gccelik aflar, Kılı kırk yararak parçalan d«n*tl«y«n TRT'd* artık Tar basında dansöz olayını mankan'ın (yanda) Kıl Oldum Abl'alnl dlnl«y«blllrslnlz . Ufuk şet yapmaya yetiyordu. v* Broan bir dÖMm ttsal kanalların gözdaslydl (Usttai). ten yok gibiydi; rock ise magazin basınının heavy metale karşı aldığı provokatif tavır sonrasında giderek azalan zaman dilimlerinde "kertıen" yayımlanmaya başladı. Geriye bir tek şey kalıyordu, sabun köpüğü pop. Öte yandan, TRTnin yetmişli yıllar tkincisi, şu "Türkçe Sözlü Hafif Müzik"denen türün temsilcilerine cehennem azabı çektiren bir denetim mekanizmasının acımasızca işletilmesiydi. Her sanatçı, televizyonda yayımlanmasını istediği parçalannı stüdyoda bir ses bandına kaydettikten sonra, şarkı sözlerini de yazılı olarak ekleyip deO E R O İ 1 9E Y L U L 1 9 9 3 S A Y I 3 9 1 C U M H U R İ Y E T