26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

çoğu erkek yönetim modelinden şaşmadı; ayncalıklı kadınlar, kadınlar kastının durumunu değiştirmcye yönclik hiçbir çaba göstermeksizin iktidarda kalabilir." saptamasını yapar. lktıdardaki kadınlann, "kadınlann dilini konuşmadığını" da vurgular. Çünkü, bu kadınlar, "kadın kastı" adına, ya da onlann katkısıyla iktidara gelmezler. Çoğunlukla, iktidara gelişleri "rastlantısaPdır. Üstelik, "cinsiyetlerine özgü V.aafların' üstesinden gelmeyi başarmış olağanüstü kadınlar" olarak görülmelerinin payı vardır, iktidarlannda. (Bu durum cinsiyetlerinden ötürü özel saldınlara uğramalannı engellemez.) SfçsR v ı stçHMtoFhı AzılHğl DYP kongresini, televizyondan izlediğimde, dikkatimi kadın delege yokluğu çekmişti. Basınımızdan da bu konuda "veri" elde etmek olanaksız. Korumacısı dışında eşarplannı sallayan bir iki kadın görüntüsü anımsıyorum. Si yasct yaşamımızda, aktif kadın sayısının azlığını, özellikle partilerin kadın kollan kapatıldıktan sonra, herkes biliyor. Kadınlar politikayla uğraşması için gerekli zaman, para gibi olanaklara, aile desteklerine çok az sahip olduklan, TBMM'deki kadın sayısıyla da, parti yönetim kurullanndaki kadın sayısıyla da görülebilen bir gerçek. (Yurdumuzda, kadının siyasetteki durumunu irdclemesini, bilimsel bir eserden öğrenmek isteyenlere Şirin Tekeli'nin kitabını öğütleyebilirim.) Peki, magazin deyimiyle "bıyıklı, lacivert elbiseli erkek kalababğı," bu modern, ekonomist, yabancı eğitimli kadını lider olarak seçmeye nasıl razı oldu? Siyasal partilerimizin "erkek" yapısı, kararlann daha çok içki masalan merkezli toplantılarda alınması gibi gelenekleri, sık sık sözkonusu edilir. Ozellikle, kadın toplantılannda, kadın ve siyaset konuşulduğunda Tansu Çiller'in rakiplerinden Ismet Sezgin'in, partililer gözündeki imgesini "sapına kadar erkek adam; vefa adamı, şair; güzel dans eder, iyi rakı içer; duygusaldır, hemen ağlar" diye çizen gazete yazılan da düşünüldüğünde, bu konudaki irdelemelerin pek haksız olmadığı görülür. Marilyn French, kadınların iktidara geldiği ülkclerdc, kadına bakış açısının değişmediğini vurgularken, örnek olarak Hindistan, lsrail ve tngiltere'yi veriyor. "Belirli bir sınıfın erkekleri, kendi sınıflanndan bir kadının ülkeyi birleştirici potansiyele sahip olduğu kanısına vanrsa, erkek denetimine boyun eğeceğini de hesaba katarak, başa geçmesine izin verir. (...) Bu gibi kadınlar, erkek denetimine boyun eğse de eğmese de, erkekler, sınıflannın çıkarlannı korumak açısından onlara genellikle güvenebilir" diyor. Bu saptamayı doğrulayan iki örnek aynı günlerde gerçekleşti: Toplumdaki imajı sarsılan DYP, lider olarak Tansu Çiller'i seçti. Kanada'da, halk desteği yüzde onaltıya düşen, iktidardaki Muhafazakar Parti'nin başkanlığına, eski Savunma Bakanı Kim Campbell geldi. Bu iki kadın liderin ortak özellikleri var, ikisi de kırkbeş yaşını aşmış ve ülkelerinin ilk kadın başbakanı. tkisi de seçimi ikınci turda aldı. Her ikisini de zor günler bekliyor: Ülkelerinin ekonomik durumu ve partilennin eski imajı kazanması yüzünden. Benzer bir noktada her iki kadın liderin, kendilerinden önceki liderlerin ekonomik politikalannın takipçisi olmalan. Burada, soluklanıp, başansızlıklan u kadınlıklarına" yüklcnebilir olduklanndan seçildiler, diyebiliriz. Tansu Çiller'in adaylığı "Demirel'in hatasr, "Demirel, Çiller'in bu kadar mesafe almasına izin vererek çok ciddi bir zamanlama hatası mı yaptı?" diye niteleyen siyasal yorumcular da düşünülürse haksız da sayılmayi7. 4 KadmpolMkacıvttltftlri Türkiye ve Kanada'nın yeni başbakanlannı, ekonomik görüşlerinı unutarak, bekleyen başka bir tehlikeden sözetmek istiyorum. Her ikisi de, benzetildikleri Margaret Thatcher'ın karşılaştığı "sataşmalara maruz kalabilirler." Thatcher'ın karşılaştığı dil uzatmalan French'ten izleyelim: "Margaret Thatcher Jngiltere Başbakanı olduktan sonra gazeteciler bıkıp usanmadan cinselliğine dokunduruyor, ko casının (Thatcher'ın üzerindeki egemenliği anlamında) 'güçlü erkekliğinden' söz ediyor, giyimini ve davranışlannı eleştiriyorlardı. (...) Margaret Thatcher'ın uyguladığı politikayı eleştirmek meşru iken, kişiliğini hedef alan bu türden saldınlar, kadın önderlere, sürekli erkeklerin gözetimi altında bulunduklannı, hükümetin kadın politikasını değiştirmek için atacaklan her adımın anında önleneceğini duyumsatmak içindir." Türkiye, genç nüfusu kadar kadın nüfusunun da u istihdam" sorunlan olan bir ülke. tşsizliğin, kadınlann çalışması sonucu olduğu toplantılan, kadın konuşmacılann katılımıyla yapıldı üç yıl önce. "Ev kadınlanna kredi" projesi o günlerde dile geldi. Yeniden tazelenen bu konu, bence, kadını üreuciliğe götürmekten çok, sigorta, kreş, calışma saati sorunlanndan uzak, evişlerini de evde çalışarak yürütecek bir kadın istihdamı çözümü. Kadının nitelikli işler için değil, tüketim ve değişim değeri kısıtlı işler için "teşvik" görmesi de bunun kanıtı. Çiller, gençlerden ve kadınlardan, partiye katılan bir güç olarak sözetti yalnızca. Programında, bu kesim için nelerin olduğu pek bellı değil. Ama, kadınlar ve gençler için secilmediği belli. Çünkü "feminizmi tam anlamıyla benimsemiş bir kadının herhangj bir ülkede öneınli bir siyasal mevki kazanması pek muhtemel değildir. (...) Birkaç istisna dışında ancak erkek önderler kadınlan baskı altında tutan yasalan kaldırma cesaretini gösterebilirler." Kadınlanmız, önümüzdeki günlerde, birey değil, kast olarak kadınlar nasıl iktidar olabilir sorusunu sormak zorundalar. < CUMHURİYET0KHİ27HAZİRAN199 3SAYIS7»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear