Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
zel devresinin pcrdeleri açılmak üzeredir. Bisikletlerini yana devirmiş, bir ağacın gövdesine sırtını vermiş, bikiniyle kitap okuyan bir içim su kızlar; çimenlere sere serpe uzanmış, göğüslerini güneşten kıskanmayacak denli cömert, çarpıa sanşınlar; ekose yaygıyı gölgelik bir yere sermiş, hasır sepetini açmış sessizce gönlünce piknik yapan çiftler ve arkadaş gruplan; mü/.ik eşliğinde aerobık yapan kadınlar; gece yansı güneşi batırana değin, tek bir müzik sesinin yükselmediği kafeleri dolduran, kadınlann sayıca erkeklere eşit ve hatta baskın olduğu bakımlı, sağlıklı, canlı, efendi ve görsel kalabalıklar Vigeland Parkrnın değişmez yaz görüntüleridir. Sonbaharla birlikte parkın ve kalabalıklann niteliği değişir. Atkestanelerinin, meşelerin, kayınlann yapraklan sannın, kızılın binbir tonuna bürünür. Tanıma sağmayacak dcnli karmaşık, yürekleri ağlatacak denli etkileyici bir renk cümbüşü belirir. Parkın insan unsuruna gelince, spor ve köpek düşkünleri ağırlıktadır bu kez. Çoluk, çocuk, genç, yaşlı demeden kan ter içinde koşanlar; tekerlekli patenle, tekerlekli kayakla kayanlar ve bisikletliler park yollannı doldurur. Hele bisikletlerin hali tam bir şenliktir: Bir kısmını, ardındaki ıkinci bir bisikletle eşi, sevgilisi izler; bir kısmı da başını kalın plastikten bir miğferle koruduğu küçük çocuğunu seledekı özel oturağa yerleştırmiş öyle gezinir. Beraberinde eşi, sevgilisi ya da çocuğu olmayanlar ise, arka çamurluğa cklenmiş metal bir çubuktan sarkan kordona köpeğini bağlamış, öylecene pedal çevirirken, hayvancağıza da zorunlu 'sağlıklı yaşam' koşusu yaptınr! Vlealand Pmrtu, Kıu*y'd«n Insan manzaralarıyla bezell. lşt« 'Anno va Çocuklan* haykall. mezlikten gelmez. Hemen ellerindeki torbalan ters yüz ederek yumuşak nesneleri yerden toplar, yandaki çöp kutusuna bırakır! Ekim sonu, kasım başından itibaren Kuzcy'in gündüzleri hep alacakaranlığı yaşar. Sabah dokuz, öğleden sonra üç arası koyu gnye çalan gökyüzü, saat dörl demeden zifıri karanlığa dönüşür. Neyse ki kar tek teselli olur. Karanlığın acısmı unutturur. Vigeland Parkı beyazlar giyinir. ördekler, kuğular, kazlar ciyak ciyak çoşkulanır. Beyazhklar, patenınden kızağına tüm kış etkinliklerine kucağını açar. Vlgelınd'ın ssvda heykellerl üustav Vigeland (18691943) Norveç'in yetiştirdiği en ünlü heykeltıraştır. Paris'te Rodin'in yanında çalışmıştır. 1920'lerde Vigeland, Oslo Bclediyesi'ne bir öneri sunar ve der ki: "Bana heykellerimi yapacağım bir stüdyoev sağlayın ve bunlan kalıcı sergileyeceğim bir açık alan göstenn, karşılığında, ölene değin üreteceğim tüm yapıtlanmı Oslo kentine bağışlayayım!" Oslo Belediyesi bu öneriyi kabul eder ve bugün müze olan geniş bir stüdyoev yaptınr sanatcı için. Stüdyonun yanıbaşındaki geniş boş arazi sanatçının yapıtlannı yerleştıreceği park alanı olarak seçilir. Parkın tasanmını da, ana giriş kapısının demir desenlerine değin Vigeland yapar. Sanatçı stüdyoevine yerleşir, dış dünyayla ilişkisini hemen hemen keser ve geceli gündüzlü çalışmaya koyulur. öte yandan da parkın düzenlenmesi sürmektedir. Ve yirmi yıllık yoğun bir çabanın sonunda, yeryüzünde benzenne az rastlanır bir 'heykel parkı1 ortaya çıkar. Tüm parka hâkim bir yüksekliğe yerleştirilmiş, 20 metrelik dikilıtaş ve cevresine sıralanmış dev taş heykeller parkın en çarpıcı köşesini oluşturur. Dıkilitaş, birbiriyle kucaklaşan, birbirine sarıİmış, yumak olmuş çıplak kadın, erkek, çocuk desenlerinin oyulduğu bir emek ve sevgi anıtıdır. 100 hektarlık alana yayılmış parkta hepsi Vigeland ve yardımcılanmn elinden çıkmış bronz dökme ve taş oyma 200 kadar heykel sergilenmektedir. Heykellenn hemen hepsi çıplak insan heyİcelidir. Kımi normal, kimi dev boyutlardadır. Çıplaklik, kaba cınselliği değil, sevgıyı sımgeler, sevdayı çağnştırır: Birbiriyle kucaklaşan ana oğul; geçmişin yorgunluğu taş yüzlerine yansımış yaşlı bir çift; oğlunu sarıp sarmalayan baba; bebeklenni bağırlarına basmış anababa; özlemle sanlmış çiftler... Parkın bir ucu mezarlığa komşudur. Mezarlığın bakım, tasanm, tertıp ve düzen açısından parktan hiçbir farkı yoktur. Tek fark, Vigeland Parkı'nın canlılığı, yaşamı ve sevdayı yansıtması; Mezarlığın ölümü, sonu, ebedı asudeliği çağnştırmasıdır. Evim mezarlığın bitimındedir. 1şıme (Oslo Kanser Hastanesi) gidip gelirken her gün iki kez mezarlık ve park düzlemıni ızlerim. Her gün iki kez ölüm, yaşam ve sevda yolunda gidergelirim. < Gözleri sadece tek tıp sokak köpeğine alışmışlara, parktakı köpek türlerinin çeşitliliği, hayvanlar ansiklopedisinin köpek fasikülünün sayfalan ile eşanlamlı gelır. Sahipleri ellerinde siyah plastik torbalarla köpeklerin peşi sıra seyırtir. Hayvancağız özgürlüğün keyfiyle çimenlere kahverengi 'kıvnmlar' bıraktığında da, sahipleri bu 'kivnmlan* gör VHpland'dan Ikl h«yk«l daha. •Anm, Baba v« Çoouk' II*'Irkak v* Kadın'. C U M H U R İ Y E T 0 E R 0 İ 2 1 Ş U B A T 1993 SAYI 111 *