27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

DEVETELLAUKEN... Develer, çöller, kızgın polisler ve ateşli erkekler... Çölde Çay fılminden değil, bir grup fotoğrafçının Ortadoğu gezisinden anılar bunlar. 1 rtadoğu'ya da turistik gezi olur mu' demeyın. Bız yaptık oldu.. Üsteliİc karayoluyla. Başka kime sorduysak tepki icârşıladı: "Güncydogu'yu görmiiyor mıısunuz? Bir kere Suriyc'ye gircmczsini/., girscni/ bilc rahat dola^amaısını/., askerlcr si/i rahalsı/ edcr, fotoğraf nıakinclcrini/i (,al(lırırsını/., yol çok u/un, hava çok sıcak, aracınız bo/ulsa ne yaparsınız?" Dokuz meraklı arkadaşız; rotamız bclli: Suriye Ürdün Mısır. Fotoğrafçı grubunun yedi elemanı bayan. Bu bize zorluk mu çıkaracak, kolaylık mı sağlayacak şimdiden pck kestıremiyoruz. Gidiş dönüş yolumuz toplam 7 bin kilometre. Gcziyi 15 gün olarak planladık. Aracımız minıbüs, port bagajda çadır malzemeleri ve pralik mutfak scti içinde çeşitli konserveler, 20 kilo makarna ve çeşitlı ternızlık kâğıtlan. Bildığıtniz yabancı diller: lngilızce, Fransızca, Almanca ve Kürtçe. Arapça bilen kimse yok aramızda. Vizc işlemlerinde sorun yaşamıyoruz. Ancak Suriye sadecc giriş vizesi veriyor, dönüş için aynca vize almamız gerekecek. 2 Ekim gecesi Istanbul'dan yola çıkıyoru/. Ertesi akşam Suriye sınınndayız. Yeşil pasaportuna vize almaya gerek görmeyen bir arkadaşımız Suriye'ye sokulmayınca ilk fıremizi veriyoruz. Sınırda öğrendiğimiz ilk Arapça sözcükler "ehlen ve sehlen" ile "hacı bahşiş" oluyor. Altı saatlık bcklcyış ve gerekli bahşişlerden sonra nıhayet Suriye'ye girebiliyoruz. Halep Kalesi çevresinde bir iki Avrupalı turist otobüsü var. Demck kı Avrupalı turıstler buraya geliyornıuij. Kaleden tüm kentin panoraması ayaklar altında. Meydana iniyoruz. Halkın büyük çoğunluğu yerel giysileriyle dola^ıyor. Bazı kadınlar eşyalannı başlarının üstünde taşıyor. Eski kahvelere yanaşıyoruz. Tipik A12 rap kahveleri. 2^aman durmuş adeta. Geleneksel giysileriyle yaşlı Araplar, öylece oturmuş nargıle fokurdatıyor. Gski ahşap sandalyelcrin arasında dolaşan kahveci, elinde bakır cezvesiyle "mırra" dağılıyor. Duvardaki afişlcr, rcsımler, çeşitli süsler ve Arapça yazılar dekoru tamamlıyor. Izin istiyoru/, onayı alır alma/ başlıyoruz fotograflamaya. Birkaç dakika sonra çevremizde geniş Surlya va Urdlin'd* büyük çoğunluk hala flelenaksel giysltorlnl kullanıyor. bir kalabalık oluşuyor. Herkes. merak ıçındc bize bakıyor. YönümÜ7 bu kez Halep Çarşısı. lçeri girer gırmez tarihe gömülüyorsunuz. Üstü kapalı bir çarşıda birbirini kesen yü/lerce daracık sokak. Sağlı sollu dizilmiş, ufak tefek dükkânlarda ne isterseniz var. Baharatçılar, sarraflar, elbise satıcılan, kumaşçılar, esansçılar, kuyumcular, demirciler, bakırcılar, saraçlar, pamukçular ve daha bir sürü esnaf yalnız kendilerinin sığabildikleri dük kânlarda müşterılerını bekliyorlar. Sokaklann darlığı nedeniyle kameralanmızın hemen önünden geçmek zorunda kalan insanlar eşekli taşıyıalar, el arabalan, motosikletlilcr, dilenciler, seyyar satıcılanyla yaşayan bu tarihi çarşıyı fotoğraflamakta oldukça zorlanıyoruz. Haleplı gençlerden ilk arkadaşlarımızı ediniyoruz. Bize Ortadoğu için ne söyledilerse onlara da Türkiye için aynı şeyleri şöylemişler. Yani Türkiye'ye geC U M H U R İ Y E T D E R O İ 8 K A S I M 1 9 9 2 S A Y I 3 4 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear