27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

S A G L IK E R D A L A T A B E K Sınaylann biri biter bir diğeri başlar... ıp fakültesinin yeni bitirmiştim. Geçici süre bir dispanserde çalışmaya başladım. Görevim laboratuvara yardım etmek. Bir süre işe alıştıktan sonra hasta bakmaya başlayacağım. Birgüntamçıkarkenbiri geldi, evlerinde çok hasta kızları olduğunu, hemen gelirsem çok iyi olacağını söyledi. Diğer deneyimli doktorların hepsı gıtmiş, çaresiz gittim. Hasta olan evin genç kı/ı. Gcrçektcn de şjddetli bir w anjin kriptik" olayı. Bademcikler şişmiş, üzerınde beyaz noktacıklar. , tanı tamam ilaçları ya/dım. Teşekkürler, cebe kaydırılan vizıte, çıktım. Eve gelir gelmez kitaplara sarıldım, aman yazdığım reçete doğru mu gibisinden bir merak. O da tamam, kitap da yazdığımı doğruluyor. Tam rahat soluk alacakken birden aklıma geldi, "Sakın hasta lösemi olmasmdı?" Lösemı de anjinle başlama7 mıydı? Ben bunu nasıl unuturdum? Gördün mü yaptığımı, hastalığı ayrıntılı düşünmeden ilacı yazıp çıkmıştım, geceyi çok rahatsız geçirdim. Sabahın erken saatlerinde, "Geçiyordum da nasılsınız demek istedim" gibi bir şeyler mınldanarak hastanın evine gittim. Ev halkı çok memnun oldu, teşekkür üstüne teşekkür ederek oturttular. Kızımızın ateşi gece düşmüş, rahat uyumuştu, verdiğim ilaçlar ne iyi gelmişti. Artık bundan sonra aile doktorlan olur muydum? Mutluluktan uçarak çıkmıştım. T Geçmişteki bu acemi doktorun heyecanlı hallerini bugün de çok seviyorum. Sonraları aslında her hastanın yeni bir sınav olduğunu anladım. Bugün bile, 36 yıllık doktor için her hasta "korkusu azalmış, merakı artmış" bir sınavdır. Bugün yüzbinlerce gencimiz hepimiz için çok önemli bir sınavdan çıkıyorlar. Kendilerini boşalmış gibi duyacaklar, "Neleri yaptım, nelcri yapamadım?" sorusunu kendılerıne yeniden soracaklar, yorgunlukşaşkınlıkrahatlık birbirine karışarak içlerinde dolaşacak. Istedikleri yere girebilecekler mi, yoksa sonraki seçmelerinden birini mi tutturacaklar, yoksa kazanamayacaklar mı? Bütün bunlar daha sonra belli olacak ama bugünden belli olan bir şey var ki, uzun bir maratonu şimdilik bitirdiler. Artık rahat bir soluk almanın zamanıdır. Sonuç ne olursa olsun, gençlerimizin hepsi de rahat soluk almayı haketmiştir. Yıllarca, aylarca, günlerce, gecelerce bu sınav ıçın hazırlandılar, ellerinden geleni yaptılar. Annelerin, babaların, aılelerin öncelikle bunu düşünmesi gerekir. Çocuklarımızı sınav sonrasında desteklemeyi bilmeliyiz. Onlar şimdi sevinsinler mi, üzülsünler mi bilemeyeceklerdir. Ama biz onları her zaman desteklemeyi bilmeliyiz. Bu sınav onların değerini ölçmedi, belli bir birikimin belli biçimini testten geçirdi. Onların değeri bütün sıCUMHURİYET navlann çok üstündedir. Onlara, "Bu kadar yatırım yapılmış bir işletme" gözüyle bakmadan davranmak gerekiyor. Onlar genç insanlardır. Önlerinde uzun bir gelecek vardır. Belki de hayattaki başarıları bu sınavların da, düşünülen çizgilerin de çok dışında olacaktır. Onların geleceğine kendi beklentilerimizin ipoteğini koymadan anlamaya çalışalım. Sekız yaşındakı Ahmet, ilkokul birınci sınıfı bitirdi. "Bu yıl çıraklık yapacak mısın?" sorusunu büyük bir ağırbaşlılıkla yanıtladı: uHayır, bu yıl çıraklık yapmayacağım, araba alıp satacağım." Hayretle ve gülümsemeyle karşılanan bu yanıt yeni bir soruyu getirdi: "Peki Ahmet, parayı nerden bulacaksın?" Ahmet büyüklere özgü bir tavırla: "Yakında işi bağlıyorum" dedı. O yaşta çocukların geçmışte şoförlükle yetindiklerinı anımsadım ama toplumsal dokunun yeni nıesajı buydu: "Sençalışacağına parayı çahştır." Toplumsal değer yargılarının böylesine altüst olduğu bir toplumda en kalifiyeemeğin bile kolay ticaretin karşısında önemini yitirmiş olması, elbette, insan davranışlarına yansıyacaktır. Borsa oyunlarında kazanılan paralar, futbolcu transferlerinde sözü geçen milyarlar, basit sokak alışverişlerinden hayali ihracata uzanan zincirde kazanılan kolay para, şans oyunlarının bir anda getirdiği servet yıllardır sürüp giderken genç insanlara hangi mesajlar verilmektedir? Bütün toplumsal ahlak değerlerinin çöktüğü bir toplum düzeninde eğitim nasıl bir çözüm getirecektir? Gençlerimizi, çocuklarımızı sınavdan sınava sokarak daha iyi yetişmeleri, daha iyi eğitim görmeleri için harcanan emek, sıkıntı, para onlara nasıl bir gelecek hazırlayacaktır? Düşünmemiz gereken ne çok soru var. Belki de asıl sınavımız, "Nasıl bir gelecekte yaşayacağız?" sorusuna verdiğimiz yanıtta yatıyor. Bu toplumsal sınavda hepimiz öğrenciyiz, hepimiz terliyoruz, hepimiz sıkılıyoruz. Daha iyi bir toplum kurmayı başaracak mıyız? Daha doğru bir üretim sistemi kurabilecek miyiz? insanları daha mutlu kılan bir ü Ünlvarsltoy* flkım h t y M m m ı yaşayanlar, artık çmUn bir yoMa oMuManm bUlyortar. ttopimiz bllelim ki, kazanan h«r f eyi kazanmif olmayacak, kaybeden her ?eyi kaybetmiş olmayacak... Oençlerimizin daha iyi yetişmeleri, daha iyi eğitim görmeleri için harcanan emek, sıkıntı, para, onlara nasıl bir gelecek hazırlayacak? Asıl sınav, belki de bu sorunun yanıtında yatıyor... DIRSİ 16 H A Z İ R A N 1991 SAYI 27 8 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear