27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

C A NNE S ' 9 1 A T İ L L Â D O R S A Y Biitiin yılın filmleri... annes 1991 *in biraz gecikmiş ve oldukça toparlanmış bir genel dökümünüyapmaya çalışacağım. "Gecikmiş" sözü aslında doğru değil. Çünkü Cannes, gösterilen filmlerin yalnızca birkaç gün veya hafta değil, tüm bir yıl boyunca bütün dünyada dağıtıma çıkmalan nedeniyle kendisini hep anımsatan, bütün bir yılın sinema şölenlerini haberleyen, dünyanın en büyük ve kapsamlı sinema şöleni değil mi? yasal sinema örneğiydi. Resmı bölümde, hcr yıl olduğu gıbi kımı ustaların yanşmadışı olarak gösterilen filmleri de vardı. Bunlardan emektar Akira Kurosawa'nınuAğustosta Rapsodi"si. doğrusu yalınlığı da aşıp şematikleşen barışçı bildirisi venaif yapısıyla, bizi irkiltti. Ama bu filmi beğenenler de az değildı. Neolsa Kurosawa Kurosavva'dır ve film ülkemizde gösterildiğinde(yeniden)görüpüzerindedüşünmek yararlı olacaktır. Bu bölümde yer alan Anges Varda'nın geçen yıl ölen eşi Jacques Demy'yc adadığı "Nantes'lı Jacquot"yu, bu tür nostaljik anma filmleri kategorisi içinde bir doruk, giderek bir başyapıt saymamak elde değil. Yine bu bölümde bir "sürpriz film" olarak ortaya çıkan Mel Brooks'un son filmi "Allahın Belası Yaşam Life Stinks" güldürüsü ise, yönetmenın bilinen çılgınlığını, bu kez "zengin yoksul" ayrımı üzerinde yoğunlaşan filozofça bir tavır ve ilginç bir mesajla beslediği hoş ve keyifie izlenen bir film olmuştu. Bir de elbette daha önce uzunca sözünü ettiğimiz yeni Madonna filmi, Alex Keşişyan'ın belgescli "Madonna ile Yatakta." Yapıçmadışıfilmlep C Bu yıl, resmi bölümde izlediğimiz ve çoğunu gazeteye gündelik notlarımızda yansıttığımız 22 filmden özellikle gönlümüzde kalacaklar arasında, çok kişisel 3 yapıt başı çekiyor. Angelopoulos'un "Leyleğîn Geciken Adımr, Kieslowski'nin "Veronika'nın Çifte Yaşamı" ve Lars von Trier'in "Avnıpa"sı. Angelopoulos, Yunanistan'ın (olasılıkla Türkiye ile) bir sınır kasabasında, bir yandan çeşitli halklardan göçmenlerin, Kürt göçüyle birlikte şaşırtıcı bir gün YarifanfllmlopdM... cellik kazanan sorunlarını izlerken, öte yandan yıllar önce kayıplara karışmış eski bir politikacının izini süren genç bir TV muhabirinin serüvenini anlatıyor. Sineması, yine görkemli ve uzun plan sekansların arasına ustaca yerleştirilmiş kamera hareketleriyle, düşünülmüş bir biçimcilikle, gel geç ucuzluklara sırt çevirmiş özgürce aldığı kendi soluğuyla belirginleşmiş.. Polonyalı Kieslovvski, benzer bir kaderi paylaşan 2 ayrı Veronika'nın öyküsünde, sinemaya gizemi, şiiri ve düşselliği getiriyor. Bu filmın özellikle ilkyarım saatinin bana verdiği zevki kolay kolay unutamam... Ve Danimarkah Lars von Trier, "AvrupaMda sinemayı teknik açıdan yenilerken, cüretli biçim oyunlarının da sinemasal anlatımın(birdiğerdeyimle sinema dilinin ne denli önemli bir öğesi olduğunu bir kezdahaanımsatıyor.) Bu bölümde, zaten topladığı 3 ödülle kendinden yeterince söz ettiren Joel kardeşlerin "Barton Fink"i, "zenci sineması"nın artık bir numaralı adı sayılan SpikeLee'nin yine belli amatörlükler içerse de yer yer yepyeni bir sinemanın işaretlerini taşıyan "Cangıl Ateşi"ni ve festivali kapayan, Ridley Scott'un 2 çtlgın Chartos Bronson, "KuıMsrlll Kofueu"da kadının ABD'yi peşlerinde kargaşa, korku ve cesetler bırakarak katetmesini anlatan sevimli filmi "Thelma ve Louise'i, Amerikan sincmasının düzeylı örnekleriolarakanmakgerekir...Fransızlar, ikı "ressam filmi"yle katıldılarşenliğe bu yıl.. Maurice Pialat'nın çok övülen ve çok beklenen "Van Gogh"u, kapalı ve mesafeli yapısıyla bizi ne dcnli düşkmklığına uğrattıysa, emektar Jacques Rivette'in resım sanatının gizleri üzerine gizemli bir yaklaşım içeren 4 sa•atlik filmi "Güzel Kavgacı" o denli gönlümüzü kazandı. Yine bir Fransız filmi olan ve Fransız sinemasının ödüllerde adı edilen tek yapımı u Hayatın Dışında" Lübnanlı Marun Bagdadi'nin şimdi felaketin pençesine düşmüş efsanevi kenti Beyrut'a armağan ettiği görkemli bir si Belll blr bakışla!.. Yarıresmi bir bölüm sayılan Belli Bir Bakış bölümünde sekiz film izlemişiz. önem açısından henıen resmi yarışmalı bölümün ardından gelen bu bölümde, bu yıl çok reklamı yapılan ABD zenci sinemasından gelen "Boyz'n the Hoöd", biçimci Japon sinemacısı Seijun Suzuki'nin tanınmış bir ressamın öyküsünü anlattığı gerçek üstücü denemesi "Yurneji", Arjantin kökenli Fransız sinemacısı Raul Ruiz'in ünlü romana yeni, ama pek gereklı olmayan bir yorum getirmeyi denediği "Hazine Adası", genelde bizi pek sarmayan filmler oldu. Polonyalı Jan Jakub Kolski, "Bir Patatesin Gömülmesi" adlı filminde, ülkesinde savaş sonrasındaki Yahudi düşmanlığını keskin çizgilerle ortaya koyan ilginç bir toplumsal serüveni anlatıyordu. Meksika sinemasının emektarlanndan Arturo Ripstein'in "Liman KadınıLa Mujer deî Puerto"su, yıllar sonra yaşadığı sefil çevreye dönüp yattığı fahişenin kızkardeşi olduğunu öğrenen bir adamın öyküsünü, kısa tablolar halınde gelişen biçimci ve garip biçimde etkileyici bir meOER8İ 16HAZİRAN 1991 SAYI 2 7 5 \ Cann«s'da Ikl filml* »krana g«l«n J«ann« Moraau, "L«yl*ğln Oaclkan Adımı"nda oynamayı, özellikl* Marcallo Mastrolanni II* birlikte olmak içln kabul •ttiğini söyledi. iki oyuncu, Antonionl'nln "Qac«" fllminden barl, llk kaz yanldmı blrllkt* oynadılar. 12 CUMHURİYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear