Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S 0 F RA dumlayabileceğiniz bir yer. Club 29'un "disco"sunu görmediğim, o yaşları da geride bıraktığıma göre bundan sonra da göremeyeceğim için o konuda bir şey söyleyebilecek durumda değilim. Ancak, Club 29'un mutfağı gerçekten birinci sınıf. Antalya'nın gerçekten iyi az yerinden birinin lstanbul beğenisinin damgasını taşıması da ilginç. 29'da hiçbir yer kalmadığı bir gece, servis aksamadan, üstelik de güleryüzlü personelin her an size yardımcı olmaya hazır bekledikleri bir ortamda sürdü. Bayram dolayısıyla hazırlanmış özel mönü, çok çeşniyi içermiyordu. Seçim, az çeşni, ama gerçek lezzet üzerine kurulmuştu. Bayram için hazırlanmış adam başı içki hariç KDV dahil 70.000 liralık özel mönüden, hors d'oeuvre olarak meze tabağını ve kalamar tavayı pas geçip, zeytinyağlı enginar, krep deniz mahsulleri ve grida balığı marineyi seçtik. Bu seçimden herkes memnun kaldı, ama en çok "grida marine"yi seçen kazançlı çıktı. B E K R İ Ç E Ş H T C T R A S GE L E R A İ F E R T E M Antalya'nın 29'unda Club 29'un Kaleiçi'ndeki konumu olağanüstü; terastan hem eski Antalya'yı hem de kıyıyı izleyebilirsiniz. Hatta limana hakim terasta, küçük havuza da girebilirsiniz... şında, sıcak bir servisin yanında iyi bir mutfağın da yer aldığını söylemek isterim. Bir zamanların, Etiler'deki Şamdan'ı, yine Etiler'deki 29'u hep iyi yemek yenen yerlerdi ve şeflerin performansı insanı şaşırtırdı. Eüler 29'da bundan beş yıl önce geçirdiğim geceyi ve onun damağımda bıraktığı tadı unutamıyorum. Beş yıl aradan sonra 29'a ikinci kez Antalya'da damak zevkine güvendiğim bir dostun önerisi Uzerine gittim. Club 29'un Kaleiçi'ndeki konumu olağanüstü, limana hâkim terastan, bir yanda eski Antalya'yı, öbür yandan da uza İstanbul kayıyor T ürkiye'nin beşte biri tstanbul'da yaşıyor. Her yıl da 400 binlik bir kent ekleniyor. Olay bu ya! lstanbul da denize kayıyor! Her yıl 45 milimetre akıyor. önde giden senıtler: Güngören, Eminönii, Göksu! Küçüksu, İstinye, Kalender! Biiyiikdere, Paşabahçe, Ortaköyt KiiçiikçekmeceBüyukçekmece arası! Giirpınar, Yakuplu köyii! Haliç'in iki yakası! Bogaz sırtları! öyle diyor Prof. Remzi Ülker, Prof. Ahmet Saglamer. Ercümenl İşleyen'in haberinde okudum. Milliyet gazetesinde. Anlaşılan yakında balıklarla buluşacağız. Balıklar a/aldı. Bizler yerlerini alacağız. Balıklaşacağız, bahklaşabilirsek eğer... Belki balıklar karaya çıkarlar. Oltalarıyla bizleri avlarlar. Ağlarıyla çevirirler, yerler, fabrikalara götürürler. Yem yaparlar. Gübre yaparlar. Denizler onların dünyası. Hocalarımız açıkça söylüyorlar. Beton yığınlarıyla tepeleri dolduranlar. Bulutlara uzandılar, yetmedi. Toprağın derinliklerine daldılar. Adını bodrum katı koydular. lndiler, indiler. Doğal denge bozuldu. Toprağın bağrı yarık. Ustünde ağır yük. Bastırıyor ha bastırıyor. Toprak kayıyor, bloklar kayıyor. Kafa kafaya tokuşacağız. Denizde buluşacağız. Hey gidi lstanbul! Taşıyamıyorsun artık bu yükü. Tkşıyamayacaksın. Yeni Cami de anladı. O da arkamıza takıldı. Her yıl binde beş eğiliyor. Öbur düriya garanti... Sularda başlayan yaşam, sulara dönüyor! Durmadan çağırıyoruz Kars'tan, Ardahan'dan. Yaşanmaz kılıyoruz kentlerini bilerek. Göçsünler Istanbul'a. Yerlerinde acımasak da Istanbul'a gelincc acıyacağımız tutar. Kıyıya, köşeye bir gecekondu yapar. Biz de göz yumanz. Katlara kat katarız. lştc tstanbul! Sonra? Tanrı korusun bir zelzcle olursa. Biraz fazla sallarsa. lstanbul olduğu gibi çökerse. Kaç tstanbul var ahımızda? Yarımız lstanbul'da, yarımız Kars'ta, Ardahanda. Ya da diğer kentlerde. Hısını, akraba, hemşeri. Birbirimize hasret Dayanmaz buna yürek. Biz kader bir iği yapmış insanlarız. Birlikte yaşarız, birlikte ölürüz. Biz devletler kurduk, devletler yıkiık. Kuranlarla öğündük, yıkanları unuttuk. Yurtlarından kaçıralım, lstanbul'a, lzmir'e çağıralını. Doğudan batıya. Böyle gelmiş böyle gider. Yanılmıyorsam Aziz Nesin... Sularda başlayan yaşam, sularda bitecekse eğer! Yeniden başlarız. Rasgele... < S ofra keyfi yalnızca ince bir beğeninin değil, aynı zamanda bir kültürün ürünüdür. Gerçekten damak zevkine düşkün olanlar, kendi ulusal mutfaklarını korumak, geliştirmek, gittikleri yerlerin yerel tatlarını araştırmak eğiliminde olan kişilerdir. Bu araştırma içinde olanlar, zaman zaman, rastlantının da yardımıyla, çok hoş sürprizlerle karşılaşırlar ve aradıklarını en şişirilmiş, adı en fazla duyulmuş en lüks ve pahalı yerlerde değil, kimi adı sanı duyulmamış (örneğin Eminönii Hiidadat Lokantası), kimi küçücük dükkânlarda (örneğin, Hacı Salih) bulabilirler. Ama gelir dağılımının hızla bozulduğu, uçurumların oluştuğu ülkelerde bunlara fazla aldırış edilmez. En pahalı içkiler, en lüks lokantalar sundukları fazla dikkate alınmadan, kabul edilirler. Ulkemizde, son zamanlarda lüks restoran hatta kulüplerin kimlerin istilasına uğradığını geçenlerde 'Ali Rıza Kardiiz' dostumuz yazmıştı. Türkiye'de, görgüsüzlüğün, yalapşaplığın, saçma bir yabancı hayranlığının üstelik de kötü gerçekleşmiş özentisinin Urünü olan sofralara, akıl almaz paralar ödendiği çok olmuştur. Bu yüzdendir ki, fazlaca lüks olan ya da öyle nitelendirilen yerlere karşı, gelecek hesabın yüksekliğinin yanı sıra, üstelik de iyi olamayacaklannı düşünerek pek de sempati ile bakamadığımı söylemeliyim. örnekleri artık parmakla gösterilecek kadar azalmış, kır lokantalarının çok sınırlı mönüsüne karşın o eşsiz keyfini, bir kıyı balıkçısının tadına doyulmaz lezzetini, hep yeğlemişimdir. Oralarda protokol yok, sohbet vardır. Ancak, genellemelerin her zaman yanılgıları da birlikte getirdiğini unutmamak gerek. Sürekli olarak bu kuralın dışına taşan kuruluşlar var. Metin Fadıllıoğlu'nun şimdiye dek işlettiği ve hemen hepsi de hiç değilse bize göre lüks kategorisine giren yerlerde, her zaman ince bir beğeninin, güzel, aklı baCUMHURİYET D E R G İ 1 2M A Y I S Club 20, Antalya'da, lstanbul beğenlslnin damgasını taşıyan blrlncl sınıf bir mekân ve adının uyandırdığı Ürküntüyü haklı çıkartacak kadar pahalı da değil üstelik... yıp giden eşsiz kıyıyı izleyebilirsiniz. Hatta içkinizi yudumlarken ya da günün herhangi bir saatinde, öylesine güzel bir denizi bırakıp, küçücük bir havuzda yüzmeyi içinize sindirirseniz, küçük yüzme havuzuna da girebilirsiniz. Ben denizi her zaman havuza yeğlediğimden 29'a yalnızca barında oturmak veya güzel mutfağının ürünlerini tatmak için gitmeyi daha doğru buluyorum. 29'un barı servisin iyi olduğu hoş konumlu terasta, nhtımdaki barların tersine kulaklarınızı tırmalayan değil, sizi dinlendiren bir müziğin eşliğinde içkinizi yuSemizotu salatası da karışık mevsim salatası da iyiydi. Ana yemek olarak, piliç pose mantar sos ve kuzu sırtı madalyon isteyen olmadı, ama bonfile seçenlerimiz de pazılı grida isteyenler de trança sis yiyenler de memnun kaldılar. Tatlı olarak tiramjsu bal soslu parfe son derece de iyiydi. Kısacası, Antalya Club 29, hem barı hem de restauranı ile birinci sınıftı ve adının uyandırdığı ürküntüyü haklı çıkaracak kadar pahalı da değildi. 7 Mehmet ile Club 29'u Antalya'ya her gidene sahk veririm.^ 1991SAYI270 25