Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
s AĞLIK Erdal Atabek Doktorlara savaş ve barış söylenmedığı için şaşkına dönen halk herhalde oraya gönderilen doktorlarla, hemşirelerı görunce rahatlayacaklar, savaş felaketıne karşı gereken önlemlerin alındığını iyice kavrayarak yetkililere hayır dua edeceklerdir. Bu arada doktorlarla hemşirelerin de "Savaşa Hayıı" seslerinı yukselttiklerıni görmek, yetkililerin canını ayrıca sıknnş ulınalı. Tıirk Tabipleri Birliği ve ona bağlı Tabip Odaları epey zamandır, "Savaşın insanlık için bir felaket oldugunu, kimsenin savaş yanlısı olmaya heveslenmemesini" belırten yayınlar, toplantılar yapıyorlardı. Geçen hafta pazar gunü de Istanbul Tabıp Odası'nın duzenlediği "Savaşa Hayır" yuruyüşüne i/ın verilmeyince Oda'da genış katılımlı bir basın toplantısı duzenlendi. Çok sayıda hekımin katıldığı toplantıda konuşan Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nüvil Duraker, bugün "Savaşa Hayır" demenin hekimlık görevı olduğunu vurguladı, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Selim Ölçer de, "Diyarbakır'da toplanan saglık personelinin nasıl ortada bırakıldığını, nasıl duzensiz bir ortamda kaldıklannı", anlattı. Çevrede toplanmış çok sayıda güvenlik görevlisi, çok sayıda ekip arabası da her turlü gırişime hazır bekliyorlardı. Elbette hiçbir karışıklık olmadı. Ama bir ülkenin hekimlerine karşı polıslerin dizilmesindeki trajik durum aslında çok düşündürücüydü. Bir yanda savaşa karşı halk, insanlar, gençler, doktorlar, avukatlar, mühendisler, sanatçılar, yazarlar; diğer yanda ülkeyi adam adım savaşa sürükleyen siyasal iktidar yetkilileri, onların enıriyle hazır bekleyen polis güçleri... Savaş bir oyun değildir. " N e koyarım, ne alırım" diye hesap yapılacak biı borsa spekülasyonu hıç değildir. Bugün pek çok toplum kesiminin katılmakta hiçbir haklılık görmediği bir savaşa katılmak zorunda bırakılması, geçmişin bilinçsız vururumkırarım dürtüsünün yerini akılcı bir davranışın benimsenmesi karşısında acı bir gelişmedır. Toplumum katılmakta hiçbir haklılık görmediği savaş, ulusal birliğin, beraberliğin olamayacağı bir durumdur. Bir an önce görülmesi gereken gerçek budur. Bugün doktorların meslek onuru "Savaşa Hayır" demektetir... ü Bilmekte fayda var Hacettepe Unıversıtesı Hemşlrelık Yuksek okulu öğretım uyesı Doç Dr Nurgun Platın. "Turk Hemşireler Dergısı'nın 1990/3 sayısında bu başlık altında şu bılgılerı verıyor ^ Gulme ıle beyınden endorfın (morfın benzerı madde) salgılandığını ve bu maddenın de rahat latıcı ve analjezık (ağn gıderıcı) etkı yaptığım • Çıkolatanın sakınleştırıcı etkısının olduğunu ve alışkanlık yapabıldığını • Öğretmen ve yonetıcılerın ıdrar tutma eğılımlerıyle ıdrar yolu enteksıyonlarında rısk grubu oluşturduklarım • Izgara etın, pışırılme sırasında ateş ve damlayan yağların karışımından kanserojen maddeler oluşturduğunu ^ Mıkrodalga fırınların, kalp pıllerının çalışma sını bozabıldığını lkemiz savaşa girmedi ama sağlık personeli çoktan savaşa sokuldu. Doktorlar, hemşireler geçici görevle güneye, guneydoğuya gönderilmeye başlandı. Orada yaşayan insanlara gaz maskcsi dağıtmayı düşünemeyen, başaramayan hükümet, içinden çıkamadığı her sağlık sorununda olduğu gibı bu kez de çare olarak doktorlarla hemşıreleri oralara göndermeyi buldu. Doktorlar ve hemşireler o bölgede ne yapacaklardır? Halkın moralinı mi yuksek tutacaklar, hastaların, yaralıların tedavileri ile mi uğraşacaklar? Orada bu ölçude bir yaralanma, ölüm olayı mı beklenmektedir? Yoksa sadece bu işlemle önlem alınmış mı olmaktadır? Bu soruların hiçbirinin yanıtı yoktur. Bir suredır hıçbir soruya yanıt verilmediği gibi, bu sorulara da yanıt verilmemektedir. Yetkililerin suskunluğunun, böylece yaratılan belirsizlik ve kuşkunun ortaya çıkardığı kaygılarla yerlerinden ayrılıp başka daha tehlikesiz olduğu düşünülen illere kaçan vatandaşlar hukümet yetkilileri tarafından azarlanmakta, korkaklıkla suçlanmaktadır. tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, telaşa düşen vatandaşlarımız için, "Tabansız" deyimini kullanmakta, Cumhurbaşkanı Ttırgut Özal da "Cengâverliklerini unutmuşlar herhalde", yorumunu yapmaktadır. Böylece, yetkilile U rin sağlayamadıkları guvenin sorumlusu da halk olmakta, kendi hayatlarını biraz olsun duşünmenin bedeli, "korkaklıkla suçlanma" olmaktadır. Bütun bu karışıklıkta işi sırtlamak zorunda kalanlarsa sağlık elemanları olmaktadır. Herkesin can güvenliği olmadığı için uzaklaştığı yerlere gönderilen doktorlar ve hemşireler orada ne yapacaklannı bıle bilmeden, grup grup gitmek zorunda kalmaktadırlar. Istifa edenlerin ıstifaları kabul edılmemekte, gitmek istemeyenler Divanı Harb'e verilmekle tehdit edilmekte, gebe olan sağlık elemanlarına, "Kürtaj olup gitmeleri" önerilmektedir. Bu arada gaz maskesi bulamayan vatandaşlar da evlerinin önüne tavuk bağlayarak bir zehirli gaz saldırısına uğrayıp uğramadıklarını anlamaya çalışmaktadır. Böylece de kapı önünde gezinen tavuklara güvenmenin yetkililere güvenmekten daha akılhca olduğu ortaya çıkmaktadır. Kendi topraklarımızda "konuşlandırılan" füzeler kimbilir neden kendiliğinden patlayıp da sirenler çalınca "sükunet içinde sığınaklara koşan halk" bir türlü bu sığınaklann nerede olduğunu bulamayınca yetkıliler seğirtip sığınak aramaya koyulmuşlar, bu arada 1930 yıllarında yapılmış sığınakları bulup rahatlamışlar. Sığınaksız, gaz maskesiz, ne yapacağı • Sarmısağın bakterı öldurduğunu, dıuretık (ıdrar söktürucu), uyarıcı ve ekspektoran etkılerının olduğunu • B vıtamınlerının strese karşı etkılı olduklannı • Kabuklu, denız ve tatlı su hayvanlarının tok sık maddelerı vucutlarından atmayıp bırıktırdık lerını ve dolayısı ıle bu hayvanlar yendığınde depolanmış olan toksık maddelerın kışıye geçtığını • Dış macunu yerıne karbonatla dışlerı fırçalamamrVdış sağlığı ıçın daha lyı olduğunu • Marleylerın, yer muşambalarının, bazı boyaların ve talk pudrasının asbest tozu (kanserojen) ıçerdığını ^ Menstruasyon (amponlarının anafılaktık şoka neden olabıldıklerını • Sıcak sutun ya da papatya çayının uykusuzluğa lyı geldığını • Nedenı ne olursa olsun, demlı nane ya da adaçayının başağrısına lyı geldığını SfîGLIK ve GÜZEUİK REHBERİ PROKTOLOGIB ÇANAJANS 151 00 44 FAX: 151 41 55 VARİŞLERİN INFARÖT, İĞNE İLE TEDAVİSİ Op. Dr. Hayatl F. KOCAL Bankalarla anlaşma vardır Rumeli Cd. Ogan Ap. No. 16/2 Nişantaşı HEMOROİDFİSTÜL DOĞA'dan sağlığınıza !... Müsluman mahallesinde satyangoz satmaya deuam ediyoruz. "Bilhler dünyasının kraliçesi" olarak anılan SARMISAK ile kerevıı ve maydonoıa gereksuıım duyduğunuz her an ıçın S ARMIS AK MaydanozKereviz Doğal çeşni tableti 680 mg. 30 TABLET YIL.IN MODASI Tel: 141 35 89 1320120 Sağhklt bir yaşam dileği ile... Günlüh Ağacı SABUNUNU u Okul öncesı eğitim annesı çalışsın çalışmasın her çocugun on doğal hakkıdır O Etkınhkler dışında müzıkyüzmesatrançtiyatro gösterımi Kırmızı Balık Çocukevi Zambak Sk. No:6 DOĞA BİTKİSEL ÜRUNLER SANAYİ v e TİC A.Ş Çelıktepe, Kale Cd No 11 80650 4 LEVENTİST TEL 179 52 90179 89 30 Denediniz mi? 367 54 58388 61 73, 17