27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

İİ Z İ K A L Ü L A R A H Londra'da sergilenmekte olan "Starlight Express" sahne tekniğinin en ileri olanaklarını ortaya koyarak, buharlısından elektriklisine, üç tren kuşağının öyküsünü dillendiriyor. pollo Victoria Theatre'ın önünde Istanbul'dan dostumuz Lorna vc Emma'yı beklıyoru/. Lorna kaldığımı/ otele telefon cdip, "Starlight Kxprcss" için bilct aldıgını söylediğindc, sevincimi/.ı dile getirmiş; Lornu'nınbi/imleuynı tarihte Londra'da oluşunamemnunolnuıştuk. Victoria Meydanı kalabalık; sanırım dünyanın her ycrindcn insan görmck olası.ama Japonlarsayıeaüstünler;nereycgidcrsek gidelim kcsinliklebirkaç Japon cllcrindc haritaları, sırt çantaları ve Balılı giysileriyle ilginç görünümdeler. Tiyatronun girişinde, siyah giysili üç erkek bilctleri alıyor. Anneler, babalar ve coşkulu çocuklar içcri giriyorlar; bu, mü/ikalin, bir ailenin her bireyine aynı çağrıyı yaptığının ipuçları. Paten üstünde yarışan trenler A Buharlı tranln başını ç*k»n «rk«k, aa kızı motorlu trcnln *rk*gln« kaptınyor. Lorna ve Emma geliyorlar. Lorna bir kutu çikolata u/atıyor; içimden İngili/ inceliği diye düşünmeden edemiyorum. Emma boynuma sanlıyor. Altı yaşında, gö/lüklü; babasının 'haydut' diye cağırdığı çok sevimli bir kı/ çocuğu. Öpüşüp tiyatroya giriyoru/. Zıl çalıyor; nıerdivenlerden salona giriyoru/; sahne ve seyircilerin oturduğu yer içiçe girmiş durumda. Kendinizi Victoria tren istasyonunda hissediyorsunuz. Yerimize oturduğumuzda, bira/dan gelecek treni bekler gibiyiz. Lorna, oyuncuların çevremizde patenlerle kayacaklarını, gürültüden korkmamamızı söylüyor. "Paten ım" diye soruyorum. "Kvet" diyor, "bu müzikalde bütiin oy uncular paten kullanıyorlar." Gürültü, ses ve ışık; Andrew Lloyd Webber'in (1948 doğumlu, bi/.im seyircilcrin Evita müzikaliyle tanıdığı) müziği; yöne'tmen Trevor Nunn'un, Starlight Express'i başlıyor. Oyuncular uçarak çevremizde dönmeye koyuluyorlar; o anda başımı/dönüyor; tavandanüçdev kamera ağır ağır aşağıya iniyor; arkamı/da dönen oyuncuları görüyoruz. Hareket, hareket, hareket, izlemekte güçlük çekiyoruz; teknik ve görsellik karşısındaağzımızaçık kalıyor. Oyunculann seyircilerin arasındaki yollara girecekleri an, yolların cam benzeri bir maddeyle yapılmış korumalıklarla kapandığını; hemen yanı başımızdan uçarak geçtiklerini; arkamı/da, tepemizde uçtuklarını görüyoruz. Bu devinim oyun süresince sürüyor; dev metal bloklar; kameralar iniyor kalkıyor; açılıp kapanıyor. Ve mü/ik! Ve seslerin güzelligi! Müzikalin ana öğesi yarış. Bu yarış da üç tren modeli arasında gerçekleşiyor. Kömürlü tren, motorlu tren ve elektrikli tren. Oyuncular bu tren görünümlerini yansıtan giysiler giymişler. Buharlı trenin oyuncuları sırtlarındaki çantalarda kömür taşıyorlar ve diğer modellerden daha yalın, daha doğrusu yoksul görünümdeler. Diğer iki model isedaha gösterişü ve kendini beğenmiş. Buharlı trenle oyun süresince alay ediyorlar. Bu Londra'nın Apollo Victoria Theatre'ında •mgll*n«n "Starlight Expr«sa"ln müzlkl*rinl Evlta müzlkallyle tanınan Andr»w Uoyd VVabbor garçcklaştirmlf. alaylar ve küçümseme karşısında seyirciler iç çekerek, müziğin de etkisiyle göz pınarlarındaki yaşlarla buharlı trene alkış tutuyorlar. Bütün kalbinizle onun kazanmasını istiyorsunuz. Ama nasıl ka/anacak? Buharlı trenin başını çeken erkek sevdiği kızı, yakışıklı motorlu trenin şımarık erkeğine kaptırınca iyice hü/ünleniyor, umudunuzu yitiriyorsunuz. Buharlı trenin kazanması olanaksız görünüyor. Oyun bu süreç içinde, kim kazanacaksa gerilimin doruğuna çıkıyor ve bir tansık olay beklemeye başlıyorsunuz. Ve 'dede' buharlı tren güçlü sesiyle, o kadar da hüzünlü, ellerini göky üzüne a çıp, kendilerine bir yıldızın güç vermesini istiyor ve diliyor; son soluğunu verirken, motorlu tren ve elektrikli trenden nefret etmeye başlıyor, yarıştan çekinen, girmek istemeyen buharlı trene alkışlarla güç vermeye çalışıyorsunuz. Ara veriliyor; yerlerimi/den kalkıp bir şeyler içmek üzerc merdivenlerden çıkıyoruz. Ingilizler içki içiyorlar; ben müzikalin kasetini alıyorum. Lorna oğluma oyunun broşürünü hediye ediyor. Oğlum Mert motorlu trenin kazanmasını istiyor; o da çağının çocuğu olarak buharlı trenle alay ediyor. Çikolatalarımızı yiyor ve zil sesiyle yerlerimize geçiyoruz. Yarış; yarış ve buharlı tren birinci oluyor; rahat bir soluk alıp, ellerimiz yoruluncaya kadar alkışlıyoruz. Tabii cn büyük alkışı buharlı trenin oyuncuları alıyor. Tiyatrodan ayrıhrken düşünmeden edemiyorum; bu müzikal bizde de sahnelenemez mi diye? Neden olmasın? Anne, baba ve çocuk için aynı heyecanı, aynı coşkuyu veren bir müzikali bizim insanımız niye seyretmesin? Olanaklar mı? Yıllarca yıllarca sürebilecek bir müzikal için biraz özveri ve çaba çokmuacaba? 4 DEROİ 3 K A S I M 1 9 9 1 S A Y I 2 9 6 C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear