Catalog

Ihaplin <üstte), tam bir dandy; Şarlo da öyÎ değil mi? Ve tabli Fred Astaire (sağda). "ckctlerınin kollarıyla, tersine çevrilni!j gömlekleriyle (yalnı/ca çalışırken îomleklcrını kırlclmcmck ıçin bunu yaxır), omu/una attığı mantosuyla veya •)ir Hınt ^alıyla (çok ü^ür) adeta bir acımyaratır... I927'de Fransa'ya Davis Kupası'nı ca/andıran, tcnısin "dört silah,ör"ünden biri ve Lacoste tişortlarının /aratıcısı Rene Lacoste'un da her zaııan sade, zarif ve muzaffer bir havası *ardı. Charlie Chaplin'den akıllarda kalan, lep Şarlo yanıdır. Oysa Chaplin sineiıaya Şarlo ile başlamamıştır. I914'te Ik filminde, çekıcı, çok şık bir züppeyi lynar Chaplin. Sinema dünyasının en >ık serserisi olan Şarlo'yu ise bir süre .onra keşfedecektir. Yırtık,yamalı,der">eder Şarlo'nun da giyimi, döneminin Windsor Dükü: Stil, fark •dlldlftlnd* vardır. züppe bir beyefendisinden farksızdır. Sonuçta takımında hiçbir eksiklik yoktur: Melon şapka, bambudan baston, eldivenler (tek eldiven), sardalya konservesi kutusundan sigaralık. Aslında o da bir anlamda, kaldırtmların dandy'sidir... Otuzlu yıllar, dandy'lerin ılımlılaştığı, züppelik dozunun keskinliğini azalttığı "şıklıkyılları"dır. Amabudönem, "büyükyanılsamayıllarr'diyedeanılır. Her şey iyiye gidiyor gibiydi kısa bir an için; ancak unutulmaz acılar getiren 2. Dünya Savaşı kapıya dayandı... "Stil ancak fark edildiğinde vardır". Bu kuralı en iyi uygulayanlardan biri YVindsor Dükü'dür... fenkli bir dandy: Salvador Dali. C U M H U R İ Y E T O E R O İ 13 E K İ M 1 9 9 1 10 Aralık 1936'da NVindsor Dükü, aşkı uğruna Galler Prensliği'nden vazgeçmişti, artık her istediğini yapabilirdi. Stili: Kuralsızlık. Zarafeti: Zevkliliğin ötesinde, ba/en manyaklığa kadar varan bir kusursuzlıık. Kıyafetleri.bilinçli bir "yorgun şıklık" taşıyordu. Eski hırkalargibiesnek,dublesizceketleri,New York'ta dikilen pantolonları, Panama şapkası, iki renkli mokasenleri. Nicolas Lawford onun için, "Karcli ceketlcri, pantolonları vc gömlekleri bir araya getirme tarzı korkunçtu," diyor. Fakat buS A Y I 2 1 2 gün, hâlâ onu taklıt etmeye çalışanlar var... 1935'ten 1945'e kadar Forcign Offîce'de Dışişleri Bakanlığı yapan Sir Anthony Edcn, çok daha kurallı bir giyimi tercih edenlerdendi. Hcrzaman aynı, tipik bir tarzda giyinirdi; hafif bele oturan, omuzları doğal duran ceketleri tercih ederdi. Pierre Fresnay dâ ayakkabılarına aynı muameleyi yapardı: Hep aynı modelin çeşitli biçimlerini ve renklerinigiyerdi. Ellili yıllar "dandy" anlayışının, özünü biraz yumuşatarak yine var olduğu, hatta toplumların değişik katmanlarına yayıldığı bir dönem. Yeni tarzlar da bu dönemde ortaya çıkıyor. Sinemanın önem kazanmasıyla bağlantılı olarak, gözde erkekler artık yazarlar, politikacılar değil, aktörlerdir Cary Crant, Orson Wells, Fred Astaire, DavidNiven... Cary Grant elli yıl boyunca (bu bir rekordur), dünyanın en iyi giyinen kişileri arasında ycr almıştır. Kuşkusu/ fiziği ona bu konuda yardımcı olmuştu. Grant, her zaman takım elbıseyi tercih et Cary Orant, so yıl düny mişti. Fakat ceketin omuzları geniş olmalıydı, böylece büyük olduğuna inandığı kafası daha kiiçük görüniiyordu Beyaz veya açık mavı gömlekler ve gözden kaçacak kadar ıddıası/ kravatlarla kıyafeti taınamlanıyordu. Fred Astaire ise daha aykırı bir gıyımın öncülcrindendi: Biraz küçük, zorla düğmelenen bir ceket (Savile Row'dan), genış fakat uzun olmayan pantolonlar, asıt yeşıli çoraplar, kemer yerine bir fular veya kravat. Daha önce kimse bunu düşiinememişti. Yine bu dönemın yıldızlarından David Niven bakışları ve durıiijuyla olduğu kadar giyimiyle de bir kusursuzluk abidesi olarak kalacaktır. Kctıcii farklılığını göstermek için bın bir kılığa bürünen, çılgın ve ölçüsü/ fakat saçları her zaman özenle taranmı^ olan Salvador Dali de bu dönemin renkli simalarındandır. Altmışlı yılların sonuna doğru her şey kabuk değiştiriyordu; "dandy" anlayışı da klasik çizgisinin dışına taştı. Zarafel ve şıklık, soyluların, entelektüellerin, sanatçıların tekclinden çıktı. Tıpkı kadınlar gibi, kendi kişiliğine saygılı, benlik duygusu güçlü her tabaka ve meslekten erkekler de artık "kendi çaplarında" birerdandysayılabilir. M n «n lyl glylnen erkekleri arasında Idl. 21