26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

B Y AŞKENT GÜNLERİ Müşerref Hekimoğlu Işık'lı yılların ışıklı anıları itirdığimiz gece, "Bir ışık söndii" diye yazdım, bir yıl oldu karanlığa alışamadım. Alışılır gıbi değil. Karanlığı delen bir kişiydi Hasan Işık. Kimi günler düşünuyorutn; dunyamız değişiyor durmadan, dış politika sorunları yoğunlaşıyor, ılginç boyutlara varıyor, yaşasaydı neler söyler, ne yorumlar, öneriler yapardı kimbilir! Yeğeni Zeynep Atikkan ile karşılaştık geçen gün: "Dayımı çok özliiyorum" dedi; "onunla her şeyi konuşur, aydınlıga kavuşurdum, şimdi boşlukta gibiylm." Hasan Işık'ı ben de çok özlüyorum. Sevilen bir dostu yitirmenin ötesinde bir özlem bu. Uzun süredir bu özlemi duyan çok kişi var çevremde. Kimi diplomat dostlarım, gazeteciler, eski politikacılar bir araya gelince Işık'tan söz ediyorlar. O bu olaya nasıl bakardı, nasıl tepki gösterirdi, diyoruz. Arşivlere bakmak gerekir. Geçmiş yıllarda belli olaylar için Hasan Işık neler söylemiş! Bir sözünü hiç unutmam, Cumhuriyet'te manşet oldu. Türkiye'de eğitim yapacak NATO ya da ABD birlikleri için belli bir para ödeneceği söylentisi vardı gündemde. Hasan Işık bu konuda bir sorumu kısa ve kesin yanıtladı: "Türkiye'nin kiralanacak topragı yok!" Gazeteciliğimde en güzel dönem 1960'h yıllar; ama 1970'li yıllarda da güzel anılarım var. Işık'lı anılar onlar. Hasan Işık'ı neredeyse yarım yüzyıl önce Ankara Palas'ta gittiğim ilk baloda tanıdım. Genç bir diplomat. Araya yıllar girdi; 27 Mayıs Devrimi, Hasan Işık merkezde, sonra Brüksel'e atandı. Arkadan Moskova'ya, sonra ÜrgUplü kabinesinde Dışişleri Bakanı oldu. Seçimlerden sonra yeniden Moskova'ya döndü. Bakanlığı döneminde AP'lilere hayli ters düştü sanırım. Bakanlık bir yana, AP, milletvekili adayı da göstermedi onu. Kosigin Ankara'ya geldiği zaman Ayrancı'daki Sovyet Elçiliği'nde düzenlenen resmi kabulü anımsıyorum. Kimi AP'liler büyük saygıyla selamlıyor Hasan Işık'ı. Rahmetli Cihat Bilgehan da şöyle diyor bana: "Sayın Işık'ın eksikliğini Bakanlar Kurulu'nda çok hissediyoruz, yalnız dış politikada değil her konuda uyarır, aydınlatırdı bizi..." Uyaran, aydınlatan devlet adamlarına herkes Cihat Bilgehan kadar sıcak bakamıyor galiba! Moskova'dan Paris'e atandı Hasan Işık. Paris'e gittiğim zaman bir öğle ya da akşam yemeğinde Işık'larla buluşur, uzun söyleşiler yapardık. Ümil Işık Paris'te kısa sürede görebileceğim sanat olaylarını anlatırdı bana. Hasan Işık ile Ulke sorunlarını tartışırdık. Belli ilkelerden ödün vermeyen kişiliğine saygıyla dinlerdim görüşlerini. Bir olayı hiç unutamam. OyakRenault işbirliği nedeniyle Fransızlar gazetecilerden büyük bir grup çağırdı Paris'e. Prens De Gaulle Oteli'nde kalıyoruz; yemekler, fabrika gezileri; ama elçimizi göremiyoruz. Oysa Hasan Işık Paris'ten uçan kuşları bile yemeğe çağıran bir büyükelçi. Telefon ettim, çok zarif konuştu, Türkiye Büyükelçisi'nin yer almadığı bir programda gazetecileri selamlayamadığına uzülüyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcisi olarak bizden bir ziyaret bekliyor. Mesleğimizin bir şımarıklığı da var kimi zaman. Grubumuzda kimi arkadaşlar Hasan Işık'ın tepkisine anlam veremediler. Gazetelerin doruk kadrosundan bir grubu nasıl selamlamaz, bu ne katı protokol diye düşündüler. Fransızlar bir gecemizi boş bırakmışlar, çoğu arkadaş o zaman çok konuşulan "Hair" müzikalini seyretmeye gitti. Ben o oyunu Washington'da seyretmiştim. Geceyi Işık'larla geçirdim. O gece ortak bir dostumuza, Hikmet Pirinççloğullan'na gideceklermiş, ama Hasan Işık beni elçilikte ağırlamak istemiş, özür dilemiş. Paris elçiliğimizi çok severim, mücevher kutusu gibi güzel, tarihsel bir bina. Yanda ünlü yazar Balzac oturuyor vaktiyle, bahçesinde Marie Antoinette dans ediyor! Kütüphanede viskilerimizi yudumlarken, Hasan Işık'a dostça seslendim. Gazeteci arkadaşların onu görmek istediğini söyledim. Ancak o direniyor, Türk gazetecileri Türkiye Büyükelçisi'ni görmek isterlerse, elçiliğe uğrar, bir kahve içerler diyor. Prens De Gaulle Oteli'ne uğrayıp bir kahve içmeyi protokole ve ilkelerine ters buluyor. Gruptaçok önemli gazeteciler var, Paris Büyükelçisi'ni eleştirir, yazılar donatırlar, hukUmet o yazılardan etkilenir, diye düşünmüyor; düşünse bile aldırmıyor! Protokol sorunlarına her zaman duyarlı bir kişi. Cumhurbaşkanı Korutiirk döneminde, Haluk Bayülken ile az tartışmadı. Bayülken yakın arkadaşı; ama protokolde kurumların, kuruluşlaıin yerli yerine oturmasını öngörüyor Hasan Işık. Yaşasaydı nelere tanık olacaktı şimdi! Marsilya'daki Ermeni Anıtı'ndan sonra Ankara'ya dönmesi son günlerde çok anımsanıyor. 12 Mart dönemini yaşıyor ülkemiz. Hasan Işık, Paris elçisi; ama Ankara'da Bulvar Palas'ta kalıyor. Hükümet de kararsız, Hasan Işık'ı merkeze almıyor, Paris'e başka elçi atamıyor. Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Vaurs o zaman. Hasan Işık'a hayli ilgisiz. Ama sonra ne oldu! O Ermeni Anıtı'na tepki göstererek Paris elçiliğini elinin tersiyle iten Hasan Işık, CHP Bursa Milletvekili, Savunma Bakanı olarak gitti Paris'e. Türk Fransız ilişkilerinin sağlıklı bir düzeye kavuşması için uyarılarını da yaptı. Paris'ten söz ederken gülümsüyorum, De Gaulle'ün cenaze törenini anımsıyorum. Ecevit, Hasan Işık ve koalisyon ortağı Necmettin Erbakan birlikte gittiler Paris'e. Hasan Işık Erbakan'a, "jaketatay" giydirmek için hayli uğraştı ve de başardı. CHPMSP koalisyonunda kimi davranışları da beni hâlâ etkiler. örneğin Kıbrıs olayları döneminde Dışişleri Bakanı Turan Güneş yurtdışında olduğu zaman, Dışişleri Bakan Vekili olarak Londra'ya gidişlerinde ya da Başbakan Ecevit'in yabancılarla görüşmelerinde Hasan Işık yanında idi. Londra'ya giderken MSP'li Oguzhan Asiltiirk'ü degötürdüler. Ben şaşırdım, Hasan Bey de böyle bir olaya koalisyon ortağının da tanık olmasını savundu. ABD'li Sisco'nun Ankara'ya geldiği zaman Ecevit'le konuşmasına da tanık oldu Oğuzhan Asiltürk. Hasan Bey o konuşmayı anlatırken gözleri parlıyordu: "Senin bu kravat iğnesl kadar zarif Ecevit'in (o zaman Ecevit hepimizin umuduydu doğrusu) Sisco'yla nasıl konuştu büsen, duysaydın çok onuıianırdın. Asiltürk'iin gözleri yaşardı!" Şimdi hangi olayda, kimlerin gözü yaşarıyor acaba! Hasan Işık'ın politikaya girmesini çok destekledim ben. Artık tarih oldu; yazıyorum. Bir gece konuşurken sordum, politikaya ilgi duyuyor mu diye... Elbet duyuyor. Ama bir partiye girse seçilme şansı çok az, tavandan değil tabandan gelmeyi yeğliyor. Onun gibi bir devlet adamı tavandan da gelse desteklenir; ama o istemiyor. Hele CHP'ye gidip adaylık önermeyi hiç istemiyor. Bunları doğrudan konuşmadık; ama ben çok saygılı sorularla bir nabız yokladım. Sonuçtan da hoşlandım. Örneğin AP'den aday olabilir mi, diye sordum. Tepkisi çok hoş. Dışişleri Bakanlığı'ndan ayrılıp yeniden Moskova'ya gittiğini anımsattı. Ertesi gün rahmetli örsan Oymen ile konuşuyoruz. CHP adaylarından söz ediyoruz. Derken Hasan Işık geldi gündeme. Ben aday olursa CHP'nin iyi bir devlet adamı kazanacağını söyledim. örsan, kabul etmeyeceğini söyledi; ama o gece geç saatlerde telefon çaldı, Işık'ın tstanbul telefonunu istediler benden. Kalbim çarptı, Işık gibi parlak bir kişinin CHP'ye katılması umutla parlattı gözlerimi. Sonra yaşanan olaylar çok yazıldı. Hasan Işık'a telefon, adaylık önerisi, uçağa atlayıp Ankara'ya geldi, doğru partiye. İlk karşılaştığı partili, Tokat Milletvekili Ismail Hakkı Birler; sonra Devlet Bakanı ve Hasan Işık'ın çok yakın dostu oldu. Adaylık önerildiği zaman Hasan Işık'ın bir sorusu var Turan Güneş'e, partinin AT politikasını soruyor, açıklık istiyor, ustelik telefonda! O zaman bu soruya gülUmseyenler, ayrıntı diye yorumlayanlar var. Bence giderek anlam kazanıyor. Hasan Işık, ülkemizin Batı ülkeleriyle bütünleşmesine önem veriyor. ölümünden kısa bir süre önce Fransız Büyükelçisi Eric Rouleau bir öğle yemeğine çağırdı bizi: Hasan Bey, ben ve ev sahibesi. O konuşma hâlâ kulağımda. Biraz komık, ben de izleyebileyım diye tngilizce konuşuyorlar. Hasan Bey Fransız diplomata Türkiye'nin AT'de yer almasının yararını anlatıyor. Ulusal sorunları yureklice savunan, çok Batılı, Işıklı bir kışiydi Hasan Işık. Giderek özlüyoruz! Karanlığı delenler giderek azalıyor çevremizde... • Yıl 1974 Neşe dolu bır soyleşının mutlu bir "an"ı, Hasan Işık, Muşerref Hekimoğlu ve arka planda onların neşesıne katıtan Nevin Menemencıoğlu 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear