27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

D OĞADA YAŞAM Haldun Aydıngün R S ASGELE Raif Ertem Doğa sporunda 'ikinci kuşak' Neredeyse tüm yakın çevresindeki insanların doğa sporcusu olduğu bir dünyaya gözlerini acan bebekler var bugün Türkiye'de. etmiş sekiz yılının haziranında, Bursa'daki eski evin kömürlüğünün bir köşesine atılmış "şcyl" bulunca, son derece sevinmiştim. Amcam Reşit Aydıngün'ün tam tarif ettiği yerdeydi. Toz toprak içindeydi, uzun yıkamalardan sonra sırt çantasına benzemeye başladı. Hatta içindeki "1944" tarihi bile okunabiliyordu. 50'li yıllarda tngiltere'de ordu artıklarını satan bir dükkândan ahnmıştı. Böylece temmuz ayında gideceğim ilk kampımın ilk malzemesi hazırdı. Aynı kasım ayında ise evimizdeki bir akşam yemeğinde amcama bir hafta sonra gideceğim ilk dağ tırmanışımdan, Erciyes'ten gururla söz ediyordum. O da bana dağın volkanik yapısı, kayaların çürüklüğü ve tırmanışın hep kardan yapılması gerektiğini söylUyordu. Çok sık görmesem bile amcam, ailemizde, benden bir önceki nesilde ortaya çıkmış bir dağcı ve kayakçıydı. Doğup büyüdüğüm evde, ara sıra da olsa, onun dağlan, tırmanışları konuşulüyordu. Belki de bu yüzden ben dağcılığa başladığımda kimse buna hayret etmedi. "Amcandan el alacaksın" dendi, tıpkı eskiden olduğu gıbi ustadan çırağa, babadan oğula yaşanan, hazmedilmiş geleneklerin geçmesi gibi. Bo&aziçi Üniversitesi Dagcdık Kulübü'nde (BUDAK) ise her yıl onlarca genç insan dağcı olmak için basvururken pek coğu ailelerine nasıl anlatacak, larının sıkıntısını çekiyorlardı; zaten kendileri de ne anlatmak istediklerini açık seçik bilmiyorlardı. O günlerde BÜDAK'ı yönetirken, her türlü zorluğun yanında bir de "gelenekleri başlatma" savaşını veriyorduk. (Aslında bunun pek farkında değildik; sadece geleneği olmayan bir işi yapmanın gereksiz sıkıntılarını çekiyorduk.) Pek çok kişinin düşünceleri, daha önceden hiç birikimleri olDoğa Sporlan ve Kamp Malzemeleri Eşkıya kamyonlar ize güzel şeyler yazacaktım. Aliaga'da başlayan, Çatalca'da siirdürülen olguyu. Halkın yasadığı çevreye sahip çıkma olgusunu. Yazamayacağıtn. Belki ilerki yazılarımda... Nedenini soracaksınız. Sormasanız da anlatacağım. tki yakın dostum. Avcı arkadasım... Timnr'u tanırsınız. Yazılarımda adı sık sık geçer. Çatalcah avukat Timur. Kamyonun altından çıkarmışlar. Bu yazının yazıldığı gün yoğun bakımdaydı Siz okuduğunuz zaraan bilemiyorum... Yeryüzünün ender iyi insanı! Çatalca şenliğinin bıtişı gibi bir şey. SHP ilçe örgütUnün bir kır yemeğiyle kutlanacaktı. 17 haziran pazar günü. Sergiler de açılacaktı. Timur, eşi ve komşularıyla birlikte erkcnden yola koyulmuşlar. Hazırlık yapacaklar. Köy yolunda, dönemeçte, kamyonla burun buruna gelmişler. Araba küçUk. An meselesi. Kamyon Uzerlerine binnıiş. Timur yoğun bakımda. Bsinin bacaklan kırık. Komşular ya^am savaşında... Hastanede, Çapa'da! Umudumuz tıp!.. Diğeri de Recep Ayaz. Burgaz, Ahmetbey kasabasının belediye başkanı. Çatalca şenliğinin dönuşu. Vlze'den sonra Ahmetbey. Neredeyse ulasmak üzereyken. Bir kamyonun altında buluyorlar. Şimdi Burgaz Hastanesi'nde! Gazeteleri açtım. Başlık: Iraflk dttn 12 can aldı. 12 de yaralı. Okudum ıçinde bizimkiler yoktu. Daha kırrüer yok. Gazetelere ulasanlar 24 can... Ulaşmayanlar belki iki katı... Siz hiç Çatalca arkası yollara girdiniz mi? SarayVize'ye doğru geçtiniz mi? Yol kıyılarında çığnenmış arabalan, devrilmiş kamyonları gördUntlz mü? Uzerleri gazetelerle örtülmüş insanları?... Can çekişenleri... Geceyse tUm ışıkları yakarak üstünttze ustunüze gelen kamyonları. Gündtlzte dönemeçleri düz yapan... Karşısına ne çıkarsa altına aJan. YükUnü yollara döke döke kaçan. Arkasındakıne, karşısındakine yol vermeyen! Şaka olsun diye hendeğe iten kamyonları! Sonra şoförlerin sırıtarak geçişlerini! Eskiden dağlarda eşkıyalar dolaşırdı. Şimdi kamyonlar dolasıyor. Mal değil can alıyorlar! Teneke uygarlığıyla birlikte getirilen hukuk sistcmi sonucu. Üç ay yatıp çıkıyorlar. Oysa kolundaki saati alsa 15 yıl... Oasp! Mal bu! Ya can?.. 14 Avrupa Ulkesinden fazla kamyonu ülkemize doldurursam/! tki direk arasından geçene ehliyet verirseniz! Ne beklersiniz?.. Teneke uygarlığını körOkleyenler! Koltuğa oturana ehliyet verenler! Yarın sizleri ve çocuklarınızı da bu tekerlerin altından toplayacaklar. Olay kamyonlara dayandı. Konumuz teneke uygarlığının tüm ürünleri!.. Haftaya! Rasgele!.. D Y Oral Ülkümen, sırtında Aylın bebek ıle yanidnnda anne Lın Doğa sporcusu anne ve baba, sırt çantalan lle Aylınlennı aralarında paylaşmış ılerliyorlar madığı için bir türlü netleşmiyordu. Dağcıhğa başladığım ilk yılda, bi anlamda, ailemizdeki "Iklnci nesil" olmanın farkını hissediyordum. Çünkü bu fark en çok başlangıçta kendini gösteriyordu. Amcamın sırt çantasından sonra çadırı, kayakları, hemen hemen tüm dağcılık kütüphanesi benim odamın yolunu tutmuştu. En önemlisi de yıllarla özümlenmiş bilgi ve deneyimleri birincielden alabilme olanağına sahiptim. önümde yürUyen Oral Ülkiimen'in sırtındaki "Aylin Bebek"e bakıyorum. Anne Lin de yanlarında koca bir sırt çantasıyla geliyor. Dostlarımdan duyduğuma göre bebeğin evde en çok oynamayı sevdiği şeyler sırt çantalan ve dağcılık ipleriymiş. Neredeyse tüm yakın çevresindeki insanların doğa sporcusu olduğu bir dünyaya gözlerini açtı. Eğer ileride kendisi de bu uğraşları sürdürmek isterse, o kadar çok birikimi hazır bulacak ve o kadar avantajlı olacak ki! ŞUphesiz bu avantajlardan en büyüğu de şimdiden katılmaya başladığı doğa etkinliklerinin kendisinde bırakacağı deneyim olacak. Çünkü insan en rahat küçükken öğrenebiliyor. Yabancıların yaptıklan müthiş tırmanışlara, etkinliklere bakıp ah vah eden dostlarıma sadece gülümseyebiliyorum, 1850'lerde Alpler'de tırmanışlar yapan VVhymper'leri, Croz'ları, şimdilerde arkalarında dört beş neslin birikimiyle dağa giden Ingilizleri, Fransızları düşünüyorum. Sanırım değişik konuların toplumlann bilincine iyice yerleşebilmesi için bir nesil yetmiyor ve yabancıların bizden çok daha ileri olmaları eskisi kadar önemli ve üzücü gelmiyor. Hele hele, burnumuzun dibindeki çok basit pek çok yeri bile henüz tanımamışken, gczmemişken... Belki de önemli olan, vereceği meyvcleri görmeye ömrümüzün yetmeyeceği bir çabaya bile, ne kadar geç kaldığımızı hiç önemsemeden, sakin sakin başlanıak ve bir yandan da ikinci, hatta üçüncü nesilleri yetiştirmek. D D.Jcılık MaCaracılık Tur kayı Yolaç Pasajı, Kızıltoprak, 346 74 15 25
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear