Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
H AFTANIN KONUĞU, Kırk yıl süren "Tekel ressamlığı"nın ardından Âtıf Tuna ile birlikte bir Babıâli gezisi: Matbaacı Kirkor neden şifa bulamadı? Tekel'"m afişlerini, ambalajlannı, basın ilanlarını, tam kırk yıl boyunca, 1945'ten 1985'e kadar şekillendirmiş olan Âtıf Tuna, ünlü ve ünsüz birçok sanatçı ile birlikte çalışmış ve bugün bize, günümüzden oldukça farklı bir ortamın anılarını aktarabiliyor. Atıf Tuna ımzalı bir Te'el afışi Gökhan Akçura tıf Tuna doğma büyütne Kadıköylu. Göztepe'de Amerikan Koleji'nde okurken içine "Galatasaray ateşi" duşmııs Başlamış Avrupa yakasına taşınmaya. Lısı yıllannda iki özellığıyle unlenmiş. Birincisı, her biri birer resim defterine dönüşen defteı leri. Etütlerde mutlaka bir arkadaşının portre veya karıkatürünü çizermiş. Giderck sınıftakı herkes tanıdıklarının, scvgililerinin ya da bc ğendiği artistin fotoğrafını, buyütmesi içın Atıf Bey'e getirmeye başlamış. fkinci ün ka zanan yanı da yakışıklıhğı olmuş. özellikle Dame de Sion'dan epey hayranı varmış. Bu güzel bir şey elbette; ama sık sık mektup yazmaları biraz tehlikeli olmuş! Mektupları 'idare' açıyor o zamanlar. Sayıları epey birikince dönemin lise müdürü Behçet Bey, Âtıf Tuna'yı çağırıp azarlamış: "Bir daha mektup istemiyorum, ona göre!" Âtıf, tamam demiş demesine, ama kızlara söz anlatmak mumkun mü? Mektuplar devam edincej, müdür bey bir kez daha kulağını çekmiş ÂtıPın. Hayranları gelışmeleri dikkate almayınca, son kez çağırmış ve tokat atmış. Âtıf Tuna, o güne kadar babasından bile bir fiske görmemiş hayatında. Hemen terk etmış Galatasaray'ı. Yine Kadıköy'e, Haydarpasa Lisesi'ne dönmuş. Gençlik anılannı bırakıp, mesleki geçmişini soruyorum Âtıf Tuna'ya: • Galatasaray yıllannda çalışmalarım profes 1918 yılında istanbul'da dojjan Atıf Tuna, baftımsız çalı$malannın yanı sıra, kırk yıl süren "Tekel ressamlığı" İle tanınır. Bugun hâlâ kullandıgımız birçok Içkl ve sigara paketlnln görselllğl Atıf Tuna Imzasını taşır. Graflkertor Meslek Kurulu, 15 mayıs 17 hazlran Urihlerl arasında açtığı "10'uncu Grafik Ürunler Serglsl" paralellnde, ylne aynı tarlhlerde Hareket Köşkü'nde Atıf Tuna'nın ürünlerinden oluşan Iklncl bir sergl daha açıyor. yonelliğe dönüşmüştü. Jlk işlerım sinemalar için afiş çalışmalarıydı. Kadıköy'de Süreyya Sineması için, sonra da Beyoğlu'ndaki sinemalar için afiş yaptım. Lütfullah Sunıri'nin Halk Sineması için örneğin. Her filmin afişleri değişik olurdu. Kapılara bantlar, 70 x 100 afışler, meydanlara büyük fenerler yapardım. Ender olarak muhayyeleden çalışılırdı. Genellikle yabancı afişlerdeki kafaları keser, yapıştırır, bunlara vücut uydururduk. Beyoğlu'nda Mis Sokağı'nda o zaman tnzibat Karakolu vardı. Bunun üstünde ahşap ikı katlı bir binadaydı çahşma yerim. Sinemalar dışında da çalışmalarım vardı. Duvar afişi, pankart, kitap kapağı gibi. örneğin İş Bankası için siyah beyaz bir afiş yapmıştım. 7.5 lira ödediler karşılığında. Bu miktar, o zaman bize öyle yüksek gelmişti ki, okuldan iki arkadaşımı koruyucu olarak götürdüm yanımda. tap kapağı filan... Bunları iş sonrası evde ya' pıyorum. Bir gece yine böyle kapaklar çiz" miştim, ertesi gün Tekel'de öğle paydosunda bunların yazı rötuşlarını yapıyorum. Malum o zamanlar yazılar ellc yapılıyor; Ulvi Yenal Bey geçerken bir göz attı, çalışmaları gördü ve bunları kimin yaptığını sordu. Benim yaptığıma inandıramadım önce. Sonra da, Bundan böyle Tekel'de ressam olarak çalışacaksın," dedi. Biz de böylece kırk yıl Tekel ressamı olduk. • Bir dönem thap Hulusi ve Burhanetlin Atak etiket ve ilan yapmışlar. Ama dışardan. • Pekı lıse yıllanndan sonrası? • Yedeksubay olarak Ankara'ya gittim. Milli Mudufaa Danışmanı olarak çalıştını. Askerden dönünce, o zamanlar Tekel Genel Müdür Yardımcısı olan Ulvi Yenal'ın vasıtasıy!a Tekel'e girdim. Görevim tercümanlıktı. Fransızca, fngilizce dergilerdeki ilgili makaleleri çevirir, şubelere dağılırdım. Bir yandan ressam olarak Babıâli'ye de çalışıyorum. Ki *Sizden önce Tekel'de ressamlık kurumu yok muydu? 6