Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
D öRT TEKERLEKTEN Bedri Zenginkuzucu D OĞADA YAŞAM Haldun Aydıngün Kaş'ta, Mira Çayı boyunca uzanıp giden günübirlik parkur Vadı yuruyuşu ayram tatilinde Kaş'a gidip bir güzel dinleneceğimi söylediğim zaman, bazı tanıdıklarım yüzüme öyle bir bakmışlardı ki sanki bir şeylere ihanet ediyormuşum hissine kapılmıştım. Bu sayfayı düzenleyen kişi olarak, sanırım nisan ayının o son haftasını isimsiz bir dağ sırtında karla fırtınayla boğuşuyor ya da engin bir ormanın içinde yol arıyor olmalıydım. Halbuki dostum Ufuk Güven'in otelinin terasında tembel tembel oturup kitap okumak, sık sık gelen çayları içmek ve sadece yemeği nerede yiyeceğini düşünnıek de oldukça keyifliydi. Ayrıca hava, yaz günü kadar sıcak olmadığı için de denize girmek bir görev gibi insanın başına dikilmiyordu. Gene de 26 nisan perşembe günü, Ufuk'un rehbcrliğindç, 11 kişilik bir ekiple Mira Çayı'nın vadisini yürümek için yola çıktık. Ufuk, bu parkuru geçen yıl bulmuştu ve yabancı yürüyüşçü grupları sık sık götürüyordu. Tuttuğumuz minibüsle Kaş'tan hareket edip Elmalı yoluna girdik. " K a s a b a " isimli köyü geçip Dirgenler kftyüne saptık. Bu köyün çıkışında geniş bir akarsu, daracık kayalık bir vadiye dökuluyordu. Yürüyeceğimi/ vadinin bu olduğunu öğrendik. Ayrıca ileride eski bir kilise kalıntısı dikkati cekiyordu. 9 ya da 10. yüzyıldan kalma imiş. Epey buyük olması ve çevrede önemli bir antik yerleşiminbulunmaması, yapıyı ilginç kılıyormuş. Bir de vadinin başlangıcında, sağ yamaçta duvar kalıntıları vardı. Bir kaleye ait olduklarını söyledilcr. Çevredeki tarihi eserlerin bu kadarla kalacağını sanırken vadiye girer girmez sol yamaçta birkaç tane kaya mezarı gördük. Hemen yanıbaşlarında dökülen şelale ve hoplayıp zıplayan keçilerle birlikte ilginç bir kom pozisyon oluşturuyorlardı. Sağ yamaçtaki düzgün patikadanilerleyerek 15 dakika sonra, bir başka vadi sistemiyle buluştuk. Burada dere küçük güzel havuzlar yapıyordu. Ufuk dereye gireceğimiz yere geldiğimizi ima eden sözler söyleyip bir ağacın altına kıvrıldı. Biz de kendimizi serin sulara bırakuk. İn Avrupalı nasıl seçer? vrupalılar otonıobillerini secerken bizden oldukça farklı özelliklere dikkat ediyorlar. Bunların arasında aerodinamiznı, sessizlik, yakıt tasarrufu, ileri teknoloii ve çevreye uyumlu olma durumu, yani "dost otomobil" olması en başta geliyor. Her oiomobil Ureticisinin gündeminde bulunan konfor ve guzel görünüm, artık bunların gerisinde kaldı. Evet, dunyanın en büyük otomobil pazarı olan Avrupa'da, her yıl yaklaıjik 13.5 milyon yeni olomobil satılıyor ve otomobil reklamları sıırekli bu üstünlüklerle suslenmi^. Bugünün bilinçli otomobil alıcıları için prestij sembolü markalardan göz alıcı modeller satın almak yeıerli değil. Çevre koşulları yeni baz» ince detayları drkkatc almayı gerektirmiş ve bugünün otomobılleriııin özellikleri arasına " C d " katsayının, " d B A " seviyelerini de katmak ve bu verileri geU'ytirmek, yepyeni biı amaç halini almış bulunuyor. Avrupa'nın en yenı aerodınamık modellerınden Renault Clio'nun cam sıleceklerı gızh kalmadığı ıçın bu aracın aerodınamık gucu de 0.30 Cd sürtünme katsayısında kalmış bulunuyor B A Aerodinamizm bugüne kadar fazla önemsennıcmişti. Hareket halindeki bir cismin hareketine mani olan rüzgârı kesme kolaylığı ve bunun karşılığında da enerji tasarrufuyia ilgilı bulanan aerodinamizm yakıt tasarrufunun onc geçtıği bugunkü ortamda çok büyük öntm taşıyor. Işte bu rüzgârın sürtünme ölçümü, "Cd kalsayısı" olarak otomobil verilerine konuluyor. Bunun en mükemnıel şekii, pürüzsüz, akıcı hatlarla otomobili çizmektir. Özellikle on tampon, farlar ve pancurun pürüzsüz birbirine öpuşmesi, yuvarlatılmış kenarlara sahip olmasi, ön camın yatıklığı ve çelik sac kaportayla dumdüz birie^mesi, cam sileceği, yağmurluk olukları ve kapı kollarınııı mümkün olduğunca rüzgârın akışından kaldırılması, gi/lenmeleri, sürtünmeyi azaltan Iak"t6rlerdır. Bugün uretilen Avrupa otomobillerindc 0.300.32 Cd. sürtünme katsayısı kahul edılebilir biı ölçek sayılıyor. Endustı ı Cd kat.sayı liderliği ise şimdilik 0.26 Cd ile Opel Calibra spor modelinde. Önümüzdekı yıilarda çıkacak yeni modellerde bu oranm 0.20'lere indirileccği söyleniyor. Son otomobil fuarlarında te^hir edilen tasarım nıodellerinde elde edilen verıler bunu gösteriyor. Bizde bugün uretilen yerli otomobiller arasında en duşük sürtünme oranı, sanırız 0.36 Cd ile Renault U'indir. Çevreye uyumlu olma çabaları içinde daha sessi? otomobiller yapmak gerekiyor. Bug'in Avrupa'da azami hızda, normal kabul edilen gürultü scvivesi 8083 dBA desibel civarında. Ortalama otoyol hızı seviyesinde bu gürültü oranı, 6.5 desibelde kalmakta. Yeni alınan kararlar çeıçevesinde bizde de otomobıllerdeki gürültü seviyesi azami 77 desibele indirilmesi hedefleniyor. Ayrıca çevre kirliliğini önleme konusunda gurultüden çok, emisyonu azaltmak önem taşıyor. Bilindiği gibi başta, "kurşunsıu ben/.in"den yola çıkıldı. Tabii ki teknik açıdan da bir çö/um yolu var. Motor dizayn tekniğinin motor yakıtının temiz ve verimli yakılmasında buyük önem taşıdığı görülmüş ve bu yüzden bir dizi 'yeni nesil' 12 ve 16 supaplı, yuksek randımanlı küçük motorlar çıkarılmıştır. Klasik motorların yerini alacak bu motorların hepsinde, elektronik ateşleme ve komputer kontrolünde yakıt püskürtme sistemi var. Bu yeni nesil motorlar yakıtı daha verimli yaktıkları için yakıt tasarrufu da sağlamış oluyorlar. Çevrenin sağlığına yönelik bir geliş. me de klima gazı ve balata hammaddeleri seçiminde oluşmuş bulunuyor. Fazla dikkat çekmeyen bu gelişmelerin özünde, "freon" fazı (CFC) yerine başka klima gazları kullanılması, debriyaj ve fren balataları hammaddesinde ise insan sağlığına zararlı olan "asbeslos"un kullanılmaması bulunmakta... Jşte bütün bu gelişmeler Avrupa otomobil alıcısını farklı bir teknolojik otomobil meraklısı halinc getiriyor. Otomobil tekniği standartlarına göre ilcri tekniğin bir veya birkaç ürunüne sahip olmayan Avrupa modeli kalmadı sayılır. Ancak yine de bugun sunulabilecek tum teknik olanakların hepsini birden verebilen otomobil, Japonya'dan gelmekte. Mitsubishi Galant VR4'ur çok supaplı türbo motoru, ABS freni, dört teker çekişi, dört tekerden dönuş sistemi ve elektronik kontrollü sus>pansiyon sistemi, "teknolojik ürünler" listesini tamamhyor. LJ san kaynayan sahillerde, tuzlu sulara alıştık^ tan sonra burası çok değrşik geliyordu. Çam* ormanıyla kaplı dık yamaçlarda sadece rüzgârın sesi vardı, bir de şamata yapan arkadaşlann gürültıisü. Yola tekrar koyulduğuınuzda biraz ileride, içli bir keçi "ağlamasıyla" durduk. Gördüğümuz sahne, masal kitaplarından çıkmış gibiydi. Derenin bir kenarında, taşın üstune çıkmış bir oğlak, karşı kıyıdaki (herhalde) an nesine acı acı bağırıyor; ama bir lurlü cesaret edip atlayamıyordu. Iki hayvanın da çaresizliği sevimli ve apaçık bir şekilde ortadaydı. Küçük yavruyu kurtarıp annesine teslim etmek için Cihan Çetinel'le hemen fırladık, bir yandan koşuyor bir yandan da biraz sonra oluşacak mutlu sahneyi resimleyebilmek için çantamdan makinemi çıkarmaya çalışıyordum. Hayvancık, bizim gelişimizi görünce var gücüyle sıçrayıp annesinin yanına kondu. Anlaşılan onu dereden daha fazla korkutnıuştuk, benim fotoğraflar da sııya düşmüştü. Vadi tabanında, yer yer asırlık ağaçların arasından yolumuza devaın ettik. Yiirüdükçe vadi genişliyor, çevreleyen yamaçlar yükseliyordu. Aşağılara indikçe suyun kuruduğunu gördük. Can çekiştiğini sandığımız birkaç tatlı su kaplumbağasını yakındaki gölcüklere taşıdık. Yeni ölmüş bir kartah hayretle seyrettik. Bir süre sonra dereden hiç eser kalmamıştı, kurumuş nehir yatağından ilerleyerek sonunda antik Mira kentinin nehir nekropolisine ulaştık. Bu bomboş doğanın içinde zift kokan beton bir alan karşıladı bizi. Ufuk'un anlaltığına gdre birkaç yıl önce petrol araması yapılmış. Daha önce kararlaştırılmış buluşma yerinde minibüse binip Kaş'a döndük. Yaptığımız yürüyüşün toplam uzunluğu 13 ' km idi; molalarla birlikte, üç buçuk saat sürdü. Görebildiğimiz kadarıyla Teke yarımadası, sayısız yeni olanaklar getiriyor doğa sporcularına. Tek üzüntü kaynağı, bunların hepsini yapmaya ömrümüzün yetmeyecek olması. D Bugünün olanakları açısından ençok teknolojik yenılığı btr aradasunanotomobtl, Mitsubishi Galant'ın VR4 modeli Kaş'ta gunubırlik vadi yürüyüşu Mira Çayı yer yer kuçuk havuzlar oluşturuyor 26