26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

G ÜNLÜk Salâh Birsel da.elincaldığı vakitiseonahemenbirsıcaklık duyar Çabıık çabuk da okumuyordur. "Bitirscııı. sonuna gelscm" demıyordur. Içine sindırmeye bakıyordur: Sonu >ok onun, olama/. Bezukof, Bolkonskı. Rostolölebılir, onların ölmesıyle roman bıtmc/. Aiaç'ı hüyüleyen, Savaş vc Barış'ın. bir kı>inın serüvcnı yerıne, bütün bir yaiamı, olduğu gibı, lüm karışıklığı, tüm karanlığıyla göstcrmcsi olmuştur.Bır dc iç dünyanın yanı sıra dÜ!> dünyanın da at başı gitmcsi onu kendinebağlamı^tır. Yazarımı/ı kıtapların üslubu, biçemi dc sarar. Bir kez. Valcry Larbaııd'nun bir kitabına eğilmış ve sonra hemen bir daha, bir daha okumuştur. Ncdcn mi? Larbaııd'nun kıvrıla kıvrılagıdentümcelerincvurulmuştu.Tümcelcrde. anlamının dışında, şiirscl bir güzellik bulmuştur. "Ben dc öylc uzun tümccler kurabılmck islerdım"diycahlarve vahlarsavurur. Dnutmadan, ya/arımız okumayı çok scven birı olduğu halde, bülün yaşamı boyunca, çok çok dört. be$ yü/ kitap okuduğunu söylcr. A a efendını. bir yandan da, o yaşta (57) 10001500 kilap okumuş olmayışına eyvahlanır. Gidcrck, a/ kılap okumasını da ancak bir lat aldığı yapılları didiklemiş olmasına dayandırır. Bu konuda açık yürckli, açık sözlüdür: Çoğunu, bıraz karıştırdıktan sonra, sıkıyor bcni diye, anlamıyorum diye bırakıvcrirım. Bırakmamalı: Birtakım kitaplar vardır, sıkılsak da. kolay kolay anlamasak da okunıahyız. Ycnmeliyiz sıkıntıyı. Anlamaya gelınce,ncbiliyoruzanlamadığımı/ı? Sonunda anlamanın ne olduğu üzerine de lctvasını bastırır: Anlamak, bir bakıma alışmak demektir. Kişıalıştırmalıdırkendınianlamayala. Aralıkla, tüm yazarlann bir ü/üfılüsüne de değinir: Bırçok kılap var evımde. pek a/ını okudum. Bendc olmayan, adlarını bılc bılıncdığim kıtapların ö/lcmıniçekıyorum. Çok iş: Ataç, Fransız eleştırmeni Alain gibi tonlarca kitap devirınenin gerekli olmadığı görüşünede feryatçı çıkanr. Iyiccokursak.okudugumuzü/erindedü* şüncrck.ladınaererekokursak, 100150 kitap da yeter. Çok kitap okumak biraz da şaşırtır bizi, birçok olayları birbırınc karışlırır başımıziçindc. Hazret çok okumada, yeni kıtapların topunu harmanlamakta büyük bir kölülük de görür. Kişilerartıkherokuduklarındabirşcylcr, birdeğerlcrbulmayabaşlarmi!}. Yazılanlarcılız ve de tirimon olsa da: "Eh, bu da ötekiler gibi, bu da ötckilerden aşağı kalmaz, varsın bu da okunsun. Bunuda yazanın gönlünükırmayalım"dermiş. Hoş, ustamız kimi zaman da, bir kitaba sarıldımı.hiçbir türlüelindcn bırakmaz. Oktay Rifat'ın Perçemli Sokak'ı çıktığında günlüğünde şöy lc yazmışlır: Kaçgündürokuyupduruyorum BayOktay Rifat'ın Perçemli Sokak'ını. Okudukçada daha bir seviyorum, daha biranlıyorum. Cahit Sıtkı'nın ölümündc de, şıirlerini günlerce yanından ayırmamıştır. Gerçi ilk kitabı ömrümde Sükut'u elc gcçirememiştir amaondanhıçdeğilseikidizfanımsıyordur: Zaman bir kuşak gibi Sarıl sarıl bitmiyor Bu plaslık kaygılara karşılık yazarımız hergün hcmen hemcn tüm gazeteleri (Istanbul ve Ankara)düzayaketmedenrahatlayamaz. Yani gerçck bir gazetcoburdur. Bir yazıyı okumadıysa bu, birkaç gün sonra dönüp okumayacak demek değildir. Uyyy, Bayram gazelesini bılc kaçırmaz. Sevdiğı bir yazara raslayınca da onu yincokuyacağı üzerine kendinesözvcrir. Ataç, her gün dc Çin sabah vaktinde uyanır. Uyanıruyanmazdabirdergiyeelatar. Erkenden uyandım bu sabah. Dört. gene uyumak istedim, uykum var, hemde üşüyorum. Ne yaptımsa olmadı, uyuyamadım bir türlü. Birsıkıntım, rahatsızcdccek birdüşüncem de yok. Uykum kaçmış, her nedcnsc, benim bilmediğım bir scbeple kaçmış. Dün Yenilik (Tirali'nin dcrgisi) gelmişti. Mart sayısı. (Günce,6Martl955) Erkenden uyandım bu sabah. Her günkü gibi. Ortalık karanhk daha... Karşıkı evin yanından bir aklık belirdi az sonra. "Alacaİcaranlık" gibi bir "alaca ışık". lşte ben, günün böyle "ceccc"der gibi belirmesinc bayılıyorum. Erkenden uyuyup erkenden uyanmam da bclki bunun için, bunu görmck için. Dün Varlık'ı (Yaşar Nabi'nin dcrgisi) almıştım. Aralık sayısı, aralık gelmeden üç dört gün öneeçıkmış. Onukarıştırdım. Bu cr horoz kalkışları kimi zaman da bir kitaba yönelir. Bu, ya birkaç gün önce okumayı aklına koyduğu bir kitaptır, ya da o günlerde yeni yayımlanmış bir yapıt. Konuyu nereden alıp nereye getirdim. Şimdi artık cski sözüme dönüp kitapoburu öykülerinınde çok olduğunu şuracığakıstırayım. Doğrusu Mıthat Cemal dc gcrçek bir kitapoburdur. Yusuf Ziya Ortaç onun için şöyle der: Mithat Cemal'in zcngin ve zarif kitaplığında kalemle okunmamış tek kılap, kenarına not yazılmamış tek sahil'c bulamazsınız. D Kitapoburlar 21 EylOI 1990 I I alil Zıya U^aklıgil bir gün evindcki kıtap odasına gınnce, içınde belircn bir dürtüyle, rafian Fıkrct'in Rübabı Şikestc'siyle llaluk'un Defteri'nı alarak okumaya oturur. Daha sonrakı günlcrdc dc kcndini onlardan ıı/ak lutma/. Eskıden okunmıii kitaplara, şıpşıp cl vurmuş yapıthıra aralık aralık yumuşak inişjer yapmak, daha önce dc yazdım, insana yeni ufuklar açar, yüreklerini sıcak tutar. Ataç da kılapları ycniden, yeniden yrak diycbağırlmaya büyük dcğcrgöslerir: Parma Manastırı'nıyada Anna Karenina'yı yalnız bir ke/ ıni okudunuz? Bilin ki, şöyle iyicc, gereğincc okumamışsınızdır onu. llk okuyuşunuzda yazarın anlattığı olaya kapılırsını/, sonu ne olacak diye düşünürsünüz, bu da yapılları anlayıcı gözüylc okumanıza cngcloİur. Ataç, öykülerın. romanların önce sonunu okumaya da ıııh demcz. Çünkü ona görc, okurlar bir yol olaya ilgilenmektcn kurtulunca kitabı yavaş yavaş, ladını çıkararak, tadını cmerck okuyabileccklcrdır. Nc ki ya/arımızın bir romanı başından sonuna dek alıp gölürdüğü pek görülmefniştır. Aladışappak sıkılıvcrir. önccilgilensedcsonradan: "Bana nc bu öyküden? Yazar olayı da uydurmuş, kişileri dc.. Ne olacak onların yaptıklarını öğreneccğım de" dcr. Ama kimi zanıan, bir romanın önünde hazırola geçcr, Fransız yazarlarından Maurice Druon'un Büyiik Ailcler yapıtında olduğu gibi onu bitirmcdcn, bir gün, iki gün, evden dışarı çıkmaz. Pirandcllo'nun "Alık" vc "Doğru" adlı öykülerini de tclik tetik basarak okumuştur. Dahası, onları birkaç kc/. kucağına almıştır. Hcr dcfasında da ycni bir scvinç devşirmiştir. Gelgclelim, onları ncdcnöbüröykülerdençok sevdığiniaçıklayamayacaktır. Yalnızonlarda şiirc yakın bir şeyler bulmuştur. Çünkü şiirin dc, öykünün de bir duyguyu sırtlayıp taşıdığı görüşündcdir. Haa, bir dc öykünün olsun, şii rın olsun, anlatfığı şeyi gcreksiz ayrıntılara boğmadığına ınanır. Buna karşılık roman gcrcksı/ayrıntılara pek sesçıkarma/. Nc kı oda hülıin bir yaşamı, bütün bir çevrcyı iskcndcr aynası edcr. Ataç'ın burun kıvırdığı yazarlar da vardır. Bıri Gustave Flaubcrt. Gençliğındc Madanı Bovary'yi okumuşsa da sonradan bir daha yanına yaklaştırmamıştır. Onun büyük, kodaman bir ya/ar olduğunu bilmesinebiliramayapıtlarıkarşısındailikten düşcr. bayrağı yıkılır, soğuktan ölen balıklara döncr. Bcrcket, avuntusu vardır: Öncmlı, büyük yazarlann hepsinidesevmck boynumun borcu değil ya. Shakespcarc'in Yitik Aşklar Acısı'nı da eöpe sayma/. KıUıbın adı ilkin kcndisinc gülücüklcr yollamışsa da, okumaya başlayınca, birkaç kez, kitabı fırlatıp atacak kertclcrc gelir. Yazarın boyuna sö/cük oyunlarına başvurması sinirlerını bo/muştur. Ncdır, Shakespearc'in, adından çckıniyordur. Bir saygısızlıkta bulunmak istemez. Ama: "Shakcspcare büyük yapıtlarınıyazmamışolsaydı.buoyundaçoklan unululur gıderdi" demekten kcndini alaına/. Ya/arımı/, Tolstoy'un Savaş ve Barış'ını da, yaşamının son yılında, 1957'de, okumuştur. Daha öncclcrı bu ışc birkaç kez hevcslcndıyse dc bir türlü üslcsinden gelcmcmi^lır. Daha ilk sayfalarda tahtercvallilerden yuvarlanmıştır. Kitapta pek çok Rus adı bulunması da sabrını taşırmıştır. F.llı doku/un
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear