26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

EL SANATLARINDA YAPRAK DÖKÜMÜ/4: Kayseri'nin yastıkçılan Sedirin keyfini bilir misiniz?. Hiç sedir yastığına başınızı dayadınız mı? Akşam yemeğinden sonra küçük bir şekerlemenin keyfi, Kayseri'den Sıvas'a, hep metrelik, doksanlık ya da yüz onluk sedir yastıklarında çıkarılır... Erdal Yazıcı ün doğumundan gün batımına kadar akıp giden "hayat meşgaleleri" içinde, her yerde olduğu gibı Kayseri'den Sivas'a uzunan yörede de benzer sılreçler yaşanır. Işe başlama kaygısı; tozlu çamurlu yollarda traktür sırtında gitseniz de belediye otobüslerine tıkılsanız da hep aynıdır. Ardından, yoğun bir iş tempoi>u... Ve gün bitinıine doğru, köylü köyüne, şehirli mahallesıne çekilmek üzere iken, hemen herkesin kafasında hep aynı düşünce vardır: Şöyle bir "kösesine çekilmek"; şöyle bir "ayaklannı uzatıp" dinknmek? Ancak herkesin "köşesi" farklıdır; kimi pufla bir "baba koltugu"nu özler, kimi bir sedir köşesini, kimi alaturka divanını, kimi avrupai "berger"ini, kimi de bol yastıklı "Şark koşesi"ni... "Devranın değişmez kaidesi"dir, yemekler yendikten sonra, sırtımıza yumuşak bir köşe ararız: "Karnımız tok, sırtımız pek"tir artık ve sıra kahvelere çaylara gelmiştir... Kayseri'den Sıvas'a uzanan yörede de bu böyledir; tek fark, buralarda sırtlann hep duvaıa dizili rengârenk yastıklara dayanmasıdır... Desen desen, kimi kilim, kimi halı kimi dc bez kaplı yastıklar. î ' ı G Kızlarına çeyiz düzenler için... Kaysen'de bir sokak... Daracık... Sağlı sollu küçücük dükkânlar: Hepsi de renkli mi renkli... Sokağın müşterılerinin içleri kıpır kıpır... "Ustam, dügüne az kaldı, göziınu seveyim..." "Sen hiç merak etme yastıklar salıya hazır..." "Ustam, balı kaplı yastıklar kaça?" "Halısına göre: Yüz bin, yüz ellı bin..." "Abooovv! O kadar oldu mu ustam!" Kızına çeyiz düzen mi dersıniz, evindekı sedirine, "Şark Köşesi"ne yastık ısmarlayan mı dersiniz, hepsi bu renkli sokakta... Aynı sokaklara, Sıvas'ta veya Orta Anadolu'nun, Doğu Anadolu illerimizin birinde de rastlayabiliriz. "Nazmi usta" Kayseri'nin bu yastıkçılar sokağımn başında, eski bir yapı içindeki dükkânında sankı yastık yapmıyor da otlarla düvüşüyor. Elindekı ucu çatallı demiriyle onları hizaya sokuyor... "Yastıgın ham maddesi saziıklarda yetisen yerel adla 'berdi' ottur. Biz "çelenk berdi' kullanınz. Semer için 'yuvarlak berdi' kullanılır. Otlar Sultan Sazlıgı'ndan gelir. Bizim beton kalıbı gibi tahta kalıplanmız vardır. Sa/ları, kalıbın etrafına dizer içine bayagı «I doldururuz. Ve sonra tokmakla iyice sıkıştırırız. Kalıptan çıkan olları şilteyle kaplarız. Kalıbın borulmaması için boş kalan yerleri ucu çatallı demire sazları takarak iyice sıkıştırırız. Sonra dikme faslı... Ve yastıgımıı kaplanmaya ha/ırdır. lster çaputla kaplatırsınız, isterseniz el dokuması halıyla..." Elyaf çıktı, her dert türedi Nazmi Özdoğan'ın yastıkları, uç değişık büyüklükte: Kayserı nın yastıkçılar sokağındaki ustalardan bırl de Ali Ata Yaklaşık otuz yıldır yastıkçıiik yaptıflını belırten Alı usta, "her türlü derdın, elyafla ortaya çıktıjjım" söylüyor "Bınbır çeşit maddeden yapılan elyafın", yastıkta kullanılınca ınsanı terlettıflını anlatıyor "Metrelik, doksanlık, yüz onluk (bunlar yastıkların uzunlukları)..." Eni ise elli santimetre... "Bir yaslıgın maliyeti uç bin liradır. Biz bunu dort bin be$yuz liraya satarız. Daha sonra kaplama işi «clir. En degerlisi el dokuması halıdır. Kayseri'de her genç kızın vazKeçilmez çeyizidir yastık. Hele bir de halı kaplanırsa... Çeyiz için bir takım alırlar: Yani altı tane. Bez kaplamrsa allın^, bin, halı kaplanırsa dokuz yu/ bin... Bıınıın dışında evlere ihtiyaç için de alırlar. Bu/ı zengin ınu^lerilerinıiz de vardır. Kapıya kadar ıncrscdcsiyk gclir buc yastık ısmarlarlar." Bınbır v'eşıt elyaftan yapılma yastıkların yanı sıra sazdan yapılma bu yastıklar, çeyizden "Şark Köşesı"nc kadar, yıne sckimizde, sedirımızde, divanımızda veyanı başımızda... Kayseri'nin yastıkçılar sokağında yaşı alt Kaysen'de ulbuıı, Sıvas'U olsun, eskı yastık ustaları, tokmakla dövulmüş ot yastıklardan uretıyor ve muşterı bulabılıyorlar Bu sedir yastıkları, kilim, halı ya da kumaşla kaplanıyor Sağlı sollu küçük dukkânların yer aıdıflı yastıkçılar sokağında, en seçkın müşterıler, "çeyızlık düzen gelın sahıplen"... mışı aşmı$ bir usta... Ali Ata... Eskidcn yastıkları tokmakla dövüyormuş, ama şimdi sadecc yastıklara rcnk rcnk, desen desen kılımler, halılar geçiriyor... "Yaklaşık otuz yıldır yaslıkçıyım. Eskiye göre işler öldii... Biz Kayseri'de müşterilere yastık yetiştiremezdik. O zamanlar her evin vazgeçilme/ bir eşyasıydı. Şimdi binbir çeşit maddeden yapılma elyaf çıktı. Bunlarla birlikte her turlü dert de turedi. Bu maddeler insanı terletiyor. Bizim yastıklarımız teri emer, saglıklıdır. Ama, kıymetini bilen kalmadı. Ben su an gençlik yıllannda olduğu gibi, artık tokmak sallayamıyorum. Yalnızca kılıf geçiriyorum. Mnşlerilcrimi? halılarını, kilimlerini kendileri getirir, h'ıı onları kaplaru bİ7 onlardan sadece bin lira kaplama ucreli alırız ya da bir hazır makine veya el dokuması halı, kilim kaplar, satarı/. Ama en degerlisi, el dokuması halıyla kaplı yaslıklardır..." D 32
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear