Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Umudun sınavı: Altılı Ganyan 1988 yılı için öngörülen 822 milyar liralık Altılı Ganyan satış hedefi büyük bir olasılıkla aşılacak gibi görünüyor. Peki insanları bu kadar parayı yarışlara yatırtan etken ne? Bunun tek açıklaması ise girilen umut sınavının bir gün mutlaka kazanılacağı. Reşat Köstem er yarış günü yeni bir umudun başlangıcı değil midir? Bu işe gönul verip de "benim atlardan hiç bir beklentim yok" diyenler inanın en azından doğruyu söytemiyorlar... Yalnızca yarış yerinden beklentileri başka başka olabilir. At sahibi için geçilmez bir safkan yakalamak... Jokey için aranılır, beğenilır olmak... Yarışseverler için ise tek çözum altılı ganyan. Altılı ganyana bağlanan umutlar, kupona konulan çarpılarla biçımleniyor. Dilersenız öylc atlara oynarsınız kı sızden başkasınrn tutturmasınaolanak yok. Gelsin milyonlar... Dilersenız favorileri oynayıp, az kazancı seçersiniz. Az kazanmak için altılı ganyan oynayana rastlamak olanaksız ya neyse... Büyüklerimiz bunu da düşünüp "misli oyun" kuralını getirdiler. Sızın kupon tutarsa 1 mılyon mu verir diyorsunuz? Öyle ise yazarsınız yüz misli, alırsınız 100 milyon. Tutarsa elbette... Ve ufak bir ayrıntı, yuz misli oyunu 10 bin liradan aşağı oynayamazsınız. Yanş yerlerinde fiyatların aşırı oiduğu söylenir de umudun ederinden pek söz edilmez. örneğin, 1987 yılında 65 milyar liralık altılı ganyan oynanmış. 1988 Adana ve tzmir sezonları bitiminde bu rakam 31 milyara ulaştı ve günümüzdeki görüntüler daha da parlak... tstanbul'da beklenen 526 milyon lıralık gUnlük altılı ganyan satışı ilk 15 günde 627 Yarışseverler güzellikler yaşamak için koşuyorlar hipodroma H Umudun sınavı atların yanş pıstıne fırlamalanyla başlıyor Artık gözler bıtış noktabina doğru umudun sor1 doğru kayıyor Çöküntü Altılı ganyanı yatan birinin ofkesi yitirdiği paradan kaynaklanmasagerek... Belkı de onun umutları parasından çok daha değerli idi. Beklenmedik biçimde sonuçlanan her koşu sonrası, hipodromun "oluk oluk" boşalması da savımızın doğruluğunu kanıthyor. tkinci ya da üçuncü koşuda altılıları yatıp hipodromdan ayrılan binlerce kişi, yitirdikleri parayı kurtarmak için öteki oyunlarla ılgilenmezler bile. Onların o güzelim umutlarının yeşermesi için altılı ganyan dışındaki oyunlar yeterli olmaz ki... Bir sonraki yarış gününe değin umutlarını ve paralannı bckletemeyenlerin çöküntüsunü ise son koşulara doğru izleyebilirsiniz. Yarışı ızlemeye kalbı dayanmayanlar bekleyiş içlnde Acaba mı? milyon, sonraki günlerde de 700 milyonu aştı. Bu gidişle 1988 için öngörülen toplam 822 milyar liralık altılı ganyan satış hedefi büyük bir olasılıkla aşılacak. lşte altılı ganyana bağlanan umutların toplam fiyatı... Bu koşullarda "evet" diyebiliyorsanız, buyurun umudunuzun başlangıcına... Atlar son noktaya ulaşmış ve umut tükenmiştir altılıcı için Bekleyiş Altılı ganyanın bir kazanç aracı gıbi görülerek "kurukuruya" oynanmasından tat alınabileceğini söylemek güç. Oynanan altılıyı hiçbir anını boş geçırmeksizin yaşamak. Her tutan koşudan sonra biraz daha somutlaşan umutlara sahip olmak... Bızce altılı ganyanın en güzel, en çekici yanlardan birisi bu işte. Ve bu güzellikleri yaşamak için hipodromlara koşar yarışseverler... Hipodroma eğer öylesine gelmişseniz, si zin için at yarışları kadar sıkıcı bir şey olamaz. Nedir öyle? Atlar bir iki dakika koşup gidiyorlar sonra saatlerce bekle de bekle... Sokaktaki adama anlamsız gelen koşu aralarındaki beklemeler, yarışseverlerin mutlu sona ulaşnıası için çekmesigereken çiledir... ö n çalışmalar yapabilmesi için gerekli olan zaman dilımidir. Şans verdiği safkanlankoşu öncesi 'padok'ta izlemeyi hangi yarışsever istemez? Bu gözlemleri bilgi ve deneyimler ile bırleştirip oyunlara yönelir. Demek ki o bekleyiş, bir anlamda da geçiş dönemi gibi bir şey... lş olsun diye gelenlerin sıkıntıdan tam patlayacakları anlarda gişelere doğru bir koşuşturma başlar... Kimine göre paralannı vermek için koşuyorlar, koşanlara göre de kazanma şanslarını yitirmemek için... Ve geldik altılı ganyanın ilk ayağına... Şimdi güzel bir yer bulup, hiçbir yerini kaçırmadan koşuyu izlemek gerek. Bakalım bizim küheylan nasıl koşacak? İlk anların heyecanı Her koşunun başlangıcı umudunuzun sınavıdır. Adı üstünde işte, altılı ganyan... Altı zorlu sınavdan "yüz akı ile" çıkmadan beklentilerinızı gerçekleştirebilmek olanaksız. Koşunun başlangıcında, verilen her startta bir çoşku kaplar ortalığı... tlk anlarda herkes mutlu, herkes şans verdiği atın ya da atların kazanacağına inançlı... Bu mutluluk dalgası yerini öncelerı "mırıltılara", sonra yavaş yavaş da "homurtulara" bırakır ki doğal... Çünkü; çoğunluğun öfkesi, elbetteki azınlığın sevincini bastıracaktır... Altılı ganyanın ilk ayağında başlayan çoşku da gittikçe ufalıp azalacak, anıa hiç tükenmeyecektir. Aynı umutlar gibi... Bir ayağı daha geçebilmenin mutluluğu ile "yüregi pır pır" edenleri, o atın kazanacağını nereden bildiğini yanındakilere bilgece anlatanlan bırakıp tutturamayanlara da bir bakalım dilerseniz... Umut gelecek haftaya Artık koşular bitmiş, her şey sonuçlanmıştır. Kazanam da yitireni de belli... Biz kazananları tek tek kutlayıp yine bir yana bırakalım. Ve sözumuzu yitirenlerle noktalayalım. Çalgılı türkülü araçlarla hipodroma gelip, kokoreççi bağırışları arasında içeri gırenlerin dönüşüdür bu... Biraz buruk, biraz öfkeli, aına mutlak şanssız olduklanna ınananların dönUşü... Minibüsçülerin bağırtıları dışında daha bir sessizlik ve durgunluk göze çarpar. Aramayın gelişteki o kıpır kıpır ezgileri... Belki, ta uzaklardan belli beMirsiz üç kız bir ana/Gülmezler ama/Ağlarlar yana yana dizeleri çalınır kulaklarımıza. Ya da size öyle gelir... Çıkışta, yarış dergi ve bUltenlerini "kapış kapış" alanlara da şaşmayın sakın... Onlar umutlarını gelecek yarış günü için yenıden oluşturmanın çabası içindekiler... U ~ 11