27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

İyi şiir, lafının üzerine gelir' Nevzat Çelik, ancak İstanbul tutkunu bir tutuklunun martılar için "Kıyıların çingene kuşları"diyebileceğini söylediğinde, Emirhan Oğuz da martılarla lodosun aşkını, tutkunluk ve tutukluluk arasındaki ilişkiye benzetiyor. NEVZAT ÇEÜK "Deniz martı açmış!" EMİRHAN O U Gökyü/ü de! Deniz ve ĞZ gökyüzünde aynı atıda açan tek çiçeğin martılar olduğunu butün kitaplar yazar. NEVZAT ÇEÜK "Bütün martıların vapurlardan hızlı uçtuğunu" ise, sadece lstanbullu şiirler yazar. Bu uydu mu? EMİRHAN O U Galıba uydu Bir de şu var, ĞZ bizimkıler ıçerde betona kanat düşüren tek kuşun serçc olduğunu bile bile, ille de martılar diye tuttururlar. NEVZAT ÇELİK Doğru! Martılara "kıyıların çingene kuşları" demek, ancak tstanbul tutkunu bir tutuklunun ımgelcminden kanatlanabilir. EMİRHAN O U Tutkunluk ve tutukluluk ĞZ arasında da martılarla lodosun aşkını kıskandıracak bir ilişki var herhaldc... Bızim memlekette! NEVZAT ÇEÜK öyle! Tutkunduk, tutulduk! Tutulunca da oturduk şiir yazdık! EMİRHAN O U Yalnız "oturma"dan önce ĞZ epeyce ayakta kaldık gibi.. Şu Gayretlisi, lstanbul'un yedi tepesi arasında pek anılmazdı, sonradan haylı nam saldı. Bizimkıler orda epeyce ayakta dikilmişlerdir! N V A ÇEÜK Sırf ayakta dıkilmedik, kaEZT fa üstü dikildiğimi/ de az değildir! EMİRHAN O U Ne ilgisi var diyeceksin ĞZ ama, şu kızın elindeki çiçekler çağrıştırdı.. Orda garip adlar takıyorlardı adamlar kendilerine. Biz kafa üstü dikijmenin keyfini sürerken, "bahçıvan" diye biri mi vardı, istıareleri pek güçlü bir herif... N V A ÇEÜK .."Sulayın çiçekleri (!) oğEZT lum, büyüsün!" dıyerek elindeki lastik hortumla kendisine "küçük görünen" yerlerimizi sulardı. EMİRHAN O U Sonradan bu bahçıvanĞZ ları yıpratmak isteyen dış kaynaklı iddialar olmuştu, soğuk su işkencesi yapıyorlarmış diye.. N V A ÇELİK Bunların bir de "kemikEZT kıran"ı vardır, Çanakkale savaşında düşman zırhlılannı korkutan yeşil sarıkh evliyaya benzemez ve muhatabının bedenınde hiç de şiirsel olmayan izler bırakmakla ünlüdür. EMİRHAN O U Biz de o kemikkıranlaĞZ rın şecercsı pıtrak muşmulalar gibi her çalılıktan kafasını uzatır. llk atalarının hangı Osmanlı kışlasını yurt tuttuğu bilinmiyor ama bilmem kaçıncı göbekten bir torunlarının ruhu Sansaryan Han'daki tabutlukların kapısını tıklatırken görülmüştür. NEVZAT ÇEÜK Bizim eski tüfekler, bunların kendilerini fıkra anlatmak için uyandırmadıklannı birçok kereler anlatmışlardır. EMİRHAN O U Fıkralar iyidır yine de. ĞZ Kendilerinı mıtOii: bölünmeye uğratıp iyi yurekü tutuklulann uzun açlık grevlerindeki direnç kaynaklarından birini oluştururlar. N V A ÇEÜK Sağmalcılar'dayken sizın EZT havalandırmada bir eğlence komitesi vardı galiba, "giz"sizörgütü Duvarları guldüremeyen fıkralar anlatırmışsınız. EMİRHAN O U Güldüremediğimiz doğĞZ ru dcğil, bunu sizin havalandırmadakiler uydurmuşlardır. Kıskanıyordunuz.. N V A ÇEÜK Her neyse.. Eğlence geceEZT lerimiı iyiydi. Dışardakiler pek bitmez. Gündüzki ince dayak fasıllanna karşı geliştirilmiş toplu.misilleme fasılları.. evzat Çelık ve Emirhan Oğuz, ortak özellıklerı olan ıkı genç şair Jkisi ( bırlıkte hapıs yatmış Nevzat Çelık, Iki genç şairin bir vapur yolculuğu sohbeti: N "Şafak Turkusu" ıle Emirhan Oğuz ıse, "Ateş Hırsızları Soylencesı" ıle Akademı Kıtabevı Şiir Odulu"nu almış Yazdıkları larklı olsa da yaşamlarının birçok noktası j böylesıne kesışen ıkı şaırın bırbırlerıne soyleyecek şeylerı bulunmalıydı Guneşlı bir pazar gunu, ıki şair, Istanbul'da KadıköySırketf' seferını yapan bir Şehıt Hatları vapurunun ön guvertesınde buluştu Yazdıklarına, yaşadıklarına, martılara, denızp, bundan sonra neler yapacaklarına, hayata ve dunyaya daır/ konuştular Işte bu yazı, o konuşmanın suretıdır Emirhan Ojuz (solda) ve Nevzat Çelık KadıköySırkecı seferını yapan bir $ehır Hatları vapurunun ön guvertesınde martılan gozluyorıar EMİRHAN O U Yalnız, yine de o geceĞZ lerde ne "plastik kaval"dan ne de su bidonu kılıkh "dümbelek'Merden herhangi bir "hicaz peşrev" duyulmadı! N V A ÇELİK Olsun! Hicaz kadar uzak EZT sayılır, hüzünlu Yemen türküleri söylenirdi. EMİRHAN O U İlginçtir, gündüz bizi ĞZ coplama nezaketsizliğı gösteren saygıdeğer tertıplerin, gece bu türkülere kulak verip içten içe hüzünlenmelerine karşılık, yine de sevgiyle coplarını okşamaktan geri durmadıkları görülmüştür. NEVZAT Ç L K Dalgalı denıze daldık ve Eİ epeyce "dalgaladık". Geçelim bunları! Şıırin ciddi bir iş olduğunu sana anlatmadılar mı? EMİRHAN O U Bak bunu bir yerlerden ĞZ duymuştum. İşı öylesine ciddiye aldım ki "son elli yılın en büyük" şiir kitabtnı çıkardımü... N V A ÇELİK Yalnu, biraz fazla büyük EZT olmuş, kitapçıların raflarına sığmadığı için depoda saklıyorlar. Ayrıca senin sekiz buçuk formanın hiebiri ne bir "erguvan" ne de bir "zakkum" açabilmiş!. EMİRHAN O U Olsun! Zakkumlar şairĞZ lere hiçbir şey yapamaz? efsunlu kişilerdir ve kökleri kaynatıp içmek gibi kötü huyları yoktur. Hem sen kendi Türkü'ne bak! Manav tezgâhı gibi nedır o oyle, en ilgisiz yerlerde ilgisiz otlar açıp duruyor.! N V A ÇEÜK Senin Söylence'n pek mi EZT hırlı, her satıra bir kibrit çakmışsın, ateşten dumandan gecilmez olmuş! EMİRHAN O U Şimdi yeri gelmişken.. ĞZ Bizde toplumcu gerçekçiliğin belirli kalıplarda şematıze edilmesi eğiliminden edebiyatımız çok çekmıştir. N V A Ç L K Şiirimiz az mı çekmiştir? EZT Eİ EMİRHAN O U Şiiri (sanatı) birkaç ızĞZ lekle sınırlayan, normatifler öneren kaba yaklaşımlann şairi ve şiiri cendereye soktuğu, giderek kısırlaştırdığı artık birçokları tarafırıdan kabul ediliyor. N V A ÇEÜK tnsanı ve toplumu ilgilenEZT diren her :>ey iiırimizi de ilgilendirmeli... EMİRHAN O U Söz şaireşiire gelmişken, ĞZ bizi doğrudan ılgılendiren bir laf salayım ortaya: Bızim memlekette şair dediğin hep açtır! N V A ÇELIK Ama her aç, şair değildir! EZT EMİRHAN O U Bu da iyi laf.. Her üç kıĞZ şıden bcşının şair olduğu kadar!. N V A ÇEÜK Pekı, cezaevlerınde her üç EZT kişıden kaçı şair? EMİRHAN O U Işte hassas konu! Bizde ĞZ son zamanlarda cezaevlerıni "şair bahçesi" sananlann sayısı haylice artıı. N V A Ç LK Içerde yazılmış nıtehkli şıEZT Eİ irler deşıfre edildıkçe "cezaevi şiiri" nitelemesi sıkça kullanılır oldu, biraz da küçümser bir edayla. Içerde olduğu kadar dışarda da kötü şiirler yazıldığı bir gerçekken hiç kimse tutup "dışarı şiiri" demiyor ama. EMİRHAN O U Cezaevi koşulları, insaĞZ na yenı duyarlıklar kazandınyor, doğru, ama bu duyarhğın kendıni şiir biçiminde ifade edebilmesi kişinin potansiyeli ve birikimleriyle ilgili bir olay.. N V A ÇELİK Bir başka açıdan, 1819 EZT yaşlarında cezaevıne düşmüş insanların, yedisekiz yıllık cezaevi yaşantılannda kendilerini bu biçimiyle de ifade etmeleri neden tuhaf görülüyor? Yedisekiz yıllık bir süreçtc üretken kimliği içerde de dışarda da bulabilir insan. Sürdüğü şiir izlekleri farklı olacaktır tabii. EMİRHAN O U Duvarın içinde üretilmiş ĞZ şiiri küçumseme çabası mı var diyorsun? N V A ÇEÜK Belkı de yoksama çabası. EZT Bellı kesimler tarafından.. "Cezaevi şiiri" nitelemesi biraz da bununla ilgili görunüyoı. EMİRHAN O U Neyse.. İyi şiir lafının üsĞZ tüne gelirmiş (!) "Rtogâr çıktı ansızın, vapur dudükleri kıyıya vurur". Bunu birisı yazmıştır mutlaka. Sen neler yapıyorsun? Birçok kişi dışardaki Nevzat'ın şiirini merak ediyor. Yeni bir şeyler var mı? N V A Ç L K Sanırım var, Uçüncü kitaEZT Eİ bın hazırlıkları içindeyım. EMİRHAN O U Ben de kırk bir buçuk'ĞZ uncunun (!) N V A ÇEÜK Maşallah! Yanaşıyoruz gaEZT liba. Vakit Oı>>aydı, bir sinema yapardık. EMİRHAN O U Vapur yanaştı. Bizimle ĞZ buraya kadar uçmakta ısrar eden şu manının kanadına selamımızı yükleyip bizimkilere yollavahm ve inelim. NJÇEÜK vt EJ>6UZ Hadi bakalım martıcık! Durma uç, yol uzun!.. D 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear