27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

alışma yaptığımız okuldaki bazı öğretmen• aynı zatnanda veliydiler. Ve onların çocukr ırı böyle bir hazırlık içindeydiler. Bu ocuklarımızdan biri de tipik bir reaksiyon österdi. Sınava giriş formunu doldurduktan emen sonraki günlerde, bu çocukta gece işeneleri başladı. Anne baba telaş içindeydiler. )aha sonra, buraya başvurdular ve bizimle telavi amaçlı birkaç görüşme yaptılar. O telaı, o gerginliği.. Annenin hem eğitimci hem ınne olarak yaşadığı çelişkiyi ben çok yakınlan izledim. Bir de tabii, orta ve alt sosyoıkonomik düzeydeki ailelerin çocukları üstünie yapıldı bu çalışma. Durum böyle olduğunia, yani anne baba eğitim açısından yetersiz olmışsa, hayatlarında önemli engellenmişlikeri varsa eğer çocuk, insanın kendi egosunun bir devamı gibi görülür ve kendi için gerçekleştiremediği her şeyin çocukta gerçekleşmeiini ister. FOTO R O M A N OKURDAN Pek damdan düşer gibi olacak ama, Rahan adlı çizgi romanı oldukça kötü buluyorum. Berbat bir şey bence. Eğer mutlaka ilkel bir çizgi roman yayımlamak zorunda iseniz işte Tarzan. Kanımca hem Rahan'dan daha sürükleyici hem de daha iyi yazılıp çizilmiş ve düşünülmüş. Rahan için aynlan sayfalara yazık oluyor bence. Onun yerine 'Şairler Şiirler' bölümünü iki sayfa yapabilirsiniz. Dergi için kullandığınız sloganı çok beğendiğimi itiraf etmeliyim. Hanı şu "Bugün kendinize zaman ayırın. Bugün Dergi okuyun" sözü var ya, ondan söz ediyorum. Gerçekten insanın Dergi'yi tamamen okuyup sindirebilmesi, keyfini çıkarabilmesi için zamana hem de daha önceden tasarlanıp düşünülmüş, şöyle rahat bir zamana ıhtiyacı var. DERGİ'KOLİK BİR HATAYLI Dergi çok güzel ama bir de Rahan olmasa... • Kişilik testi sonuçlarmı sıralarken, "Kurs çalışmalarımn öğrencilerin yaratıcı yönlerini ortaya çıkaran olumlu etkisi de olmuştur" diyorsunuz. Dikkatimi çekti. Nasıl bir etki bu. Açıklar mısınız? Pek çoğu muzikle uğraşmaya, resim yapmaya ve kitap okumaya daha çok duşkün olmuşlardı. Eskiden o kadar önemli olmadığı halde, sınav hazırlıklan sırasında "MUzik de calışmalıyım. Ben resim yapmayı da çok severira" gibi kendilerine yeni amaçlar edinmişlerdi. Bu sonuç, bu kadar disiplinli bu kadar yoğun çahşmayla geçen bir yaşamdan kaçmak için de olabilirdi ama onu bilemiyoruz. Kesin bir şey söyleyebilmek için izleyici bir çalışma yapmamız gerekirdi. • Bugüne değin yaptığım söyleşilerde hep aynı şeyleri duydum. "Oynamak istiyorum" diyorlar. "Annem beni sevmiyor" diyorlar. Nedense anneler bu yarışta en büyük tepkiyi alıyor. Babalar daha yansız kalıyor sanırım. Ya da ilgisiz. Bu çok doğal. Çünkü, özeilikle büyük kentlerde, çocuğu okula götürüp getiren anne. Dolayısıyla, başka ebeveynlerle, öğretmenle ilişkide olan anne. Böylece, çocuk kendi yarışının içinde anneyi buluyor. Onu da bir yarıştırmacı olarak ahyor. • Araştırmanızın sonuçlarına da bakarak, bu konuda, kişisel düşüncelerinizi açar mısınız? Şimdi efendim, daha üst duzeyde yaşamak, bilgi almak, gelişmek özleminde olan bir toplumda yaşıyoruz. Bu çok doğal. Ancak çocuklarımtzın daha 11 yaşında kendilerini böyle bir yarış içinde bulmaları, yarışa zorlanmalan hiç de doğal değil... Çocuğun bu yarış içinde kendini bulması, doğal eğilimi, kişiliği ve yeteneğinin dışında hedefler saptamasına yol açıyor. Sınavı kazanamayan çocuk, çok hırslı oluyor. Bu hırsla, hayatın bütün diğer alanlarında yarışmaya atılıyor. Böylece, yalnız bireysel isteklerini ortaya çıkartmaya çalışan bir insan görünümü kazanmaya başlıyor. Gunlük deyimiyle söylüyorum, "köşeyi dönme"nin yollarını daha ortaokul sıralanndan aramaya başlıyor. Arkadaşının notlarını almak, öğretmenini kandırmak gibi. Yani, amaç için her çeşit yolu araç haline getirebilir.D Bedrettin Bey, Bedrettin Bey sizin bu ilçe belediyeleri ohooo... Sizler de kapılannızı açmasaydmız Düşünüyorum da, bizim gibi 'çömez' şiir arayıcılanna eğer sizler de kapınızı açmasaydmız, durumumuz ne olurdu. Ama pek çok iyi bilmekteyim ki birilerinin kapı aralamasını beklemek de saçmanın saçması olurdu. Hep, şiir aramak diyorum, öyle değil mi? Çünkü şiir, toplumsal bir ilişkidir ve şiir insanoğlunun dünyayı bilme ve değiştirme ve doğayı bilme ve etki altına almadaki bilincin yaratılmasına katkıda bulunur. Bilmenin sınırı olmayacağı için şiiri aramanın da bir sınırı oiduğunu (olabileceğini) düşünmüyorum. Benimki de tereciye tere satmak gibi oldu, öyle değil mi? Sevoi ve içtenlikle. Arkası da gelecekmif diyorlar. Cazeteler her gün bir şey çıkarıyor. BAYRAM BALCI Ankara ındaki ıhnda, daha rkayak n Caste// zeka testi R.B. Cattell'in 1949yılında gelıştirdıği bir zekâ testidir. Testin amacı, tek ve genel bir zekâ ölçümü vermektir. Test, muhakeme faktönine ağırlık vermektir. Testin kültür farkhlaşmalanndan etkilenmediği, doğrudan idrak ile genel zekâyı ulçtüğU söylenir. Sayın Valim, aramızda kalsın.. Gazete binalarım yeşil alan yapma projesı hazırlıyorum zaten. Sevgili Cumhuriyet DERGİ ilgilileri, mektubuma sizleri tebrik etmekle başlayacağım. Böyle kaliteli, doyurucu ve harika bir dergiyi hazırlayıp bizlere sunduğunuz için. Sizlerden bir isteğim olacak. Belki size çok komik gelecek ama lütten okula gidip gelme ve okulu tek gün aksatmama rekorunu 'Lunapark' sayfasındakı Karen Jenkins adlı İngiliz kızından alıp bana verir misiniz? Gerek Karen Jenkins, gerekse Dergi'nin 53. sayısındaki 'Okurdan' kısmında mektubunu yayımladığınız Biga'lı dostumuz Güven Tanış bir adım geriye çekilip beni dinlesinler şimdi. Ben ilk, orta ve lisede okuduğum yıllarda ne devamsızlık, ne geç, her Allahın günü okulda ve sınıfımdaki sıramda hazır ve Rekor aslmda benim... nazırdım. Tüm bu öğrencilik dönemimde Rorschach kişilik testi Kliniklerde çok kullanılan Rorschach Testi, birprojektif testtır. 1921 yılında Hermann Rorschach larafmdan mUrekkeple lekelerinden yarartanılarak gehstirmiftir. 5 renkli ve 5 beyaz olmak üzere 10 adel htanbul Valisi Nevzat Ayaz ve Anakent Belediye Baskanı Bedrettin Dalan. planştan oluşmaktadır. Derneklere, bu planşlar üs (Fotoğraflar: TARIK ERSOY) tünde gördükleri şekillerı neye benzettiklen sorulur. Uygulama stiresi, sınırlı değildır. sadece ve sadece iki çantam oldu. Okulun açık olduğu mevsimleri bilirsiniz, yağmurlu ve çamurludur. Buna rağmen elimde şemsiye ile okula gittiğim bir günü hatırlamıyorum. Yani anlayacağınız, hiç aksaksız, iki çanta ve şemsiyesiz olarak o düşünülmesi bile korkunç gelen okul yıllanmı tamamlamış bulunmaktayım. Sevgilerimle. A.ÜMİT ELVANOĞLU AntakyaHatay
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear