27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

leri biiküyormuş. Şimdi bir de Geller'den daha şaşırtıcı bir Fransıı JeanPierre Girard çıkmış ortaya, hadi canım, buyle bir şey olamaz" diyorlar. Kanıtlan gösteriyorsunuz, yine "olmaz ııhh" diyorlar. Ama bu bir hükmü karakuşi mi? Elbette parapsikolojiyle ilgilenen bir iki profesörümüz de var. Bu konular o kadar önemli ki, şu şudur, bu budur diye geçiştirdiniz mi, hiçbir şey söylememiş olursunuz. Hem sonra bu bilim dalı, komprime haline getirilip 'buyrun' denebilecek bir bilim dalı da değil... FOTOROMAN O K U R DA N Yeni sayfalar, yeni köşeler "Iyi pazarlar!" sloganınızı her okuyuşumda, bir heyecan ıçınde pazarın keyfini düşünür, özlemle pazar günlerini beklerdim. Ancak bu heyecan, şımdi yerini sıradan bir ilgiye bıraktı... Oysa pazarın keyfini tekrar yaşamak ve okurlarıyia ıçiçe bir dergi için, önerilere kulak vermek gerek. Ben de bazı önerilerimi belirtmek ıstıyorum. llk önce, amatör çizerlere bir sd\rfa ayırmakla, güzel ve olumlu bir degişiklik yaratabilirsiniz. Ardından, gençlere müzik köşesi, arada bir de olsa, tarihi olaylan içeren konuları işlemeniz ve bir de, güzel sözler, fıkralarla dolu gülmece say*ası oluşturmanız beklentisı içindeyız. NOT: Çocuk dergisi konusunda öneride bulunan okurlannız acaba sizlere kırılıp bu önerilerinden vaz mı geçtiler?.. V.YÜCEL FIRINCI / Kdz. Erojll • Parapsikolojiyle HgUi geçerli kanıtlar bilimsel mi, yoksa 'rivayet' mi? • .Çok önemli bir konuya temas ettiniz. Bu konuların ivice içinde olanlar, kanıtların 'müspet' olduğunu savunuyorlar. Bu bilimlerde geçerli kanıtlar bencc daha çok rivayettir. Tesadüfen yaşanan ya da tesadüf niteliğindeki olayların gözlemlerine dayanmaktadır. Oysa bilimsel sayılabilmesi için, başka araştırmacılarca da tekrarlanarak aynı sonuçlara varılması gerekir... Tanık olduğum birkaç olay var mesela, deneylerden binnde okuma yazması olmayan, bizim ümmi dediğimiz bir çocuk, o zaman oturduğum evin iç taksimatını aşağı yukarı şöyle bir anlattı bana. Sonra bir iki celsede de medyumun harekete getirdiği masa havalandı; bu bir ruhsal devim olayıydı. Medyum, cisimleri dokunmadan, düşünce yoluyla hareket ettirebiliyordu. Bunları gördüm. Kesinlikle ne bir yanılsamaydı ne de düzmece bir olaydı. Yalnız şunıı da belirtmek lazım: Bizim parapsikoioglarımız diyorlar ki, "Fantomatik tezahürler, bir medyumun salgıladığı ektoplazma ile fantomlar (hayalefler) oluşturması olavı. Bu bizde olamaz." 9Neden olamazmış? • Çünkü fantomatik olaylan meydana getirecek ektoplazmayı, yani transa giren medyumların oluşturdurdukları belli biçimler alan ve ruhlara dönUşerek somutlaşan dumanımsı 'madde'yi salgılayan medyumlar yokmuş bizde... • Biraz tuhaf olacak, ama bizde ektoplazma salgılayan medyumların olmaması beslenme yetersizliğinden falan kaynaklanmıyor, değil mi? • Hah hah haa!.. Alâkası yok, hayır, hayır. Nedeni araştırılıyor hâlâ. • Bazı bilim adamlarınm ruhbilim ötesi alamnda bir çalışma yapılmasına karşı direndiklerini okumuştum, bir bilim kitabında. Neden direniyorlar peki? • Gayet basit. Ciddiye almadıklan için. Bir de şu var: Birtakım klasik bilgiler almışlardır. Bu bilgilerden vazgeçebilmeleri için, okudukları kitaplardan da vazgeçmek durumundadırlar. Yeni bir şeyler incelemek zorunda kalacaklardır. Eh zahmet olur yani. Bu inanmayışın, bu reddedişin altında yatan asıl neden de tembelliktir. Bir profesörü ele alalım, Batılı olsun: Bu adam gayet rahat bir hayat standartına sahip olmuştur. Yeni araştırmalar için belki o sahip olduğu yöntemlerin dışına çıkacak, araştırma yapacaktır; o araştırma için para kazansa bile, artık zaten adam profesör oluncaya kadar canına okunmuştur okulda. Üstelik okula yeni başlıyormuşcasına, yeni bir işe girişecektir. Eh, bunu da istemeyebilir. Sonra bilim adamları da bağnazdırlar çoğu kez. Bağnazlık da engeller yeni araştırmaları. Bağnazlık sadece gericilikle kâim değil ki. Bu yüzden ciddiye almıyorlar, ruhbilim ötesi konuları. Ciddiye almayış da, kolaya kaçıştır. Zahmet olmasın diye, yeni deneylere girişmeyi istemiyorlar... • lşin bir de 'para' yönü var tabii? m Para yönü diyorsunuz. Elbette, ama hangi bilimsel araştırma için silahlara sarfedilen para sarfedilmiştir? D Sinema, yine sinema... Her hafta 32 sayfalık bir dergi çıkartıyorsunuz. Konularınız arasında, elbette sinemaya da yer veriyorsunuz. Ama anladığım kadarıyla, Atillâ Dorsay'ın yazıları olsun, ozgün röportajlar Herzog ile özgün ve guzel bir söyleşiye yer vermiştiniz ya da derleme sinema yazıları, derginizde sürekli bir alana sahip değiller. Sinemaseverler için şu ya da bu hafta, güzel bir rastlantı olabiliyorlar ancak.. Oysa, her hal'a olmasa da, 15 günde bir sinemr' • yer vermeniz gerek. 'Yer vermeniz gerek', c jorum; çünkü Batı'ya ve yeniliklem açM bir toplumun insanları olarak, öızıerin en geniş penceresi sinema. Birçok şeyi duygu, düşünce ya da olay plannda Batı sinemasının seçkin ornekknnden öğrenebıliyoruz. Belkı az okuduğumuzdan, belk' de , 'telikli yayınların Türkçeye kazandnlmasındaki yavaşlıktan. Her ne ise ben :e gerçekten sinemaya daha fazla yer ayırmalı Cumhuriyet DERGİ. . Saygılar, sevgıler CEMAL CANSIZOÖLU / Göztep* Gençler ve müzik Müzığe yer vermeniz, hem de rock müziğıne ve bunu kapak konusu yapmanız, üstelik nitelikli bir yazıyla konuyu işlemeniz, gerçekten bizlerı sevindirdi Ulkemızdeki müzik dergilennin pek yapmadığı bir biçimde ve iyi yakalanmış bir bakış açısıyla yaptınız bunu üstelik Gerçekten tebrık ederiz. Ama Cumhuriyet DERGI'yi izleyen biz gençler için bu tür 'sürprizler' sık sık tekrarlanmalı. AYTUNÇ VALIN / Maltep* Bu numarayla muhalefeti uyuttuk galiba Basbakan Thrgut özal (Fotoğraflar: SÜLEYMAN SARILAR)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear