26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

bunları resmederken Yunan subaylarına rastlıyordum. Beğenip alıyorlardı resimlerimi. Bir gün Bursa'nın karakteristik yerlennın birkav resmini yaptım. Yunan Kumandanının yaverıne gittim ve bu resimleri kumandana vermek istediğimi söyledim. Tabii lesimlere bir dilekçe eklemeyi de ihmal etmedim. Dılekçeye ailemın Istanbul'da olduğunu, Bursa Lisesi'nde leyli okuduğumu vc mutlaka aılemin yanına gitmem gerektığini fılan yazmışüm!' Sonuç mu? Hemen imzalanıp verilen izin belgesı. Sonra, ver elini İstanbui, ver elini akademi. Akademi yepyeni bir dünya. Hocaları Çallı'sıyla, Namık lsmail'i, reyhaman'ıyla Âvni Lıfıj'ıyle... Genç oğrencileri, Fşref Uren'i, Refik Lpıkman'ı, Cevat Dereli'si, Ali Çelebı'si, Zcki Kocamemi'siyle, Halit Dikmen"i, Hamıt Görele'siyle yepyeni bir dünya. Biraz o günleri konuşalım mı? Lisede başanh olmayan Şefik Bursalı, akademinin sevilen, gözde bir talebesi oldu. Çalışmalarım, özellikle renk ve desenlerıyle', hocaların dikkatini çekiyordu. Akademinin paralı yarışmalarına katılıp para kazanıyordum. Bir kazanç kapısı da Babıalı caddesinde yapıp sattığım tabelalardı. 1/lemci grup ressamları, Paris'ten dönmuşler, Galatasaray Sultanisi'nde dunnadan sergiler açıyorlardı. Çoğu hocam olan bu insanlar, beni sergilere davet ediyorlar ve ben orada kcndımi gösterip satışlar yapıyordum. Bıitun bunların arkasından da... Butun bunların arkasından da bazı yazar ve sanatçıların hakkımdaki övgu dolu yazıları geldı. Bu sözlerimi sakın kendisıni dev aynasında görmck dıye tefsir etmeyin lutfen. Hocalarla ilişkilerini/ nasıldı? Hocalar benı severlerdı. Bazen onlar sıparışler verir, bazen de ben Çallı'ya yardım cdcrdım. Rakı sofralanna bile çağırdıkları olurdıı. Ben dc uıana sıkıla bir kadehçik içmeye çalışırdım. Hocalar gerçekten ınutevuzı, fedakâr, candan, gttnülden insanlardı. Maddi bakımdan sıkıntı çektini; mi akademide? Hayır, çünku herkesten aldıkları iki alıın lırayı burada benden almadılar. "Bursa'dan Istanbul'a boyle sanat aşkı ve heyecanıyla dolu, Yunanlılardan kurtulup gelen genç" olaıak takdirlerinı kazanmıştım. Okul muduru karikaturist Cem ve hocalar, "Böyle bir ınsandan para alııımaz" demişleı. Yardım bile ettiler. Akademi yaşamı sekiz yıl surmuş Bursalı'nın. Aslında bundan sonra bir resim öğletmeni olarak çalışmayı düşünmüyormuş. Zaten onune yenı bir hedef de koymuş... Parıs. 1930'da Avrupa Konkuru'na girip birincilikle kazandım. Ama Parıs ruyam gerçekleşemedi. Maarit Vekâletı'nin tahsısatı 37 olduğu ıçın talcbe göndermediler. Birinciliğimi müktesep hak olarak göz önünde tulacaklarını ıtade ettiler. Akademi gunleri, Şefik Bursalı'nın Konya Llscsıi'ne resim oğretmeni olarak atanmasıyla bıter. Bursa'da bırikurdiği paralarla aldığı resim sehpası ve resim malzcmeleriyte akademiye gelen Şefik Bursalı, şimdi Kon ya yollarındadır yenı bir kararla: "Sıradan bir öğretmen değil, sanatkâr hoca Şefik Bursalı olacağım" Konya'nın Bursa'yı aratmayan mistik havası... Mevlana'lı, müzeli, türbeli bir ortam ve bu ortamda yapılan resimlerin Avrupa ulkelerinde kazandığı sükse. Yabancı otoritelerin uzerinde birleştikleri nokta: "Şefik Bursalı.. lşte gerçek Türk ressamı." Bu arada Ankara'daki sergilere gönderilen ve ılgi gören, sevilen tablolar... Ozellikle Sovyetler Birliğı'ndeki sergide bulunan tablonun çok beğenılmesı... Bu başarının Atatürk'ün akşam sofralarına ulaşması ve Ataturk'un yetkililere verdiği dırektif: "Bu genı;, bir kabiliyet, kendisini değerlendirin!' O sıralar Turkiye'ye getirilen Leopold Levy'nin, Bursalı'nın resimlerini kendi anlayışına yakın bulması, asistan olmaları için seçtiği Bedrı Rahmı, Cemal Tollu ve Zeki Kocamemi'nin arasında Şefik Bursalı'nın da bulunması.. Bu kadar etken bir araya gclince, yetkililerin Şefik Bursalı'yı dikkate almaları da kaçınılmaz olmuş ve sonuç kendiliğinden gelmiş. Akademi, resim bölümunde öğretim üyeliği... Yıl 1937. Sayın Şefik Bursalı, Avrupa'ya «idisleki müktesep hakkınuı ne /aman kullandınız? Maalesef hiçbir zaman. Birtakım çekememezlıkler. yetkılileri olumsuz etkilemeler... Araya bir de lkinci Dunya Savası gırince bizim müktesep hak güme gitti. Aslında bu Avrupa'ya gitme bir karışık iştir. Yalnı?ca yetenek, özündeki cevher yetmiyor, yedi evliya kuvvetinde torpıller de gerekli... Hem de birinciden daha çok. Peki siı hiç gitmediniz mi Avrupa>a? Gıttım. Konkurda birinci olduktan 31 yıl sonra, 196l'de kendi paramla gıttım. Ondan sonra hemen her sene, başta Fransa olmak üzere, bireok Avrupa ulkesine gittim Ne kaıandırdı size bu gidişler? Elbette çok şey... Resim sanatının ustalarını böylcsıne yakından tanımak az bulunur şey mıdir? Ama gördum ki Avrupa1 ya gitmek, tek başına hiçbir şey ifade etmiyor, aslolan ınsanııı özündeki cevherdir. Sayın Bursalı, yüzlerce tablo yaptım/ herhalde? Yoo, hayır, ben çok resim yapan, velut bir sanatçı değilim. Az olsun, öz olsun dedım hep. Siz sormadan söyleyeyım, her csprıdekı sanat anlayışını takip ettim, resmi moda gıbı takıp etmiyorum. Ben, resmı bılmeyıp de bu açığını modern şaklabanlıklarla kapatmak isteyenlere karşıyım. Neler yaptınız, yapıyorsunuz? Peyzaj, natürmort, portre... Hepsını de seviyorum. Parlak, tüm nuansları değeriendirilmiş renklerin dunyasında yasıyor Şefik Bursalı. Her zaman olmasa bile, mutlaka aydınlık ve renkli resımler yapmak isteği var içinde. Gö7ünün gördüğü gıbi değil, kalbinin hissettiği gibi yapıyor ve hassas, ınce ınce çalısıyor tablolar uzerinde. Duyarak yapıyor, aşkla yapıyor. Cezanne, Corot, Manet, I^utrec, Delacroix, Veronese, Tisien hayranı. Resimde aradığı ılk şey hayatiyet. Resim nedir Sayın Bursalı? Objeyi bestelemek gibi bir şey. Hâlâ her gun çalısıyor musunuz? Prensıp olarak her gun çalışmm. Çunkü resim benim dınim gibi bir şey olnıuştur. Ben ressam doğdum, ressam ölecegim. Ama resimdeıı başka hiçbir şey düşünmuyorum demek değil bu. 83 yaşını/ın olgunluguyla, devlet sergilerinde beş ndül almış Şefik Bursalı'yı degerlendirir ınisini/? Benım resmim dünyanın her taralında resımden anlayanlarca beğenilır. Benı kendısine hransızca bilnıiyor diye kötüleyenlere Leopold Levy, "Fark etme/, onun resimleri Fransı/ca konuşuyor" demişti. Ben ezilmiş, kusturulmüş, Ü7erıne çok yüklenilmiş bir ressamım. Ben Şefik Bursalıyım. Bir daha bir Şefik Bursalı yetişmez.D Bu yıl turizm patlayacak 0 'Artık turistin üstsüzüne, altsızına karışmayıp... Y^eni Fransızca Mjbilmiyor diye m \ kötüleyenlere • J Leopold Levy, 'Far/c etmez, onun resimleri Fransızca konuşuyor' demişti. Ben ezilmiş, küstürülmüş, üzerine çok yüklenilmiş bir ressamım. Beşiktaş Belediye Başkanı Mümtaz Kola, İstanbui Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ttt Kiiltür ve Turlzm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu. (Fotoğraflar: UĞUR GÜNYÜZ)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear