26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

25 Haziran 2011 Cumartesi 11 Rant politikaları resmileşiyor TMMOB Başkanı Soğancı: AKP iktidarı, önünde engel olarak gördüğü TMMOB’yi yeniden yapılandırıp işlevsizleştirmeye ve yok etmeye çalışıyor ürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Mehmet Soğancı,AKP’nin yeni bakanlıklar projesini masaya yatırdı. Soğancı yeni oluşturulan Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı içinde yapılan düzenlemeyle mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı mesleği ve TMMOB örgütünün “teslim alınmak istendiğini” bildirdi. Soğancı “ülkenin yargısını, eğitimini, tüm kurumlarını ‘düzene sokan’ AKP zihniyetinin ‘ustalık dönemi’ndeki hedefleri arasında TMMOB’yi de düzenlemek var. AKP iktidarı, önünde engel olarak gördüğü TMMOB’yi yeniden yapılandırıp işlevsizleştirmeye ve yok etmeye çalışıyor” dedi. Soğancı, özellikle Bayındırlık ve İskân kitap Ekoloji Cep Rehberi Ernest Callenbach/ Sinek Sekiz Yayınevi Yaşamın düzenli mekanik ilişkilerden oluşan bir nesneler grubundan ziyade, birbiriyle bağıntılı enerjilerden oluşan belirsiz bir ağ olduğunu söyleyen yazar Ernest Callenbach, kitabını da benzer bir yaklaşımla okumamızı öneriyor: Ekoloji şöyle bir göz atabileceğiniz, bir kenara veya cebinize koyup daha sonra tekrar başlayabileceğiniz şekilde düzenlenmiştir. Baştan sona doğru okumanıza gerek yoktur; bölümlerin arasında istediğiniz sırayla gezinebilirsiniz. Bu kitap terimler halinde tanımladığı ekolojik dünyaya benzer şekilde ama sözcükler ve fikirlerle oluşturulmuş bir ağdır. Siz de istediğiniz bir noktadan bu ağa dahil olabilirsiniz. T Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı lağvedilerek yeni oluşturulacak olan Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı’nın üstünde durmak gerektiğine işaret etti. “Bu Bakanlığın görev tanımı kapsamında bünyesine katılan kurumsal yapılanma değerlendirildiğinde: Rant temelli imar politikalarının, doğayı talan eden santraların, nükleer santral girişiminin hızlanacağı açık” diyen Mehmet Soğancı, yeni bakanlığın enerji ve telekomünikasyon tesislerine ilişkin olarak üst ölçekli plan yapmaktan parselasyon planını yapma, ruhsat aşamasına kadar tüm süreçte etkin olma haklarına sahip hale getirildiğine dikkat çekti. Bu durumun yerel idareler üzerindeki vesayeti artıracağını belirtti. Mutfaktaki Yaban Tijen naltong/ Yapı Kredi Yayınları Otlar yalnızca çevremizi güzelleştiren, bahçemizi dolduran, soframıza gelen, demliğimize veya ecza dolabımıza giren bitkiler değil, yaşamımızın vazgeçilmez iğne oyaları, sanat eserleri, destanları, öyküleri, şiirleri aynı zamanda. Doğa bize mevsimine, yerine göre farklı güzellikler sunar. Biberiye ve defne yıl boyu yeşil kalırken semizotu sadece yaz aylarında çıkar, ısırgan yazı değil kışı sever, su teresi, su kazayağı gibi otlar sulak yerlerde yetişmek ister, ebegümeci, labada, kuşyüreği, kuş ekmeği hemen her yerde yetişir, özel ilgi beklemez. Kekik, adaçayı, nane, tarhun, fesleğen, kişniş, maydanoz, dereotu, roka, tere tohumunu ekip gerektiği gibi suladığınızda, yıllarca yemeklerinize, salatalarınıza renk ve sağlık katar. Üstelik hepsinin seyretmeye doyulmayan, irili ufaklı, allı morlu, sarılı pembeli zarif çiçekleri vardır.Mutfaktaki Yabanda her otun ayrıntılı tanıtımından, nasıl yetiştirilebileceği ve kullanılabileceği konusunda ipuçları veren metinlerden önce hikâyelerini okuyacaksınız. Bu hikâyeler, etrafımızda gördüğümüz, çoğu zaman farkına bile varmadığımız otların, yetiştirdiğimiz veya doğadan topladığımız aromatik bitkilerin birilerinin, bizlerin hayatında nasıl bir önem taşıdığını anlatıyor. ‘Çevre devrimi olmalı’ TEMA’nın kurucularından Ali Nihat Gökyiğit: Çevre devrimi tüketiciler için yeni bir yaşam tarzı öngörüyor. Çevre devriminde çılgın tüketim ve korkunç israfa yer yok. 'Kullan ve at' kültürü yerine, yeniden kullan anlayışı hâkim. EMA’nın kurucularından Ali Nihat Gökyiğit, ''Çevre devriminde çılgın tüketim ve korkunç israfa yer yok. Çevre devriminde ekonomi yeniden yapılandırılmalı. Fiyatlar, vergiler ve teşvikler çevre lehine yeniden yapılandırılmalı. Maliyetler sosyal zararları da içermeli. Ekolojiyi merkeze alan ekoekonomi konsepti hakim olmalı'' dedi. Kadın Girişimciler Derneği'nin (KAGİDER) Haziran ayı toplantısına katılan eski TEMA Vakfı Başkanı Gökyiğit, tüketilmekte olunan doğayla barışmanın yolları konusunda konuştu. Dünyanın başına ormansızlaşma ve çölleşme, iklim değişikliği ve doğal afetler, su sancısı ve gıda güvenliği gibi dertlerin yağmaya başladığını kaydeden Gökyiğit, dünyanın doğal kaynaklarını sermayeden yemeye başladığını ve iflasa sürüklendiğini ifade etti. Gökyiğit, konuşmasını şöyle sürdürdü:''Tükenişin ana sebepleri doğaya dost olmayan üretimler, çılgın tüketim, korkunç israf ve inanılmaz nüfus artışı. Dünya nüfusu son 50 yılda 3 kat arttı ve artmaya devam ediyor. Tarım arazilerinin üçte biri, meraların yarısı artık verimsiz ve çölleşmekte. Açlık, su sancısı, yoksulluk ve göç, korkutucu seviyelere ulaştı. Bazı göller ve sulak alanlar kuruyor, bazı nehirler T denize kadar ulaşamıyor. Yeraltı su seviyeleri tehlikeli şekilde alçalmaya başladı. Sigorta şirketlerinin kayıtlarına göre, eko sistemin bozulması yüzünden doğal afetlerin sayısında 4 kat artış olduğunu ve doğal afetlerin şiddetinin de 15 kat arttığını belirten Gökyiğit, biyolojik çeşitliliğin de tahrip edildiğini,her gün ortalama 100 türün kaybolduğunu ve bu asır içinde eko sistemin en önemli bekçileri olan türlerin yarısının kaybolabileceğini söyledi. Son asrın ikinci yarısında ekonominin 7 kat büyüdüğünü ancak zenginle fakir arasındaki uçurumun derinleştiğini ifade eden Gökyiğit, ''Dünyada 1,2 milyon insan sağlıklı sudan mahrumsa, suyu bardağın üzerine örtü koyarak, süzerek içiyorsa çare bulmak lazım'' dedi Bir çevre devrimine ihtiyaç var. Çevre devrimi tüketiciler için yeni bir yaşam tarzı öngörüyor. Çevre devriminde çılgın tüketim ve korkunç israfa yer yok. 'Kullan ve at' kültürü yerine, yeniden kullan anlayışı hakim''diye konuştu. Gökyiğit, çevre devriminde ekonominin yeniden yapılandırılması, fiyatların, vergilerin ve teşviklerin çevre lehine yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade ederek, ''Maliyetler sosyal zararları da içermeli. Ekolojiyi merkeze alan ekoekonomi konsepti hakim olmalı''dedi. Gezgin Şölen Kenneth F. Kiple / Yapı Kredi Yayınları Fasulyenin tarımsal bir hata olduğunu, yerleşik tarımcıların neden avcı toplayıcılardan daha sağlıksız olduğunu, peynir yapımının neredeyse 6.000 yıl önce İran’da başladığını, karabiberin bir zamanlar altından değerli olduğunu, bütün dünyada şekerin buğdaydan bile çok satıldığını, Winston Churchill'in 1942 yılında askerleri için çayın cephaneden daha önemli olduğunu söylediğini, GDO’lu gıdaların hayatımızın ne kadar içine sızdığını biliyor musunuz? Kenneth F. Kiple, gıda küreselleşmesinin 10.000 yıllık tarihini anlattığı Gezgin Şölen'de bunlar gibi pek çok sorunun cevabını vermekle kalmıyor, insanlık tarihine her gün tükettiğimiz gıdalar üzerinden benzersiz bir bakış sunuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear