26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Karadeniz’deki seller küresel ısınma sonucu İstanbul Haber ServisiKüresel ısınmanın Türkiye üzerindeki sonuçları Karadeniz bölgesinde etkili olan yağış ve sellerle kendini iyiden iyiye göstermeye başladı. Çevreciler, Karadeniz bölgesinde meydana gelen sel felaketinin Türkiye’nin küresel iklim değişikliği ile mücadeleye hazır olmadığını gösterdiğini belirterek bölgedeki yağışların ve sellerin zaman içinde daha da artış göstereceği uyarısında bulundular. Türkiye, küresel iklim değişikliğinin en çok etkileyeceği Akdeniz Havzası’nde yer alıyor. Uzmanların senaryolarına göre Türkiye’nin İç Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgeleri kuraklık ve çölleşmenin etkisi altına girerken özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi aşırı yağış ve sellerle mücedele etmek zorunda kalacak. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak, bu tehlikelere son 5 yıldır dikkat çekmeye çalıştıklarını vurgulayarak “Doğal bir olay olan sel felakete dönüşüyor. Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle mücadeleye hazır değiliz” dedi. Demirayak, mevsim ortalamalarının üzerinde seyreden sıcaklıklar, aşırı sıcak günlerin sayısının artması ve mevsim dışı yağışlar gibi beklenmedik hava koşullarının küresel iklim değişikliğinin en belirgin etkileri olduğunu anlattı. Nehirlerin doğal yapılarının bozulmasının, nehir yatakları ve deltalardaki plansız kentleşmenin, ormansızlaşma ve yoğun bitki örtüsünün tahrip edilmesinin selleri, felakete dönüştürdüğüne dikkat çeken Demirayak, “Seddeleme ve nehir ıslahı çalışmaları, nehrin aşağı kesimlerinde yaşayan insanların, koruma önlemlerine fazla güvenerek taşkın düzlüklerine ve deltalara yerleşmelerine sebep oldu” diye konuştu. Ömer KAYALIOĞLU HSBC Türkiye İletişim Başkanı Çözümün Parçası Oluyoruz... HSBC olarak “iyi” bir şirket olmak istiyoruz.İklim değişikliği, çevremizdeki herşeyi etkiliyor ve gelecekte de etkileyecek; müşterilerimiz, çalışanlarımız, paydaşlarımız, diğer kurumlar... İnsanların enerji kaynaklarını yanlış kullanmasıyla birlikte atmosfere yayılan karbondioksit miktarının artması, Küresel Isınma’yı hızlandırmaktadır. Bu bilinçle HSBC Grup olarak 2005 yılında ilk karbon nötr banka olmayı başardık. HSBC Türkiye olarak da üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. 2008 yılı içinde personel sayımız %25.1, banka kullanım alanları ise %22.2 arttı. Buna rağmen çevresel hedeflerimiz konusunda beklentilerimizin çok üzerinde başarı sağladık. Geçtiğimiz yıl otomasyon sistemlerinin de hayata geçirilmesi ile enerji alanında kişi başına %7’lik bir tasarruf sağlamayı planlamışken, %14.3 gibi bir oranla hedefimizin iki katını geçtik. Sağladığımız enerji tasarrufunun yaklaşık 333 adet evin (3 ya da 4 köyden oluşan küçük bir ilçeye bedel) 1 yıllık elektrik ve ısıtma giderine eşdeğer bir kazanım olduğunu belirtmekten mutluluk duyuyorum. Su kaynaklarımızı etkin kullanmak adına da %7’lik bir tasarruf sağlamayı planlamıştık. Fotoselli musluk kullanımları vb. uygulamalarla, 2008 sonu ölçümlerine göre kişi başı sarfiyatta %11.9 tasarruf oranına ulaştık. Bu oran yaklaşık 34 adet evin 1 yıllık su sarfiyatına eşdeğer. Katı atıklardan da 2008 sonuna kadar ülke çapında %8’lik tasarruf hedefliyorduk. Bu hedefimizi %8.8 oranıyla tamamladık. Bunun sonucu olarak 10 katlı apartmanı dolduracak kadar bir atık tasarrufu yapmış olduk! Tüm Genel Müdürlük binalarımıza “Metal, Plastik, Cam, Kağıt” geri dönüşüm kutuları yerleştirdik. Pil geri dönüşüm kutuları ile atık pil toplama işlemlerimiz de devam etmekte. Yaptığımız faaliyetler sonucu oluşan karbon salınımında da %5 azalma sağladık. Böylece, yaklaşık 1050 adet ağacın 50 yıllık ömürleri boyunca temizleyebildiği karbondioksite eşdeğer bir tasarruf yapmış olduk. EarthWatch Enstitüsü ile sürdürülen ve çalışanlarımıza iki haftalık İngiltere Oxford’da çevre üzerine hem teorik hem de pratik bilgi edinme fırsatını sunan İklim Şampiyonluğu programında Türkiye de aktif rol alıyor. 2008 yılında 3 çalışanımız daha İklim Şampiyonu olarak İngiltere’de 15 günlük çevre eğitimine katıldılar ve şu anda çevre projelerine liderlik ediyorlar. Böylece Türkiye’den 15 çalışma arkadaşımız İklim Şampiyonu oldular. Aldıkları eğitim sayesinde banka işleyişinde ve çevrelerinde iklim değişikliği üzerine projeler gerçekleştiriyorlar. Bütün bu çalışmalar değerlendirildiğinde çevre konusunda önemli başarılar elde ettiğimizi düşünüyorum. Bu süreçte tüm çalışma arkadaşlarımızın da emeği yoğun oldu. Bu çabalar devam etmeli. Hepimiz, topluma ve çevremize olan sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Çevre konusunda yaptığımız çalışmalara aile bireylerimizi ve diğer yakın çevremizi de katarak küresel ısınmaya karşı çözümün parçası olabiliriz. EKOLOJİK SEL KONTROLÜ Son yıllarda yaşanan küresel iklim değişikliğiyle şiddeti giderek artan yağışlar sonucu oluşan büyük sellerin, bu tip uygulamaların yetersiz kalabileceğini gösterdiğini ifade eden Demirayak, şöyle devam etti: “Artık geleneksel su yönetimi uygulamaları küresel iklim değişikliği gerçeğiyle ortaya çıkan sorun ve ihtiyaçlara çözüm sunmakta yetersiz kalıyor. Dolayısıyla, küresel iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmek için mevcut politika ve uygulamalarımızı gözden geçirmeli ve bir an önce adaptasyon planlarımızı hazırlamalıyız. WWF Türkiye olarak sellerin gittikçe artarak tekrarlanan yıkıcı etkisine karşı en ekonomik ve güvenli çözümün ‘ekolojik sel kontrolü’ olduğuna inanıyoruz. Ekolojik sel kontrolü, nehirlerin doğal sel önleme kapasitelerinin korunması ve artırılması yoluyla sellerin yıkıcı etkilerinin azaltılması olarak tanımlanabilir. Nehirlerin yukarı ve aşağı kısımlarında bitki örtüsünün korunmasını ve uygun ağaçlandırmayı; mendereslerin, nehir ve dere yataklarının ve sulak alanların korunması yoluyla su tutma kapasitesinin artırılmasını ve bu yolla su akışının yavaşlatılmasını kapsıyor. Küre Dağları’nda ekoloji eğitimi... T ÜBİTAK tarafından desteklenen ve Kastamonu Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce yürütülmekte olan ‘Ilgaz Dağı Milli Parkı ve Küre Dağları Milli Parklarında Ekoloji Temelli Doğa Eğitimi’nin bu yıl 5.si düzenlendi. Dr. İsmail Menteş’in proje yürütücülüğünü yaptığı eğitimin temel amacı ‘Doğanın Dilini’ öğrenmeye çalışmak ve doğayı anlayabilmek. Beş yıldan beri farklı üniversitelerden ve farklı bölgelerden gelen yaklaşık 250 akademisyen ve öğretmen, Kastamonu’nun doğasını, ekolojik yapısını ve yöresel kültürünü bilimsel formatta uygulamalı olarak öğreniyor. Eğitimler 30 kişilik gruplar halinde iki dönem olarak gerçekleşiyor ve her eğitim dönemi yak laşık 1112 gün sürüyor. Eğitim programı yöre ekosisteminin tüm unsurlarını ve yerel folkloru kapsayan yaklaşık 1217 farklı konu içeriyor. Teorik bilgiler, uygulama çalışmaları ile pekiştirilmekte, eğitimcilerle katılımcılar ve yöre halkı arasında etkileşimli bir eğitim anlayışı uygulanıyor. Bu yıl eğitim farklı ve özgün bir mekanda, Başören Köyü’ndeki Yanık Ali Konağı’nda düzenlendi. Yöre kültürünün bir parçası olan Yanık Ali’nin geçen yıllar içinde eskiyen, neredeyse yıkılmak üzere olan özgün ve yerel mimari örneği konağına Küre Dağları Ekoturizm Derneği sahip çıkarak, bulduğu fonlarla restore ettirdi ve Ekoturizm Geliştirme ve Araştırma Merkezi olarak açtı. 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear