25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

ENERJİ 10 RusGürcü savaşı küresel enerji rekabetinde yeni dönemi başlattı Kafkaslar’da enerji savaşları Kafkaslar’daki Rus Gürcü savaşı bölgedeki siyasal tabloyu ciddi anlamda değiştirirken en önemli etkisi enerji piyasasına oldu. Kafkaslar’daki silah sesleri petrol fiyatlarındaki sıkıntıyı derinleştirmesinin yanı sıra, Türkiye’nin yıllardan bu yana diplomatik enerjisinin büyük bölümünü harcadığı DoğuBatı enerji koridoru ve bölgesel enerji terminali olma çabalarını da tartışmaya açtı. Bahadır Selim DİLEK yükselen petrol fiyatlarından dolayı deyim yerindeyse diken üzerinde durduğu bugünün en önemli gerçeği... piyasasına oldu. Kafkaslar’daki silah sesleri petrol fiyatlarındaki sıkıntıyı derinleştirmesinin yanı sıra, Türkiye’nin yıllardan bu yana diplomatik enerjisinin büyük bölümünü harcadığı DoğuBatı enerji koridoru ve bölgesel enerji terminali olma çabalarını da tartışmaya açtı. Şöyle ki; Gürcistan’ın ABD ile yakın ilişki içinde olduğu, hatta Tiflis yönetiminin NATO tam üyelik için hazırlık yaptığı bir dönemde hemen hiç kimse, Rusya’nın bu ülkeye kapsamlı ve şiddetli bir askeri operasyon düzenleyebileceğini düşünmüyordu. Özellikle de Batılı tarzı ile bilinen çiçeği burnunda Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in böyle bir yaklaşım içine girebileceğini kimse hesap etmiyordu. Ancak, konuyu yakından takip eden uzmanlar, Moskova’nın Tiflis’i bir tuzağa doğru çekmekte olduğunu görebiliyorlardı. Sonuçta, Saakaşvili’nin NATO’ya biran önce üye olabilmek için Güney Osetya sorununu silahla çözmeye kalkması, Rusya’yı güçlü bir şekilde harekete geçirdi. Bu noktada NATO’nun 24 Nisan tarihlerinde Bükreş’te yapılan zirvesinde Gürcistan için üyelik eylem planı benimsediğini ve ülke içindeki ayrılıkçı sorunların çözülmesi sonrasında da konunun aralık ayında yapılacak dışişleri bakanları toplantısında ele alınacağı garantisi verdiği notunu da düşmek gerekiyor. NKARA Mihail Saakaşvili’nin Güney Osetya’ya operasyon yapılması kararı ve Moskova yönetiminin buna sert tepki göstermesi ile patlak veren savaş sadece beş gün sürüp, binlerce insanın yaşamını yitirmesine yol açarken, 21. yüzyıla damgasını vuran küresel enerji rekabetinde yeni bir dönemin de başlangıç noktasını oluşturdu. Aslında Kafkaslar’da beklenmedik bir şekilde patlak veren RusGürcü savaşı, ABD ile Rusya arasındaki küresel enerji rekabetinde son perde olarak değerlendiriliyor. Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin devreye girmesiyle Moskova ve Tiflis arasında varılan mutabakat uyarınca silahlar şimdilik susmuş olsa da, büyük enerji santarcında gözler Ortadoğu’nun ardından şimdi de Kafkaslara çevrildi. Bu savaş Türkiye’nin enerji konusunda bel bağladığı büyük projelerin geleceğini de ciddi anlamda tehdit altına soktu. Şimdi küresel enerji rekabetinde “kabus senaryoları” konuşuluyor. Rusya ile Gürcistan arasındaki savaş her ne kadar Tiflis yönetiminin Güney Osetya’ya yönelik askeri operasyonu nedeniyle patlak vermiş olsa da, bölgenin en önemli enerji geçiş güzergahları üzerinde bulunması, tartışmaların da siyasal zeminden çok küresel enerji rekabeti üzerinde yoğunlaşmasına neden oldu. Dünyanın önde gelen iki önemli gücü arasındaki bu rekabetin, küresel enerji piyasası ve önde gelen küresel aktörlerin kurguladığı enerji stratejilerine nasıl yansıyacağı soruları gündeme damgasını vurmuş durumda. Şu an için yapılan bütün değerlendirmeler “çok erken” olarak algılansa da dünyanın giderek ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ A Demirel pakt önermişti SSCB’nin dağılmasından sonda adeta kangren olan Güney Osetya ve Abhazya sorununun ciddi bir sıkıntı potansiyeli taşıdığı öteden beri biliniyordu. Hatta 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 1999 yılında İstanbul’da kasım ayında yapılan AGİT zirvesinde aynı yılın Saraybosna’da imzalanan Balkan İstikrar Paktı’nın bir benzerinin Kafkaslar’da da imzalanması önerisini getirmişti. Ancak, gerek Rusya’nın bu girişimden rahatsız olması, gerekse Avrupa ülkelerinin önceliği Balkanlara vermesi nedeniyle, Demirel’in önerisi yaşama geçirilemedi. Dolayısıyla da Balkanlar’daki itilafların çözülmesi için zamanlanının da uygun olmasına karşın, Avrupalı liderlerin kendi arka bahçelerini öncelikli olarak gözetmeleri üzerine, Güney Osetya ve Abhazya sorunları bugüne kadar taşındı. Kafkaslar’daki Rus Gürcü savaşı bölgedeki siyasal tabloyu ciddi anlamda değiştirirken en önemli etkisi enerji Rusya’dan Avrupa’ya mesaj Rusya ciddi askeri gücüyle birlikte Gürcistan’ı ağır bir yenilgiye uğratırken, “Ben istediğim zaman Kafkaslar’daki stratejikpolitik dengeyi değiştirebilme gücüne sahibim” mesajı veriyordu. Bir başka mesaj da, enerji güzergahları konusunda büyük hassasiyet gösteren Batılı ülkelere yönelikti. Yıllık 50 milyon ton taşıma kapasitesine sahip ve bin 774 kilometre uzunluğunda olan ve 440 kilometresi Azerbaycan’dan bin 74 kilometresi Türkiye’den geçen BTC (1) petrol boru hattının 260 kilometresi Gürcistan toprakları üzerinde bulunuyor. Rusya, istediği zaman, başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin büyük önem verdiği BaküTiflisCeyhan petrol boru hattını devre dışı bırakabileceğini göstermişti(2). Yani, Rusya bu mesajıyla Kafkasya’daki enerji denklemini istediği zaman değiştirebileceğini ortaya koymuştu. Bu durum Türkiye’nin Kafkasya, Orta Asya ve Irak petrollerinin uluslararası piyasalara çıkarılmasına ilişkin “terminal ülke olma” politikasının geçerliliği de tartışma açıyordu. Çünkü, enerji kaynaklarının önemli bir bölümünü elinde tutan ya da üzerinde ciddi etkisi bulunan Moskova yönetimi, “transit ülkelerin çeşitlendirilmesi” politikasıyla, Türkiye’nin terminal ülke olma politikasına karşı çıkıyordu. Hatta Rus yetkililer bu yaklaşımlarına, Türkiye’nin enerji konusundaki kaynak çeşitlendirme girişimlerini gerekçe olarak gösteriyordu. Onlara göre Türkiye kaynak ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear