25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

30 Ekim 2013 Çarşamba 4 Tufan Türenç, Orhan Erinç, Doç. Dr. Nurettin Öztürk, Turgay Olcayto ve kazı ekibi uzmanları, Zeytinliada’da Erdek’i arkeoloji ve inanç turizmi alanında çekim merkezine dönüştürecek çalışmaya tanıklık ettik. n ORHAN ERİNÇ Balıkesir’in şirin ilçelerinden Erdek iç turizmin ilk beldelerinden biriydi. Daha 1950’lerin ortalarında önce Ankaralılar tarafından keşfedilmiş, sonra ünü İstanbul başta olmak üzere diğer illere de yayılmıştı. Ünlü işadamı Vehbi Koç da Ankara kökenli olmasından mı, bir tanıdığının bilgilendirmesinden mi doğrusu bilmiyorum, tatillerini orada geçirirdi. Biz de bir arkadaş grubu olarak modaya uyup 1962’de Erdek’e gitmiştik. Pansiyonlarda geceleme, yanlış anımsamıyorsam 150 kuruştu. Merkezin dışına çıkmak oldukça meşakkatliydi. Ya kıçtan takmalı motorlarla ya da yük taşımaya özgü at arabalarıyla gidebilirdiniz. Erdek’e kısa bir süre önce Bandırma Belediye Başkanı Sedat Pekel’in düzenlediği “Demokrasi ve Medya” paneli için gittik. Gazeteci arkadaşımız Önder Balıkçı’nın rehberliğinde de bir Erdek turu attık. İlk gittiğimden aklımda öğretmenler kampının bulunduğu kalmış olan, ardından gençlik ve spor müdürlüğünün kamp alanı olarak kullanılan Zeytinliada’da Erdek’i arkeoloji ve inanç tu Zeytinliada... rizmi alanında çekim merkezine dönüştürecek çalışmaya tanıklık ettik. Zeytinliada ile ilk bilgiler ünlü tarihçi Strabon tarafından veriliyor. 1250 yılında Erdek’ten geçen keşiş Planudis adadaki Meryemana Kilisesi’nden ve şifalı sudan söz ediyor. Evliya Çelebi de adadaki şifalı suyu anlatıyor. Yedi yıldır süren kazıların ekip başı Doç. Dr. Nurettin Öztürk, temellerine ve bazı bölümleMarmara Adası’ndan getirildiği sanılan tek parça mermere oyulmuş, stilize haç görünümlü Türkiye’deki en büyük vaftiz havuzu. rine ulaşılan kilisenin, Ayasofya ile büyük benzerlik gösterdiğini belirtiyor. Ama kilisenin en özgün parçalarından biri 2 metreye 1.5 metreye ulaşan mermerden oyulmuş vaftiz havuzu. Havuzun büyüklüğü, Hıristiyanlığın ilk döneminde yetişkinlerin de dine girince vaftiz edilmelerini gerçekleştirme sorunundan kaynaklanıyor. Çalışmalar ilerleyince Zeytinliada Türkiye’nin ilk ada müzesi olacak. Adadaki 4’üncü yüzyıla tarihlenen Meryemana Kilisesi de Türkiye’deki en büyük vaftiz havuzu ile Hıristiyan dünyasının belli başlı inanç merkezlerinden birine dönüşecek. Erdek, doğal güzelliklerinin yanı sıra bu özellikleri ile de turizm sektörünün vazgeçilmezleri arasındaki yerini sağlamlaştıracak. Dünyanın ilk endüstri şehri n ESRA ALKAN Amasyalı ünlü tarihçi Strabon MÖ 1. yüzyılda “ilk dikey su değirmenleri” kurulduğuna dair kayıt düşmüş… Bu şu demek: Dünyanın ilk endüstri şehri… Hasat işlendi; ekonomik değer yaratıldı. Bilim insanlarını bile şaşırtan Niksar, bugün ilk endüstri şehri olmanın verdiği güvenle 8000 yıllık uygarlıkların bugünkü insanına taşıdığı kültür birikiminden olacak; kültür turizminde ciddi bir atakta. Gittiği yerlerde talep yaratmakta usta DASK (Doğa Araştırmaları, Sporları ve Kurtarma Derneği)/DOGAY (Doğada Görüntü Avcılığı Yarışmacıları), doğada arama kurtarma çalışmaları yaparken her türlü canlının yaşatılmasını amacıyla fotoğraflıyorlar. Biz de hep birlikte Niksar’ı fotoğrafladık. Zihnimde Niksarlı Cahit Külebi’nin dizeleri, uçağımız Sivas semalarından yere inerken Nuri Demirağ Havaalanı’nı görünce şiirden teknolojiye hızlı bir geçiş yaptım. Hafızamı eşeledim, Asya’yı Avrupa’ya bağlayacak ilk Boğaz köprüsü projesini Atatürk’e sunan Nuri Demirağ değil miydi? Öyle ya, ta kalkolitik ve tunç çağlarından bu yana yerleşilen bu topraklar, insanını da farklı donatıyor. 1931’de Atatürk, çok beğendiği bu projeyi dönemin hükümetine gönderir, ancak gel gör ki proje onaylanmaz. Atatürk de kendi kurduğu Cumhuriyet hükümetinin kararına saygı gösterir ve bizim Boğaz köprüsü 1971 yılında yapılır. Köprüler ve çeşmeler kenti olarak da bilinen Niksar, Dünya Kaleli Kentler Birliği ve Tarihi Kentler Birliği’ne üyedir, duyurulur. Niksar, MÖ 1. yy’da Pontus devletinin önemli bir kentiyken sonrasında Roma, Bizans, Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerinin ya NİKSAR şanmışlıklarıyla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nin gözde bir turizm kenti olma yolunda... KelkitYeşilırmak ve Çekerek Nehri boyunca yaklaşık MÖ 40002500 yılları arasında yaşamış Hititler ve Frigler yüksek dü zeyde kültürsanat üretmişler. Bereketli topraklarında, tarihiyle iç içe yaşayan Niksar halkı bugüne kadar gelmiş. Dikey Milli Su Değirmenleri; Niksar’ı dünyanın ilk endüstri başkenti yapıyor. İnanmak için Amasyalı tarihçi Strabon’u okuyun. Pontus döneminde, lykos (ışıltı nehri) Kelkit Çayı üzerinde Niksar’da yani dönemsel adıyla Cabeira’da kurulmuş. 1400 yıldır şifa kaynağı Ayvaz suları; kaynağından tadın, hamama gidin, her bakkalda kolaylıkla bulacağınız şişelenmiş bu şifalı suyu kana kana için. “Aşgana” denen mutfağını ister Niktaş Çatı’dan, ister Çoroğlu Konağı’ndan, ister Niksar Evi’nden, ister Nagihan Yöresel Ev yemeklerinden, isterseniz de Kavlağanlık Alabalık Tesisleri’nden deneyin. Her derde deva Niksar cevizi, kuşburnu reçeli, asma yaprağından yapılmış baklalıetli ya da zeytinyağlı sarması… Afiyet şeker olsun. Fotoğraf: EMRE SOYTÜR Niksar’da ezberler bozuluyor Gezeceğiniz Niksar Çarşı burada AVM’ye karşı… Evet, Belediye Başkanı Duran Yadigar, kale gibi duruyor Niksarlıların arkasında ve AVM açtırmayacaklarmış. Ayrıca göç alan bir kasaba olma yolunda Niksar… Bu kentte ezberler bozuluyor. Büyükşehirlerden bıkmış, emekli olmuş; huzurlu, sağlıklı yaşamak isteyenlere şehrin kapıları açık. “Gelip yerleşsinler, ev bulmak, komşularıyla kaynaştırmak benden” diyor başkan. Hatta, antik Niksarın yerlileri, belediyenin çok ehven şartlarda merkez dışında yaptığı evlerden satın alıp önceki evlerini eşyasıyla birlikte kiraya veriyormuş. Başkan Duran Yadigar diyor ki, “Kültür turizminin iki tarafı var. Konuklar ve ağırlayanlar. Bizim ağırlayan taraf olarak farkındalığımız gittikçe artıyor. Sizler de kentimizi görüp tanımak için gelin, beğenirseniz buraya taşının…” “Pardon” dedim, “anlamadım”… “Emekliyseniz, hayat şartları büyük şehirlerde ağırlaştıysa Niksar burada. Yaşayacağınız evi bulmak, komşularınızla tanıştırmak bizden. Arzu ederseniz bilgi bikiminizle, hayat görüşünüzle bize de katkı sağlarsınız kim bilir? Ya da ‘Ben sadece gezip görmeye geliyorum’ diyorsanız yine başımızın üstünde yeriniz var.” Şöyle bir düşündüm, hiç fena fikir değil… Niksarlı, 1.5 saat sonra pırıl pırıl Ünye sahilinin ipek kumlarından denize giriyorsa... Orta Karadeniz’in kimlikli bir kenti olarak 1400 yıllık Niksar Ayvaz Suyu’ndan şifa görüyorsa... Canik dağlarında otlayan hayvanların etinden sütünden yoğurdundan besleniyorsa... Doğal tarım ürünlerini tüketiyorsa... Havası taze, diri ve temizse neden olmasın? Diyeceğim odur ki: Niksar size iyi gelecek. Ayrılırken “keşke bir gün daha” dedirten kent Niksar’dan bekleniyorsunuz… Sonbaharda Boğaz daha bir manidar, daha bir olgun. Hele de güneşin göz kır pan bir var oluş, bir yok oluş haline hafif hafif esen rüzgâr eşlik ediyorsa işte diyor insan; “Yaşamak bazen kısa kaçamaklara değecek kadar güzel”. İşte ben bu hali geçtiğimiz hafta sonu Boğaz’ın en güzel yerinde yer alan Rumelihisarı’nın ayağında bulanan şirin, kendi halinde sanki çocukluğumuzdan kalma bir his veren Kale kafede yaptığım kahvaltı kaçamağında yaşadım.  Kızarmış ekmek kokuları arasında; sonbaharın ve Boğaz’ın tadını koca bir haftaya yetecek kadar hissetmek isteyenler için el değmemiş samimiyette, her şeyin bol kepçe olduğu taze ve doğal serpme kahvaltılıkları ile insanın yedikçe yiyesinin geldiği sıcacık bir yer burası.  Mekânı bu kadar sıcak ve samimi yapan Kale kafenin gösterişten uzak, sadece lezzete ve memnuniyete odaklı hizmet anlayışı. Mekânın sahibi Celal Bey bitmek bilmeyen enerjisi ile gelen her müşteri ile tek tek ilgileniyor. Masada ne eksikse hemen tazeleniyor. Arı gibi çalışan “siparişim nerde MEKÂNIN DİLİ HATİCE KUMALAR/haticekumalar@yahoo.com KALE KAFEDE KAHVALTI KEYFİ... kaldı?” dedirtmeyen çalışanların da hakkını yememek lazım. “Eskiden dışarıda peynir, ekmek yemek ayıp karşılanırdı. Biz Boğaz’da kahvaltı kültürünü ilk yerleştirenlerdeniz. Kahvaltının hakkını verirseniz güne mutlu başlarsınız diyen Celal Bey, ünlü şair Cemal Süreya’nın şu mısralarını hatırlattı bana: “Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı.” Boğaz’ın tam göbeğinde bulunan Kale kafenin zengin serpme kahvaltısı hem göze hem de mideye hitap ediyor. Mönüde yok yok. Kahvaltılıkların tamamına yakını doğal. Her biri kendi bölgelerinden getirtiliyor. Mis gibi kokan tereyağı Rize Hemşin’den geliyor. Söğüş ve zeytin tabağına eşlik eden zeytinyağı Bozacada’dan. Mönüde bulunan en az 10 çeşit peynir ise Malkara’dan getirtiliyor. İştah kabartan ve insanın yedikçe yiyesinin geldiği serpme kahvaltı mönüsünde; kızarmış hellim, Kale kafenin ustalarının özel olarak yaptığı yemeden ayrılmamanız gerektiğini söyleyeceğim paçanga böreği, tereyağlı sahanda yumurta veya menemen ya da isteğe göre hazırlanan yumurta çeşitleri, kızarmış sucuk, pastırma, balkaymak, çeşit çeşit zeytin ve peynirler. Hafta sonu kendinizi ödüllendirmek adına bu sıcak ve şirin mekâna mutlaka uğrayın derim. Tabii gittiğinizde oturacak yer bulabilirseniz. Neden mi? Gösterişten uzak bu samimi mekâna gelen bir daha bir daha geliyor da ondan. Bu arada öyle yüksek hesap ödeme derdi de yok. Serpeme kahvaltı fiyatı 30 TL. Hayat kısa ve güzel şeylere vakit ayırmak lazım. Dile gelen başka bir mekânda görüşmek üzere tebessümle kalın. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç • Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya • Editör: Hayri Arslan • Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ • Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul • Tel: 0 212 343 72 74, Faks: 0 212 343 72 64 • Reklam: Cumhuriyet Reklam • Genel Müdür: Özlem Ayden • Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü • Reklam Reklam Müdürü: Ayla Atamer • Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya • Tel: 0212 251 98 74 75 • Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı • Cumhuriyet Gazetesi’nin Ekidir • Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear