29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 3 EKİM 2012 ÇARŞAMBA 3 Griffon Butik Otel Doğa ve özgürlük bir arada HAYRİ ARSLAN lkemizin her köşesi ayrı güzelliklerle bezenmiş. Her ilimiz, hatta her ilçemiz farklı medeniyetlere, kültüre misafirlik yapmıştır. Atatürk’ün ilk defa şapka giyerek şapka devrimini başlattığı ve Kurtuluş Savaşı’nda halkıyla vatanın kurtuluşuna kendini adamış şehir Kastamonu. Günümüzde ise tarihi ve doğal güzellikleriyle Batı Karadeniz’de ön plana çıkan güzel şehirlerimizden. Türkiye’nin cennet köşelerinden biri olan Kastamonu, büyük şehirlerin gürültüsünden kaçmak isteyenlerin sığınabilecekleri bir huzur bölgesi, panoramik dağlarıyla, yemyeşil ovalarıyla, zümrüt sahilleriyle, zengin kültürel varlıklarıyla birçok alternatifler sunan ve birebir köy yaşantısını yaşayabileceğiniz bir tatil kenti olarak göze çarpıyor. Bu tatil kentinin Kastamonu’nun yirmi bir ilçesinden biri olan Daday. Doğanın o muhteşem güzelliğini ve tüm gizemini bünyesinde barındıran Daday adeta haziran ayı ile birlikte, uçsuz bucaksız gelincik tarlaları göze çarpıyor. Yeşilliklerin arasında küçücük bir ilçe olan Daday, herkesin hoşuna giden Ballıdağ havasını içinize çektiğinizde içiniz huzur doluyor. Tarihi ülke: ÜRDÜN çok da fazla bunalmıyorsunuz. Yazın gündüzleri hava sıcaklığı 40 dereceyi buluyor ancak akşamları üzerinize hırka almadan oturmanız pek mümkün olmuyor. Kıyafet konusuna gelince... Birçok Arap ülkesinde olduğu gibi katı kurallar Ürdün’de yok. Krallıkla yönetilen ülkede oldukça şık giyinen ve açık giyinenlere de rastlıyorsunuz, türbanlılara ya da peçeli kadınlara da... Ülkenin yüzde 90’nı çöl. Her 3 kişiden birinin üniversite mezunu olduğu ülke, fosfat madeni bakımından da oldukça zengin. Petrolün olmadığı tek Arap ülkesi olarak bilinen Ürdün’de, bazı kentlerin tamamen çölün kenarına kurulduğu anlatılıyor. Ülkede özellikle nargile çok meşhur. Ürdün’e gittiğinizde özellikle başkent Amman’da Kral Yolu diye bilinen yol üzerindeki kafelerde kadın ve erkeklerin sıklıkla tercih ettiği mekânlarda nargile içildiğini görmeniz mümkün. Baştarafı 1. sayfada 6500 yıllık kent Petra’ya çok yakın bir yerde bulunan Jerash antik kentiyse görülmesi gereken muhteşem yerlerden biri. Yunan ve Roma tarzındaki kalıntıların yoğun olduğu kentin altın çağı Roma egemenliği altında gerçekleştiği belirtiliyor. 6500 yıllık bir geçmişe uzanan yapılar son 70 yılda bulundukları kumun altından çıkarılmış. Ü Her 3 kişiden 1’i üniversiteli Tıp eğitimi için yurtdışına LEYLA TAVŞANOĞLU Foça sapağından ilerliyoruz. Biraz sonra Yeni Foça’ya gireceğiz. Tam kent merkezinde karşımıza iki katlı taş bir yapı çıkıyor. Kapısındaki tabelada yazılı. Kemerli tahta bahçe kapısından giriyor, yerleri parke taş döşeli avlu boyunca yürüyüp arka bahçeye geçiyoruz. Yemyeşil salkım söğütlerin altında limonata yudumlamak bu sıcakta insanı kendine getiriyor. Bizi karşılayan otelin sahibi Sezgin Hanım. Baştan beri merak içindeyim. Öncelikle otelin adı neden Griffon ve yapı ne kadar eskilere uzanıyor? Sezgin Erbiz anlatıyor: “Burası eski bir zeytinyağı fabrikasıydı. Aslına uygun olarak restore etmeye özen gösterdik. 17 odamız var. Her biri ayrı ayrı döşeli. Döşemeleri de ayrı renklerde. “Otelin adına gelince... Griffonlar Yunan mitolojisine göre ilki Foça’da (Phokaia) kurulan Athena tapınağının özelini korumakla görevli kartal başlı, aslan gövdeli mitolojik yaratıklar. “Bizler de özelimiz olacak misafirlerimize kapılarımızı Griffon adıyla aralamaya karar verdik.” Sezgin Erbiz yıllarca öğretmenlik yapmış. Emekli olunca köşesine çekilmek yerine yaşamını aktif olarak sürdürmeye karar vermiş. Turizm sektörüne girişinin öyküsünü onun ağzından dinliyoruz: “Emekli olduktan sonra aktif çalışma isteği sadece benden gelmedi. Eşim beni çok destekledi. Eşimin kızkardeşi bu bölgede eski yapıların restorasyonunu yapan bir mimar. Ağabeyinin yatırıma olan merakını bildiği için bu eski zeytinyağı fabrikasını restore etme önerisini bize getirdi. İş böyle başladı. “Önce bu binayı aldık. Bir süre kenarda durdu. Daha sonra yavaş yavaş projeler çizildi. Restorasyon başladı. Dörtbeş yıllık bir hazırlık çalışmasından son ra burayı hizmete açtık.” Griffon Otel lokantasıyla çok övünüyor. Sezgin Hanım burasının tam bir “gurme restoran” olmasını amaçladıklarını gururla söylüyor. “Yeni Foça bir balıkçı kasabası. Kıyıda pek çok balık lokantaları var. Biz otelimizde daha farklı tatları öne çıkarmayı planladık. Otelimizde konaklayanlara ya da Yeni Foça’yı dışardan ziyaret edenlere farklı tatlar sunmak için uzun uzun çalışarak bir mönü hazırladık. Bunun içinde Osmanlı yemeklerini değişik biçimde hazırlanmasını öngördük. Lokantamızın adını da eski zeytinyağı fabrikasından esinlenerek “Fabrika Restoran” koyduk. “Lokantamız ve mutfağımızın sorumlusu Nükhet Yürür. Şimdilik lokantamızın gurme restoran olma iddiası yok. Ama sanıyorum bunu zamanla gerçekleştireceğiz. Kendi kendine gurme restoran sıfatını hak edecek diye düşünüyorum. Gerek kahvaltıya, gerekse de akşam yemeklerine Foça’dan da dışarıdan da misafirlerimiz restoranımıza gelmeye başladı.” Otelin ilk açıldığı sıralarda sadece odakahvaltı servisi yaptıklarını söyleyen Sezgin Hanım diyor ki: “İlk günden beri kahvaltımızla da iddialıyız. Lokantamızda en önemli spesiyalitelerimizin başında zeytinyağlılarımız geliyor. Yöre zeytinyağını kullanarak çok lezzetli mezeler yapıyoruz. Örneğin havuç borani, güveçte mantarlı enginar kalbi, közlenmiş patlıcan. Önemli bir spesiyalitemiz kâğıtta levrek. Ayrıca Nükhet Hanım’ın özel bir yemeği nohutlu taze bamya. Yoğurdu kendimiz yapıyoruz. Zaman zaman peynirimiz de kendi ürünümüz olabiliyor.” Bu yemeklerin tarifini dinledikçe, insanın ağzının sulanmaması mümkün değil. Akşam olunca, yemyeşil arka bahçede sözelden görsele ve yutmaya doğru evriliyor, bütün bu lezzetleri gövdeye indiriyoruz. Şadıbey Çiftliği Çiftlikte 1890 yılında yapılan ve orijinaline sadık kalınarak günümüze gelen ve halen otel olarak hizmet veren, biri girişte bulunan 3 büyük sofa (salon) etrafında tamamen eski dönemi yaşatan biri süit 16 odalı, 4 katlı konak misafirlere hizmet veriyor. Konağın yanında 1800’lü yılların başlarında yapılan, fakat günümüzde sadece orijinal duvarları kalan 300 yıllık eski konağın bulunduğu alanda genel mimariye uyumlu 5 oda bulunuyor. Halihazırda 44 yatak kapasitesine sahip olan tesis 2013 baharından itibaren 90 yatak kapasitesiyle hizmet vermeye hazırlanıyor. 1831 yılında yapılan ve bugüne kadar aynen korunan Osmanlı tarzı hamam otel misafirlerine orijinal haliyle hizmet veriyor. Çiftlikte, önceleri, marmelat, pekmez imalatları yapılan yemiş evi, orijinal hali aynen korunarak 80 kişilik kapalı restoran olarak kullanılıyor. Daha önce ahır olarak kullanılan kısım 150 kişilik yazlık restoran olarak hizmet verirken bunun üzerinde bulunan ve yıllar önce arılık ve ot deposu olarak kullanılan alansa orijinalliği muhafaza edilerek arılık kafe altında 200 kişilik kapalı kafe ve restorant olarak işletiliyor. Büyük bölümünün Müslüman, çok ufak bir bölümünün Hıristiyan olduğu ülkede, Müslüman, Hıristiyan ve hatta Yahudilere ait tarihi ve dini yerleri görmek mümkün. Ülkede beyin göçü oldukça yaygın. Gençler özellikle tıp eğitimi almak için yurtdışına çıkıyor. Halkın büyük kesiminin ABD, Kanada, Finlandiya gibi ülkelerden çifte vatandaşlığı da bulunuyor. Ülkenin en büyük sorunu su. Birçok yerde su toplama havuzları dikkatinizi çekiyor. Evlerin çatılarında genellikle su depoları bulunuyor ve haftalık su tankerleri ile sular dağıtılıyor. 500 dönümlük bir arazi 1830’lu yıllarda kalabalık bir ailenin yaşamasına uygun olarak yapılan ve bir dönem köy ağasının yaşadığı Şadıbey Çiftliği, KastamonuDaday karayolunun 14. kilometresi üzerinde, Talipler Köyü Şadıbey Mahallesi’nde. Avukat Ahmet Esen’in ailesinden miras kalan çiftlik ve konak, büyük onarım ve tadilatın ardından 10 Ekim 2011 yılında turizme kazandırılmış. Kastamonu Daday yolunun 14. kilometresinde, ana yoldan 1. km içeride 3 tarafı tamamen ormanla çevrili 500 dönümlük bir arazi içinde kurulan Şadıbey Çiftliği, adını 1400’lü yıllarda Selçuklu Sultanlığı hanedanına bağlı Şad Beyleri’nden almış. Misafir odaları, hamam, büyük mutfak gibi birçok odanın bulunduğu Şadıbey Çiftliği’nde her türlü detay düşünülerek yerli ve yabancı turistlere hizmet veriyor. Bahçesindeki samanlık, çitenlik, ahır ve Türk hamamından oluşan tesislerle göz kamaştıran 180 yıllık bir tarihe sahip Şadıbey Çiftliği’nin vârisleri İstanbul’da yaşayan avukat Mehmet Esen, oğulları Reşit Han Esen ve Hilmi Can Esen, dededen kalan mirası yeniden canlandırarak 20 oda kapasiteli olarak Kastamonu turizmine hizmete açmışlar. üzerinde kurulu Yazkış açık gibi yöresel yemeklerle çiftlik ve çevresi köylerde üretilen tereyağı, bal, sadece pancardan üretilen toz şekerden yapılan reçel ve marmelatlar, bahçede yetiştirilen salatalık, domates, biber vs. yanında yumurta ve süt ve kaymaktan oluşan zengin bir mönüye sahip. olan Kastamonu’da, alternatif turizm anlayışını, özgürlüğün ve doğaya doymanın keyfini yaşatıyor. Türk dizileri özellikle Kurtlar Vadisi, Aşkı Memnu, Muhteşem Yüzyıl gibi Türk dizileri halk tarafından çok seviliyor. Amman’ı gezerken Kıvanç Tatlıtuğ’un fotoğraflarının yer aldığı bilbordları görmek mümkün. Hatta rehberimizin anlattığına göre dizilerin olduğu günlerde insanların birçoğu o günkü buluşmalarını erteliyor ve evinde oturarak dizi keyfi yapıyor. Türk dizilerine ilgi fazla Kayıp kent: Petra Tarihi zenginliğinin yanında doğal güzelliği de içinde barındıran Ürdün, aslında bir Ortadoğu ülkesinden beklediğinizin çok çok üstünde zenginlik sunu yor. Ürdün denildiğinde ilk akla gelen yerler arasında olan kuşkusuz Petra geliyor. UNESCO Dünya Miras Alanı içinde bulunan Petra, dünyanın 7 harikası içinde de yer alıyor. 2000 yıldan daha önce Nebati Araplarının yaşadığı yer olarak kabul edilen Petra ile kentin Çin, Hindistan, Mısır, Suriye, Yunanistan ve Roma ile Güney Arabistan’dan gelen İpek, baharat ve diğer ticaret yollarının önemli bir kavşağı haline getirildiği de anlatılıyor. Barcelona’dan mektup MERT ÇAKIR Futbolun devi Barcelona’yı görme hayalimi kısmen de olsa gerçekleştirebilmek üzere yıllık iznimde İspanya’nın bu kentine gittim. Fabregas, Puyol veya Messi gibi devleri sahada canlı izleme fırsatı bulamasam bile Katalan şampiyonun şehrinde iyi zaman geçireceğime emindim. Tura Turizm ile çıktığım bu seyahat 3.5 saatlik keyifli bir uçak yolculuğu ile başladı. Özgün adı “Barcino” olan şehir, Kartacalılar tarafından kurulmuş, Fenikeliler ve Yunanlılar döneminde gelişmiş. Şehre en derin izleri ise Romalılar bırakmıştır. Üniversite yılları itibari ile hayranı olduğum sanatçılardan Picasso’nun çeşitli dönemlerine ait bunca eseri tek bir mekânda görebilmek çok keyifliydi. Barselona’da akşamlar geç başlıyor. Biraz dinlenmenin ardından tur esnasında arkadaşlık kurduğumuz birkaç kişi, bize göre gecenin ileri bir saatinde ekstra satılan Flamenko turuna katıldık. Akdeniz ülkelerinde yaşayan en renkli dans sanatının biri olan flamenkonun kökleri, Hindistan’a kadar gidermiş. Buradan göçen Çingenler, o tarihte Endülüs’deki Arap mirası ile bir araya gelince özgün bir müzik ve dans ortaya çıkmış. Arapça “köylü” ve “göçer” sözcüklerinden türeyen Flamenko şovu tur boyunca yaşadığımız en otantik ve etkileyici anlardan oldu. Avrupa’daki favori takımım Barcelona’nın neden Barcelona olduğunu daha iyi kavradığımı hissettim. İnsanları, tarihi, mimarisi ve lezzetleri bu şehir tam bir şampiyonlar şehri. Keyifli Barcelona ziyaretine katılmak için www.turaturizm.com.tr Ayrıca asırlık ağaçlarla gölgelenen geniş bahçede, her türlü toplantı ve yemekler için sınırsız sayıda misafire hizmet verirken konak ve eki tesisler yazkış açık. Konağın mutfağında, zengin mönü yanında, özellikle etli ekmek ve banduma Kuruluşu asırlar öncesine dayanan konak ve çiftlik, ilk sahibi olan ailenin torunlarından, halen İstanbul Barosu’nda 39 yıldır avukatlık yapan Av. Ahmet Fuat Esen, eşi Mürüvvet Esen ve oğulları Hilmi Can Esen ve Reşit Han Esen tarafından işletiliyor. Doğal güzellikleri, kendisine has mimarisi ile dikkat çeken Şadıbey Çiftliği dünyada ve Türkiye’de doğa ve kültür turizmini bir arada bulunduran sayılı kentlerden biri Birçok aktivitenin bir arada yaşandığı bu tatil köyüne geldiğinizde, hiç ata binmemiş ve binmek isteyenlerin ata binmeyi öğrenebilecekleri usta öğreticilerin eşliğinde öğrenme imkânı bulunurken tecrübeli biniciler için açık arazide farklı zorluk derecelerine sahip atlı safari parkurları bulunuyor. Ayrıca atlı geziler, doğa yürüyüşleri, bisiklet parkurları, kuş gözlemciliğiyle fotoğraf severlerin hayran kalacağı bir çiflik. Bilgi için: 0 366 252 882226Gsm: 0 542 219 85 06 C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear