Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 Alanya’ya teşekkür KORKUT ORAY HST Travel sahibi 10 AĞUSTOS 2011 ÇARŞAMBA Dim Çayı’nda serin yaz Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından, tarihi yarımadadaki Roma kale kalıntıları üzerine yaptırılan Alanya Kalesi, bugüne kadar korunabilmiş Selçuklu yapılarından biri durumunda. İçinde Aya Yorgi Kilisesi, Kanuni Sultan Süleyman Camii, Akşabe Sultan Türbesi, Selçuklu Hamamı, Arasta, Bedesten, Sitti Zeynep Türbesi, Sultan Aladdin Sarayı, sarnıçlar, deniz feneri ve bir zindan bulunan kale, hem yerli hem de yabancı turistlerin kent içindeki turlarında önceliği oluşturuyor. 83 kule ve 140 burcu olan kale, 6 kilometrelik surlar ve 140 gözetleme kulesi ile çevrili. Kaleyi dolaşırken karnınız acıktığında ya da susadığınızda telaşlanmayın. Kalenin içinde küçüklü büyüklü restoran ya da kafeterya bulmak mümkün. Kalenin içindeki zindan, hikâyesiyle de dikkat çekici. Efsaneye göre bu zindanlar dolup taştığı zaman zindanda en çok kalan mahkumlar, kalenin yukarı köşesine getirilip bırakılıyor. Bırakılan mahkumlar da birbirlerini kalenin yüksek uçurumlarından aşağıya atıyor. Kalan Kale’nin içinde tarih kokulu gezi son mahkuma üç taş verilip aşağıya atması isteniyor. Verilen üç taştan birini suya yetiştiremeyen son mahkum da askerler tarafından uçurumdan aşağıya atılıyor. İlçede görülmesi gereken bir başka tarihi doku ise limanda bulunan Kızılkule. Kentin sembolü olan kule de Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılıyor. Yapımında pişmiş kırmızı tuğlalar kullanıldığı için Kızılkule adını alan tarihi yapıya, taş merdivenlerle çıkmak mümkün. Kule bugün Etnografya Müzesi olarak hizmet veriyor. Alaaddin Keykubat’ın ilçeye kazandırdığı yapılardan bir diğeri ise Keykubat’ın armasını taşıyan tersane. Tersanenin bitişiğindeki Tophane’nin de denizcilik müzesine dönüştürülmesi yolunda çalışmalar devam ediyor. İlçede ayrıca inşaat ustası Ehmedek’in adını taşıyan kale, Süleymaniye Camii, bedesten, darphane, Akbeşe Sultan Mescidi, Andızlı Camii, Sitti Zeynep Türbesi, Hıdırellez Kilisesi, Şarapsa Hanı, Alara Kalesi, Alarahan ve Kargıhan da görebileceğiniz tarihi dokular arasında yer alıyor. Yıl 90’da elimde bir bavul İzmirAlanya otobüsünden indiğimde bana çok yabancıydı bu şirin, küçük ilçemiz. İleride de şehir olmayı hak edecek bir turizm ve kültür merkezi. O zamanlar 240 kilometrelik sahil şeridimizde yalnızca Alanya ve Side vardı. Büyük tur operatörlerinin operasyonlarının yüzde 75’i Alanya’daydı. Daha sonra Belek, Lara, Kemer bölgesi turizme açılınca ve orada daha kaliteli yatak yapılınca, maalesef Alanya popülaritesini kaybetmeye ve ‘Ucuz yatak Alanya’da olur olgusunu’ kazanmaya başladı biz turizmciler arasında. Daha sonra Alanya sevenleri, gönüllüleri ve belediye başkanıyla kulvar değiştirmeye başlayarak aranan merkez olma hakkını tekrar kazandı. Türk Rivierası olarak adlandırdığımız sahil şeridine baktığımda, eskiden kalan kırıntıları yaşayan aile yapılarını görmek mümkün. Günlük yaşamları, yazın sıcağında yayla muhabbeti, onları sevimli kılan konuşmaları ve bence en önemlisi de hâlâ söz verdiklerinde arkasında durabilmeleri. Biraz da Gazipaşa Havalimanı’na değinmek istiyorum. Geçtiğimiz Mayıs ayında Belediye Başkanımızı ziyaretimizden sonra, limanı ziyaret etme fırsatımız oldu yabancı tur operatörleri ile birlikte. Küçük, ama planlı, ileri de bence o bölgenin can damarı. Umarım ki bir 500 metre daha uzatabilirler de tüm uçak tipleri sorunsuz inebilir ve hiç kimsenin aklında soru işareti kalmaz. İste o zaman kalite de artar Alanya’da, hakettiği değerleri kazanır. Artık Alanya geçmişte yapmış olduğu hataları yapmaz. Buna inanıyorum. Çünkü dibe vurdu ve yukarıya bahsettiğim neferler ile çıkmaya başladı. Bu yazı ile bir kez daha bana kucak açan, beni arkamdan ittirip, buralara kadar gelmemin ilk sebebi olan Alanya’ya teşekkürler. Turist sayısı 7 milyona Antalya’ya havayoluyla gelen turist sayısı 6 milyon 471 bin 323’ü buldu. Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre, Ağustos ayının ilk haftasında Antalya’ya havayoluyla 394 bin 521 turist geldi. 1 Ocak 7 Ağustos 2011 tarihleri arasında havayoluyla gelen turist sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 artarak, 6 milyon 471 bin 323 oldu. Antalya’ya aynı dönemde havayoluyla 2008 yılında 5 milyon 405 bin 126, 2009 yılında 5 milyon 78 bin 293, 2010 yılında ise 5 milyon 711 bin 395 turist gelmişti. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Sururi Çorabatır, Antalya’da turizm rakamların beklenen seyirde gittiğini belirterek, ‘’Ramazan nedeniyle iç piyasada bir daralma olmuştu ama yabancı misafirlerdeki sayı iyi gidiyor’’ dedi. yaklaşıyor C MY B C MY B İlçenin adeta hayat damarı gibi olan Dim Çayı, muhteşem bir doğal güzelliğe sahip. Su ve kuş seslerinin birbirine karıştığı bölge, serinlemek, dinlenmek, lezzetli yemek yemek isteyenlere kapılarını açıyor. Yaz, kış soğuk olan suyu, yol boyu uzanan lokantaları ve piknik alanlarıyla, kent gürültüsünden kaçmak isteyenlere kucak açan bir yer Dim Çayı. Dim Çayı’nın keyfini daha da unutulmaz kılmak isteyenlerin, alabalık yetiştirme havuzlarına kadar gidip, su içine atılmış masalarda, ayaklarını suya atıp balık yemesi önerilir. Ama restoranlarda, tavuk ya da et ızgara gibi seçenekler de var elbette. Bölge safari tutkunları için de vazgeçilmez alanlardan biri. Dim Çayı’nın çevresinde binicilik ve rafting kulüpleri de bulunuyor. Dim Çayı’na gelenler, Dim Mağarası’nı da gezebiliyorlar.