01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 ŞUBAT 2011 ÇARŞAMBA 3 TATİLCİYE DİPNOTLAR len anıt kentin her yerinden görülüyor. Her yerde klasik müzik Riga’nın neredeyse her sokağında kendinizi bir film platosunda hissediyorsunuz. Riga sokaklarında yürürken sanki her yönden klasik müzik notaları geliyor kulaklara. Çünkü her köşe başında enstrüman çalan gençler ve sanat var. Dünyanın bir numaralı aletlerinden Baryshnikov burada yapılıyor, ünlü besteci Wagner, Liszt’ten Rubinstein’a kadar zamanın önemli müzik kişilikleri buranın ünlüleri. Ne alınır... Riga’da çok fazla satın alınacak hediyelik eşya yok. Ağırlı olarak amber (kehribar) takılar, yüzükler, kolyeler, el işi keten örtüler, ahşap oyuncaklar, içki olarak da votka ve siyah balzam satın alınabilir. Tüm bu ürünlerin toplu olarak satıldığı yer ise Stockmann mağazası. O kadar büyük ki Riga’da kime sorsanız yerini size tarif ediyor. Ne yiyelim, nereye gidelim? Yemek denince domuz, patates ve krema, kara ekmek ve bira ülkenin vazgeçilmezleri. Bunlar mutfak kültüründe ayrı bir yere sahip. Özellikle kara ekmeğin tadı damağınızda kalıyor. Mai Baltık’ın Paris’i Riga... Şebnem BAL Riga tarihi boyunca hep savaşlara sahne olmuş bir kent. Mimari olarak Talinn ve Prag’ı andırıyor. Daugava Nehri, Riga’nın ortasından geçiyor. Nehrin kıyısında Stalin döneminden kalma ‘Bilimler Akademisi’ binası, Avrupa’nın en büyük pazarı olan Zeplin Hangarları, Parlamento binası gibi önemli tarihi yapılar var. Farklı halkların buluşma noktası olduğunun göstergesi olarak kent içinde Protestan, İngiliz Anglikan, Katolik, Rus Ortodoks kiliseleri çoğunlukta. Her caddede bir mimari şaheser ile karşılaşıyorsunuz. Adeta dantel gibi işlenmiş binalar yürürken önünüze bakmanıza mani oluyor ve sürekli binaları inceliyorsunuz. Çünkü her yerde sanat var. Klasik sanatlara tepki olarak ortaya çıkan Art Nouveau, Almanya’da olduğu gibi Riga’da da Jugendstil tarzı olarak biliniyor. 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında mimariyi etkileyen bu akımda sanatçılar mimarlık tarihinin ‘kreması’ binaları ortaya çıkartmış. Riga’daki 700’den fazla önemli binaları tasarlayan kişi, unutulmaz film Potemkin Zırhlısı’nın unutlamaz yönetmeni, büyük sinema kuramcılarından ünlü yönetmen Sergei Eisenstein’in babası Mikhail Eisenstein. Şehrin ilk kurulduğu yer olan tarihsel merkezi ‘Vecriga’ (Eski Riga), Ju Seyahat Sigortası... Necati ÇALIŞKAN Bu hafta yine tatilciler için çok önemli olan Seyahat Sigortaları hakkında bilmeniz gerekenler ile püf noktalarını paylaşacağım. 2007 yılında çıkartılan bir yasayla, seyahat acentelerine, sattıkları paket turlara katılan müşterilerini sigorta yaptırma zorunluluğu getirildi. Bu sigortanın adına da “Zorunlu Paket Tur Seyahat Sigortası” denildi. Paket tur düzenleyen her acente, müşteri istese de istemese de bu sigortayı yaptırmak mecburiyetinde. Öncelikle konuyu daha iyi anlatabilmek için bilmeyenleri de düşünerek izninizle paket turun ne olduğunu açıklayarak başlamak istiyorum. Paket tur nedir? Hangi hizmetler paket tur kapsamına girer? Bu yasaya şöyle açıklanıyor; seyahat acentesi tarafından önceden belirlenmiş bir program kapsamında; ulaştırma, konaklama ve bunlara yardımcı sayılmayan diğer turistik hizmetlerin en az ikisinin birlikte, her şeyin dahil olduğu fiyatla satılan veya satış taahhüdü yapılan ve hizmeti 24 saatten uzun bir süreyi kapsayan veya gecelik konaklamayı içeren rezervasyona paket tur denir. Bir başka deyişle yurtdışı turları, yurtiçi kültür turları da paket tur kapsamına giriyor. Ayrıca aynı acenteden birlikte hem otel hem de ulaşım satın almışsanız bu da paket tur demektir. İşte böyle bir seyahat satın aldığınızda acenteniz size mutlaka “Zorunlu Paket Tur Seyahat Sigortası” yapmak zorunda. Peki, bu Zorunlu Paket Tur Seyahat Sigortası tatilciyi nelerden koruyor? Bu sigorta aslında tatilcinin can simidi. Çünkü seyahat acentelerinin müşteriye taahhüt ettikleri hizmetlerinin, acentenin iflası da dahil olmak üzere herhangi bir nedenle verilmemesi veya taahhüt edilen şekilde yerine getirmemesinden kaynaklanabilecek sorumlulukları kapsıyor. Konuyu bir örnekle anlatacak olursak; seyahat acentesinden bir paket tur satın aldınız ve seyahate gittiniz. Ancak, acenteniz size paket tur sözleşmesinde taahhüt ettiği şeyleri yerine getirmedi. Örneğin 4 yıldızlı otel dedi 3 yıldızlı da konaklattı. “Her şey dahil tesis” dedi yarım pansiyon çıktı. Sözleşmede yazan turları gerçekleştirmedi. Dönüş uçağınızın biletini vermedi. Konaklamanız erken bitti ya da siz seyahatteyken acenteniz iflas etti hizmetin geri kalanını alamadınız. İşte bu gibi durumlarda kayıplarınızı bu Zorunlu Paket Tur Seyahat Sigortası sayesinde sigorta şirketinden alma hakkınız var. O nedenle bu sigorta çok önemli. Sizin yapmanız gereken şey seyahat acentenizden böyle bir paket tur satın aldığınızda mutlaka bu sigortanın yapılıp yapılmadığını kontrol etmeniz. Acentenizden sigorta poliçenizi veya sigorta yapıldığına dair bir belgeyi istemeyi unutmayın. Bu sigortayı bazı acenteler tur fiyatının içinde tatilciden tahsil ediyor. Bazıları ise hiçbir ücret talep etmiyor. Acentemiz bizi sigorta yapmıyorsa bu durumda ne yapacağız? Bu sigorta yasa gereği yapılması zorunlu bir sigortadır. Turizm Bakanlığı kendisinden paket tur satın alanları Zorunlu Paket Tur Seyahat Sigortası yaptırmayan seyahat acentelerine kapatma cezası dahil çeşitli cezalar uyguluyor. Eğer acenteniz size bu sigortayı yapmıyorsa bizden size tavsiye o acenteden paket tur satın almayınız veya acenteyi Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’ne şikâyet ediniz. Bu sigorta tatildeyken tıbbi tedavi, bagaj kaybı gibi mağduriyetlerimizi karşılamıyor mu? Bazı acenteler bu Zorunlu Paket Tur Seyahat sigorta poliçesi kapsamına, tur iptali, ferdi kaza, tıbbi tedavi, tıbbi nakil, kayıp ya da hasarlı bagaj, vize gibi konuları da ekleyerek müşterisine sunuyor. Bir kısım acenteler ise bu konular için ayrı bir seyahat sigorta poliçesi düzenliyorlar. Bu sigortayı da tatile çıkarken muhakkak yaptırmanızı tavsiye ediyorum. Poliçenin kapsamına göre değişen fiyatlarla satılan bu seyahat sigortalarını acentenizden 2 ile 25 Avro arası bir bedel ödeyerek alabiliyorsunuz. Herkese güvenli tatiller dilerim. [email protected] gendstil tarzı yapılarıyla UNESCO Kültür Mirası listesinde. Hatta bu nedenle Viyana ve St. Petersburg ile kıyaslanıyor. Özgürlük Milda’nın elinde... Riga kentinin merkezindeki uçsuz bucaksız bir parkın ortasındaki meydanda, dev bir heykel var. Letonyalıların Milda adını verdiği bir kadın heykeli bu. Bu heykelin çok özel bir anlamı var. Çünkü elindeki altın renkli 3 yıldızı göğe doğru uzatan Milda, iki dünya savaşı arasında yaşanan ve sadece 20 yıl süren bağımsızlık döneminde inşa edilmiş. Anıttaki üç yıldız, ülkenin Kurzeme, Vidzeme ve Latgale bölgelerini simgeliyor. Kent merkezine diki zes Zupa adlı mısır kremalı bir çorba içmenizi tavsiye ederim. Riga’da kendinizi şımartmak istiyorsanız yüzyıllara tanıklık etmiş mekânlarda yemek yiyebilirsiniz. Ortaçağ atmosferinde restoran Rozengralds buna iyi bir örnek. Şehir merkezindeki Benjamine Restoran zevkli bir mekân. Fazla param yok derseniz yaklaşık 20 YTL’ye (Letonya para birimiyle 8 Lats’a karnınızı tıka basa doyurabileceğiniz mekânlar da merkezde mevcut. Letonya’da kendine özgü lezzetler arasında black (siyah) balzam dikkat çekici. Bu geleneksel içecek, 24 ayrı ot ve yağın karışımından oluşuyor. Yüzde 45 alkol içeriyor. Eğlence hayatı... Riga’da gece hayatı çok renkli. Cazdan popa her türlü müzik dinleyebileceğiniz ve dans edebileceğiniz gece kulübü, bar ve disko çok sayıda var. Eğlence yerleri o kadar çok olmasına karşın özellikle cuma ve cumartesi geceleri buraları tıklım tıklım insan kaynıyor. Bir başka deyişle Rigalılar eğlenmeyi ve eğlenceyi seviyor. En iyi mekân hangisi mi? Tabii ki Casablanca, La Rocca, Pupu Lounge. EMITT Fuarı Amacına Ulaşıyor mu?.. Zeynep Rana AYBAR Geçen hafta turizmin kalbi İstanbul’da attı. Çünkü 1013 Şubat tarihleri arasında bu yıl 15’ncisi düzenlenen Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat FuarıEMITT 2011 vardı. Dünyanın 6’ncı büyük turizm fuarı kimliğini taşıyan EMITT, malum Türkiye için turizm denilince ilk akla gelen fuar olduğu için katılım fazlaydı. Fuara, Turizm Bakanlığı, seyahat acenteleri, oteller, belediyeler, valilikler, illerin Kültür Turizm Müdürlükleri, araç kiralama şirketleri katıldı. Geçtiğimiz yıl seyahat acenteleri, fuarda erken rezervasyon kampanyasına sigorta avantajı ekleyerek bu yönde büyük bir adım atmışlardı. Bu adım, erken rezervasyon kampanyalarına bir hareket getirmişti. Uygulamayı bu yıl da sürdürerek, erken rezervasyon kampanyasının Türk misafirler için avantajlı bir fırsat olduğu vurgulanmaya çalıştılar. 2009 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da desteklenen erken rezervasyon kampanyalarında 2011 yılı için de “Yüzde 50’ye varan indirimler” sözleri verdi birçok acente. Bu yıl dikkati çeken bir başka konu ise; online rezervasyonun, pazardaki yerini her geçen yıl daha da arttırdığı yönündeki gelişmelerdi. Bunun somut örneği de bu yıl geçen yıllara oranla çok daha fazla online firması fuarda stant açtı. Bu firmaları stantlarında ziyaret etmek ve 2011 için hazırlanan kampanyaları öncelikli öğrenme fırsatı bulan fuarı gezenler, katılımcı firmaları ne kadar mutlu etti bilemiyorum. Tabii ki bunu da zaman gösterecek. Fuarı ben ikinci gününde ziyaret ettim. Geçen yıldan aklımda kalan EMITT Fuarı’nın tadının her geçen yıl ufaktan kaçıyor olduğuydu. Bu yıl da büyük otellerin özellikle de İstanbul’da faaliyet gösteren 4 ve 5 yıldızlı otellerin katılımının azlığı dikkatimi çekti. Fuarda firmalar ve şehirler en iyi tanıtımı yapabilmek için birbirleriyle tatlı bir rekabet içerisindeydi. Stant görevlileri, kendi şehirlerini tanıtmak ve misafirperverliklerini göstermek için yörelerinin nesi meşhur ise onları getirmişlerdi. Zeytin, lokum, leblebi tadında ikramlar genellikle ağırlıydı. Bu nedenle de yerel katılımcıların stantları hayli ilgi gördü. Turizmciler ise kendi sektörlerindeki tanıdık isimlerle stantlar arası komşuculuk oynayıp hasret gidermiş oldular. Beni düşündüren ise fuarın amacına ulaşıp ulaşmadığı konusuydu. Sadece dışarıdan bakan bir göz olarak düşündüğüm, turizm adına Türkiye için önemli bir fuar olan EMITT’in daha profesyonel bir düzleme kaydırılarak maksimum faydanın elde edildiği bir ortama dönüşmesi için biraz kafa yorulmasının gerekliliğiydi. Dileğim bu fuar dostlar alışverişte görsün fuarına dönüşmesin. Gerçekten alışverişin olduğu ve turizmin kazandığı bir fuar olarak yoluna devam etsin. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Hayri Arslan Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64. Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear