Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 15 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA TURİZM O L Y M P O S C Farklı bir ada: Bozcaada NİLHAN AYDIN Bunca senedir adadayım, gider gelirim, kavga dövüş hiçbir olay duymadım. Birkaç basit olay dışında, onlar da topu topu bir iki tanedir. Hayatlarında başarısız olup, adaya kaçıp sonra da adada var olmak için hiç işletme bilmeden heves ile açılan bir mekânda yine birkaç kendini bilmezin çıkardığı kavga dışında. Onları da ada halletmesini bilir. Öyle iyi bilir ki, siz hiç merak etmeyin… Siz bu arada Polente Cafe Bar’a gidin, Polente hem eğlenceli hem de güvenlidir. Başkaları küçücük odada güvenlik sağlayamazken Polente Kafe Bar senelerdir ada girişinde dört sokağın kesiştiği noktada yüzlerce kişiyi huzur ve keyifle ağırlar. Benim adam da güvenilir bir adadır. Adaya gelip çınar ağacının altında beni bekleyen… Aşkı, sevgiyi, dostluğu bana hatırlatan adam da güvenilir, sevgi doludur. Tarihin içinden denize gitmek İKBAL KAYNAR Kemer tarafına ilk tatilimi Çıralı’da yapmıştım. Oysa aynı denizi, aynı plajı paylaşıyorduk Olympos’ta tatil yapanlarla ama merak etsek de uzak diye mi düşündük bilmiyorum, seneye de oraya gideriz diye görmeden gelmiştik. Ama içimde gizli bir ilgi vardı oraya karşı belki adından, belki de mitolojiye karşı aşırı ilgimden olsa gerek içimde kapanmayan bir özlemdi. 1997 yılı tatilinde nihayet bu isteğimi gerçekleştirdim oğlum ve kedim Şımarık ile birlikte. Olympos’a varınca ağaç evlerden yer ararken kedimin bir köpekten korkup ağacın ta tepesine çıkması ve onu “Kadir’in Yeri”nde kalan bir İngilizin cipin üzerine çıkarak ağaçtan almasıyla birlikte Kadir’in Yeri’ne gittik hep beraber. Giderken portakal, mandalina ağaçları içinde, ağaçların üzerlerindeki evler beni çok mutlu etti. Hem de dereyi izleyerek, bazen de içinden geçerek yol almak tam istediğim gibi bir tatil geçireceğimin haberini veriyordu sanki. Kadir Bey’e merhaba derken onun Uşaklı olduğunu öğrendim. “Ben de Uşaklıyım” deyince babamın da öğrencisi olduğunu öğrendim. Artık her yıl gider olduk o şirin yere. Orada bütün konaklama yerleri birbirine benziyor ama Kadir’in Yeri enternasyonal bir yer haline gelmiş. İşin ucundan tutuyorlar bir şekilde, çoğu tatilcinin bir görevi var orada. Ben de tekne turlarında tu Çınar ağacı Meydanda tüm yolların kesiştiği köşe başında olan o çınar ağacının altında sabahın erken saatlerinde oturup patlıcanlı börek ile çay içmekten keyif alırım. Hele sonbaharda hava bozunca gemi kalkmazsa diye panikleyen konukların telaşlı hallerini izlerken çınarın altınca korkusuzca çay yudumlamak çok daha keyif verir bana. Ada merkez dışında da güvenlidir. Birbirinden güzel irili ufaklı çok adet koyları olan Bozcaada da rüzgârı dinledikten sonra sizin olabilecek bir koy muhakkak bulursunuz. Kimi kumlu sahili, kimi kayalı koylardan tuzlu serin suyu olan denize rahatlıkla girebilirsiniz. Sadece kayalık yerlerde denize girerken denizkestanesine basmamaya dikkat edin. Zira dikenleri canınızı yakar, çıkarması da zor. Köpük kaçtı Benimde İtalyan şaraptan hevesim kaçtı. Zaten adanın Çamlıbağ Merlot şarabı (içtiğim) İtalyan şarabından çok daha sürükleyici. Çamlıbağ Merlot şarabını bir de Polente de dostlarla ve adanın kralı ile birlikte içiyorsanız keyfinize diyecek yoktur. Siz en iyisi hiç oyalanmayın… Orada burada sıkışıp kalmayın, Polente Bar’dan şaşmayın. Gece on bir civarında Sulubahçe’de Alman kökenli bir ailenin evinden çıkışta Süleyman Kaptan’ın köpeği olan Köpük kedimi tavşan mı gördü, biz daha anlayamadan arabaya binmek yerine yolun karşı tarafına fırladı. Gecenin körü… Evet, Aycan haklıymış... Karanlık, zifiri karanlık ortasında kaldım. Ada da yaz kış yaşayan, ada konseptli hediyelik eşyalar yapan mavi gözlü güzel kadın Aycan Yalçın, “Arabada bir fener bulunsun, ay dolunay değilse, şehir dışı karanlık olabilir” demişti. Aycan birçok konuda olduğu gibi bu konuda da haklı çıktı. Yine, yine de benim adam güvenlidir. Ada öyle bir silkelenir ki… … Peki, adanın kralı kim mi? Fotoğraf : Hakan Sezer Antalya “9 milyon” hedefine yaklaşıyor PELİN GEL AĞAN ANTALYA yıl sonu itibarıyla 9 milyon olan turist hedefine yaklaşıyor. Bayramda otellerde yüzde 100 doluluk ile hareketli günler yaşanan kente, yılın sekiz aylık döneminde 7.5 milyona yakın turist geldi. Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, kente hafta sonu havayoluyla 159 bin 560 turist gelirken bu ayın 12 günlük döneminde gelen turist sayısı 563 bin 226 oldu. Yılbaşından bu yana bölgeyi ziyaret eden turist sayısı ise 7 milyon 428 bin 735 olarak gerçekleşti. 9 milyon turist hedefini yaklamak için ilerlediklerini ifade eden turizm sektör temsilcileri, ekim ayında da kentte hareketli bir dönem beklediklerini söylediler. Şeker Bayramı’nda otellerinde yüzde 100 doluluk ile hizmet verdiğini belirten otel yöneticileri, bayramın referanduma denk gelmesi ve tatilin kısa olması nedeniyle sanatçılı program yapmadıklarını da ifade ettiler. Kasım ayında kutlanacak olan Kurban Bayramı’nın 9 gün olması nedeniyle yoğun bir bayram programı hazırladıklarını dile getiren yöneticiler, sanatçılı programlara ağırlık vereceklerini bildirdiler. TURİZM C MY B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Yayın Yönetmeni: Hayri Arslan Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar C Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal, Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Onur Çeliköz Tel: 0 212 251 98 7475 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri ristlerle kaynaşıp bizim yöresel oyunlarımızı öğretiyordum, ben onlardan Havva Nagila’da dans etmeyi, İtalyan çiftten Çav Bella’nın orijinal söylenişini öğrenirken. Biraz da doğadan ve tarihten bahsedeyim artık. TARİHİN İÇİNDEN DENİZE GİTMEK: Olympos’taki ağaç evlerden sahile yürüyerek gitmek demek tarihin ve doğanın içinde yolculuk yapmak gibi bir şey. Portakal bahçelerinin arasındaki yoldan, sağdaki çayın akışını izleyerek antik kente yürüyerek gelmek çok keyifli. Bundan sonrası antik kent, artık tarihin içindesiniz. Sol tarafınızda oyulmuş kayalar içinde lahitler var MÖ 2. yüzyılda yapılmış. Korsan Zeniketes buraları işgal edince ilk işi lahitlerin içini açıp hazine aramak olmuş. MS 5. yüzyıla dek lahitler tekrar kullanılmış. En görkemlisine “Kaptan Eudomos”u yerleştirmişler üzerine destanımsı şu yazıyı yazmışlar. “Son limana girdi demirledi çıkmamak üzere Çünkü ne rüzgârdan, ne de gün ışığından medet var artık. Işık taşıyan şafağı terk ettikten sonra Kaptan Eudomos Buraya gömüldü gün misali kısa demirli gemisi Kırılmış bir dalga gibi…” Çıralı ile aynı sahili paylaşıyor Olympos. Uçsuz bucaksız bir çakıl denizi. Yatların uğrak yeri olmasına karşın tertemiz. Tuzlu sudan bıktıysanız antik kentin içinden gelip burada denize dökülen çayda doğal duş alabilirsiniz uzanarak. CARETTA CARETTALARIN DOĞUM YERİ: Buraya deniz kaplumbağalarının doğumevi desek yalan olmaz. Yazın buraya gelen carettalar sahile açtıkları çukurlara yumurtalarını bırakıyorlar. Bu nedenle dikkatli davranmak gerek. Uyarılar da var poşet atmayın vs diye. Sakın yumurtadan çıkıp denize yönelen kaplumbağa görürseniz hayvanseverliğiniz tutup onu alıp denize bırakmıyorsunuz. Bu yolu kendilerinin öğrenmesi gerekiyormuş büyüdüklerinde tekrar gelmelerini sağlamak için. Orayı öğrenemezse yumurtalarını açık denize bırakmak zorunda kalıyorlar ve nesillerini sürdüremiyorlar. AKTİVİTELER ÇOK ZENGİN: Olympos’a gidip de ben yalnız kaldım demeniz pek olanaklı değil. Adrasan tekne turları, kaya tırmanışları, akşam yanan ateş etrafında birlikte söylenen şarkılar, özellikle Kadir’in Yeri’nde katılacağınız atölye çalışmaları, spor etkinlikleri, Öküz Bar’ı varken belki de yalnızlığı özleyeceksiniz. Ha bir de Yanartaş var (Chimera) hani dokuz başlı canavarın ağzından alevler çıkardığı, orayı görmeden olmaz. Gündüz çıktığınızda tepeden Akdeniz’i seyredebilirsiniz tüm güzelliğiyle. Bir de aşağıdaki Başmelek Michael’e ait kiliseyi görebilirsiniz. Eğer akşam giderseniz yıldızların altında elinizde fenerlerle merak içinde çıkacaksınız Yanartaş’a. Kayalardan çıkan alevlerde sucuk pişirip şarabınızı yudumlayabilirsiniz her ulustan gelen insanlarla şarkılar söyleyerek. Kısacası “Dostların Arasındayız/Güneşin Sofrasındayız” diyebileceğiniz bir doğa harikası Olympos. Antalya’dan Kemer otobüsleri sizi Çıralı Olympos kavşağında indiriyor. Servis aracıyla ağaç evlere ulaşıyorsunuz eğer arabanızla gitmiyorsanız.