22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

TURİZM C 8 ARALIK 2010 ÇARŞAMBA 3 Dünyanın en güzel mekânları Hazırlayan: ORHAN KURAL Hampi (Hindistan) Tanrı Hanuma’nın maymun ordusu ve muhteşem dağ manzarası ile Hampi büyüleyicidir. Tungabhadra Nehri kıyısındaki yıkılan şehir Viayanagor ise Vittala Mabedi ile size yorgunluğunuzu unutturacaktır. Pirinç Tarlaları (Filipinler) İnsan ve doğanın işbirliği ile oluşan, UNESCO’nun da koruma altına aldığı pirinç tarlalarında 2 bin yıldır pirinç yetiştiriliyor. Benave civarında görebileceğiniz bu pirinç tarlalarının en güzelini ufak kasaba Batad’da seyredebilirsiniz. Cape Town (Güney Afrika) Table Mountain (Masa Dağı) ile bütünleşen, güzel yerleşimi, zengin tarihi, farklı hayvanları, iklimi ve kültürü ile en uçtaki bu kent gezginleri çekiyor. Tongariro Milli Parkı (Yeni Zelanda) Krater gölleri, yeşili ve volkanları ile Yeni Zelanda’nın en eski parkı. San Francisco Kenti (ABD) Daima zelzele tehdidi içindeki bu sempatik kent güzel iklimi, Golden Gate Köprüsü, Lomband Caddesi, Alcatraz Adası, farklı ve canlı yaşam biçimi ile sizi bekliyor. Atacama Çölü (Şili) Dünyanın en kurak yeri. Size üç sözcük sayayım: And Dağları, ölüler vadisi ve flamingolar. Kızıl Meydan, Moskova (Rusya Fed.) Rusya’nın kalbi ve komünizmin sembolü idi. Hep 1 Mayıs’larda buradaki töreni izledik. Soğan kubbeli St. Basil Katedrali, Lenin Mozalesi, Enka’nın restore ettiği ünlü Gum pazarı, Kremlin Sarayı’nın duvarları bu ünlü meydanda bulunuyor. Kapadokya (Türkiye) Dünya doğal miras listesinde yer alan Kapadokya, kendine has manzarası, dikitleri, kiliseleri, manastırları, dehlizler ve yeraltı şehirleri ile birçok film de plato olarak kullanıldı. Gece Yarısı Güneşi ve Balina Gözleme (İzlanda) Dünyanın en büyük varlığına yaklaşmak çok hoş bir his. Bir dönemde burası balina avlarına da tanıklık etmiş. Açık denize açılan balinaları artık zıpkın ile değil, fotoğraf makineleri ile dürbünler bekliyor. Great Barrier Mercan Resifleri (Avustralya) Kuzey Avustralya’da dünyanın en büyük ve en geniş mercan resifleri bulunmakta. Dalmamıza hiç gerek yok. Kaplumbağalarla yüzüp her cins ve renk balığı selamlayabilirsiniz. Uluru, Ayers Kayası (Avustralya) Ünlü kırmızı kayalar ışığın değişmesi ile sürekli renk değiştirecektir. Burası, aynı zamanda Aborijin halkının kutsal mekânıdır. Kayaya tırmanmanızı yerli halk hoş karşılamayacaktır. Ama yürüyerek mağaraları ve mağara içindeki resimlerini inceleyebilirsiniz. Katmandu Kenti (Nepal) Bir dönemin hippi merkezi Katmandu, sizi her köşedeki Budist mabetleri, mistik atmosferi, güler yüzlü halkı ve sevimli maymunları ile bekliyor. Khiva Kenti (ÖzbekistanOrta Asya) Sovyet mimarisine teslim olmamış Khiva’nın dar sokaklarında dolaşıp çöldeki bu mucizevi yerleşim merkezini yürüyerek zevkle keşfedebilirsiniz. Petra (Ürdün) Dar bir geçit, sizi birden AlKhazneh Mabedi’nin muhteşem ön yüzüne getirecek. Tüm eski Petra kentini gezmek bütün gününüzü alabilir. Kaplanın Peşinde (Nepal ve Hindistan) Sayısı iyice azalan Bengal kaplanları doğal habitatlarında görmek zor, ama bir o kadar da heyecanlı. Madhya Pradash Milli Parkı’nda fil sırtında gezip kaplan görme şansınız yüksek. Venedik (İtalya) Romantik ve sakin Venedik’te, ne İtalya’nın gürültülü trafiği ne de o sesli motorlar var. Sadece kanallarda sessizce gezinen gondollara rastlarsınız. Yavaş yavaş sulara gömülen Venedik’i mühendisler kurtarmak için çaba sarf ediyor. Dörtlü Köşe (ABD) Utah, Colorado, Arizona ve New Mexico eyaletlerinin kesim noktası olduğu için “Dörtlü Köşe” olarak tanımlanan bu sahada, Rio Grande ile Colorado Nehri’nin oluşturduğu derin vadiler günümüzde de yerli halk tarafından kontrol ediliyor. Bu coğrafyada çok sayıda kovboy filmi çekildi. Eski Mısır (Mısır) Kahire yakınındaki , Luksor, Karnak, Asuan ve Asuan’ın güneyinde yer alan belki de Mısır’ın en muhteşem yapısı Abu Simbel. Abu Simbel’de Nasser Gölü’nün yükselmesi ile II: Ramses’in dev heykelleri gelecek nesillere de saklamak amacıyla taşındı. Ha Long Körfezi (Vietnam) Kuzey Vietnam’da yer alan, 2 bin adaya sahip bu ünlü körfezi de bazı filmlerden de hatırlayacaksınız. Burada, sayıları küçümsenmeyen turist gruplarından kopup, mağaraları gezip, su kayağı yapıp, o güzel manzarayı belleğinize yerleştirebilirsiniz. Kutup Ayıları (Churchill Kanada) Her yılın ekim ayında yüzlerce kutup ayısı, Churchill kasabasının civarında toplanıp Hudson Körfezi’nin donmasını bekler. Eğer talihliyseniz, yaz aylarında da bir ayı görebilir veya yüzlerce Beluga balinası ile farklı kuşları gözleyebilirsiniz. Madagaskar Adası (Madagaskar) Dünyada biyolojik çeşitliliğin en fazla olduğu bu adada 30 çeşit lemur, endemik fauna ve şeytan ağacı dev baobab türleri sizi bekliyor. Yetişkin kadın başına 6.5 çocuk düştüğünden dolayı, artan nüfusa pirinç tarlası açmak amacıyla maalesef her saniye yeni bir ağaç kesiliyor. Fes Kenti (Fas) Fes, Fas’ın en eski bir imparatorluk kentidir. Camileri, çarşısı, yüklü eşekleri ve mezarları ile yüzlerce yıl öncesini yaşatan etkileyici bir kenttir. Bir beton yığını olan Casablanka yerine Marakeş ile Fes’i adımlayın. Ngorongoro Krateri ve Serengeti Milli Parkı (Tanzanya) Kuzey Tanzanya’da memeli hayvanların en fazla bulunduğu Serengeti hayvanların âleminin “Büyük Beş”inin de vatanı. Ngorongoro Krateri, bereketli toprağı ve suyu ile yaban hayatın toplandığı ve göç ettiği bir merkez. Bu arada, geleneklerini halen koruyan Masaileri de unutmayın. Yemen’in Kerpiç Gökdelenleri (Yemen) Eski Sanaa!.. İnanın Mc Donald’s, CocaCola, trafik gürültüsü, dev alışveriş merkezleri veya çimento yığınları yok. Vitray pencereli kerpiç evler var. Aile büyüdükçe kerpiç ev yükselir. Bozulmadan, her taraf turist dolmadan bu coğrafyayı muhakkak görün. The Pantanal (AmazonlarBrezilya) Amazonlar’da Fransa’nın yarı büyüklüğündeki Pantanal bölgesinde, Güney Amerika’nın en muhteşem yaban hayatını bulacaksınız. Bu nemli ortam 650 çeşit kuşun ve pumaların vatanı. Temmuzekim arası kuru mevsimde, at sırtında, cip veya motorla gezerek daha fazla hayvan görme ve fotoğraflama şansınız var. Çin Seddi (Pekin) Uzaydan görülebilen tek insan yapısı olarak biliyoruz. Muhteşem bir anıt. Ama diğer yandan, insanın ekosisteme ilk darbesi. Belki de Orta Asya bu duvar yüzünden çölleşti. Victoria Falls (ZambiyaZimbabwe) Bu şelaleleri adı verilen İngiltere’nin ünlü Kraliçesi Victoria görmedi ama onun adını taşıyan bu sihirli su dünyası sahiden etkileyici. Yüksekten dökülen sular devamında Zambezi Nehri’ni oluşturarak derin bir vadide coşuyor. Terracota Askerleri Xian (Çin) Hepsi birbirinden farklı binlerce asker heykeli, atları, silahları ile tek tek resmedilmiş ve ikinci yaşamda hizmet etmek için imparator ile gömülmüş. Ama bu uygulamadan önce askerleri öldürüp gömüyorlarmış. Angels Şelalesi, Venezüella Canaina Milli Parkı Angels, 975 metre ile dünyanın en yüksekten akan şelalesi. Şanslı iseniz, yani sis yoksa uçakla civarında uçup fotoğraflayabilirsiniz. Tabii yanına motorla yaklaşabilirsiniz ama bu zorlu ve tüm günlük bir seyahat olacaktır. www.gezginler.org.tr www.orhankural.net Orada bir köy var uzakta... MELİHA COŞKUN Çocukluğumda radyodan şimdilerde ise televizyonlardan sık sık duyduğum bir haber vardı. Bu haber genellikle Doğu Anadolu kaynaklı olur, kış geldiği zaman 34 ay kardan yolları kapanan köyleri ve köylüleri anlatırdı. Bu köyler en temel ihtiyaçlarını bile temin edemez, hastalarını kızaklarla şehre taşıyan fotoğrafları gazetelerde sergilenir, yaşadıkları zorlukları anlatan yazılar yayınlanırdı. Orada bir köy var uzakta, gitmesek de kalmasak da o köy bizim köyümüzdü?.. (olmadığını biraz geç anladık) Çocuk aklımla merak ederdim kış ve yaz yolları olmayan, olan yolları da kapanan bu köylerde insanlar nasıl vakit geçirir, nelerle uğraşırlar diye? Nihayet bu yaz, yolları yapılmaya başlanmış köylerden birine gitme fırsatını buldum. Bu köy Bahçesaray’dı. Bir grup arkadaş Van şehrinden Bahçesaray’a, eski adı Müküs’e doğru minibüsle yola çıktık, 3000 metre kırapet geçidini aştıktan sonra yol sürekli S çizerek Bahçesaray’a doğru inmeye başladı. Sağ ve sol tarafımızda yüce dağ dorukları birbirini takıp ederek sonsuzluğa doğru uzanıp gidiyordu. Aradaki vadilerde bazen sürülere, bazen koçarlara, bazen de Bahçesaray’ı dünyaya bağlamaya çalışan, yol yapımında didinen iş makinelerine rastladık. Meşakkatli ve uzun bir yoldan sonra, hoplaya zıplaya Bahçesaray’a geldiğimizde, çölde vaha bulmuş bedeviler gibi hiç beklemediğimiz bir manzarayla karşılaştık. Ortadan delice akan Müküs çayı ve ceviz ağaçları ile kaplı, yeşil rengin hâkim olduğu bayır bir köy. Minibüsten inip hemen nehrin yanındaki açık hava kır lokantasında yemeğimizi yedik. Müküs çayı 2 km ötede subaşı denilen bir mağaradan çıkıyor. Çayın iki yanında, küçük mahallelerden oluşan bahçeli iki katlı kâgir evler, su üstü çayhaneleri ile sakin sessiz bir hava seziliyor. Dolaşmaya çıktığımızda Doğu Anadolu’nun hemen her noktasında rastladığımız Ermeni kilisesi ve mezar kalıntılarına burada da rastlıyoruz, çoğu yok olmaya yüz tutmuş. Ulaşım imkânsızlığı, kışın yolların kardan dolayı kapalı kalması burada herkesin satranç oynamasına neden olmuş, çoluk çocuk herkes satranç oynuyor. (Kadınlarda evlerde toplanıp oynuyorlar mı acaba?) melihacskn@gmail.com Pastırma yazının keyfini çıkarmak... NİLHAN AYDIN ? Baştarafı 1. Sayfada Karşımda o! Dimdik duruşuyla içeriye giriyor ve tedirginlik mi bilemiyorum ama benim havam da değişiveriyor. Onu fark etmemek mümkün mü? O tüm yaz boyunca buradaydı, hâlâ da burada, her zamanki gibi çok ciddi ve mesafeli. Koca bir yaz heyecanla ben Cumhuriyet gazetesine yazı yazmak için uğraşırken, o da burada arka masada her gün Cumhuriyet gazetesini okuyordu. Merak ediyordum, benim Cumhuriyet’te yazmaya başladığımı biliyor muydu? Beni fark etmiş miydi? ? Ya ben koca bir gezegeni fark etmiş miydim, dünyamın kenarından geçip gitti, sessizce… Nasıl fark edebilirdim ki, zira bu yaz bir kargaşa, bir hengâme halinde geçmişti benim için. Kavgalar ihanetler entrikalarla dolu bir yaz ve bir yandan gelenler gidenler derken ada da çok kalabalıktı. Sizde fark ettiniz mi? Günü birlik turizm adada olduğu gibi Türkiye genelinde artmıştı. Günübirlikçilerin aksine tatillerini Türkiye’de geçirmek için gelen yabancı turistlere de biz “Yunan adalarına gidin” der gibi müziğin sesini kapadık. Düşünün; aşkınızla dolunay altında Love Story dinlerken her şeyin güzel olduğu bir anda müzik kesiliyor, ortalık bir anda sessizliğe dönüyor, aşk adası olarak tanıtılmış adada aşksız kalıyorsunuz. Öbür yandan da aşk kokusu yerine de nargile kokusu sayıları giderek hızla artan nargile kafeler ile ülkenin her yanına yayılıyor. Ya erkek mayolarının uzayan boylarını fark ettiniz mi? Sahillerde erkeklerin giydikleri mayolar bollaşmış, boyları da iyice uzamış, neredeyse erkeklerin dizlerini bile kapamıştı. Bir detay daha; tatilcilerin son durakları olan hediyelik eşya tezgâhlarında satılan hediyelik eşyaların neredeyse hepsi birbirinin aynı. Oysa hediyeliklerin yörelere özgü olması gerekmez mi? Meğer satıcıların çoğu sattıklarını kendileri yapmıyor toptancılardan alıyor ve üzerlerine kendi yörelerinin adlarını yazıyorlarmış. Bozcaadada ise satıcıların gazetesini okuyabilmek için güneşin parlak ışıklarından kaçmış olsa gerek masasını değiştirmiş, yan masama gelmiş, bana da çok yaklaşmış. Ürkek bir bakış atıyorum. O tebessüm ediyor. ? Üfür üfür esen rüzgârla dans eden kıpkırmızı yapraklar, çok güzel hislerle içime yayılıyor. Fark ettiklerim ve edemeyip sonradan anladıklarım. Aşkı yanında olunca insanın, her şey “Pastırma yazı bu, denize girenler olur” diyor. Aşağıya sahile doğru bakıyorum, kısa mavi renkli mayo giymiş atletik vücutlu bir erkek var. Apollon Otel’in sahibi olan İzzet Evren bu. Yaz mevsimi gibi Bay İzzet kışa meydan okuyor. Aylardan aralık ve Bay İzzet Ayazma’nın buz gibi suyu bir yana Lodos dalgalarına meydan okuyarak denize giriyor. Sonbaharda tenhalaşan adada Ayazma’dan “Vahit’in yerinde” güneş güzel batar. Kızıl güneş tepsi gibi yayılır denizin üstüne. Vahit ise balığa çıkmış, ailesi onun yokluğunu aratmıyor. Ne güzel bir şey arkanı kollayacak birinin olması… Vahit’in kardeşi Zahit, Vahit’in yokluğunu hissettirmiyor. Ne güzel bir şey olsa gerek çocuğunuzun sizin işinizi sürdürmek istemesi. Vahit’in kızı Simge, hevesli, enerjik bir genç kız. O da burada. Bilgisayarın başına geçiyor ve nihayet müzik başlıyor. Sözlerini çok sevdiğim “Sen benim şarkılarımsın” giderek artan volumde rüzgâr tüm ayazmaya taşıyor. Sanki hiç gitmemiş hep var gibi Bir sırrı herkesten saklar gibi Sessizce sokulup ağlar gibi yanımdasın Beni bir şeylerden aklar gibi Koparmadan çiçek koklar gibi Adada bir yaz daha bitiyor bir gün gibi… Sığınağım olan Ahinos Butik Otel’in penceresinde beni bekleyen kumru kuşumu alıp son vapura yetişmeye çalışırken yelkenliler geliyor uzaklardan… Poseidon’un atlıları gibi.. “Sen Benim Şarkılarımsın” İlhan Şeşen nilhanaydin@cumhuriyet.com.tr TURİZM İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Hayri Arslan Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal, Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Onur Çeliköz Tel: 0 212 251 98 7475 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri. C benzerini bulamadıkları Tonguç ile Sinem çiftinin seramikleri. Zira onlar kendileri emek sarf ederek yaratıyorlar. Sahi siz fark etmiş miydiniz Jüpiter Gezegeni’ni? Çekim kuvvetiyle uzayda bulunan asteroit, gök taşları ve kuyruklu yıldızlar gibi gök cisimlerinden dünyayı koruyan Jüpiter gezegeni, dünyamıza eylül ayının son haftasında çıplak gözle rahatlıkla görünebilecek kadar yaklaşmış. Bu arada, Erdal Bey de Cumhuriyet güzelleşiyor. Kontrol edemediğim bir gülümseme yüzüme yayılıyor. O geceyi anımsıyorum. Bana şarkılar söylemişti aşkım, yaz ortasında Jüpiter Gezegeni’nden kurtulan gök taşlarının oluşturduğu yıldız yağmuru altında… Bir başka Cumhuriyet okuru Hayri Doğan yorgun argın geliyor. Ada âşığı Hayri Bey emekli olmuş kendi kendine de iş edinmiş, yaz boyunca Sulubahçe’de bırakılan çöpleri toplar. Hâlâ topluyor. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear