28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Şimdi AYVALIK Zamanı... C 20 EKİM 2010 ÇARŞAMBA / SAYI: 40 TURİZM OYA UĞRAL Ayvalık zeytinyağı, Ayvalık tostu, Ayvalık’ın sakızlı kurabiyesi, kumda kavrulmuş Ayvalık leblebisi, Ayvalık’ın ot mezeleri, Ayvalık evleri, Papalina, Cunda, Şeytan Sofrası, arnavut kaldırımlı dar sokakları, yeşili, kızıl mercanları, Ayvalık sabunu, lor tatlısı... Bu kadar özgün ürünü marka olan başka kent var mıdır bilinmez! Yazar, Ayvalık için “Kuzey Ege’nin çok bilmiş kızı” diyor. Bu kente dişil kimlik ne de çok yakışmış. Adeta becerikli, anaç bir kadın gibi. Ülkenin hangi kentinde olursanız olun, bazen köşe başındaki tostçuda, bazen marketteki zeytinyağı reyonunda, bazen bir restoranda, kimi zaman da bir dergide karşınıza çıkıp, “ben buradayım” der. Kendinizi bu kente bıraktığınızda denizde amfora tarlasındaki kırmızı mercanın dibinde oynaşan papalinayı, sokak arasındaki bir konağın kapı tokmağını veya cumbasındaki sardunyayı, Pateriça’daki Ay Işığı Manastırı’nın tepesinde uçan kuşu, her biri kuğu gibi süzülen adaları, yol kenarlarındaki katırtırnaklarını dakikalarca seyre dalıp, aynı anda Ege’nin karşı kıyısından gelen buziki tınısına da imbat aracılığıyla bir selam yollayabilirsiniz. Midilli, Girit, Selanik, Ayvalık halkları 1923 yılından beri aynı ortak kaderi, mübadelenin izlerini paylaşıyor çünkü. İşte Ayvalıklının yüzünü hep Batı’ya, uygarlığa çevirmesindeki gerçek de bunda yatıyor. Kent insanı Atatürk devrimlerine o yüzden sımsıkı sarılmış, bırakmaya da niyetleri yok. Yeşille mavinin kucaklaştığı koyları, altın gibi kumu, kendinizi evinizde hissedebileceğiniz sıcaklıktaki tarihi bir konaktaki butik oteli, kabak çiçeği dolması, kahvaltıda buram buram kokan zeytinyağına bandırdığınız bir lokma ekmeği, akşam Cunda’da rakıbalık Ayvalık keyfi... Ayvalık’ta tatil düşleriniz eğer bunlardan ibaretse, kente büyük haksızlık etmiş olursunuz. Gözlerinizi kapatıp kendinizi hangi sokağa atsanız bir anda Ayvalık sizi elinizden tutup geçmişe doğru düş yolculuğuna çıkarır. Birçok sanatçı ve düşün insanı yetiştiren Ayvalık, yazından resme, müzikten heykele kadar sanatın her çeşidine doğal plato oluşturuyor. ‘Hedefimiz Sürdürülebilir Turizm...’ Hasan Bülent Türközen Ayvalık Belediye Başkanı Dostluğun, kardeşliğin, barışın kenti Ayvalık sizi bekliyor. Tarihi dokusu, adaları, özgün mutfağı, eşsiz doğası ve kültürel birikimiyle Ayvalık, son yıllardaki tanıtım hamlelerimizle Türk ve dünya turizminde çekim merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Ayvalık’ı Ege’nin kültür sanat merkezi haline getirebilme gayreti içeresindeyiz. Göreve geldiğim 2004 yılından beri farklı bir belediye başkanı modeli çizerek, zorunlu belediye hizmetlerinin yanı sıra kentin ekonomisinin ve turizminin gelişmesi için çalışmalar yürütüyorum. Öncelikle Ayvalık ekonomisini masaya yatırdık ve turizmin ön plana çıkması gerektiğine inandık. Kentin ekonomisini zeytin zeytinyağı, balıkçılık, el sanatları ve turizm oluşturuyor. Zeytinciliğin ağaç sayısı, geliri belli. Kent olarak en yatkın olduğumuz zeytinciliği de içine katarak turizmin gelişmesi için planlama yaptık. Ayvalık turizmini geliştirebilirsek ekonomiyi de sınırlamaya gerek kalmayacağını düşündük. Gelir payını istediğiniz kadar arttırabileceğiniz bir unsur olduğundan turizmi öne çıkarmayı hedefledik. Devamı 2. Sayfada Devamı 2. Sayfada Kapadokya, Brezilya’da tanıtılacak C MY B C MY B Kapadokya bölgesi, 22 Ekim 2010’da Brezilya’nın Rio de Jenario kentinde düzenlenen “ABAV 2010 Turizm Fuarı”nda tanıtılacak. Son zamanlarda Brezilya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısında da artış yaşandığına dikkati çeken yetkililer, fuarda, Brezilya halkına Kapadokya’nın turizm değerlerini en iyi şekilde tanıtacaklarını belirttiler. 4. Sayfada Karadeniz’de bir hafta sonu... Bir pazar sabahı 16 yıldır görmediğim asker arkadaşım Selçuk’un daveti üzerine 5 kişi erkenden yola koyulduk. Rotamız Kandıra, Kefken ve Kerpe’ydi. İki saatlik bir yolculuktan sonra Kandıra’nın Bağırgan köyüne vardığımızda asker arkadaşım ve kapısının önünde Mahmut adını taktıkları dev bir horoz karşılıyor. MUSTAFA DOĞAN’ın yazısı 3. Sayfada Türkiye’nin batı ucu: Gökçeada Türkiye’nin batı ucu olan Gökçeada’da, adanın da batı ucunda Uğurlu köyünden geçip, en en uca, uç noktasına ulaştım. Şöyle bir bakınıyorum, keçiler koyunlarla dolu bir çiftlik gözüme çarpıyor. Etrafla hiç ilgilenmeden doğruca uca doğru ilerliyorum. Başında kasketiyle ufak tefek bir adam bana doğru geliyor, bir teke de onun peşine takılmış, herhalde çiftliğin sahibi diye düşünüyorum. NİLHAN AYDIN’ın yazısı 4. Sayfada Mavilik ve sessizlik içinde bir liman kenti Yaz sonunun getirdiği rehavete kapılmış sessiz sakin sahil kıyıları yazın geçirilen gürültü ve patırtılı mış gibi tatillere inat maviliği ve sessizliği ile bizi bekliyordu. Marmaris’ten Datça’ya doğru giderken büyük bir liman kenti olan ve MÖ 4000 yıllarında kurulmuş olan antik Knidos kenti zamanın da şiddetli bir deprem geçirmiş olmasına rağmen gün yüzüne çıkartılan kalıntılarından kentin ihtişamı gözlerimizin önünde serili duruyor. MELİHA COŞKUN’un yazısı 3. Sayfada
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear