25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

BALIKESİR 2 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA 3 Pegasus’tan yeni uçuşlar P egasus, Atina ve Basel Mulhouse seferlerini hizmete açtı. Pegasus ve İZair, 2 Ekim’den itibaren pazartesi, çarşamba ve cuma günleri İzmirAtina arasında karşılıklı seferler düzenlemeye başlıyor. Çok sayıda uluslararası şirketin bulunduğu ve İsviçre’nin ilaç ve kimya sanayisinin en gelişmiş kenti olan Baselİstanbul karşılıklı uçuşları ise 26 Ekim’den itibaren pazartesi, çarşamba, perşembe ve cuma günleri gerçekleşecek. Pegasus’un internet sitesi www.flypgs.com’da biletler Atina uçuşları için 96.99 liradan, Basel uçuşları için ise 59.99 liradan başlayan fiyatlarla satışa sunuldu. Cuma günleri direkt İzmir’den Basel Mulhouse’a uçuşları bulunan Pegasus, 26 Ekim’den itibaren ise Adana, Ankara, Antalya, Bodrum, Diyarbakır, Dalaman, Gaziantep, Lefkoşa, İzmir, Kayseri, Samsun, Trabzon’dan İstanbul bağlantılı Basel Mulhouse uçuşlarını haftanın dört günü gerçekleştirecek. 79 liraya 79 koltuk A tlasjet, 17 Eylül’e dek tüm iç hat uçuşlarında (KKTC hariç) ilk 79 koltukta her şey dahil tek yön 79 liraya (hizmet bedeli dahil) seyahat etme imkanı sağlıyor. İlk 79 koltuk, 79 lira uygulamasına göre; “*iPhone ve Blackberry”den bilet satın alan yolcular, her şey dahil tek yön 64 liraya, “www.atlasjet.com” adresinden bilet satın alan yolcular ise her şey dahil tek yön 74 liraya seyahat edecekler. Kuzey Ege’nin ‘Altınova’sı H er kime “Altınova’yı biliyor musunuz?” diye sorsam, genellikle “ tabii, Edremit tarafında, kaz dağlarının eteklerindeki yer değil mi?” cevabını almaktan çok büyük üzüntü duyarım. Balıkesir iline, Ayvalık ilçesine bağlı şirin bir belde olan Altınova’nın, isim benzerliği ile Altıoluk ile karıştırılması doğal olabilir. Ama ne yazık ki, çoğu insanımız tarafından hiç bilinmiyor olması asıl beni üzen. Eski adı “Ayazmend” olan, Atatürk’ün 13 Nisan 1934 yılında ziyareti sırasında, sapsarı buğday başaklarıyla kaplı, dümdüz, uçsuz bucaksız ovaları görüp “buraya Altınova demeli, son derece kıymetli, verimli ovalar” demesinden sonra “Altınova” adını alan bu güzel belde; denizi, 13 kilometre uzunluğundaki eşsiz kumsalı ve rüzgarlı, bol oksijenli havasıyla hakkettiği ilgiyi göremiyor. Altınova’nın tarihine bakacak olursa, “Ayazmend” olarak bilinen adıyla Bizanslıların yerleşim yerlerinden biri olduğunu görmekteyiz. Ayazmend bölgesi yakınlarındaki Perperene ve Atarneus önemli ilk çağ şehirlerinden olup uzun yıllar varlıklarını sürdürmüşler. Perperene ve Atarneus Ayazmend’e (Altınova’ya) 20 kilometre uzaklıkta. Perperene 15. yüzyıla kadar piskoposluk merkezi niteliğini taşımış. Bölgeye, Türklerin Batı Anadolu’yu fethinden sonra, 1300’lü yıllarda yoğun bir Türkmen nüfusu yerleşmiş. 16. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet’in, Ayazmend’den sanki birkaç kulaçta geçilebilecekmiş gibi yakın duran Midilli adasını kuşatmasında, Ayazmend’i karargâh olarak kullandığı biliniyor. 1. Dünya savaşından sonra 1919 yılında, Yunanlılar Ayvalığı ve Ayazmend’i işgal ettiler. Kurtuluş savaşında, tekrar kazandığımız beldemiz, bugün bereketli topraklarıyla göz alıyor. Ancak, üzüntü verici nokta, ne yazık ki eski tarihi imaret, mescit ve de hamamlarından iz bulunamaması. Ne yazık ki tarihi miras yitirilmiş. Altınova’da bugün, 1400 yılında yapılan, Hacı Bayram Veli Camisi ve 800 yıllık geçmişi olan Şeyh Muyiddin Camisi (küçük cami) hâlâ ayakta. Yine belde merkezinde tarihi iki han ve 15.yüzyıldan kalma eski evler dikkati çekiyor. BEREKETLİ TURİZM CENNETİ Fest’in yeni turları F est Travel Şeker Bayramı tur programını hazırladı. Buna göre; Kayıp Kıta Madagaskar 18 Eylül, Baştan başa İsviçre, Güneydoğu Anadolu, Sicilya 19 Eylül, Endülüs Madrid Toledo 20 Eylül, SardinyaKorsika 20 Eylül, Doğu Akdeniz 27 Eylül. Altınova’nın yerleşik nüfusu 11 bin olmasına rağmen, yaz aylarında bu nüfusun 7080 bine çıktığı söyleniyor. Yerleşim sahil şeridinden yedi kilometre kadar içerde. Özellikle yerli turiste misafirlik eden sahil şeridinde, granit kayalardan oluşmuş, ışıldayan kumsallar diğer yörelerimizi kıskandıracak güzellikte. Deniz Ayvalık’ın denizi kadar soğuk değil, ama insanı rahatlatacak ölçüde serin. Devamlı esen rüzgarı, yazın sıcaklığında, klima vazifesi görüyor. Gözleri okşayan dümdüz ovalarında, pamuk, patates, karpuz, şeker pancarı ve diğer her türlü sebze, meyve yetişen bu verimli topraklar en çok zeytin ağaçlarıyla süsleniyor. Bu yüzden de zeytin ve zeytincilik yörenin en önemli gelir kaynağı. Bu yörenin sızma yağlarının lezzetine bir defa bakayım derseniz, asla başka yerden zeytinyağı yiyemezsiniz. Hele hele ev ortamında katıksız yapılan zeytinyağlarından alacağınız zeytin kokusu bir başka. Yine evlerde üretilen, katkısız eğri büğrü zeytinyağlı sabunlar cildimize hayat verir nitelikte. Altınovalıların mutfağında da, diğer Ege bölgesinin çoğunda olduğu gibi, zeytinyağ ile birliktelik bulan otlar göze çarpar. Semizotu, taze börülce... Düğünlerinde ise Altınova’lılar kazanlar dolusu pilavları ve keşkekleriyle karşılarlar misafirlerini. esersaka@hotmail.com Yolculukta bavul telaşına son Kültür turuna kadınlar daha meraklı S Ö Y L E Ş İ Faruk Pekin: Kültür turunun duayeni atil planlarını oluştururken ulaşım için uçağı ilk sıraya almaya başladık. Ancak uçakla seyahatte tek sorun bagaja limit uygulanması. Uçaklarda yolcu beraberi taşınabilecek el çantası ve valizlere uygulanan kilogram limitlerin aşılması, bizleri havalimanı terminallerinde zor duruma düşürebiliyor. Bu gibi konularda herhangi bir sorun yaşamamak için, çanta, valiz veya bavulumuzun hacmini ve kilosunu uçak şirketlerinin koydukları limitlere göre düzenlemek durumundayız. Tatil öncesi bu sıkıntıları atlatabilmek için bavul hazırlığının ne şekilde yapılması konusunu aklımızdan çıkarmamakta fayda var. Yanınızda taşıdığınız el çantanızda tekerlek fonksiyonunun olmasını tercih edin. Ağır içerikli çantanızı daha kolay taşıma imkanı sağlar. “Bunu nasıl unuttum” dememek için, seyahate çıkmadan önce yanınızda götürmeyi düşündüğünüz eşyaaların listesini oluşturun. Bavulda aradığınızı kolayca bulmanız açısından parçalara ayırıp eşyalarınızı bölüm bölüm koyabilirsiniz. Mesela iç çamaşırları torbası. BAGAJ LİMİTİNE DİKKAT Ekonomi sınıfı yolcuları için tanınan ayucelman@cumhuriyet.com.tr T serbest bagaj hakkı 20, business class yolcular için ise 30 kilogram. Kabinde yanınızda bulundurmak istediğiniz el bagajınızın ağırlığının 68 kilo boyutlarının 20x 40 x 60 santimetreyi geçmemesine dikkat edin. 10 kilograma kadar bagaj ve kabinde bir katlanabilir bebek arabası taşıma hakkı var. Dikkat edilecek bir başka konu ise, bazen tartışmalara yol açabilen battaniye, bebek taşıma sepeti, şemsiye, baston, koltuk değneği, küçük kameranız ya da dürbününüz. Bu gibi eşyanın el bagajı sayıldığını bilin. El bagajının dışında kabinde taşınmasını istediğiniz bagajınız koltuk satın almalısınız. Uçakta yolcu başına bir el bagajına izin verilir. First class ya da business classta yolculuk ediyorsanız, yolcunun iki el bagajı hakkı vardır. El bagajının boyutları 55 x 40 x 20 santimetreyi geçmemeli ya da 8 kilodan ağır olmamalıdır. El bagajlarından biri önünüzdeki koltuğun altına, diğeri koltuğun üstündeki bölmelere yerleştirilmelidir. Bedava bagaj hakkını geçen bagajlar fazla bagaj olarak taşınabilir; bedava bagaj ücreti, kilo başına belirli oranlarda alınmaktadır. Aşağıda sıralanan bagaj çeşitleri için özel bagaj ücretleri geçerlidir. Kayak, bisiklet, sörf tahtası, rüzgar sörfü gibi. D C MY B C MY B aha okul sıralarında iken okulundaki yabancı öğretmenlerin hafta sonlarında grup yaparak İstanbul’un tarihi mekânlarını gezdiklerini, öğretmenlerinden birisinin İngilizce “İstanbul’u dolaşalım” adlı kitabın yaşamında önemli bir değişim olduğunu söylüyor Faruk Pekin. “Yabancıların ilgi gösterdiği İstanbul turlarını neden bizim insanlarımız da yapmasın” diyerek ilk iş olarak rehberlik kokartı almış. Faruk Pekin kültür turlarının duayeni, çeyrek yüzyıla yakın bir süredir İstanbul’u, İstanbullularla ve İstanbul’un sadece adını duyan yabancılarla buluşturuyor. Önce İstanbul’un çok bilinen tarihi Büyük Ada’sından başlamış, büyük ilgi gören turlar Haliç, Pera, Galata gibi yerlere ulaşmış, sonra da köşe bucakta kalmış kültürel değerlere cami, türbe, ayazma, sinagog, kiliselere uzanmış. Faruk Pekin “100’e yakın tur var” diyor ve ekliyor. “Örneğin kadınların yaptırdığı eserler turu” diyoruz. Saraylar var, çeşmeler var, camiler var... Aslında biz kültür turlarına başladıktan sonra katılan insanların sosyal yapıları ve anlayışları değişti, tematik turlar istediler, sonraları “İstanbul’un dışına da bizi götürün” dediler, peki dedik, Anadolu’daki tarihi mekânları gezdirdik, yetmedi, dünyayı gezmek, bilmek, öğrenmek istediler... Fest Travel’ın bir özelliği de rehberler yerine akademisyenlerin görevlendirilmesi, nedeni de daha kapsamlı turların yapılmasıymış. Örneğin su konferansı sırasında İstanbul’da suyun öyküsü diye bir tur yapmışlar, gezi sırasında arkadaşlar Kağıthane’de yarım kalmış eski bir demiryolu keşfetmişler. Faruk Pekin 100 yıl önce yapılmış demir yolunun öyküsünü şöyle anlatıyor. Sohbet döndü dolaştı günümüzün Yenikapı kazılarına geldi. “Her geçen gün yeni kazılarla daha gerilere giden Yenikapı kazıları ile 6 bin, 6 bin 500 öncesine uzanıyor. İşte İstanbul’un tarihini binlerce yıl öncesine götüren bir tur sanırım yerli için yabancı için de önemlidir. Faruk Pekin, heyecan landı. “Yenikapı‘da bir faciayı önledik. Kazı sırasında kepçe sokacaklardı, ayağa kalktık hep beraber, durdurdular. Ama ne oldu, gemilere çok sevinirken hiç hesapta olmayan balçık içinde neolitik döneme ait mezarlar çıktı. Bu ülke için büyük şanstır. Dünya burayı görmeye gelecek göreceksiniz.” “Hocam Efes’in aynısını başka bir yerde yapacaklardı, sanırım sonra vazgeçtiler. Böyle bir şey olur mu?” güldü, “hiç kimse aslı varken kopyasına gitmez.” Kültür gezilerin katılanların karakterlerini sor dum. “Herkes kültür gezisine katılmaz, biraz cesaret ister, meşakkatlidir, yol yürümek vardır, tarihi bilmek, tarih kültürüne sahip olmak şart. Biz Türkiye insanına İstanbul’un Anadolu’nun ve dünyanın gezilebileceğini bunun bir kültür konseptinde olacağını gösterdik. Anadoluda bilinen yerleri Efes’i, Pamukkale’yi, Side’yi, Kapadokya’yı gezdik, Frikya Vadisi’ni, Meke Gölü’nü, bin bir kiliseyi, Hasankeyfi... Cumhuriyet’e ilanlar verdik. İlk büyük Anadolu turunu yaptığımızda katılım sayısı 44’dü. 15 gün sürdü bu tur. Sonra sınırları aştık, Türk insanı Vietnam ile Kamboçya’ya gider mi, gittiler işte... Sibirya’ya trenle gittik, daha neresi aklınıza gelirse... Biz bunları yaparken diğerleri ne yapıyordu, Paris, Londra, Roma... Şim di gazetelerde boy boy Vietnam ve Kamboçya ilanları var. Bir şey daha ekliyeyim bizim turlarımız için “mazoşist tuırlar” dediler. “Hem para veriyoruz hem ayaklarımıza karasular iniyor” dediler. “Aman hocam yaşlılar da var katılımcılar arasında.” “Aslında onlar daha çok istiyor bunu. Hayata bağlanıyorlar. Yürümemek diye bir şey yok. Benim turlarımda 80 yaşı devirmiş insanlar var. Bazıları vardır gezmiş olmak için gezerler. Onlar gezgin değil, tembel. Durdu nefes aldı. “Bakın” dedi. “İyi bir kültür gezisi için önce iyi bir program gerekiyor, ikinci koşul ise iyi bir rehber. Sonra oteliniz merkezi bir yerde olacak. Akşamüstü biraz boş kalınca kendi bildiğince gezsinler diye.” “Biz genelde düşündüğümüz tura altı ay önceden çıkarız. Yani arkadaşlarımız gider orada çalışmalar yapar fotoğraflar çeker bilgi toplar. Turdan 10 gün önce katılacakları ofiste toplanırız, herkese gidecekleri yer hakkında bilgi ve fotoğraf içeren dosya veririz .Döndükten 1015 gün sonra da yine toplanıp çekilen fotoğrafları paylaşırız. Fiyatlarımız ilan ettiğimiz neyse o dur. Ekstra para alınmaz.” Tura katılanlar genellikle üniversite mezunu ve çoğu hanım. Çünkü kadınlar erkeklerden daha meraklı. Ama tek sıkıntımı var o da gezi sırasında kadınlar hiç olmazsa bize bir fırsat verin de gelmişken alış veriş yapalım diyor. O konuda adımız kötüye çıkmış. Kadınlara alış veriş yaptırmamak mümkün mü.” Son yıllarda anlayışta bir değişiklik oldu mu soruma şöyle yanıt verdi Faruk Pekin. “İnsanlar yeni yerler keşfetmek istiyor. Ama bir başka şey var ki Özcan Deniz’in çıktığı balkonu göreceğim diye Kapadokya’ya akın ettiler. Elveda Rumeli dizisi, Rumeli turlarını patlattı. Bu hem iyi hem kötü. İnsanların merak etmesi iyi ama kalite ne yazık ki düşüyor.” “Ne yazık ki kültür marketlerde ambalajın içinde satılmıyor” diyerek veda ediyorum kültür turlarının duayeni Faruk Pekin hocama.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear