Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 8 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA SİCİLYA Deniz, balık ve katran kokan Tren ile Türkiye turu CDD Genel Müdürlüğü, “Ekspres Tren Tur Kartı“yla T 150 liraya, “Yataklı Tren Tur Kartı“yla ise 500 liraya Türkiye’yi bir ay boyunca sınırsız dolaşma imkanı sunuyor. Ekspres trenlerin yanı sıra mavi tren, ekspres, bölgesel ekspres, ray otobüsü, mototrenler ile normal yolcu ve banliyö trenlerinde geçerli olan “Ekspres Tren Tur Kartı“nın aylık ücreti 150 lira. Yüksek Hızlı Tren (YHT) Seyahat Kartlarıyla da yataklı vagonlar hariç, YHT’nin ekonomi sınıfı başta olmak üzere, yurt çapında çalışan tüm trenlerde 300 lira karşılığı bir ay boyunca sınırsız yolculuk imkânı bulunuyor. YHT seyahat kartları, öğrencilere de 200 liradan satılıyor. KATANYA Yazı ve fotoğraflar Oya SEYMEN S Agora tatil durağı A sos yakınlarında denize sıfır, bahçe içinde, çam, zeytin ve meyve ağaçları altında altı odasıyla restoran ve konaklama hizmeti veren Agora, keçileri, tavukları ve sebze bahçeleriyle organik ürün yetiştirerek sağlıklı yaşamın da sırrını veriyor. Gün boyu müzik dinleyerek doğal beslenmenin tadına varmak isteyenlerin uğrak yeri Agora Tatil Durağı ismini çevresinde bulunan 13 antik kentten almış. Alexandria, Troya, Apollon Tapınağı, şifalı sularıyla ünlü Kestanbol kaplıcası Agora’ya çok yakın. (www.agoratatil.com, tel: 0.286. 647 00 37, adres: Tavaklı İskelesi, Ezine, Çanakkale.) icilya’dayız… Tarih boyunca stratejik konumu yüzünden sayısız istilaya uğrayan; Avrupa’nın en büyük aktif yanardağına sahip olan ve onunla yaşamanın bedelini çoğu kez acı ödeyen; patlamalar ve depremlerle neredeyse yok olup küllerinden yeniden doğan Sicilya’dayız... Sicilya’daki ilk durağımız Katanya. Bu Barok kentin bizde bıraktığı ilk izlenim, eski oldukları kadar karanlık ve koyu renkli binalar oldu. Defalarca patlamalara sahne olmuş, lavlar altında kalmış ve depremlerle yıkılmış bir kent burası ve bunun izlerini taşıyor. 1669 Etna patlamasını, ardından 1693 depremini yaşamış ve neredeyse tamamen yeniden inşa edilmiş. Kentteki bütün önemli anıtlar ve yapılar, yollar, su kanalları vb. hep kara lav taşlarından yapılmış. Dolayısıyla Etna, kente damgasını vurmuş. En etkileyici yanı ise, kentin yaşadığı bunca felakete rağmen hiçbir dönemde terk edilmemiş ve aksine kızgın lafların püskürdüğü Etna’ya doğru genişliyor olması. Etna’nın mineraller açısından çok zengin olan lavları toprağı besliyor ve verimliliğini artırıyor. Kentin en önemli turistik noktası Katedral Meydanı, meydanın sembolü olan Fil Çeşmesi ve Duoma Katedrali. Katedral Meydanı’ndaki bu çeşme, 18. yüzyılda Mimar Voccarini tarafından tasarlanmış ve kentin sembolü haline gelmiş. Çeşmenin ortasındaki platformda, kara lav taşından yapılmış bir fil heykeli var ve filin sırtında bulunan mezar taşı yazıtı Mısır’dan getirilmiş. Eski Tiyatro Binası’na da açılan bu meydanda, aynı zamanda yılbaşı kutlamaları da yapılıyor. Duomo (Katedral) Alanı’na adını veren ve muhteşem güzellikteki Barok Katedral, kentin en büyük kilisesi. Katanya pazarı da mutlaka gezilmeli. Bu ünlü pazar, Katedral Alanı’nın bir köşesindeki küçük meydanla çevresindeki tarihi kapalı alanlar ve dar sokaklarda kurulu. Burası gerçek bir cümbüş… Bağırış çağırış gırla gidiyor ve bu anlamda bizim pazarlarımızdan hiç farkı yok. Balıkçılar gelene geçene özelliklerine uygun ilginç laflar atıp iltifatlar ederek müşteri çekmeye çalışıyorlar. Pazarlık yapan Katanyalılar, en az bizim vatandaşlar kadar inatçı görünüyorlar. Sebzeler gerçekten çok güzel; hem çok çeşitli hem de büyük Özellikle mor karnabaharlar, sütlü kocaman sarımsak hevenkleri ve upuzun kabaklar dikkatimizi çekiyor. Katanya bölgesinin çok bereketli topraklara sahip olduğu bir gerçek. Ancak pazarın en ilginç yanı, etlerin, hatta sakatatın, tezgâhlarda, yani açıkta kesilip sergilenmesi ve açıkta satılması… Buna bir Avrupa ülkesinde nasıl izin verdikleri muamma. Denize doğru inildiğinde göreceğiniz Orsino Kalesi, 1239–1250 yılları arasında yapılmış olan dört kuleli bir kale. II. Friedrich için yaptırılmış, uzun süre askeri mimarinin başlıca örneklerinden biri olmuş. Açık havada küçük bir yemek molası veriyoruz. Hafif bir şeyler yeyip masa şarabı içiyoruz. Garson kızla anlaşamayınca, çiğ balık tabağını önümüze getirip seçmemizi istiyor. Pasta con de Sarde (sardalyeli makarna), ızgara kalamar ve “Sarde e Beccafio” denen, içi soğan ve ekmek kırıntıları ile doldurulmuş sardalye yemeği çok güzel. Ayrıca ızgara kılıç deniyoruz; zeytinyağlı maydanozlu sosla servis yapılan balığı beğeniyoruz. Ancak yemekte garnitür ya da ön atıştırmalık mezeler beklemeyin; böyle bir alışkanlık yok. Masa şarabı ise çok hafif ve lezzetli… Akşam yürüyüşünde, Via Etnea’dan kent merkezine doğru yürüyoruz. Araba trafiği bir hayli yoğun olmakla birlikte cadde fazla kalabalık değil. Özellikle Barok yapıdaki binalar, ferforje küçücük balkonlarından sarkan çiçekleriyle çok hoş. Caddeye açılan daracık ara sokaklar ayrıca kayda değer; buralarda sokak kahveleri ve lokantalar sıralanıyor. Sicilya’da tatlı severler için denenmesi gereken bir lezzet, “Cannolo” isimli geleneksel bir tatlı; içi çikolatalı krema ile doldurulmuş, üzerine fıstık serpilmiş kalın kornet bisküviye benzeyen tatlı tadılmaya değer. Kendine özgü kentin olduğu gibi Katanya’nın da bizde bıraktığı izler var: Bu kenti, Etna’nın üzerine düşen gölgesi, kendisine çok yakışan tarihi dokusu, birçok uygarlığın birbirini hiç ezmeden yarattığı mimari bütünlüğü ve birbirinden lezzetli deniz ürünleri ile anımsayacağız. Denizin mavisi ile deniz, balık ve katran kokusu ise karakteristik kokuları. DOĞANIN İKİ YÜZÜ YEŞİL VE MAVİ TUR İZM Abdülkadir Yücelman ayucelman@cumhuriyet.com.tr TU¨RKIYE YILI Türkiye yılını kutlayacağız” demişti. Olmadı! Türkiye turizmi açısından büyük önemi olan olayı medyamız unutkan olduğu için es geçildi. O yıl öyle geçti, 2007’de Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner 5 Ekim 2007’de Türkiye’ye geldiğinde Fransa Cumhurbaşkanı koltuğunda Türkiye’ye şaşı bakan bir Sarkozy oturuyordu. Mösyö Bernard Ankara’da hükumetinin isteklerini sıralarken ağırlık noktası TürkiyeFransa arsındaki ekonomik meselelerle Ermeni meselesi ve Nato üzerineydi. Fransa Dışişleri bakanı Fransa’da 2005’deki “Ermeni yılı‘” kutlamalarından hiç söz etmeden sadece “Fransa’da Türkiye’nin tanıtımını yapacağız” gibi yuvarlak sözlerle konuyu geçiştirdi. Türkiyede Fransızların ekonomik yatırımları ve ticari ilişkileri varsa da Fransa’nın Nato’dan ayrıldıktan sonra şimdi yeniden Nato’ya girmesi sadece Türkiye’nin oluruna kalmıştı. İşte böyle ilişkilerle 2008 de geride kalırken Türkiye 2009’a ertelenen “Tür KUS¸A DO¨NDU¨ kiye yılı” nı bekliyordu. Bu umutla 17 Haziran 2009’da Ankarada Türkiye’yi Fransa’da tanıtmaya yönelik programın bütçesi için Ankara’da toplantı yapmayı planlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 200 şirketin katılacağı İstanbul’daki yemeği iptal etti. Olaydan 11 gün sonra Başbakan Erdoğan iyice işkillendiğini, Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin tavrını beğenmediğini, “Türkiye yılından söz ediyorlar, olsun mu olmasın mı” sözleriyle tepki gösterdi. Bir hafta sonra da ise “Türkiye yılı” Fransızlar tarafından “Türkiye mevsimi” olarak değiştirildi . Sarkozy kazanmıştı. “Van minüt” kabadayılığı yapan Erdoğan elindeki kağıtların değerini takdir edemediği için Türkiye büyük bir fırsat daha kaçıracaktı. Oysa Başbakan Sarkozy’e; “Nato’ya girmen benim elimde, ver AB oyunu al Nato oyumu. Bizi engellersen sen de Nato’ya giremezsin” demeliydi, diyemedi. Türkiye şu sıralarda Fransa’da mevsimleri oynuyor. Side’nin çevre dostu Eco Club S ide’de koruma altında olan Sorgun ve Titreyen gölde Eco Club Otium adı ile çevreci bir otel açıldı. Hedefini Çevre ve yeşil manifestosu ile duyuran, “çocuklarımıza yaşanabilir yeşil bir dünya bırakalım” sloganı ile yola çıkan OTİ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bektaş‘ın basın toplantısı ile hizmete açıldı. Side ve çevresi turizm planlamasının yapılmasından uzun yıllar sonra ilk kez uygulama olarak yaşama geçen Eco Club sadece yaz sezonu için değil 12 aya yayılmayı hedefleyen bir anlayışla ekolojik konseptini de resmen ilan etmiş oldu. Ayrıca Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile birlikte “Ateş Böceği” projesi ile iki yıl sonunda 6 bin çocuğa ulaşmayı da hedefliyor. Geniş bir alana yayılan yeşillikler arasındaki Eco Club ayrı ayrı bloklarda, tamamen güneş alan 480 odasını yerdeki halıdan duvara her yerini yeşil ve doğa renkleriyle resimlemiş. Bu konseptin misyonunu taşıyan Eco Club, bir büyük bir küçük iki havuz, bir kapalı ve ayrıca iki çocuk havuzu ile hizmet verirken, bebek odası, çocuk ve yetişkinler için Erzincan doğa sporlarını geliştiriyor Lütfi ÖZGÜNAYDIN rzincan, turizm alanında doğa sporlarına tutundu... Çeşitli doğa sporları için uygun mekânlara sahip Erzincan bu yıl Fırat üzerinde rafting şampiyonasına ev sahipliği yaptı. Erzincan’da turizmin gelişmesi için çaba gösteren yöneticiler, yamaç paraşütünden sonra Fırat’ın azgın sularında, rafting sporunun gelişmesi için gayret gösteriyorlar. Erzincan ve ilçeleri doğa sporları için çok uygun. Kemaliye’de her yıl Doğa Sporları Şenliği yapılıyor. Dağcılık Federasyonu Kemaliye’de eğitim kampları düzenleniyor. Tırmanış için çok sarp kayalarda hem eğitim çalışması hemde yarışmalar sürüyor. Aslında Erzincan birçok tarihi ve turistik değere sahip. Ancak son yıllarda, doğa sporları ile bir çıkış yakalamak istiyor. Sonbaharda Erzincan’da Yamaç Paraşütü Şampiyonası düzenlenecek. Alternatif spor alanlarında var olmak için büyük çaba veriliyor. Bu da turizm için başka bir olgu. Fırat üzerinde rafting yapan sporcular, çok heyecanlarını belirterek, “Fırat ve özellikle Erzincan’ın Sansa Boğazı bu spor için çok uygun. Yeniden gelip burada çalışma yapacağız” diyorlar. Cirit sporu ile adını duyuran Erzincan Doğa Sporları’nın diğer dallarında da çeşitli şampiyonalar düzenlenecek. Erzincan turizm açısından gizli kalmış bir il. Çok ünlü yapıtlar var. Otlukbelin’deki Karakoyunlu Mezarları, Mamahatun Türbesi, Kemah Kalesi, Munzur eteklerindeki göller ve Kemaliye’nin doğal güzellikleri gezginleri bekliyor. E turizm?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yönetmen: Abdülkadir Yücelman Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Zarife Selçuk Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya hakanc@cumhuriyet.com.tr Tel: 0 212 251 98 7475 Reklam Müdürü: Dilşad Özkaya Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri ayrı ayrı bölümler de dikkati çekiyor. Yiyecek içecek servisleri saat 7’den gece yarısına dek açık, tuzlusundan tatlısına, etinden sebzesine, meyvesinden her çeşit içeceğine dek açık büfe hizmeti veren yeşil Eco Club çevre dostu olmanın gururunu taşıyor. Türk hamamı, sauna ve masaj salonları, gece yarısından sonra açılan disko ise ilgi toplayan bölümler. Sevimli hayvanlar köşesinde özellikle sincaplar çocukların dostu olmuş, ama özellikle Avrupalı tatilcilerin temmuz sıcağında havuz kadar yeşil çimenler üzerine yayılması dikkati çekiyor. Eco Club’da kum, güneş, denizden çok daha başka şeyler de var. Zaten fark yaratmak turizmin çıkış noktası olmalı.