23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

KEKOVA 22 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA 3 DOKTORUNUZ UYARIYOR: ‘Güneşte gözlüksüz dolaşmayın’ H avalar ısındıkça, okullar tatile girince ve çalışanlar yıllık izinlerine çıkınca insanlar için günün büyük bir kısmı açık havada geçmeye başlar. Açık havada gözlerimiz en korunmasız organlarımızdandır. Havada uçuşan tozlar, çapaklar böcekler gözlerimize kaçabilir. Daha da önemlisi güneşin zararlı ultraviyole (UV) ışınları gözümüz için büyük tehdittir. UV ışınlarının kataraktı ve sarı nokta hastalıklarını arttırdığı bilinmektedir. Bu yüzden yazın açık ve güneşli havada UV koruyuculuğundan emin olduğumuz güneş gözlükleri ile dolaşmak gözlerimize karşı en önemli sorumluluklarımızdandır. Dünyagöz Hastanesi doktorlarından Op. Dr. Haluk Talu yazın en sık karşılaşılan göz problemleri ve korunma yöntemleri hakkında detaylı bilgi verdi. GÖZ NEZLESİ Yazın insanın insanlarla ve çevresiyle teması çok olduğundan göz nezleleri daha sık gözlenir. Rüzgarda uçuşan polenler ve tozlar alerjik göz nezlelerini ortaya çıkartır. Kaşıntı, kızarıklık ve sulanma alerjik göz nezlesinin habercisidir. Alerjik göz nezleleri genellikle atopik diye ad landırılan bünyelilerde çocukluk yaşlarıyla ortaya çıkıp yıllarca aynı mevsimlerde kendini hatırlatır. Alerjinin en rahatsız edici yanı göz kaşınmaları olduğundan, hastalar gözlerini kaşımaya ve ovuşturmaya doyamaz. Bu kaşımalar bazı kimselerde gözün önündeki saydam tabaka olan korneanın yapısında bozulmalara sebep olur ki ilerleyen yıllarda kornea nakli gerekebilecek kadar görme azlığına sebep olabilir. Alerjik göz nezleleri göz kuruluğuna da zemin hazırlar. Bu yüzden erişkinlerde ve bazen çocuklarda bile alerji tedavisine göz nemlendirici damlalar da eklenebilir. Gözdeki alerji şikâyetlerini en iyi kortizon yatıştırır. Ama kortizon doktor kontrolü altında kullanılmadığında katarakt geliştirebilir. Yazın görülen göz nezleleri sadece alerjik kökenli değildir. Bulaşıcı, mikrobik göz nezleleri de karşımıza sık çıkar. Mikrobik göz nezleleri virüs, bakteri, ya da mantar kökenli olabilir. Alerjik gözlerde gözün elle sık kaşınması mikropların kolayca göze bulaşmasını ve ikincil göz nezlelerini davet eder. Viral göz nezleleri el teması, öpüşme, havadan, paradan, havludan kolayca bulaşabilir. KALEKÖY Reşide OKUDUR Fotoğraflar Kamil YILMAZ ntalya’nın batısında Demre ile Kaş arasında Toroslar’ın eteğinde denize düşmekte olan bir küçük gözyaşı damlası gibi durur Kaleköy!.. Batıkkent!... Likyalıların ayak izlerini sürerek ulaşabileceğiniz son noktadır. Ancak bana göre çarpıcı yanı Kaleköy’e sadece deniz yoluyla ulaşabilmeniz. Karayolu yok. Asırlar önce oluşan depremlerle ayrılan kara parçaları Kaleköy Kekova arasındaki batıkkent kalıntılarını su altında izlemek olası. Eskiden kültür turizminin ve yatçıların uğrak noktasıydı. Şimdi her şey dahil tur sistemiyle teknelerle gelinen yer oldu. Kaş ve Demre’den de yemekliyemeksiz alabileceğiniz tekne turlarıyla değişik koylarda molalar verilerek gelinen Kaleköy’ün su altında kalan şehir kalıntılarını, Likya Mezarlarını, sarnıçlarını kıyılar boyunca seyretme keyfini yaşayabilirsiniz. Sadece tekne turları değil, iyi bir su sporları tutkunuysanız, batıkkenti kanolarla da keşfe çıkabilirsiniz. Tekne turları veya çok özel uğraşılar gerekmiyor Kaleköy’e ulaşmak için. Sırtınıza çantanızı takıp Kaş veya Demre’ye kadar gelmeniz yeterli. Alacağınız her dilde el kitapçığı size yol gösterecek Likyalıların ayak izi Kaleköy ve Kekova arasındaki batıkkent tekne turlarının uğrak yeri. Kaleköy’ün “Kale”sine çıkıp eşsiz doğayla bütünleşen antik Likya’yı, mezarları, sarnıçları, şehir kalıntılarını kıyı boyunca seyredebilirsiniz. tir. Bireysel olarak da bu gezintiyi bütçenize göre yapabilirsiniz. Karayoluyla Kaş ve Demre’den “Üçağız”a gelmeniz yeterli, küçük sandallarla beş dakikalık bir seyir sizi Kaleköy’e ulaştırır. Yazın turistler hariç 200 kişilik nüfusu, kışın 50 kişi civarın da. Sezonun kapanmasıyla çevre ilçelerde işleri olanlar Kaleköy’den ayrılıyor. Birinci derecede sit alanı kapsamında bulunan beldede eski taş evlere taş merdivenlerle ulaşılıyor. Restore edilen birkaç evin dışında hâlâ en doğal haliyle sessiz sakin bir yaşama sahip. Günlüğünüze kaydedeceğiniz güzel anılarla ayrılacağınız birkaç günlük yaşamı kendinize armağan etmek için Akdeniz’in iyot kokusunu ciğerinize çekebilmek için mutlaka Kaleköy’e gelmelisiniz. Eşsiz manzarayı seyre dalmak ve uçsuz bucaksız gözünüzün alabildiği kadar dağları, denizleri, gelip geçen yatları, sandalları, motorları, kanoların ardında bıraktığı izleri takip edebilmek için ve tabii ki Likyalıların ruhunu soluklamak için “Kale”ye de mutlaka tırmanmalısınız. Kalenin içinde tırmanmanızı kolaylaştıracak tahta merdivenler yapılmış. Konaklama için her bütçeye uygun seçeneklerde yerleri bulabilirsiniz. Ne mi yiyeceksiniz? Tabii ki Akdeniz balıkları… Akşam güneşinin yumurta sarısı tonundaki batışını, maviyle laciverdin içindeki kızıllığın denize yansıyan ışıltılarıyla, sadece deniz sularının hafifçe ayaklarınızı yalayarak ve de etrafı teneke saksılarla süslenmiş rengarenk çiçeklerin, fesleğen kokuları içindeki bir kıyı restoranında bir kadeh içkiyle sessizliğe dalmanın, hiç bitmeyen anlarınız olmasını isteyeceksiniz “Kaleköy”de... rokudur@gmail.com A Ücretsiz müze ve ören yerleri K ültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze ve örenyerleri ücretsiz hale geliyor. Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nden yapılan açıklamaya göre, ziyaretçi sayıları düşük olan müze ve örenyerlerine halkın ve yabancı turistlerin ilgisini artırmak amacıyla 45 ildeki 83 müze ve ören yerine ücretsiz giriş uygulaması başlatıldı. Girişleri ücretsiz olacak bazı müze ve örenyerleri de şöyle: Adana’da Anavarza, Kastabala ören yerleri ile Etnografya ve Misis Mozaik müzeleri, Adıyaman Müze si, Antalya Lymra Örenyeri, Aydın Müzesi ve Alinda Örenyeri, Çanakkale Alexandra Troia Örenyeri, Çorum Boğazköy Müzesi, Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Eskişehir’de Yazılıkaya örenyeri, Pessilus Örenyeri, Gaziantep Yesemek Açık Hava Müzesi, Gümüşhane Müzesi, Isparta Manisa Aigai Örenyeri, Mersin Narlıkuyu, Mersin Müzesi, Tarsus Müzesi, Anamur Müzesi, Silifke Müzesi, Muğla’da Beçin Kalesi ve Örenyeri, İassos Örenyeri, Milas Müzesi, Nevşehir Tatlarin Yer Altı Şehri, Ürgüp Müzesi. FOTOĞRAFIN DİLİ Kına Anadolu’da, değişik biçimlerde düğünlerin vazgeçilmez bir sahnesidir. Gelin bazen bir başına ortaya oturtulur, yörenin bu törene uygun türküleri söylenerek, elleri kınalanır. Neşe ve hüzün bir aradadır. Bazı yörelerde de gelin ve damat yan yana oturtularak elleri kınalanır. Yine kına türküleri peş peşe gelir. Önlerinde yanan bir kına tepsisi vardır. Tören bitince kına oyunlarını en iyi oynayan konuklardan birisi başa geçer ve halaylar çekilir. Yaşamın içinde Lütfi Özgünaydın KINA GECESI böyle, çok ilginç törenler var. Fotoğrafçının şansı yaver giderse böyle sahneleri saptama olanağı bulur. Ancak bu tür fotoğrafları konuklar da çekebilir. Genellikle, mekânın ışığı çok azdır. Bu tür fotoğraflarda elinizdeki makinenin İSO ayarlarını yükseltin. Fotoğrafınızın net olması için, diyaframın uygun olması gerekir. Bir de fotoğrafın duygusuna dikkat edin. O sahneyi, tüm doğallığı ile ortaya koymalısınız. lutfi@lutfiozgunaydin.com C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear