25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 28 EKİM 2009 ÇARŞAMBA ŞİLİ “Yüzyılın hazinesi” Antalya’da Antalya’nın Elmalı ilçesinde 1984 yılında yapılan kaçak kazıda ortaya çıkarılan ve ardından yurt dışına kaçırılan Elmalı Sikkeleri, ‘Yüzyılın Definesi’ adıyla Antalya Müzesi’nde sergilenmeye başladı. 15 yıllık hukuki mücadelenin ardından Türkiye’ye getirilen MÖ 5. yüzyıla ait sikkelerin dünyada bir benzeri daha bulunmuyor. Yurt dışına kaçırıldıktan 25 yıl sonra anayurduna dönen sikkeler hakkında bilgi veren Antalya Müzesi Müdür Vekili Mustafa Demirel, “Bu sikkeler MÖ 460 yıllara, yani MÖ 5. yüzyıla ait eserler. İçlerinde tedavüle çıkmamış birçok sikke var. Yunanlıların, Persleri yenmelerinin anısına bastırmış oldukları paralar var bunun içinde. 6 tane Dekadrahmiyi sergimizde ziyarete sunuyoruz. Bunlardan dünyada 13 tane olduğu bilinirken, bu gurup içerisinde 16 tanesinin varlığından haberdar olduk. Bize bunların sadece 6 tanesi iade edildi. Sikkelerin içinde yoğunlukla Likya şehir devletlerine ait önemli paralar var. Özellikleri ünik olmaları. Yani dünyada bu nitelikle başka bir gurup sikke yok.” dedi. Şili’nin eylül zamanları İsmet İNCE Fotoğraflar: Kerem SALTUK İ Sabiha Gökçen’e Frankfurt seferi Pegasus Hava Yolları 23 Kasım’dan itibaren Frankfurt’tan İstanbul Sabiha Gökçen Havalanı‘na her gün uçuş gerçekleştirecek. Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, “Frankfurt seferleri ile Almanya’dan Türkiye’ye haftada 81 uçuş gerçekleştireceğiz” dedi. Pegasus şirketinin Türkiye içinde 18, dış hatlarda da 16 hatta faaliyet gösterdiğini vurgulayan Ali Sabancı, “Türkiye’de sivil havacılık geçtiğimiz dört yıl içinde yüzde 19, pegasus ise yüzde 43 büyüdü. Sektörden yüzde 2.3 daha fazla büyüdük. 2012 yılına kadar 2.3 miyar dolar yatırım yaparak 23 yeni Boeing 737800 satın alacağız. Van’dan Küba’ya yolcu taşıyabilir konumdayız. 23 Kasım tarihinden itibaren Frankfurt’tan da günlük seferlerimizle burada yaşayan vatandaşlarımıza hizmet vermenin mutluluğunu yaşıyoruz” diye konuştu. Turistler Türkiye’yi iyi tanıyor UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, ‘Türkiye’nin Dünya Miras Alanları‘yla ilgili çalıştayını kitap yaptı. Kitapta, UNESCO’yu kuran ilk 20 devlet arasında yer alan Türkiye’nin bu listeye giren miras yerleriyle ilgili eksiklikleri ve yapması gerekenler sıralandı. Truva Arkeolojik Yerleşmesi, Hititler’in Başkenti Hattuşaş, Nemrut Dağı, Pamukkale, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya, Divriği Ulu Cami ve Darüş Şifa’sı, Safranbolu ve İstanbul’un tarihi bölgelerinin ‘Dünya Miras Alanı‘ olarak gösterildiği kitapta ilginç bir çalışma da yer aldı. Yabancı ve yerli turistlerden, her kesime bulundukları bölgenin dünya miras alanı olduğunu bilip bilmediği soruldu, yanıtları da kitapta yayımlandı. yi hatırlarım! Üniversiteye kayıt günlerimdi. Gazetelerde okumuş, radyoda dinlemiştim, 11 Eylül sabahını Şili’nin. O günü hiç unutmam! Otobüs terminaline ayak bastığımda 11 Eylül sabahının erken saatleriydi. Zamanla yarışıyor gibiydim. Çok geçmeden, kendimi o ünlü Moneda Sarayı’nın önünde buldum. Belleğimde tarihin sayfaları bir bir çevriliyor, beni kendine hapseden oradaki bir sayfa, şimdi sarayın önünde ve karşımda duruyordu. Kırmızı çiçek ve çelenklerle donatılmış o alçak gönüllü heykele bir kırmızı karanfil sunmak da bana düşmüştü. Orada, bir yazı ilişti gözüme; “…hayatta, bir insan olmak var ya, sen gibi!...” Kim mi o? Kim olacak; Allende! Mezarlıktaki yaşlı görevlinin gururlu ifadesiyle; “…Doktor Salvador Allende!...” Santiago, Şili’nin başkenti ve altı milyon nüfusa sahip modern bir kent. Hatta, Güney Amerika ülkelerinin büyük çoğunluğunu gezmiş biri olarak, diyebilirim ki; o kıtanın en güzel ve çekici kenti. Sokaklar, caddeler pırıl pırıl. Binaların albenisi oldukça fazla. Özellikle, kentin merkezi sayılan Armas Meydanı ve civarı, kolonyal yapılarla dolu. Binaların her biri birer sanat eseri durumunda. Mimari tarz ve taş işçiliği insanı büyülüyor. Armas Meydanı, günün her saatinde bir insan mozaiği… Akşama doğru başlayan müzik ve eğlenceli gösteriler, insanı kendine tutsak ediyor. Sırtını karlı And Dağları’na dayamış kent, çeşitli tepeleriyle, ziyaretçilerine, seyrine doyulmaz manzaralar sunar. Mükemmel işleyen bir metro sistemiyle, trafik karmaşasından arınmış cadde ve sokaklarını, müzik ve aşk yapan gençlerle doldurmuş. Geniş ve uzun bulvarlarla dolu Santiago’nun en ünlü caddesi Alameda’nın devamında bulunan Apoguindo Caddesi üzerindeki Navidad Parkı’nın bulvara bakan kısmına bir Atatürk heykeli yerleştirilmiş. Ülkenin Nobel ödüllü şairyazarı Pablo Neruda’nın, Şili’deki evlerinden birisine de ev sahipliği yapıyor Santiago. San Cristobal tepesinde bir madalya gibi duran bu ev, şimdilerde müze olarak kullanılıyor. Santiago, gezmeye doyulmaz bir kent. Anlatmak bile kolay olmuyor. Galiba, onu yaşamak en iyisi! Eylül Santiago’da yoğun geçiyor. 18 Eylül Ulusal Günü Şili’nin. Hazırlıkları birkaç gün önceden başlamıştı. Tam bir “fiesta” olduğu söylenen o günün hazırlıklarını izlemek bile keyif verdi bana! Ekvador, Peru ve Şili’ye ait bir aylık gezimin, bin 400 civarındaki fotoğrafını, fotoğraf makinelerimle birlikte aldı götürdü. Şimdi onlar yok artık. Santiago’da kaybettim onları. Santiago’nun “Eylül”ünde bunu da gördüm. Koca bir mezarlıktı. İçinde insan kaybolur. Aradığını ara ki bulasın! Mezarlar arasında yaşlı birisine rastladım. Mezarlık görevlisi olduğunu söyledi. Allende’nin mezarını sordum ona. Heyecanlandı: “ Doktor Salvador Allende…Öyle mi? Hımmm! “ Cebinden bir resim çıkarttı ve mezarı tarif etti. “ Yürü ileri, görürsün onu!” “ Böyle zor bulurum!” dedim. Bunun üzerine, yan gözü ve zorlayıcı bakışlarıyla “ Senyor! Yürü ileri dedim sana. Yürü!...Sen onu bulamazsan, o seni bulur, karşılar seni!” Her şey yaşlı görevlinin dediği gibi oldu. O, karşımda duruyordu. Hayatı gibi, mezarı da sadeydi. inceismet@yahoo.com Zeytin dallarının denize düştüğü Şakran Özcan YAŞAR eytin ağaçlarının, Ege Denizi’nin sularıyla buluştuğu ender bölgelerden biridir Yeni Şakran. Hatta, zeytin dallarının, denizle buluştuğu kimi yerler vardır ki, bu noktalarda yapraklar hafif esintili bir rüzgarla birlikte dans ederken etrafa yansıyan ıslık sesi, ayrı bir keyif verir insana… Bir sonbahar akşamı gün batımında peşi sıra oluşan ve sarıdan kızıla, kızıldan turuncuya dönüşen güneşteki renk cümbüşünü izlerken kendinden geçmemesi mümkün değil insanın. Aslına, deniz, güneş, yeşil örtü ve çok eskilere dayanan Z Döviz artışı turizmi olumlu etkiledi Euro’nun dolar ve sterlin karşısında değer kazanması başta İngiltere olmak üzere bazı ülkelerin yurtdışı tatil tercihlerini euro kullanmayan ülke olarak Türkiye’ye çevirdi. Euro kullanan ülkelerin çoğundan Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısında düşüş olurken, İngiltere’den gelenlerin yüzde 10’un üzerinde artması da bundan kaynaklanıyor. Türkiye’nin turizm geliri elde ettiği yabancı para birimlerindeki değer değişimi biri gerçek biri kağıt üzerinde olmak üzere iki açıdan yaradı. Yabancı para birimlerinden AB ülkelerinin kullandığı euro’nun değeri dolar karşısında yükseldiği için AB üyesi olduğu halde euro kullanmayan İngiltere’den Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısını artırdı. Dolar’daki değer düşüşü ise Türkiye’nin turizm gelirini dolar bazlı olarak hesapladığı için euro olarak elde edilen gelirin dolara çevrilerek hesaplara geçmesi nedeniyle turizm gelirinin artmış gibi görünmesine neden oluyor. tarihi bir mirası bünyesinde barındıran bir yöre olarak da tanımlayabiliriz Yeni Şakran’ı… Yaşam izlerinin milattan önce 1100’lü yıllarda uzandığı şimdiki Yeni Şakran’ı biz, çok yakın bir zaman diliminde keşfetmişiz. Tarihi dokusu, doğal ortamı bu sayede fazla tahribata uğramamış. Zeytin ağaçlarının dallarının günümüzde bile denizle buluşuyor olması belki de bu yüzdendir kim bilir. İzmirÇanakkale karayolu üzerinde, İzmir’e 75, Dikili’ye 50, Aliağa’ya 14, Bergama’ya 28, kilometre mesafede ve aynı zamanda da Aliağa’nın banliyösü konumunda küçük şirin bir tatil beldesi Şakran. Altı bini bulan nüfusu yaz aylarında 1012 bine ulaşıyor. Halkın ana geçim kaynağı zeytin. Tarım, yöre yurttaşı küçükbaş hayvancılıkla ilgilense de, balıkçılık biraz daha ön plana çıkıyor. Şimdilik daha çok yerli turistlerin uğrak yeri olan Yeni Şakran’ın hedefi ise önümüzdeki süreçte bölgenin turizm merkezi olmak. Yeni Şakran, Bergama, Greynion, Myrina, Kyme, Elaia ve Aigai’e yakın mesafedeki coğrafi özelliğiyle milattan önce 1180’li dönemlerden izlere sahip yakın yerlerdeki kalıntıları ve tarihi mirasları bünyesinde barındırıyor. Beldenin çağdaş ve girişimci yeni Belediye Başkanı İbrahim Ethem Yorulmaz, Şakran’ı kısa sürede bir turizm merkezi haline dönüştürmek için kolları sıvamış. Belde için büyük uğraş veren Başkan Yorulmaz, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın en sık iş takibi ziyaretçisi konumunda şu sıralar. Tarihi dokuya zarar vermeden turizmi geliştirmek için projeler üreten Yorulmaz, beldeye yabancı turistleri de çekmek için çalışmaları da başlatmış durumda. Yeni Şakran’ın eşsiz koylarının değerini de farkında olan Belediye Başkanı Yorulmaz, bölgenin, sörf spor için ideal bir coğrafyaya sahip olduğunu vurguluyor ve iddia ediyor: “Burası çok yakın bir zamanda sörf sporu için Alaçatı’ya alternatif bir turizm bölgesi olacak.” New York’a alışverişe tstur, Amerika’nın New York kentinde her yıl kasım ayının son haftası başlayan ve “Black Friday” olarak adlandırılan indirim gününde alışveriş yapmak isteyenler için Türkiye’den turlar düzenliyor. New York’ta sonbahar mevsimiyle başlayan indirimler, alışveriş tutkunu turistleri buraya çekiyor. “Alışveriş cenneti” olarak tanımlanan kentte, “Black Friday” gününde dünyanın önde gelen moda mağazalarının pahalı ürünlerinden, elektronik aletlere, kullanılmış giyim eşyalarından, antika mobilya, kitap ve akla gelebilecek her türlü ürün indirimli satılıyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren yüzde 90’lara varan indirimden yararlanmak isteyen kent halkı ve turistler, mağazaların önünde uzun kuyruk oluşturuyor. TURİZMİN CUMHURİYET TURİZM Divan, kurucusu rahmetli Vehbi Koç’un, büyüyen işleri dolayısıyla sık yaptığı seyahatlerde, İstanbul’da kalacak yer bulma sıkıntısına son vermek amacıyla satın aldığı bir arsanın, daha sonra gelişerek bir otel projesine dönüşmesi sonucu, 1956 yılında Türk özel sermayesi ile kurulan ilk oteldir. Vehbi Koç, bundan 50 yıl önce turizmin önemini kavramış, geleceğine inanmış, Türkiye’nin en büyük gelir kaynaklarından birinin turizm olabileceğini görebilmişti. Nitekim, o görüşle 1954’te Divan Oteli’nin temelini atarak, 16 Ocak 1956’da hizmete açtı. Tamamıyla Türk sermayesi ve girişimcilik ruhuyla yapılan Divan, o tarihte 98 odalı küçük bir “Butikotel” olarak hizmete açıldı. Otelin ismi “Divan”, 1950’lerin önemli edebiyatçılarının oluşturdukları bir kurul tarafından yapılan yarışma sonucunda seçildi. Fikret Adil ve Ömer Sami Coşar’ın “Divan” önerisi beğenilerek otele bu isim verildi. Divan Oteli’nin arsası 250 bin liraya alınmış, otel ise 6 milyon liraya malolmuş. Bunun 4.5 milyon lirası binaya, 1.5 milyon lirası da mobilya ve iç dekorasyona harcanmış. Avadis Çakır, hissesini Vehbi Bey’e devretmiş. Kuruluş yı LOKOMOTİFLERİ kaliteli ürün örneği olarak dünyaya açılan kapısı oldu. Bu yeniklerle yetinmeyip, otelcilik alanında yeni bir konsept oluşturmaya karar veren ve özellikle gelişen iş hayatına yönelik projeler üretmeyi hedefleyen Divan, şehir otelciliği alanında da hamle yaparak, 2005 yılında Divan City, İstanbul’u hizmete sokmuştur. Ardından 2007 yılında Divan Ankara hizmete girdi. Kasım 2009 ise Divan İstanbul Asia kapılarını hizmete açacaktır. Aralık 2009 ‘da da Divan Çorlu’nun hizmete açılması planlanmaktadır. Şehir oteli konseptini, Türkiye’nin gelişmekte olan şehirlerinde de uygulamaya koymayı düşünen Divan, gelecek yıllarda bu planlarını hayata geçirecektir. Türk turizminde ilklerin sahibi olan Divan, kurulduğu günden günümüze dek bir çok ödül ve başarı plaketi aldı. Genel bir bakışla Divan bugün, Türkiye çapında, 842 oda ve bin 332 yatak kapasitesi ile 5 otel (3 adet yeni açılacak), 15 pastane, 10 restoran, 15 market içi fırın, ziyafet ve mekân hizmeti veren Kuruçeşme Divan ve Fenerbahçe Faruk Ilgaz Toplantı ve Kongre Merkezi ile Türkiye’de ve dünyada, kendi sektöründe bu kadar farklı alanlarda hizmet veren, ilk ve tek örnek durumuna gelmiştir. Divan Oteli ‘Milat’tır lında, 52 kişi ile yola çıkmışlar. Divan şu an, yaklaşık 743 çalışanı olan bir şirkettir. Divan Oteli’nin açılış gecesinde başta başbakan Adnan Menderes olmak üzere hatırı sayılır bir devlet erkanı hazır bulundu. Basın Yayın Genel Müdürü, gazete sahipleri, gazeteciler, iş adamları ve “tanınmış zevat”, o gece oradaydılar. Konuşmalar yapıldı, ziyafet verildi, açılış gecesi için hazırlanmış eğlence programı, zengin içerikli üst düzey bir konserdi. Sopranolar aryalar söyledi, Cemal Reşit Rey piyano çaldı, Ayla Erduran keman resitali verdi, Münir Nurettin Selçuk ve “melaikeleri” birlikte okudular. Elbette, babası Vehbi Koç Divan Oteli’nin ünlü berberi Kemal Kamburoğlu bir gün Vehbi Bey tıraş olduktan sonra kağıt bir iki buçuk lira bahşiş bırakınca demiş ki “oğlunuz Rahmi Bey daha çok bırakıyor” Vehbi Bey’in cevabı şu olmuş: “Eeee onun babası Vehbi Koç.” O tarihlerde Divan’ın barı bir siyasetçi durağı. Yeşilçam aktörleri, politikacılar, ünlü iş adamları, gazeteciler sürekli müşterilermiş. 1975 yılında açılan Divan Antalya ile Divan ismi, gelişmeye başlayan Türk turizminin, en önemli kentlerinden biri olmaya aday Antalya’ya taşındı. Divan, 1991 yılında hizmete soktuğu Kuruçeşme Divan ile özel davetler için yepyeni bir konsept yaratmış, hem ziyafet hem de mekân hizmeti sunan örnek bir kuruluş oldu. Divan, 1999 yılında Kalamış Marina’da açtığı Brasserie’de sunduğu menü ve barlarıyla bu alanda öncü olmuş; 2002 yılında Divan İstanbul bünyesinde “sushi restoranını” hizmete açtı. 2000 yılında da Divan Bodrum’un açılışı ile Türkbükü beldesine görkemli bir butik otel kazandırılmıştır. Divan Bodrum, dünyaca ünlü turizm kuruluşları tarafından, çeşitli ödüllere layık görülmüş, Türk turizminin, E turizm?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yönetmen: Abdülkadir Yücelman Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Rabia İlknur Sak Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya hakanc@cumhuriyet.com.tr Tel: 0 212 251 98 7475 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear