Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Months
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Dünya Çocuklarına Merhaba! Mavisel Yener “Fatma ile Martha”, Yazan ve çizen: Zeynep Bassa, Yayınevi: Anadolu Verlag, 2006 Bir gün Fatma, bir evin duvarında, “Türkler defolun” yazısını okuyunca dehşete kapılır ve hemen ülkesine geri dönme planları yapar. Türkiye’deki yaşamın hoş yanlarını düşünür ancak sonra, Almanya’da neleri özleyeceği aklına gelir. Bu durumda, Almanya’da sorunsuz ve mutlu bir yaşam olanağı sağlayabilecek sihirli kavramı kabullenmesi gerektiğini fark eder: Uyum sağlamak. İlk adım olarak, Martha ile yakın arkadaş olur. Kitap, Fatma ile Martha’nın arkadaşlıklarını sınadıkları ve üstesinden geldikleri zorlukları, mizahi açıdan anlatıyor. Cumhuriyet Çocuklarından Mektuplar! Çocuklar ve gençler, sizler de bize yazar mısınız? ? Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? ? Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? ? Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No:1 D:1 Balçova, İzmir. Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com Hatırlatma: * Mektubunuzda adresinizi, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak! * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın. Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. ? (s.11). Nick beşinci sınıfa geldiğinde, dilbilgisi ve edebiyat konusunda “şöhret” sahibi olan öğretmen Bayan Granger'in öğrencisi olur. Granger, beyazlaşmış saçlarını başının arkasında kuş yuvasına benzer bir topuzla toplayan, asla pantolon giymeyen, okulda olanı biteni xışınlarıyla görebilen bir edebiyat öğretmenidir. Granger dünyadaki bütün dilbilgisi ve edebiyat öğretmenleri gibi, öğrencilerine sözlük kullandırmaya bayılır. “Ama Bayan Granger sözlüğe bayılmak ne kelime, sözlüğe âşıktı neredeyse ona tapıyordu. Ödev verdiği haftalık sözcük listesi en az otuz beş sözcükten oluşurdu. Sanki bu yetmezmiş gibi, her sabah tahtada bir de 'Günün Sözcüğü' yazılı olurdu. Bir günlüğüne kaytarıp, o sözcüğü defterinize yazmayacak, sözlükten anlamına bakıp öğrenmeyecek olsanız, Bayan Granger önünde sonunda bunun farkına varır ve o zaman da yalnızca sizin için bir hafta boyunca iki tane Günün Sözcüğü olurdu.”(s. 20) Sınıfta her zaman tam takım otuz sözlük bulunduran Bayan Granger bununla yetinmeyip, öğrencilerin evlerinde bulundurmaları gereken sözlüklerin listesini yaz tatilinden verir. Nick'in annesi işini ciddiye alan bu öğretmenin varlığından çok mutludur fakat Nick için aynı şeyi söylemek epey zordur. Çünkü Nick bilmediği sözcükleri çevresindekilere sorarak öğrenmeyi yeğler. Ve bir gün derste Bayan Granger'e anahtar soruyu sorar: “Öğretmenim, sınıfta bir sürü sözlüğünüz var, hele şu kocaman… Bu kadar sözcüğü nereden bulmuşlar? Başka başka sözlüklerden mi kopyalamışlar?”(s. 25) Bayan Granger, Nick'in derdinin dersi kaynatmak olduğunu çok iyi bilir, oyuna gelmez; hemen ona bu konuda bir araştırma ödevi verir. Nick, sözcüklerin nereden geldiğiyle ilgili bir rapor sunmak zorundadır. Nick, bu ödevi hazırlamaya başlayınca epey sıkılır ve aklı karışır. Fakat araştırmasını sürdürdükçe, bu ödevi eğlenceye çevirebileceğini düşünür, bir plan yapar. Öğrendikleri onu çok etkilemiştir, güzel bir sunum yapar ama yine de sözcüklerin neden farklı anlamlar taşıdığını anlayamadığını öğretmenine itiraf eder. Bu kez Bayan Granger “zokayı yutmuştur”. “Kim diyor köpek köpek demektir diye? Sen diyorsun Nick. Sen, ben ve bu sınıftaki, bu okuldaki, bu ilçedeki, bu ildeki, bu ülkedeki herkes. Hepimiz aynı fikirdeyiz. Ama Fransa'da yaşıyor olsak, hepimiz o tüylü, dört ayaklı yaratığı tanımlamak için başka bir sözcük kullanacaktık” (s. 39). Nick öğretmeninin sözlerini epey düşünür. “Kim diyor köpek diye, sen diyorsun…” Nick'in muhteşem planı arkadaşlarının da yeminiyle uygulamaya koyulur: “Bugünden itibaren sonsuza kadar bir daha KALEM sözcüğünü asla kullanmayacağım. Onun yerine FİNDEL sözcüğünü kullanacak ve başkalarının da kullanması için elimden geleni yapacağım.” (s. 47) Kitapta işlenen “dil” konusu dillerin evrimi ve doğasıyla ilgili pek çok soruyu da beraberinde getiriyor ve okuru araştırmaya yöneltiyor. Dil yaşayan ve gelişen bir olguysa, yeni kavramlar için yeni sözcükler gerekiyorsa dili varsıllaştırmanın yolları neler olabilir? Dünyadaki dil sistemi, nüfus hareketliliği, yeni teknolojiler ve uluslararası iletişimin artmasına bağlı olarak hızlı bir değişim sürecine girmiştir. Bu değişikliklerin hem yazılı hem de sözlü iletişimi etkilemesi kaçınılmazdır. Bazı diller kaybolma yoluna girerken, şehirler ve bazı toplumsal birimlerdeyse yeni dillerin ortaya çıkmaya başladığını bile düşünebiliriz. 1960'larda dilin kökeni ile ilgili görüşler öne süren Noam Chomsky'den bu yana konu epey tartışılmıştır. Yüzyıllar boyunca evrimleşerek günümüze gelen diller sisteminin bir kriz noktasına ulaştığı ve yeni bir yapılanma sürecine girdiği, tartışmalarda dile getirilmektedir. Andrew Clements, Nikaragua'da 30 yılda yeni bir dil yaratan işitme engelli çocukların çalışmasını incelemiş miydi bilemiyoruz; varılan sonuçlardaki büyük örtüşme, bilimsel bir tezin doğrulaması gibi. California Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre beyinde bulunan “ayna nöronlar” sisteminin dille olan bağlantısı, insanların büyük sıklıkla yararlandığı ve dil için zorunlu kabul edilen taklit özelliğine dayalıdır. Taklit, bir simgeden anlam oluşturmanın tek yoludur. “Dilin kökeni” konulu araştırmalar süredursun, yepyeni araştırmaları, Bunun Adı Findel'i okuyan çocukların yapacağı kuşkusuzdur! Dilin serüveni, yaratıcılık, araştırmacılık konularında düşünürken, bir yandan da kitabın şaşırtıcı sonunu okuduğumuzda, öğretmen ve öğrenci iletişimine artık başka gözle bakacağız. Dilbilim ve bilimsel araştırma yöntemleri konusunda farkındalık oluşturacak bu kitabı, sözlük kullanmayı seven/sevmeyen bütün çocuklara, öğretmen, dilbilimci, anne baba, yazar… her kesimden okura öneriyorum. ? KİTAP SAYI 929 CUMHURİYET SAYFA 5