Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Güven sorunu, dolandırıcılık olayları ve merak duygusu özel dedektiflere yöneltiyor Dedektifler görev başında YUSUF BAŞTUĞ dürüyor. ADANA Yasal zeminde henüz 'araştırmacılık' olarak görülse de özel dedektiflik Türkiye'de ve bölgemizde hızla yayılan bir sektör haline geldi. Eşinden şüphe duyanlar, iş ortağıyla güven sorunu yaşayanlar, çocuklarının ne yaptığını merak eden aileler veya çeşitli şekilde dolandırılan yurttaşlar özel dedektiflerin kapısını aşındırıyor. Ücreti biraz yüksek bulunsa da özel dedektifler, kafalarda oluşan soru işaretlerine yanıt bulup, kendilerine başvuranların istemlerini karşılıyor. Yasayla yasaklanmış hiçbir işi kabul etmeyen dedektifler, meslek ilkelerine bağlı olarak çalışmalarını sür Dedektifler örgütlendi Türkiye Özel Dedektifler Derneği, Ankara, İstanbul ve İzmir'den sonra Çukurova Bölge Temsilciliği'ni de açtı. Adanalı dedektif Esen Yücel'in başkanlığını yaptığı dernek etrafında örgütlendiklerini belirten Kompedan Dedektiflik Şirketi Sahibi Yaşar Aksoy, mesleğin ilkelerine bağlı çalıştıklarının altını çizdi. Uzun yıllar emniyet istihbarat biriminde görev yapan Aksoy, emekli olduktan sonra bu işe giriştiğini kaydetti. Özel dedektiflerin Adana, Mersin, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Osmaniye gibi bölge illerinde çalışma yaptığını duyuran Aksoy, 'Görünenlerin görünmeyen, bilinenlerin bilinmeyen yönlerinin çözüm ortağı' olduklarını anlattı. Dedektiflik ilkesi Özel dedektifler, çalışmaları sonucu edindiği bilgileri sözleşme yaptıkları müşterileri dışında kimseye açıklayamıyorlar. Ancak, kamu adına takibi gerekli bir suç işlendiği yolunda bilgi edindiğinde bilgi ve belgeleri bulunduğu yerdeki yetkili mercilere derhal bildirmekle yükümlüler. Özel dedektifler ile özel araştırma görevlileri işverenine ya da müşterisine gerçek dışı bilgi ya da rapor veremiyorlar. Özel dedektifler kendilerine verilmiş görevleri nedeniyle edindikleri bilgi ve belgeleri kötüye kullanamıyorlar. Bunları hizmet satın alanlarla üçüncü kişilerin kötüye kullanmalarını engelleyici önlemleri de alıyorlar. Bu kurallar özel dedektifliğin ilkesini oluşturuyor. “Yanıtları veririz” “Size tüm cevapları verebiliriz” sloganıyla hareket ettiklerini bildiren Aksoy, uzun yıllar istihbarat hizmetlerinin değişik birimlerinde edindiği bilgi ve birikimi değerlendirdiğini vurguladı. Gizlilik prensibiyle çalışırken, yasal ve ahlaki kurallardan taviz vermediklerine dikkat çeken Aksoy, edindikleri bilgileri kesinlikle üçüncü kişilerle paylaşmadıklarına vurgu yaptı. Özel dedektiflikte tecrübe ve güvenin çok önemli olduğunu ifade eden Ak soy, “Çalışmalardaki esaslarımız, hukuki ve ahlaki temelde olup gizlilik ve samimiyet dayanağı sağlam olmak noktasından hareketle başarı hedefimizdir. Tecrübe ve güven çok önemli bir unsurdur. Bütün çalışmalarımızın ana çerçevesi bu öğelerden oluşuyor” dedi. Dedektifler ne iş yapar? Bir ücret ve sözleşmeye dayalı olarak Türk Ceza Kanunu kapsamında kişisel haklar ve özel yaşamın sınırlarını zorlamadan mesleki etik kurallara bağlı kalarak çalışan dedektifler, “Dolandırıcılık, şantaj araştırma, durum raporları, şirket araştırma, gözlem, takip, ürünmarkapatent sahteciliği, özel mülk araştırmaları, sigorta sahteciliği, hırsızlık araştırmaları, kredi dolandırıcılığı, yasal bilgilendirme, mal varlığı araştırması, iz bulma, şirket personel araştırmacılığı, adres araştırmaları, narkotik araştırmacılığı, kayıp araştırmaları, evlilik öncesi ve sonrası araştırma, kaza araştırma, şahıs araştırma ve takibi, özgeçmiş araştırma” gibi işleri yapıyorlar Dedektiflerin yapmadığı işler Özel dedektifler kesinlikle cep telefonu ve mesaj kaydı temin etmiyor. Casus program ve dinleme cihazı uygulanmasını, aralarında kan bağı olmayan şahısların bireysel iş taleplerini kabul etmiyorlar. Aralarında ticari bağı olmayan kurumların iş talepleriyle yine aralarında alışveriş evrakı olmayan ticari kişilerin iş talebini geri çeviriyorlar. Ve kesinlikle özel dedektifler, herhangi bir izleme, dinleme ve kayıt edici özelliği bulunan cihazları satmıyorlar. Auguste Dupin’den Sherlock Holmes’e ünlü dedektifler Suçları soruşturmak ve suçluları yakalamakla görevli polisleri toplum dedektif olarak tanımlar. Bazı ülkelerde devlet görevlisi olmayan özel dedektifler de vardır. Özel dedektiflik son yıllarda ülkemizde de yaygınlaşmıştır. Öykülerde, romanlarda okuduğumuz, filmlerde izlediğimiz dedektifler genellikle bu türden özel görevlilerdir. Dedektif bulunduğu kurum ve ortamda daha becerikli ve sabırlı olan kişidir. Soruşturduğu konuda yalnızca bir ipucu bulabilmek için aylarca çalışmak zorunda kalabileceği durumlar gerçekten büyük sabır ister. Günümüzde kanıtlar bulmada bilimsel yöntemler büyük kolaylık sağlasa da, dedektif gene de büyük ölçüde soru sorma, çevre araştırma yöntemiyle çalışır. Batı ülkelerinde polis örgütünün güçlenmesi, 19. yüzyılda dedektif öykülerinin yaygın biçimde edebiyata yansımasıyla güçlenir. Bir edebiyat yapıtında yaratılan ilk dedektif, Edgar Allan Poe’nun, (Morg Sokağı CinayetiMurders in the Rue Morg1841) romanındaki Auguste Dupin’dir. İngiliz yazar Wilkie Collins’in (AytaşıMoonstone1868) dedektifi Çavuş Cuff, sessiz ama cana yakın kişiliğiyle dikkat çeker. Aynı yüzyılın sonlarında Arthur Conan Doyle’un ülkemizde de çok beğenilen tiplemesi Sherlock Holmes ise edebiyat tarihinde benzeri görülmeyen bir ilgi uyandırır. Sherlock Holmes, alışılmışın dışında alışkanlıkları olan, özel bir soruşturmacıdır. Cinayetleri çözümlemede kendine özgü yöntemler kullanır. Sherlock Holmes göre, olanaksız olanın dışındaki her şey gerçektir ve araştırılması, konuşulması gerekir. Çağdaş polisiye romanlarının ünlü dedektifleri arasında Agatha Christie’nin kel, yumurta kafalı, pos bıyıklı, ufak tefek Belçikalı Hercule Poirot’su ile bir İngiliz köyünde yaşayan evde kalmış Bayan Marple’ı Türkiye’de çok tutulmuştur. Bunların arasında, Dorothy L. Sayers’in Lord Peter Wimsey’i sayılabilir. İngiliz yazar G. K. Chesterton’un yarattığı ufak tefek Peder Brown’u, Sherlock Holmes ile kıyaslanabilecek kadar parlak düşünceleri olan bir dedektif olmasına karşın, onun kadar ün sahibi olamamıştır. ABD’de ise, Sherlock Holmes kadar başarılı olduğu kabul edilen dedektif, hemen her konuda uzmanlaşmış Phnilo Vnge’dir. Belçikalı yazar Georges Simenon’un yarattığı Müfettiş Maigret’da ünlenen profesyonel dedektifler arasında sayılagelir. Amanvermez Avni’den Cingöz Recai’ye Türk dedektifler Polisiye romana ilgi ülkemizde ilk kez 1880’li yılların başında görülür. Türk Edebiyatı’na giren ilk polisiye romanın Fransız Penson du Terrail’ın ‘Paris Faciaları’ adlı eseri olduğu bilinir. 1884 yılında da ilk Türk polisiye romanı olan ‘Esrarlı Cinayet’ Ahmet Mithat Efendi tarafından yazılır. Ahmet Mithat Efendi’nin bu romanının diğerleri gibi öğretici olduğu görülür. Örneğin adamın biri intihar mı ediyor, on sayfa intiharın kötülüğünü anlatmıştır. Biri mi öldürülüyor. Yazar bunun araştırmasını yaptırıyor hafiyesine. O zaman bizde savcılık müessesesi yok. Yazar tutup savcılık müessesesini, batıda nasıl işlediğini örnekleriyle anlatıyor. Bir de o roman yayınlandığında ilginç bir şey oluyor. Beyoğlu Mutasarrıfı üç kağıtçı biri. Yazar isim vermeden adamın çevirdiği dolapları anlatıyor. Bu tefrika gazetede yayınlandığı zaman Mutasarrıf yurt dışına kaçmak zorunda kalıyor. Böylece basın tarihimizde ilk kez medyanın gücü de görülmüş oluyor. Abdülhamit döneminde toplam 54 polis romanı çevrilmiş dilimize. Bir de Ahmet Mithat Efendi’nin yazdığı üç tane telif roman var. Fakat 1908’den sonra inanılmaz bir furya başlıyor. Arsene Lüpen’ler, Sherlock Holmes’lerin yanı sıra Nick Carter, Nat Pinkerton, Nick Vinter, Ethel King, Pick Vick gibi polisiye kahramanlarının maceraları kitaplaşıyor. “Yaverin Konağı” adının “Kozan konağı” olması isteniyor İlk Türk Dedektif Amanvermez Avni Arsen Lüpen, Sherlock Holmes’ların okunmasıyla başlayan furya döneminde yazar Ebussüreyya Sami, ‘Amanvermez Avni’ diye bir tiplemenin serisini yazmaya başlar. İlk yerli polis hafiyesi oyluverir ‘Amanvermez Avni’. Yazarın iddiasına göre, “bu gerçekten yaşamış bir polis komiseridir. Yetenekleri bilindiği için serbest çalışır. Onun için özel tahsisat ayrılır. Çok önemli işlerde görev alır”. Örneğin, padişaha yapılacak suikastleri falan önler. Daha sonra Hüseyin Nadir, ‘Fantoma’ dizisinden öykünerek ‘Fakabasmaz Zihni’yi çıkarır ortaya. ‘Cinaye Koleksiyonu’ adı altında yayınlanan dizi, 1928’de Latin harflerinin kabulüne dek kesintisiz yayındadır. Bütün zamanların en tanınmış Türk polis kahramanı ise Peyami Safa’nın, ‘Server Bedi’ takma adıyla yazdığı ‘Cingöz Recai’dir. Cingöz Recai, Arsen Lupen’in Türkçe versiyonundan başka bir şey olmadığı bilinse de yerli renkler çok hakim olduğu için uzun süre ilgi görür. ADANA (Cumhuriyet Bürosu)Kozan ilçesinde belediye tarafından restoresi yapılarak hizmete sunulan ve kimi çevrelerin son yıllarda “Yaverin Konağı” diye andığı butik otelin adının değiştirilmesi için İl Genel Meclis üyeleri tarafından soru önergesi verildi. anlaşma gereğince konağın isminin değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekip Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan’ın ismi değiştirmemekte ısrar ettiğini belirttiler. karşı bir ayıptır, haksızlıktır. Bu ayıptan bir an önce dönülmesi gerekir” sözleriyle tepki gösterdi. Kazım Özgan: Gereği yapılır Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan, İl Genel Meclis üyelerinin tepki göstermesine anlam veremediğini belirterek konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu. “Evet doğrudur. Bu aile ile aramızda yapılan anlaşma mevcuttur. İsmin değiştirilmesi için biz de kararlıyız ve bunun için yasal işlemleri ve süreci tamamladık. En kısa zamanda bunu telafi edeceğiz. Meclis üyelerimiz konuyu soru önergesi ile gündeme taşıyarak Valiliğe aksettireceklerine bizlerle görüşmüş olsalardı daha doğru olurdu. Kozan’a böylesine güzel bir eseri kazandırdık. İsminin vermiş olduğu rahatsızlığı duyan Kozanlılar rahat olsunlar. Gereği yapılacak.” “Kozan Konağı” olsun İl Genel Meclis Üyeleri adına açıklama yapan ve soru önergesine İl Genel Meclis Başkanlığı’na veren Mustafa Halaçoğlu ile Adem Ocak, “Başkanla bu konuyu defalarca konuştuk. Yaver, Ermenilerin Kozan’ı işgal ettiklerinde Ermenilere çalışan o dönemin belediye başkanının yaveridir. Konağın asıl sahibi Arıkan ailesidir. Bu konak belediyeye geçerken Arıkan ailesi ile Kozan Belediyesi arasında bir protokol imzalanmıştır. Bu protokol gereği konağın adının değişmesi gerekir. Ermeni diasporosunun gönlü olacak diye bu ismi yaşatmak Kozan halkına 5 üye imzalı soru önergesi Kozan’ın Ermeniler tarafından işgal edildiği yıllarda Kozan Kalesi’nin surlarına yakın konağı işgal ederek kullanan Yaver’in ismini bir belediyenin yaşatmasına tepki gösteren İl Genel Meclis Üyeleri sonunda isyan etti. MHP’li İl Genel Meclis Üyeleri Mustafa Halaçoğlu, Kamuran Gök, Hasan Baz ile AKP’li Yasin Yılmaz ile Adem Ocak ortak imzalı verilen soru önergesinde, bu konağın sahibi olan Arıkan ailesi ile belediye arasında yapılan C MY B C MY B