Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İş umudu bitiyor YUSUF BAŞTUĞ Adana’ya göçle gelen hamallar Hergele Yolu’nda toplanıyorlar YUSUF ŞİŞMAN RESUL SARIŞMAK BAHRİ SARI Sertkaya, Ekiz ve Türemiş işsağlığı ve güvenliği konusunda bilgi aktardılar. ADASO’DA “İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ” ZİRVESİ ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana Sanayi Odası (ADASO) ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Merkezi (ÇASGEM) tarafından düzenlenen seminerde, “İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda Devlet, İşçi ve İşverenlerin Görev ve Sorumlulukları” ele alındı. ADASO Toplantı Salonu’nda düzenlenen seminerin açılışında konuşan ADASO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sadi Sürenkök, ülkemizde iş sağlığı ve güvenliğinin önemli sorun olarak gündeme geldiğini, iş kazalarının yüksek olmasının eğitimsizlik ve bilgisizlikten kaynaklandığını söyledi. Sürenkök, iş ortamının iyileştirilmesi ve güvenli hale getirilmesi için bu tür eğitim seminerlerinin çok yararlı olacağına inandığını Sadi Sürenkök kaydetti. ADANA Hepsi de göç vurgunuydu onların, sırt hamallığı ise çıkış yolu, ekmek kapısı... Bir başka ortak noktaları ise cemrelerin ardından baharın iyice yüzünü gösterdiği bereketli Çukurova’da tan yeri ağarırken yanlarında getirdikleri azıklarıyla iş beklemeye koyulmaları... Her gün Hergele Yolu, 5 Ocak Maydanı ve Köprübaşı’nı mesken tutan hamallar kendilerini işe götürecek birini gözlerken saatler ilerliyor. Eve ekmek götürme beklentisi vakit geçtikçe azalıyor. Her sabah yinelenen ‘çaresiz bekleyiş’ derin bir karamsarlığa dönüşüyor. İçinde bulundukları durumdan yakınan hamallar, “Gücümüz yerinde, sadece çalışabileceğimiz bir iş istiyoruz” diyor. Her sabah Hergele Yolu’nda büyük bir ağacın altında hamalların kendi söylemiyle ‘iş bekleme oyunu’ sahneleniyor. Oyuncuların zorunlu nedenlerle değişmediği bu oyun, sabahın ilk ışıklarıyla ‘perde’ diyor. Kocavezir, Melek Girmez, Çarşı ve Havaalanı giriş noktalarının birleştiği Hacı Bayram Kavşağı’ndaki refüje azıklarını siyah poşet, bez çanta veya torbalarla getiren bu insanlar, ‘her yükü taşıma garantisiyle’ iş bekleyen hamallar...İş bekleyişini ‘oyun’ olarak niteleyen hamallar, “Bu sonunu bilmediğimiz bir oyun gibi. Hep aynı. Eğer iş bulursak o günkü oyun mutlu, bulamazsak kötü sonla bitiyor. Buna yürek dayanmaz” diye konuşuyor. kahvaltı yapmadan işe koştuklarını anlatıyorlar. Hepsi terör olayları ve iş yokluğu gibi nedenlerle Mardin’den geldiklerini söylüyor. Adana’da taşımacılık ve hamallık işinde Mardin’den gelenlerin ağırlıkta olduğuna vurgu yapıyorlar. “Niye?” diye sormadan “Dünyanın derdi üzerimizde. Dert çekmeye, kahır yükü taşımaya alışkınız. Herhalde ondan. Sanki kaderimiz gibi” açıklamasında bulunuyorlar. “Geçmişe neşe, şimdiye hüzün” Aralarına başkaları da katılırken 52 yaşındaki Yusuf Şişman yakınarak konuşmaya başlıyor. Birbirlerinin sözlerine müdahale etseler de, Şişman 1967 yılında Adana’ya geldiklerini anlatıyor. O dönem Adana’nın bu durumda olmadığını vurgulayan Şişman, gülerek çalışmak için iş beğendiklerini kaydediyor. Gülen yüzüne sonrasında derin bir hüzün ve pişmanlık çöken Şişman, “Akıllı değilmişiz. Kenara köşeye para koyamamışız. Adana’da işsiz kalacağımı aklımdan geçirmezdim. Yazık, ne hale geldik” diye yakınıyor. 8 çocuğu olduğunu, onları doyuracak ekmek bile alamadığını bildiren Şişman, iş isteğinde bulunuyor. “Bizimki kuru bir beklenti” diye söze giren 57 yaşındaki Bahri Sarı, 9 çocuğuyla Şakirpaşa Mahallesi’nde tek oda bir evde yaşadıklarını belirtiyor. Kiracı olduğunu da vurgulayan Sarı, yaşamda ne kadar olumsuzluk varsa hepsini yaşadığını kaydediyor. Diğerleri gibi Mardin’den göçle geldiğini söyleyen Sarı, “Köyümüzde tarla bahçe ne varsa sattık geldik. Çukurova’da aç kalınmazdı. Gençtim. Burada evlendim. 9 çocuk oldu. Hergün daha da kötüye gitti. Son 34 yıldır günlük 10 liraya hamallık yapacak bir iş bula mıyorum. İş bulamadığım gün tek odalı evde çocuklar yüzüme bakıyor. O bakışları yüreğimi dağlıyor. Bunu yaşamayan kimse bilmez” diye konuşuyor. bir iş istiyorum. Çok mu şey istiyorum” deyip yutkunuyor. “Atatürk’ün gölgesine sığındık” 5 Ocak Meydanı’nda büyük bir Atatürk heykeli bulunuyor. Anıt önünde güvercinler uçuşuyor. Eski model bisikletiyle Urfalı Resul Sarışmak her gün yaptığı gibi taşıyacak yük bekliyor. İş bulamamaktan, bulsa bile sorunlarını çözememekten yakınıyor. Devletin fakire sahip çıkamadığını aktarıyor. Nemlenen gözlerini, nasırlı elleriyle kapatan Sarışmak, “Biz buraya geldik, Atatürk’ün gölgesine sığındık. Sabahın köründe dikiliyoruz, ekmek parası için bekliyoruz. İş bulsak da bir derde derman olmuyor. Çoğu zaman bir iş tutmadan dönüyoruz ama günlük 10 lirayla hayat olur mu? Başbakan gelsin 10 lirayla geçinsin. Ömür boyu kölesi olurum” deyip uzaklaşıyor. “Çok şey mi istiyorum?” Adana’da 25 yıldır hamallık yaptığını dile getiren Siraç Akdoğan ise böyle bir dönemi daha önce hiç yaşamadıklarını anlatıyor. 45 yaşında olmasına rağmen 60 yaşında gibi göründüğünü ifade eden Akdoğan, gücünün yerinde olduğunu ama hayatın kendisini çökerttiğini, başından geçen kötü olayları sıralıyor uzun uzadıya... Bir ev taşıma işini genellikle 3 kişiyle yaptıklarını bildiren Akdoğan, “İş başı 1020 lira alıyoruz. Böyle bir iş bulursak mutluyuz. Bulamazsak kara kara düşünüyoruz. Çünkü çocuk harçlık istiyor. Gözünü dikiyor üstüme. Çocuk bu halden anlamaz. Ağrıma gidiyor. Dilenmiyorum. Çalışabileceğim İşyerleri güvenli hale gelmeli ÇASGEM Başkanı Abdullah Sertkaya da, iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitim seferberliği başlatıldığını belirtti, 40 ilde düzenleyecekleri seminerlerle işyerlerinin güvenli hale getirilmesini, çalışma barışının sağlanmasına katkıda bulunulmasının amaçlandığını söyledi. Seminer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan uzmanlar Nazan Ekiz ve Süleyman Türemiş tarafından iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi, iş güvenliğinin sağlanması, işletmelerde kalitenin yükseltilmesi, verimliliğinin artırılması ile sosyal güvenlik sistemi ve sisteme getirilen yenilikler konusundaki bilgi sunumlarıyla son buldu. “Taban çöküyor, yapı yıkılıyor” Dünyanın kullanılmakta olan en eski köprüsü olan Taşköprü’nün hemen karşısında, Köprübaşı olarak bilinen yerde iş bekleyen Nihat Can da iş bulamamaktan şikayet ediyor. Türkiye’nin kötüye gittiğini belirten Can, kafasını sokacak bir ev, belini dik tutacak gıdadan başka bir şey istemediğine dikkat çekiyor. Bunun zor olmadığını dillendiren Can, “Taban çöküyor. Yapı tutar mı? Temel göçerse bina yıkılır. Tabanda olan insanlar yere yapışmış durumda. Birileri bizi kaldırsın. İşsizlik adamı içten içe çürütüyor. Su parası mı ödeyelim, cereyan parası mı? Eve ekmek götürümezsen çoluk çocuk aç kalıyor. Düzenli bir iş bulsam ölene kadar çalışırım” diyor. “Dünyanın yükü üzerimizde” Henüz saat 06.00 olmasına karşın Yusuf Şişman, Bahri Sarı, Siraç Akdoğan, Mehmet Nur Orhan, Mehmet Sait Ağıman ve Bedrettin Akalan iş bekliyor. Pazar günü evde çocuklarıyla birlikte AŞİDER’in açılışına tüm yöneticiler katıldı. Hergele yolu kavşagındaki ağacın altında her sabah biraraya gelen hamallar büyük umutla iş bekliyorlar. Şizofreni Dostları Derneği Genç sanatçı Yorgun’un Keman Resitali Mersin’de MERSİN (Cumhuriyet Bürosu) Müzik dünyasının genç yeteneği, Keman Sanatçısı Hasan Gökçe Yorgun, yarın Mersin Kültür Merkezi’nde resital verecek. Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndan geçtiğimiz yıl mezun olan ve Viyana’da eğitimine devam eden genç sanatçının Mersin Resitali heyecanla bekleniyor. İlk senfoni orkestra konserini 10 yaşında İstanbul Senfoni Orkestrası ile veren Yorgun, yurtiçinde ve yurtdışında birçok festivale katıldı, resitaller verdi. Kendisini izleyen yerli yabancı tüm klasik müzik eleştirmenleri ve müzik adamlarından övgüler alan sanatçı, girdiği ilk keman yarışmasında da birinci olmuştu. Geleceğin virtüözü olarak gösterilen genç sanatçının önümüzdeki dönemde de uluslararası yarışmalarda ülkemizi başarıyla temsil etmesi bekleniyor. 2001 Mayıs’ında Mersin Üniversitesi Oda Orkestrası eşliğinde sundu. 10 yaşında İstanbul Senfoni Orkestrası’nın açmış olduğu “Genç Kuşak Solistleri” yarışmasını kazandı. Bunun sonucu 2002 yılında Şef Nezih Seçkin yönetimindeki İstanbul Senfoni Orkestrası ile Atatürk Kültür Merkezi’nde ilk konserini verdi. “Her yüz kişiden biri şizofren” ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana Şizofreni Dostları Derneği dernek binasına kavuştu. İki yıldır yaptıkları çalışma sonucu bir dernek binasına kavuşmanın sevincini yaşadıklarını belirten Dernek Başkanı Mustafa Çamlı, “Amacımız, hasta ve hasta yakınlarına daha fazla ilgi, daha fazla hizmet” dedi. Çamlı Türkiye’de her yüz kişiden birinin şizofren olduğunu söyledi. Bazı hasta ve hasta yakınları ile sağlıkçıların katıldığı açılışta, derneğin şizofreni hastalarının yakınları ve dostları tarafından kurulduğunu anımsatan Çamlı şöyle konuştu: “Hasta ve hasta yakınlarının bir araya gelerek birbirlerini tanımalarını, hastalık konusunda gerekli eğitim ve danışmanlık hizmetlerini alabilmelirini sağlamk için buradayız. Bundan böyle de, hastalığın doğru ve tam olarak bilinmesine katkı sunmak, hastalığa karşı oluşan ön yargıları kırmak, hastaların yetenekleri doğrultusunda becerilerini geliştirici eğitsel tedavi ve rehabilitasyon çalışmalarını düzenleme çalışmalarına ağırlık vereceğiz. Amacımız, hastaların tedavi sonrasında aile hayatının görev ve sorumluluğunu bilen insanlar olarak topluma kazandırılmasına yardımcı olmak.” İlk birincilik geliyor Şef İbrahim Yazıcı yönetiminde MÜ Oda Orkestrası ile konser veren sanatçı, 3. Uluslararası Mersin Müzik Festivali’nde konser verdi.MÜ Devlet Konservatuarı’nın düzenlediği 1. Gülden Turalı Ulusal Keman Yarışması’nda birinci oldu. Bursa Devlet Senfoni Orkestrası ile Bursa’da, MÜ Oda Orkestrası ile Mersin’de, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile İstanbul’da çeşitli kon İlk konser Mersin’deydi Mersin’de 1992 yılında doğan Hasan Gökçe Yorgun, henüz 7 yaşındayken Mersin Üniversitesi (MÜ) Devlet Konsevatuarı’nın sınavlarını kazanarak Lily Tchumburidze’nin öğrencisi oldu. İlk orkestra konserini, Yurttadur’un sergisi AÇS’de sürüyor ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Sanata verdiği önemle sanatseverlerin uğrak yeri haline gelen Adana Çimento Sanayi Sanat Merkezi (AÇS) düzenlediği sergilerde yerel sanatçıların yanısıra farklı illerden önemli sanatçıları da ağırlamaya devam ediyor. Son olarak Konyalı Ressam Oğuz Yurttadur kişisel yağlıboya resim sergisiyle AÇS’de Adanalılarla buluştu. 1977 yılında Konya’da doğan ressam eğitimini de yine aynı erde tamamladı. Selçuk Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitiren Yurttadur, daha sonra aynı üniversitenin Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Resimİş Öğretmenliği Bölümü Yetenek Sınavını kazanarak bu bölümü de başarıyla bitirdi. Sanat hayatı boyunca Konya ili başta olmak üzere birçok ilde karma ve kişisel sergiler açan Yurttadur, son kişisel yağlı boya sergisini Adanalı sanatseverlerin beğenisine sundu. Ressam Oğuz Yurttadur’un yağlı boya resim sergisi 14 Nisan’a kadar AÇS’de gezilebilir. serlere katıldı. Scholo Mintz, Alexander Markov ile İstanbul’da, Igor Oıstragh ile İzmir’de Master Class yaptı. Bu arada ABD’de Rondo Bennington Müzik Festivali’ne katıldı. Albert Markov’dan keman dersleri aldı. Oda müziği çalışmalarını George Gineovker ile yaptı. Bu sürede ünlü virtüöz ve hoca Albert Markov’un büyük takdirini ve beğenisini kazandı, yeniden ABD’ye çağrıldı. BodrumTurgutreis Uluslararası Müzik Festivali’nde, 4. Uluslararası Mersin Müzik Festivali’nde Prof.Cihat Aşkın ile Bach’ın ikili keman konçertosunu seslendirdi. Daha sonra Cihat Aşkın’ın ‘küçük arkadaşları’ndan biri olarak atölye çalışmalarına katıldı. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde Saint Saens’ı seslendirdirmesiniden sonra, Adana’da 3. Çok Sesli Müzik Festivali’nde konser verdi. serlerde büyük beğeni topladı. 6. Uluslararası Mersin Müzik Festivali ve İspanya’daki Burgos Müzik Festivali’ne ve İsrail’deki KeshetEilon Mastercourse katıldı, konserler verdi. Kraliçe Elizabeth’in önünde konser heyacanı 2008 yılında Çankaya Köşkü’nde Kraliçe Elizabeth onuruna verilen davette DÇSO ile birlikte solist olarak konser, Mersin, İstanbul ve Münih’te resital ve konser veren genç sanatçı Yorgun, geçtiğimiz yıl MÜ Konservatuarı’nın lise bölümünden mezun olduktan sonra Viyana’da girdiği sınavı kazanarak lisans eğitimine, ‘Konservatorium Wien Privatuniversität’de devam ediyor. Depresyon ve kaygı bozukluğu arttı Ruh sağlığı sorunlarının sadece şizofreniden ibaret olmadığını vurgulayan, depresyon, bipolar bozukluk, madde bağımlılığı gibi pek çok ruhsal bozukluklar bulunduğunu anımsatan Çamlı şöyle devam etti: “Ülkemizde özellikle depresyon ve kaygı bozukluklarının yüksek düzeyde artmış olduğu görülmektedir. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan araştırma, nüfusun yüzde 18’inin yaşam boyu bir ruhsal rahatsızlık yaşadığını ortaya koymuştur. Şizofreni her yüz kişiden birinde görülen bir hastalıktır. Bu ülkemizde 800 bin kadar şisofreni hastası olduğunu gösterir. Erkeklerde 1625, kadınlarda ise 2530 yaş arasında şizofreni semptomları görülme olasılığı yüksektir.” Uzmanların şizofreniyi, beyindeki sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan dopamin ve serotonin adı verilen iki ileti sisteminin düzensizliği ile ilişkilendirdiğini anımsatan Çamlı, hastaların büyük bir kısmının tedavisinde bu maddelerin miktarını düzenleyen antipsikotik ilaçlar kullanıldığını kaydetti, hastalığın tedavisinde ilaç tedavisinin yanı sıra rehabilitasyon, barınma, eğitim ve istihdam gibi pek çok alanda desteğe ihtiyaç duyulduğunu irdeledi. Konserin proğramı Genç keman sanatçısı H. Gökçe Yorgun’un, yarın 20.00’da Mersin Kültür Merkezi’ndeki konserinde CSO ile ilk konser seslendireceği eserler şöyle: Şef Rengim Gökmen yönetimin“T.A.Vitali ‘Chaconne’, Cesar deki Doğuş Çocuk Senfoni OrkesFranck ‘Sonata 1.Allegretto ben trası’nda moderato’, (DÇSO) baş ‘Allegro’, ‘Ben kemancı ve Moderato’, solist olarak ‘Allegretto poyurtiçinde birco mosso’, çok konsere P.Tchaikovsky katılan Yor‘Scherzo’, gun, İstanbul, C.Saint Saens Mersin, Ada‘Valse’, Pablo na, Ankara, de Sarasate Samsun, Bod‘Introductirum ve Ankaon and Taranra’da Cumtella, H.Wienihurbaşkanlığı awski ‘Scherzo Senfoni OrTarantell’ ve kestrası ile Genç Keman santaçısı Yorgun yarın A. Adnan Sayverilen kon Mersinlilerin karşısına çıkacak gun’un ‘Horon’. C MY B C MY B