26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sayfa 7 Temmuz 2013 Pazar a4 Yaşam Demir Çemberli Sandık (Bankanın Memleket Sandıkları diye adlandırıldığını anımsayalım) Altın terazileri ve Kinin Mevcudu Defteri İkramiye çekilişlerinin Kura Çarkı TC ZİRAAT BANKASI MÜZESİ Ziraat Bankası’nın ve Binasının Geçmişi: Niş ve Tuna eyaletlerinde valilik yapan Mithat Paşa 1863 yılında, çiftçilerin zor koşullarda tefecilerin ellerine düşmelerini önlemek için devletten mali kaynak sağlamak amacıyla “Memleket Sandıkları”nı oluşturuyor (Bu sandıkların kuruluşlarıyla ilgili olarak Mithat Paşa’nın 18641868 yıllarında Sadaret makamına yazdığı mektup ve padişaha sunduğu “istirhamname”nin yanı sıra, Tavas ve Şarköy şubelerine ait demir çemberli sandıklar ve Sivrihisar Sandığı’nın Mıhlı Para Kasası ile Bergama’nın demir para kasası müze salonlarında sergileniyorlar). 1883’te Menafi Sandıkları’na dönüşen kuruluş, 1888’den itibaren Ziraat Bankası olarak adlandırılıyor. Yıllar sonra Ziraat Bankası Ankara’ya gelişinde ilkin Vilayet Binası’nın giriş katındaki iki odaya yerleşip, bir süre sonra Denizciler Caddesi’nde Hacı Efendi Konağı’na geçiyor. DÜŞ YOLCUSU SAVAŞSÖNMEZ savassonmez@yahoo.com Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan kuvvetleri Polatlı’ya dayandığında, kısa bir süre için Kayseri’ye taşınıyor. Kayseri dönüşünde Darülmuallim binasında (23.12.1947’de yandığında Maarif Vekaleti), sonra da Anafartalar Caddesi’ndeki Himayei Etfal (Çocuk Esirgeme Kurumu) binasında hizmet veriyor. 1926 yılında inşaatı başlayan ve İtalyan mimar Guiliano Mongeri’nin yapıtı olan yeni binasına 1929’da taşınan Ziraat Bankası, son yıllarda Cumhuriyetin diğer kuruluşları gibi Ankara’dan İstanbul’a nakledileceği söylentilerinin çıkmasına karşın, şimdilik bu binada. 1. Ulusal Mimari Dönemi ürünü olup, iç ve dış cephelerinde Selçuklu ve Osmanlı bezemeleri bulunduran yapı, Ankara’da Cumhuriyet döneminde inşa edilen “ilk resmi bina” kimliğini taşıyor. Binanın 1950’li yılların Cumhuriyet bayramları başta olmak üzere bayram gecelerinde “dört bir uçları, tek sıralı Müzenin genel görünümü ampullerle inci gibi donatılıp ışıklandırılan hali” halen gözlerimizin önünde tazeliğini koruyor. Bakalım 20 Kasım 2013’teki “150. Kuruluş Yıldönümü” kutlamalarında, aynı ışıklandırmalara bir kez daha tanık olabilecek miyiz? Müze Bodrum üzerine yüksek tavanlı 3 kat olarak inşa edilen binanın zemin katının orta bölümü üstü kapalı avlu biçiminde. Çatıyı kaplayan vitraydan gün ışığı alan bu kısım, 20 Kasım 1981’den itibaren, olduğu gibi hizmet dışı bırakılarak, Ziraat Bankası Müzesi’ne dönüştürülmüş. Kuruluş sırasında yapılan kimi yazışmalar, müfettiş raporları, kararyevmiyekasa defterleri, kinin mevcudu defteri (sıtmalı yıllarda kinin banka aracılığı ile dağıtılmış), makbuzçekhesap cüzdanı örnekleri, çeşitli dönemlerde kullanılmış kumbaralar, yöneticişubemüfettiş mühürleri, hesap ve yazı makineleri, mektup ve İbrahim Safi’nin pamuk altın terazileri, şifre toplayan kadınları makineleri, evrak resmettiği “Adanazarfları, presler, banka Sanayileşme”si cüzdanı ve çek yazma müzenin görünürdeki makineleri, para diğer tabloları kasaları ve demir arasında. çemberli sandıklar, Bu yıl kuruluşunun lotarya ve 150. yılını kutlayacak kura(ikramiye ev olan Ziraat çekilişleri) çarkları, Bankası’nın bu sevimli bazı şube ve binasının zemin reyonların isim katındaki müzesini, hazır levhaları müzede Ankara’da iken bir an sergilenegelmekte önce gezmeye ne olan belge ve 3843 Ziraat Bankası’nın dersiniz? nesneler arasında. “orakbaşaklı” ilk amblemi (Neden değiştirilmiş ola?) Banka için ünlü ressamlara özel olarak yaptırılmış devasa tablolar da halen duvarlara ilk yerleştirildikleri yerlerinde. İbrahim Çallı’nın kaputbezi üzerine 4.5 m.x5.3 m. boyutlarındaki “Harman”, Namık İsmail’in 4m.x5 m. boyutlarındaki “Gazi Paşa Çiftçiler Arasında” adlı tabloları 1928 Hesap Cüzdanı yapımı. Namık Yazma Makinesi İsmail’in 3 boyutlu “Atatürk”ü ile ‘Eski tüfekler’ Bilkent’te Bilkent Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 4 Temmuz’da başlayan 7. Gitar Buluşması, bugün 19.30’daki konserle sona eriyor. Bu hafta Gitar Buluşması’nın proje sorumlusu Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Dekan Yardımcısı, gitarist Kağan Korad konuğumuz. ¦ Sayın Korad, yedi yılın kısa MÜZİKLİ PAZAR bir özeti ile başlamak istiyoruz… Yedi yıl önce hangi düşünceyle yola çıktınız? Aslında yedi yıldan daha uzun zaman oldu, hikâye bizim Kürşad Terci’yle Güneydoğu Avrupa Gitaristler Birliği’ni (ASEG) kurmak üzere davet aldığımız 2001 yılında başlıyor. Bu davetin arkasından bir araya gelen sanatçıların, özellikle de genç nesillere nasıl fayda ve destek sağladığına tanık olduk ve ülkemizde Klasik Gitar Derneği’ni kurarak, birliğin ikinci kongresini Bilkent Üniversitesi’nde düzenledik. Bu yeni deneyim o güne kadar Türkiye’de gitar ekolünün yükselmesiyle ilgili ideallerimi, sadece konser vermek ve öğrenciler yetiştirmek yoluyla gerçekleştirmeye çalışırken daha da etkili bir yolun farkına varmamı sağladı. Ardından içeriği hem diğer müzik festivallerine benzeyen hem de farklı bir ruhu olan “Gitar Buluşmaları” fikrine doğru evrildim. İlki 2006’da gerçekleşen buluşmanın ilk amacı öğretmeni, öğrencisi, gitarseveri tüm camiayı bir araya getirerek aralarındaki ilişkiyi geliştirmek ve artırmaktı. Bunu yaparken içinde kesinlikle yarışma ve birincilerin olmadığı ama okulların ve bireysel olarak gençlerin kendilerini tanıtırken tatlı bir rekabet ve farkındalık içinde olacakları etkinlikler dizisi oluşturmaya dikkat ettim. Buluşmanın ilk yıllarında gençlerin seviyesini provake etmek için de otuz, elli yarışma birincisi 1417 yaş arası yabancı genç virtüözleri konser vermek üzere davet ettiğimi de itiraf etmeliyim. Çünkü çıkabileceğiniz seviye aslında gördüğünüz ve kendinizi hayal edebildiğiniz seviyedir. ¦ Bugün yedi yıl öncesine baktığınızda hangi zorlukları aştığınızı görüyorsunuz? Geldiğiniz nokta sizi mutlu ediyor mu? Hem de çok mutlu ediyor, buluşma benim beklentilerimin çok üzerinde bir etki yarattı. Bugün konserlerde çalan gençlerimize baktığımda yedi yıl öncesinden çok yüksekte bir seviye görüyorum, Avrupa’daki başarılı gitaristlerin seviyesine yükselen çok sayıda gencimiz var. Bunlar doğal olarak sadece buluşmaların eseri değil tabii ki, ama bu yükselişteki total sinerjiyi etkileyen motorlardan biri olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Söylemeden kesinlikle geçemeyeceğim bir nokta ise; özellikle tüm gitar öğretmenleri Fotoğraf: Emre Ünlenen ve genç gitaristlerin hiç tereddüt etmeden ve karşılık beklemeden verdikleri destektir. Onlar hem varlıkları hem de verdikleri ders ve konserlerle buluşmanın normalde finansal açıdan altından kalkamayacağım zenginlikte bir etkinlik haline gelmesinde başrolü oynuyorlar. Buluşmalar öyle sanıyorum ki bu alanın öğretmeni, öğrencisi ve gitar severiyle en yüksek oranda katıldığı etkinlikler oldu yedi yıldır. Böyle bir camianın üyesi ve üstelik onları bir araya getirme şansını bulan kişi olmaktan büyük bir gurur duyuyorum. ¦ Her yılın bir teması Kaya, Ozan Sarıtepe, Cem Çeliksırt ve Ozan Coşkun hem konserler verdiler hem de tecrübelerini ders, seminer ve söyleşileri ile bütün gitarseverler ile paylaştılar. ¦ Ne mutlu ki bize, artık yerli olduğunu biliyoruz, bu yılınki neydi? Bu yılın konusu başarılı meslek kariyerlerini yurtdışında sürdüren genç gitaristlerimizdi. Bunlar alandaki rekabetin çok yüksek olduğu Avrupa ve Amerika’da aranan gitaristler olma yolunda ilerleyen ve bazıları dünyanın en önde gelen yarışmalarında ödül alan gençlerimiz. Dört gün boyunca Bahar Türker, Celil Refik malı ithal edebildiğimiz günler geldi. Gelelim bu akşamki son konsere. Eski tüfekler kimler? Bugün ülkemizin yetiştirdiği en önemli gitaristler Bekir Küçükay, Soner Egesel, Kürşad Terci, Kağan Korad, Safa Yeprem ve Melih Güzel, Bilkent Konser Salonu’nda sahnede olacaklar ve etkinliklere katılan bütün gitarseverlerle bu yılı kapatıp, 8. Gitar Buluşması için sözleşecekler. C MY B Fotoğraf: Emre Ünlenen
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear