Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sayfa 16 Mayıs 2013 Perşembe a2 esteci Harvey L. Schmidt ile librettist Tom B Jones ikilisinin (tanınmış Galli şarkıcı Tom Jones değil) 1960’ların sayısız Broadway temsili yapan Fantasticks adlı 2 perdelik müzikali 21 Nisan 2013’den itibaren Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), Operet Sahnesi’nde sahnelenmeye başlandı. Ülkemizde ilk kez 1990’larda, ADOB’da, Gürçil Çeliktaş tarafından sahnelenen eserin şimdiki yapımının rejisi Doğan Çelik, koreografisi Yeşim Oktar, çevirisi Orhan Azizoğlu imzasını taşıyor. Eserin konusu bir duvarın iki yanında yaşayan birbirine âşık iki gencin (Lusia ve Matt) aşkının aradaki duvar kalkıp birbirlerine kavuşunca bitmesi, ama duvar yeniden konunca yeniden başlaması hakkında. Aslında aralarına duvar örüp yasak koyarak birbirleriyle ilgilenmelerini sağlayan babalarıymış. Üstelik babalar ayarladıkları düzmece kaçırılma olayı sonrası kızın oğlan tarafından kurtarılmasını da ayarlayarak gençlerin birbirlerine iyice yaklaşmalarını sağlamaya çalışıyorlar ki tüm bunlar yolunda giden ilişkiyi olumsuz etkiliyor. Kişilerin özel yaşamına ayar vermeye çalışmak beklenen sonucu vermeyebiliyor, yapan ebeveyn de olsa… Eserin sahnelenişi cafcaflı bir Broadway müzikali tarzından ziyade, nice harika müzikaller seyretmiş olduğumuz zarif büyük hanım kişilikli Operet Sahnesi’ne (yapımı 1934) uygun bir yapım olmuş. Dekor, kostüm (Ferhat Karakaya, Zeliha Aksoy Atıcılar ile Gizem Betil ve Aydan Çınar) zevkli modern tasarımlar. Küçük bir ayrıntı ama dört kişilik gayet müzikal minik KÜLTÜR SANAT KLASİK KALEM PINAR AYDIN O’DWYER aydinpinartr@gmail.com Fantastik Bir Müzikal orkestradan (arp, timpani, kontrabas ve piyano) Çiçek Cihan’ın kostümlerle uyumlu siyah beyaz çizgili çorap tercihi dekora tam uyum sağlamış olduğunu söylemeden geçemeyeceğim, eseri benimsemek bu olmalı. Sanatçılardan özellikle anlatıcı ve haydut El Gallo rolünde Umut Kosman, hem gür bariton sesi ve müzikal söyleyişi hem de inandırıcı sahnesi ile alkışı hak ediyor. Baba Bellomy rolünde Emre Uluocak rolden kopmadan, yaşayarak ortaya etkileyici bir tiyatro kompozisyonu çıkarıyor. Bazen ilk temsillerde oyun hızının yavaş seyretmesi, oyunun kimi zaman sanatçıların elinde olmaksızın kısıtlı prova sayısına bağlı olarak, tam oturmamış olduğu duygusunu uyandırır. 21 Nisan’daki ilk temsilde hissedilen benzer durumun belki başka nedenleri de olabilir. Bunun için öncelikle, ülkemizde opera, bale ve tiyatronun birlikteliklerinin geçmişine bakmak gerekli. 1960’lı yıllarda Devlet Tiyatro ve Operası’nda birçok müzikalin (Öp Beni Kate, My Fair Lady, Damdaki Kemancı) sahnelenmişti. Her üç sanat kolunun sanatçılarının tümünün rol aldığı bu yapımlar olağanüstü başarı göstermiş ve uzun süre sahnelerden inmemişti. Ama daha sonra, 1970’de Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları’ndan ayrıldı (1309 numaralı kanun), bu ayrım konservatuvar eğitimine de yansıdı. Dans, şarkı ve tiyatronun arasına bu eserdeki âşıkların arasındaki gibi bir duvar dikilmiş oldu. Belki de bu yüzden müzikallerde ya tiyatro ya şarkı ya da dansta hep bir bütünlük yoksunluğu oluyor. Diğer bir neden ADOB yöneticilerinin temsilde tam kadro ön sırada oturmasının tümü genç, kadrosuz ve sözleşmeli sanatçıların kendilerini bir çeşit uygulama sahnesi temsilinde ya da kadroya alınma sınavındaymış gibi hissettirmiş olması olabilir. Sanatçı ve yöneticilerin eskiden beri ön sırada oturmama geleneğinin bu açıdan bir nedeni olsa gerek. İlk temsillerin heyecanı artık geride kaldığına göre, bir zamanlar ağızlardan düşmeyen “Try to remember” (Anılar) adlı şarkıyı doya doya dinlemek ve sanatçıların olanca içtenlikleriyle oynamalarını seyretmek için eseri görmeye değer. RüzgâRİStASyonu A. Adnan AZAR aazar56@gmail.com Vicdanın Ana Damarı: Gülten Akın na, evet! 1954 yılında yayımlanan Rüzgar A Saati’ndeki “Ay bacadan aştı uyumaz mısın?” dizesini henüz yirmili yaşlarında kaleme aldığı günden bu yana şair ana. Ve zor zamanların, bütün şiir anlarının vicdanı. Şiiriyle bir, sürekli, süren bir vicdan. Uzaklığın ve bekleyen yalnızlığın, mahkeme duraklarının, Mamak’ın, insan tekinin vicdanı. Sessizliği, etkileri hâlâ sürmekte olan bir ‘susturucu’ olarak, kullanmadan yedeğinde tutmuş bir şair. O sadece Gülten Akın. Sevgisizliğin kıskaçlarına, yoz değerlerin kuşatmasına baktı hep ve bilgelikle sezdirdi görmek isteyenlere. Yan yana, üst üste özenle koyarak kelimeleri. İmgeleri kendine saklamadan. Yalın bir de. Saydam bir yüz ve yürekle, özenle ördüğü dizeler gibi. Ezber bozan bir ses aynı zamanda. Gülten Akın okumak, dışarıyı, hayatı yeniden okumayı göze almak demek. İlk şiiri (“Çin Masalı”) 1951’de Son Haber gazetesinde çıktı. Hisar, Varlık, Türk Dili, Yeditepe, Mülkiye, Seçilmiş Hikayeler dergilerinde yayımladığı şiirlerle adını duyurdu. İkinci Yeni akımının etkili olduğu döneme rastlayan ilk şiirleriyle aşk, ayrılık, özlem burçlarındaydı. 1970’lerde toplumsal sorunlara yöneldi. Halk şiiri geleneğinden, daha çok da destan, ağıt, türkü, ilahi gibi türlerden beslenerek, kaynağını Anadolu’dan alan şiirler yazmaya başladı. Belki biraz da bu nedenle kırkı aşkın şiiri Zülfü Livaneli, Grup Yorum, Bilgesu Erenus ve Sezen Aksu tarafından bestelenmiştir. Kestim Kara Saçlarımı, bir dönemeç onun şiirinde. İkinci Yeni’ye yakın duran bu kitaptaki şiirlerle yasaklara, gelenek ve törelere, kadınlık hallerine eğildi. Toplumsal çelişkileri, güçlü bir şiir diliyle ele aldı. Kadın sorunlarından felsefi derinliklere uzanan geniş bir yelpazede, ama hep köklü bir yalnızlık duygusuyla örülmüş özgün bir söz damarıydı artık. Üç ayrı dönem var Gülten Akın’ın şiirinde. İlk dönemi Rüzgar Saati, Kestim Kara Saçlarımı ve Sığda; ikinci dönemi Kırmızı Karanfil, Ağıtlar ve Türküler ve Seyran Destanı. Üçüncü döneminde ise İlahiler, Sevda Kalıcıdır, Sonra İşte Yaşlandım ve Sessiz Arka Bahçeler gibi değerli verimler var. Başlangıçta Behçet Necatigil ve sonra Cahit Külebi “tutum” olarak şiirinin büyük ağabeyleri. Bugünlerde okumaya başladığım Şilili yazar Alejandro Zambra, “Hikayesini sanki acı vermiyormuş gibi anlatmayı öğrenmek” diyor Eve Dönmenin Yolları adlı romanında. Gülten Akın’ın şiiri, bir katmanıyla tam olarak da bu işte. Acısını kimseye göstermeyen bir soyluluk var yazdıklarında. Ve sevinçlerin karşısındaki mahcubiyet: “Aynı dille konuşuyor / Aynı dili konuşmuyoruz.” Mahcubiyetin ardındaki ise, yeni bir dil’le, özenli bir iletişim arayışının ipuçları. Uzaklara, yollara, sokaklara baktı. Şiiri, kendisi ve başkaları arasında gidip geldi hep ve böyle büyüdü. Dünyaya sığamayan şiirler yazdı, ustalığını öne çıkarmadan. Sonu hiç gelmeyecekmiş gibi süren uğultunun içinden. Kalbinden süzerek her bir kelimeyi. Fazlalığa, lafazanlığa tenezzül etmeden. Usulca. Ustaca. Gülten Akın’ı yeniden ve yeniden okumak, belleğimizdeki lekeleri kazımak demek. 41 sanatçı, 41 eser... ankaya Belediyesi Çağdaş Ç Sanatlar Merkezi, bu kez 41 ressamın 41 eserinden oluşan “Türkân Saylan’a Saygı” başlıklı sergiye ev sahipliği yapacak. Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, bugün açılacak “Türkân Saylan’a Saygı” başlıklı sergide, 41 ressamın eserleri bulunuyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ayfer Yüksel, söz konusu serginin kataloğunda yer alan yazısında, “Türkân Saylan, içinde yaşadığı toplumun tüm sorunlarına duyarlı bir insandı. Hepimize örnek oluşturan yaşamı boyunca karşılaştığı her soruna çözüm üretmeye çalıştı, yılmadan usanmadan son nefesine kadar bu çabasını düzenlenen bu sergide, Türkiye’nin en değerli sanatçılarından 41 ressamın 41 tablosu yer alıyor” dedi. Sergide, eserleri yer alan ressamlar şöyle: Ahmet Yeşil, Aşan Cora, Aynur Ocak Gündoğan, Bünyamin Balamir, Ayşe Arkün, Celal Binzet, Cezmi Orhan, Erkan Geniş, Funda İyce Tuncel, Gülay Yüksel, Güler Dinçer, Gülsen Erdoğan, Gültekin Serbest, Habip Aydoğdu, Hakan Esmer, Hasan Pekmezci, Hayati Misman, Hikmet Çetinkaya, Hülya İz Bölükoğlu, Işıl Özışık, İhsan Çakıcı, İmren Erşen, İsmail Gümüş, Lütfü Günay, Mehmet Ali Doğan, Monad Balkan, Mustafa Ayaz, Mustafa Günen, Nur Esen, Nur Gökbulut, sürdürdü. Şimdi bir ışık oldu, çağdaş insan örneği olarak yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor” görüşlerini paylaştı. Yüksel, yazısında “Onun anısına Nurtaç Özler, Orhan Gürel, Önder Aydın, Rabia Çalışkan, Saadet Gözde, Serap Etike, Sezai Kara, Gülseren Sönmez, Şükran Pekmezci, Ülkü Yalım Günay ve Zafer Gençaydın. Sergi, 24 Mayıs’a değin görülebilir. ‘Cumhuriyetin temeli kültürdür’ evlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı’nca (TOBAV) 2008 yılından bu yana her Cumhuriyet D Bayramı’nda gerçekleştirilen “Cumhuriyet Korosu”nun konseri bu yıl 18 Mayıs’ta, saat 12.00’de, Anıtpark’ta yapılacak. “Cumhuriyetin temeli kültürdür” sloganından hareketle gerçekleştirilen konserde yüzlerce kişilik koro, Ata için Cumhuriyet marşları seslendirerek, selam duracak. Her yıl katılımcıların coşkusuyla karşıladığı etkinlik, 2012 yılında Cumhuriyet Haftası’nın bayram tatiliyle birleşmesi nedeniyle, yürütme kurulu kararıyla “Gençlik Haftası”na kaydırıldı. Konserin ardından da koro üyeleri, saat 14.00’te, Anıtkabir’i ziyaret edecek. ACİL İŞ İMKANI AYLIK 50.000,00TL İLE 80.000,00TL ARASI NET KARLI ANTİKA EŞYALAR DEKORASYON TEMELDEN çatıya inşaat işleriniz yapılır. 0312 395 29 81 SATILIK İŞYERİ SUBAYEVLERİ’nde www.hakangungor.com 0312 318 44 88 5 YILDIZLI ADEM BABA ANTİKALARINIZ, Tablolarınız, El Yazmalarınız, KURANLARINIZ, Eski Plaklarınız, NAKİT alınır sahinerciyas@yahoo.com 0312 310 64 800532 370 93 70 SUBAYEVLERİ’nde www.hakangungor.com 0312 318 44 88 SATILIK ARSA ÇORLU’da köşe site arsaları 0312 318 44 88 www.hakangungor.com SUBAYEVLERİ’nde www.hakangungor.com 0312 318 44 88 ZAYİ ANKARA Üniversitesi geçici mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet GÖK SATILIK KONUT AYDINLIKEVLER’de www.hakangungor.com 0312 318 44 88 MARKA FİRMAMIZI 0543 881 92 44 ANKARA KIZILAY’ DA DEVREDİYORUZ ACİLEN ÜMİTKÖY’DEKİ DİL KURSUMUZ DEVREN SATILIKTIR İLETİŞİM 0543 324 54 14 3.göz : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Aykut KÜÇÜKKAYA 16 Mayıs 2013 Perşembe Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B