26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sayfa 29 Nisan 2013 Pazartesi a4 DünyacaünlübesteciMahler’in‘BinlerSenfonisi’Ankara’daseslendirilecek... Yaşam Bukonser‘koltuklarısöktürdü!’ SELDA GÜNEYSU Sevda Cenap And (SCA) Müzik Vakfı tarafından düzenlenen “30. Uluslararası Ankara Müzik Festivali”nin kapanışında Ankara’da bir ilk yaşanacak. Dünyaca ünlü besteci Mahler’in “Binler Senfonisi” olarak da adlandırılan “8. Senfoni”, Ankara’da ilk kez, 400 kişilik bir kadro eşliğinde seslendirilecek. Konserin provalarının yapıldığı Bilkent Konser Salonu’nun koltukları “orkestraların salona sığamadığı” gerekçesiyle yerinden söküldü. Şef Işın Metin yönetimindeki Bilkent Orkestraları ve Koroları, Polonya’dan Wroclaw Filarmoni Korosu, Portekiz’den Lisbon ESML Korosu ve 8 uluslararası opera solistiyle birlikte Mahler’in “Binler Senfonisi”, yarın akşam, ATO Congresium’da seslendirecek. Dünyaca ünlü solistler ve koro şefleri Paulo Vassio Lourenço (koro şefi), Elena Puşkova Hris tova (koro şefi), Nancy Weissbach (soprano), Burcu Uyar (soprano), Klara Ek (soprano), Alison Cooke (mezzo soprano), Isabel Vera (alto), Ünişan Kuloğlu (soprano), Karsten Mewes (bariton) ve Tuncay Kurtoğlu (bas) da konserde yer alacak. Konser öncesi, şef Işın Metin ile provaların yapıldığı Bilkent Konser Salonu’na konuk olduk. Metin, eserin çalınmasının ve söylenmesinin çok zor olduğunu belirterek, “Bu eser Mahler’in son dönem eserlerinden kabul edilir” dedi. Metin şöyle konuştu: “Mahler, orkestra şefi olmak için Yahudilikten Hıristiyanlığa geçiyor, bu dini öğrenmeye çalışıyor. Çok güzel bir hanımla evleniyor. Nereden bakılırsa bakılsın çok iyi bir yaşam sürüyor. Diğer sanatlarla, resimle, felsefeyle ilgileniyor. Ressamlar, yazarlar yakın arkadaşı. Yaşamı tam yolunda gidiyorken, ‘Ölü Çocuk Şarkıları’nı bestelemeye başlıyor. Ondan bir sene sonra da çocuğunu yitiriyor. Böylece bir anda aslında yaşamda her şeyin tam da yolunda olamayacağını fark ediyor. Bu senfoniyi yazmaya başlamadan önce de her yaz olduğu gibi, göl kıyısıda yer alan evine gidiyor. İlk üç hafta bir şeyler yazamıyor. Sonra bir anda eseri yazmaya başlıyor. ‘Gel ey yaratıcı ruh’u söylüyor. Böylece eserin birinci bölümünü yazıyor. Başucunda yine kitaplar, ya da diğer bestecilerin notaları var.” Goethe’nin ‘Faust’una yolculuk... Eserin ikinci bölümünün Goethe’nin “Faust”unun son sahnesi olduğunu belirten Metin, bu konunun o dönem Mahler’in uzun zamandan bu yana ilgisini çektiğini, eseri “müziklemek” istediğini ve sonunda da bestelediğini kaydetti. Provalar sırasında Bilkent Konser Salonu’nun koltuklarının sökülmek zorunda kaldığını, çünkü kadronun prova yapılan yere sığmadığını anlatan Metin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda oturduğumuz yer, normalde seyircilerin oturduğu yer. Son dört sıra kaldı sadece. Bir de belirtmek gerekir ki, bu eser ne kadar kalabalık kadro ile çalınıyorsa, o kadar iyi anlamına gelmiyor. Burada her enstrümanın çalacağı nota yazılı. Yani, keyif olsun, lüks olsun diye yapılan bir durum değil. Mahler’in istediği bu. Mahler eseri bu kadroya göre yazmış. Orkestradaki birinci kemanlar aynı zamanda 9 veya 10’a bölünebiliyor. Bütün nefeslerin, koronun partileri var. Bazı pasajlarda da her koro kendi içinde dörde bölünüyor. Bu müzisyenlere ihtiyaç var.” Gelinler ‘vadi’den geçiyor aşkentin parkları, baharın gelmesi, havalaB rın ısınmasıyla birlikte yeni evlenen çiftlerin “fotoğraf stüdyosu” oldu. Nikâhtan sonra, bazen de nikâhın başlamasına saatler kala Ankara’nın yeşil alanlarına gelen gelin ve damatlar, kapalı mekânlar yerine tabiatın tüm güzelliklerini sunan görüntülerle bu özel günlerini belgeliyorlar. Fotoğraf çektirmek için Dikmen Vadisi’ni seçen Iraz Aydın ve Orhan Sevim çifti, akşam yapılacak düğün öncesinde Dikmen Vadisi’nin görsel güzelliğini fon olarak kullandıklarını ve düğün fotoğraflarının farklı olmasını istedikleri için parkı tercih ettiklerini dile getirdi. Aslı ve Oktay Ayaeş çifti ise geçen yıl kardeşlerinin Göksu Park’ta çektirdikleri güzel nikâh fotoğraflarından etkilenip bu özel günlerini Dikmen Vadisi’nde ölümsüzleştirmek istediklerini belirtti. Dikmen Vadisi görevlileri özellikle hafta sonları havaların iyi gitmesiyle, günde ortalama 2030 yeni çiftin buraya gelip fotoğraflar çektirdiklerini bildirdi. Beklemek Güzeldir azen kendinizi beklersiniz. İçinizin “hadi” demesini; “zamanıdır” demesini. “Kaçırma bu güzel havayı, at kendini dışarı” demesini; “kırlara, çiçeklere, kuşlara köpeklere eşlik et” demesini. “Tut baharın elinden, atla bisikletine, çevir pedalları özgürlüğe” demesini. Birini beklersiniz bazen. Yolunuzun yoldaşı, çıkışınızın soluğu, inişinizin rüzgârı eşiniz, dostunuz, arkadaşınızı. Birilerini beklersiniz bazen. Birlikte pedal çevirmenin itici gücünü, dayanışma ve yardımlaşma duygusunu, zorlukları ve güzellikleri aynı gönül ferahlığıyla paylaşma erdemini, yaşamın tadına ÖZKANÇAKIRLAR bir de böyle [email protected] varma keyfini duyumsamak için. Bisikletinizi beklersiniz bazen. Bakımını, onarımını, lastiğinin patlağını, zincirinin atmasını, vitesinin, selesinin ayarını. Bazen de yalnızca beklemek için beklersiniz. Tıpkı bir grup Ankaralı bisikletçinin Türkiye Turu’nun AlanyaAntalya etabını bitiş çizgisinde beklediği gibi. Çünkü beklemek güzeldir. 150 kilometre ötede dönmeye başlayan pedalların, rüzgârı, güneşi, yağmuru, düşmeyi, yaralanmayı, kalkıp yeniden başlamanın zorluğunu aşıp varış B Gönül köprüsü kuruyorlar komşu iki ilçesi arasındaki eşitsizliklere dikkat çekmek, kardeşliği, dostluğu ve paylaşımı hayata geçirmek için bir araya geldi. Noterler Birligi İlkogretim Okul öğrencileri, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı anma etkinlikleri kapsamında, Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini konu alan “Egemenlik Güneşi” adli oyunu, ankaya Noterler Birliği İlköğretim Okulu 3. sıÇ nıf öğrencileri ile Mamak Sıdıka Hatun İlköğretim Okulu 3. sınıf öğrencileri, Ankara’nın Mamaklı öğrencilere sundu. Oyunun ardından iki okulun öğrencileri ailelerinin hazırlamış olduğu ikramları paylaştı. Okul öğretmenleri Meliha Ulusoy, Gülderen Albostan, Gonca Erdem ve Semra Gün, daha önce de hazırladıkları sosyal sorumluk projesi kapsamında, öğrencilerle birlikte AST’ta çocuk tiyatrosu izlediklerini, kitap ve oyuncak paylaşımında bulunduklarını, bu birlikteliğin çocukların ruhsal gelişimine katkı sağladığını ve çalışmaların dönem sonuna kadar süreceğini belirtti. Yaşasın Bisiklet çizgisine en önde girebilmek için insanüstü bir gayretle çevrildiği o son metrelerin heyecanına ortak olmaktır aynı zamanda beklemek. Yüzlerce elin güvenlik panolarında tuttuğu temponun o tüyler ürpertici gümbürtüsünün yarattığı dramatik atmosferinde, saniyenin bilmem kaçta kaçında elde edilebilecek bir zafere, kimbilir belki de bir yenilgiye tanıklık etmek, kazananla kanatlanıp yenilenle kahrolmaktır çünkü beklemek. Kentin bisikletle erişilmiş bir başka ucunda, sıcacık kumsalda gevşeyip serin denizin ürpertisinde canlanırken birden varış saatinin yaklaştığının farkına varmak, alelacele giyinip bisiklete atlamak, kenti boydan boya geçip varış kapısına tersten dalmak ve bu hareketle ufak çaplı bir kargaşa yaratmak sırf beklemek için göze alınır çünkü. Saniyeler sürecek bir eylemi sıcakta, soğukta, güneşte, yağmurda, rüzgârda saatlerce beklemektir beklemeyi güzel kılan. Yani güzeldir beklemek. Hele bir bisiklet yarışının varış çizgisine yakınken. Bekletmek Güzeldir Bisiklet sporu açısından şimdiye dek pek de verimli olmayan bu topraklarda yetişmiş bir bisikletçiyseniz, çocukluğunuz ve gençliğiniz Karadeniz’in haşin coğrafyasında, dar yolların, virajlı patikaların insanı tüketen inişçıkışların bağrında bisiklet sürerek geçmişse, bisiklet sporunda takım halinde çalışmanın en az bireysel performans kadar önemli olduğunu genç yaşta anlamış ve özümsemişseniz, halen devam etmekte olan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda son iki etap öncesi dört kategorinin üçünde adınız yazıyorsa, turun kraliçe etabı olarak nitelenen Elmalı tırmanışını ilk üç arasında bitirmişseniz, yarışın kaderini belirleyecek Efes Meryem Ana tırmanışında bitime üç kilometre kala, eğimin en sert olduğu anda büyük aynayla atağa kalkıp rakiplerinizi dağıtmışsanız ve bir etap önce 10 küsur saniye gerisinde olduğunuz rakibinize kırk küsur saniye fark atmışsanız, çok büyük bir aksilik olmazsa genel klasmanda turu birinci bitirecek, birden fazla kategoride podyuma çıkacak ve uzun yıllardan beri bu ülkede bunu gerçekleştirecek ilk kişi olacaksanız ve adı Mustafa Sayar olan bir bisiklet emekçisiyseniz inanın bazen bekletmek de güzeldir. Beklemeyi ve bekletmeyi pek sevmeyen birisi olarak bu iki kavrama güzelleme yazacağım hiç aklıma gelmezdi doğrusu. Ne diyelim, hayat insana hiç ummadığı şeyleri yaptırıyor bazen. Ama unutmayalım ki hayatın kendisi beklemeye ya da bekletmeye gelmez. En iyisi yazıya noktayı koyup 1 Mayıs’ın yaklaştığı şu günlerde tüm bisiklet emekçileri için pedala sarılmak. Coşkulu pedallar. Bugün ‘Dünya Dans Günü’ nkara Devlet Opera ve BaA lesi (ADOB), dünyanın her köşesinde dansa adanan gün olarak kutlanan 29 Nisan’da, sanata yeni adım atanlarla sanatın ustalarını bir araya getirecek. ADOB sanatçıları ile Hacettepe Üniveritesi Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü öğrencileri, insanoğlunun varoluşundan bu yana kendini ifade edişinin en estetik biçimi olarak kabul edilen dansla sahnede olacak. Opera Sahnesi’nde bugün gerçekleştirilecek etkinlikte, “Kuğunun Ölümü”, “Paris Ateşi”, “Şımarık Kız 4 Erkek”, “Sevginin Bedeli”, “La Bayadere”, “Business Man”, “Don Quixote” ve ikinci perdede “Giselle” sahnelenecek. ADOB Başkoreografı Elif Poyrazoğlu, dansın evrensel bir sanat türü olduğunu, hayat boyu büyük bir disiplin ve özveriyle icra edildiğini söyledi. Ailelerin ve gençlerin dansa ilgisinin son 10 yılda önemli oranda arttığını belirten Poyrazoğlu, “Artık özel kurslarda yetişkinler için bale dersleri verilmeye başlandı. İnsanlar zaman zaman ilgi duydukları için zaman zaman da iş yaşamındaki stresten kurtulmak, sağlık sorunlarından veya ruhsal sıkıntılarından kurtulmak için dansa başvurur oldu” dedi. ADOB Bale Başöğretmeni Serhat Güdül de çocukların dansla küçük yaşta tanıştırılması gerektiğine dikkati çekerek, baleye başlamak için en uygun yaşın 45 olduğunu dile getirdi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear