26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

19 Nisan 2013 Cuma Sayfa kent a3 Yürütmedurdu,projedurmadı SERTAÇ EŞ Türkiye’de önümüzdeki dönemde raylı sistemlerde duyulan ihtiyacı yerli sanayi ile karşılamak amacıyla OSTİM’de kurulan Raylı Sistemler Kümelenmesi, “bir ilki” gerçekleştirerek Ankara metroları ihale şartnamesine “yüzde 51” yerli katkı şartını da koydurmayı başardılar. Ancak bu koşulun gerçekleşmeyeceği, raylı sistemleri üretecek fabrikanın temel atma töreninde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldı rım tarafından dile getirildi. OSTİM’deki küme üyeleri “hayal kırıklığı” yaşarken, ihaleye katılan İspanyol firmanın başvurusu ile bölge idare mahkemesinden “yürütmeyi durdurma” kararı çıktı. Ulaştırma Bakanlığı, yerel seçimlerden önce bitirileceği sözü verildiği için bu yönde çalışıyor. Kamu İhale Kurulu’nun (KİK) ise yargı kararı hakkında nasıl bir uygulamaya gideceği henüz netleşmedi. Metro projelerinde yaşanan sorunları TBMM gündemine getiren CHP’li Umut Oran, yürütmeyi durdurma nedeni olan “fren kodları” ve “vagon güvenliği” ile ilgili belgeleri sordu. Oran, Cumhuriyet Ankara’ya şu değerlendirmeyi yaptı: “Lokomotiflerde oluşabilecek olası güvenlik sorunun sorumlusu kim olacağını da yanıtlaması gerekmektedir. Ayrıca ihale komisyonu eksikliklere rağmen bu ihaleyi söz konusu Çinli CSR firmasına nasıl verebiliyor? İhale sürecinde herhangi bir usulsüzlük var mı, bu konuyla ilgili olarak hak kında idari inceleme başlatılan personel var mıdır, bu soruları kamuoyu merak etmektedir. CSR ihale sonrasında saptanan eksiklikleri giderdi de bizim haberimiz mi yok acaba? Ayrıca ihale sürecinin ardından saf dışı kalan İspanyol firmanın Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nden yürütmeyi durdurma kararı aldığı ve bu kararı bakanlık bilmesine rağmen 12 Nisan’da fabrikanın temeli attığı söyleniyor. Hukuk devletinde böyle bir şey kabul edilebilir mi?” Şizofrenlere Kuran dersi İKLİM ÖNGEL Günaydın: Yolsuzluk AKP’de sıradanlaştı azetemiz Ankara Bürosu ile SosG yal Demokrasi Derneği’nin, Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) düzenli olarak gerçekleştirdiği panellerin bu haftaki konuğu Gökhan Günaydın oldu. Sosyal demokrat belediyecilikle ilgili konuşan Günaydın, “Türkiye’de 1980’li 90’lı yıllar boyunca bu toplumu gözlerine batıra batıra soydular soğana çevirdiler” dedi. Günaydın, AKP’li belediyelerde ve AKP döneminde yaşanan yolsuzlukların sıradanlaştığını söyledi. Günaydın, “Yani adam 19 tane fabrikayı 290 milyon dolara satın almışsa ne olmuş yani? İşte bu etki toplumu çürüten bir etki ama bir kez daha söylüyorum bu etkiyi kırmanın yolu ona teslim olmak değil akıntıya karşı hızla kulaç atmaktan geçiyor” dedi. CHP kadrolarının sürekli çalıştığını belirten Günaydın, “CHP halka inemiyor deniyor. Bu beni çıldırtıyor. Bütün genel başkan yardımcılarımız milletvekillerimiz bir yerlerde çırpınıyorlar. Size samimiyetle söylüyorum” diye konuştu. Yurttaşların yoğun ilgi gösterdiği paneli, eski Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ ve eski Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Ali Ulusoy da izledi. Gençlerin ‘sermaye’yarışı DTÜ Rektör Yardımcısı ve ODTÜ Teknokent O Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Volkan Atalay, AA’dan Cüneyt Ateş’e yaptığı açıklamada, 9 yıldır düzenlenen etkinliğin Türkiye’nin en büyük ve sürdürülebilir girişimcilik yarışması olduğunu dile getirdi. Atalay, şunları söyledi: “Gerek yarışma gerekse girişimcilik ile ilgili olarak yürüttüğümüz tüm programlardaki temel amacımız ülkemizin yenilikçilik ve girişimcilik potansiyelini harekete geçirmektir. Zaten çalışmalarımızın sonucu da bu amaç doğrultusunda ne kadar iyi işler yaptığımızı göstererek göğsümüzü kabartıyor. Bizim amacımız iyi eğitilmiş kişiler için fırsatlar sunarak, onları girişimciliğe teşvik etmektir. Girişimcilik süreci kendi içerisinde birçok riski ve iniş çıkışı barındırıyor. Bu süreçte karşılaşılabilecek tüm riskleri en aza indirerek, girişimcilerin yanında yer alıyoruz. Böylece katma değeri yüksek üretim yapan şirketlerin sayısını çok daha fazla şekilde artırmaya çalışıyoruz. Bu artış beraberinde istihdam ve ihracat rakamlarına katkı sağlıyor ve ülkemizin kalkınması için önemli bir itici güç oluyor.” Yarışmayla girişimcilere “doğru zamanda, doğru destekleri” vermeye çalıştıklarını kaydeden Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece iş fikri ile yarışmaya katılan girişimciler, süreç içerisinde aldıkları destekler ile bu iş fikirlerini uygulanabilir bir iş planına dönüştürüyor ve 25 bin ile 100 bin lira arasında değişen girişim sermayelerini almaya hak kazanıyorlar.” Bu yıl, 3 ana kategoride 400 bin liraya ulaşan nakit ödül verileceğini anlatan Atalay, kazananlara ayrıca ODTÜ Teknokent’te çalışma mekanı sağlanacağını söyledi. AA’nın dün geçtiği bir habere göre, Yenimahalle Devlet Hastanesi Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nde isteyen şizofreni hastalarına bir yıldır Kuranıkerim dersi veriliyor. Bir imamın verdiği derslere yönelik hastanenin psikiyatri uzmanı Fatma Kuş, derslerin hastaları manevi açıdan çok rahatlattığını kaydetti. Cumhuriyet Ankara, uygulamanın tedavi, yardımcı tedavi olup olmadığını ve dinsel yönünü uzmanlara sordu. Psikiyatr Doç. Dr. Burhanettin Kaya, “Hasta inancına saygı duymak ve terapide değerlendirmek çok önemlidir. Dinsel inanış intiharda olduğu gibi koruyucu etki gösterebilir ancak şizofrenik düşünce sistemini de besleyebilir” uyarısında bulundu. Kaya, “Hasta, cin görmeye başlayabilir ya da kendisini mehdi (kurtarıcı), tanrının özel kulu zannedebilir. Yani dinsel eğitim yarar değil zarar getirebilir. Kuran derslerinin Gök,RadyoGazi’yisordu verildiği yerler var, isteyen oraya gidebilir ama bunun yeri hastane değildir” diye konuştu. Ankara Tabip Odası Başkanı Özden Şener de, böyle bir tedavi yöntemi bilmediklerini belirterek, “Şizofreni hastalarının gerçekle bağlantıları tam değildir. İnanç da çok hassas bir alan, telkine de çok yatkın. Ancak sonucun olumlu mu olumsuz mu olcağını kestirmek zor. İnaç üzerinden tedavi planlamak tıbbi etiğe uygun değildir. Ayrıca inanç üzerinden hasta tedavi etmeyi de tıbbi açıdan sakıncalı buluyoruz” diye konuştu. MERT TAŞÇILAR HP Ankara Milletvekili Levent C Gök, Gazi Üniversitesi bünyesinde bulunan Radyo Gazi’nin satışına ilişkin üniversitenin 800 bin lira kaybettiği iddialarını Meclis’e taşıdı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verilen soru önergesinde, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar’ın, Radyo Gazi’nin üniversiteyle bir ilişkisi olmadığı halde radyonun satılamamasıyla 800 bin liralık gelir kaybı olduğunu söylemesine dikkat çekildi. Gök, “Prof. Dr. Zakir Avşar, radyonun üniversite ile doğrudan bir bağlantısı olmadığını ifade etmekle birlikte, satışın gerçekleşmemesinden üniversitenin 800 bin liralık bir ge ‘Personel yok, iş imama kaldı’ Şizofreni Dernekleri Federasyonu Başkanı Haldun Saygün de konuya ilişkin iktidarın dini hayatı her alanına sokma çabası olduğunu kaydetti. İmamın hangi eğitimle hastaya doğru bilgi vereceğini soran Saygün, “Bu merkezler 2011’de hazırlıksız şekilde açıldı. Heralde yeterli personel olmayınca iş imamlara kaldı. Kuran öğrenmenin yeri hastaneler değildir” diye konuştu. ‘Bir anlamı yok’ İslamcı yazar İsmail Nacar ise İslam’ın emrinin hasta olan insanın doktora gitmesi yönünde olduğunu kaydetti. “Şizofreni teşhisi konan bir hastaya Kuran dersi vermenin bir anlamı yok” diyen Nacar, “Kuran, ruhsal hastalığı olan insanları iyi etseydi, biyolojik hastalığı olanları da iyi etmesi gerekirdi. Doktorun yapacağı inanç telkini, iyi şeyler söylemesi faydalı olacaktır ama bunu bilimsellikle karıştırmamak gerekir. Kuran bir tıp ya da şifa kitabı değildir, bir hayat kitabıdır” diye konuştu. lir kaybına uğradığını ifade ederek bir çelişkili durum sergilemektedir” dedi. Cumhuriyet Ankara, Radyo Gazi’nin satış sürecine sokulduğunu haberleştirmişti. Daha sonra frekansı almak isteyen firma, satış işleminden vazgeçmişti. Konuyu TBMM gündemine taşıyan CHP’li Levent Gök, şu soruları gündeme getirdi: “Radyo, üniversitenin değilse satılmayan radyo yüzünden üniversitenin zarara uğradığını öne çıkarmaktaki garabeti nasıl yorumluyorsunuz? Satış gerçekleşseydi parayı üniversiteye kim, hangi yetkiyle, nasıl bir düzenlemeyle bağışlayacaktı sorularının makul bir yanıtını biliyor musunuz?” Yaşar Susuzluları dinledi enimahalle Belediye Başkanı Y Fethi Yaşar, başkan yardımcıları, birim müdürleri ve CHP ilçe yöneticileriyle birlikte köyden mahalle statüsüne geçen Susuz’u ziyaret etti. Susuz’a belediyesinin yaptığı yatırımları anlatan ve bölge sakinlerinin sorunlarını dinleyen Yaşar, “Bizim görev alanımızdaki sorunları çözeceğiz. Görev alanımıza girmeyenler için de ilgili kurumlara gerekli yazışmaları yazacağız” dedi. Fethi Yaşar’ın Susuz ziyaretine muhtar Mustafa Ertürk ve çok sayıda mahalleli katıldı. Yaşar, dört yıl önce göreve geldiğinde Susuz Mahallesi’nin “öksüz, yetim bir çocuk” gibi olduğunu belirterek, “İlk “Değerli Susuzlular bu süreçte biraz sabredeceksiniz ve bizler bıkmadan usanmadan sizlere hizmet edeceğiz” dedi. Yaşar daha sonra mahallelileri teker teker dinledi, sorunlarını not aldı. Zamanın ilerlemesi nedeniyle bazı mahalleliler iletmek istedikleri konuları yazılı olarak verdiler. Susuzlular özellikle ulaşım zorlukları ve otobüs yetersizliğinden yakındıkları gözlendi. Mahalleliler, sorunun çözümü için başvurdukları Anakent Belediyesi’nden de sonuç alamadıklarını söylediler. Yaşar, ulaşımın kendi görev alanlarına girmediğini ancak çözüm için ilgili kurumla gerekli yazışmaların yapılacağını dile getirdi. 21 bin litre kaçak mazot yakalandı nkara’da 21 bin litre kaçak A motorin ele geçirildi, 1 kişi gözaltına alındı. İl Jandarma Komutanlığı’ndan alınan bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren jandarma ekipleri, ŞereflikoçhisarAdana karayolunun 30. kilometresinde Çalören beldesindeki bir akaryakıt istasyonunda arama yaptı. İstasyonda akaryakıt tanklarına kurulan uzaktan kumandalı düzenek yardımıyla kaçak akaryakıt satışı yapıldığı tespit edildi. İki tankerde 21 bin litre kaçak akaryakıt ele geçirilen aramalar sonrası istasyon sahibi gözaltına alındı. işim çamur içinde olan yolları tamir etmek oldu. Susuz Yenimahalle’nin yeni gelişen ve her geçen gün değer kazanan mahallesidir. Bu değerin artması için belediye olarak elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz” dedi. Çoğu zaman Yenimahalleliler farkında olmadan ilçenin her yerini sabah akşam demeden gezdiğini anlatan Yaşar, bölgedeki hafriyat sorununu bildiklerini söyledi. Yaşar, Fiyatlar düştü, talep karşılanamıyor Çeyrek altın yok satıyor üğünlerin vazgeçilmez armaD ğanı “çeyrek cumhuriyet altını” fiyatların düşmesinin ardından başkentte yok satıyor. Yazın aynı zamanda düğün sezonu olması nedeniyle kuyumculara yönelen yurttaşların birçoğu eli boş dönüyor. Kuyumcular, darphanede çeyrek altın kalmadığını belirterek onun yerine işçiliği olmayan bilezik almalarını öneriyor. Altın fiyatlarının düşmesi, Ankara’da düğünlerde hediyelik olarak takılan çeyrek altına talebi patlattı. Son günlerde yoğunlaşan talebi kuyumcular karşılayamıyor. Çeyrek altına olan talep konusunda AA’ya bilgi veren Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Hasan Çavuşculu, fiyatların düşmesiyle satışlarda hareketlenme yaşandığını dile getirdi. Yurttaşların özellikle çeyrek ve Cumhuriyet altını almak istediğini anlatan Çavuşculu, “Darphaneden bunları temin edemiyoruz. Yok satıyoruz” dedi. Çavuşculu, “Altının onsu 2011 yılında bin 900 dolar civarına çıkmıştı. Şimdi ise bin 300 dolar seviyelerine indi. Sert düşüşten dolayı herkes panik halinde” diye konuştu. Altın fiyatlarındaki düşüşün sürmesi beklentisi olmadığını dile getiren Çavuşculu, çeyrek altın bulamayan yurttaşların işçiliği düşük bilezik alabileceklerini söyledi. Çavuşculu, bir dönem 190 TL’ye çıkan çeyrek altın fiyatlarının önce 155160 TL aralığına şimdi ise 138145 TL düzeyine indiğini kaydetti. Çavuşculu, “Fiyatlar düştü, elinizdeki altını bu yüzden mi satmıyorsunuz?” şeklinde eleştiriler aldıklarını belirterek, “Elimizde olsa devamlı satmak isteriz. Bulunamadığı için böyle bir durum oluşuyor” dedi. Başkentteki kuyumcular da altın fiyatlarının düşmesinden memnun. Kızılay’da kuyumculuk yapan Adnan İlhan, altın fiyatlarında zor görülen bir düşüşün olduğunu, “yakın zamanda böyle bir düşüş görmediklerini” söyledi. Ulus’ta kuyumculuk yapan Me sut Demir de fiyatların düşmesiyle işlerinin arttırdığını belirterek, “Çok miktarda aldığımız çeyrek altın olsa bile öğle saatine kadar bitiyor. Öğleden sonra gelenlere ‘Çeyrek altın kalmadı’ demek zorunda kalıyoruz” dedi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear