23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sayfa 25 Mart 2013 Pazartesi a2 imizdeki g ky z Francine Sevda Dokip KÜLTÜR SANAT KENT I Sevdadorkip5@hotmail.com Behramoğlu’na ‘Onur Ödülü’ ültür Sanat ve Göç Etkinlikleri K Merkezi’nce bu yıl 7.’si düzenlenen “7. ETHOS Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali”nde gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu’na “Onur Ödülü”; kültürsanat yazarımız Ayşe Emel Mesci’ye de “ETHOS Özgür Düşler Ödülü” verildi. “7. ETHOS Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali”nin açılışı önceki gün akşam Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu’nda gerçekleştirildi. Açılışta konuşan Festival Komitesi Başkanı Serhan Sarıkaya, kapatılan Halkevleri döneminde, “Ciddi bir aydınlanma sürecinin yaşandığını” belirterek, “20 yıl biz bu kültürü yaşadık. Halkevleri kapatıldıktan sonra onun yarattığı boşluğu dolduracak yapılar oluşturmak için bir araya geldik. Bu festival de onlardan biri” dedi. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, tiyatro sanatının insanlık tarihiyle yaşıt olduğunu belirterek, Ankara Üniversitesi olarak festivale destek vermekten gurur duyduklarını kaydetti. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya’nın yıkılan binalar arasında ilk kültürsanat yapılarını SONBAHARA KOŞAR ADIMLARLA… gösterir. Oğlak burcunda ilerleyen Plüton sert bir açı yaptığında jeopolitik değişimleri, siyasi erklerin zorluklarını, finansal kaynakların çökmesini, toprakların el değiştirmesini, çatırdamasını, çölleşmeyi simgeler. Doksan derecelik sert bir açıyla Koç burcunda ilerleyen Uranüs ise keskin yüzünü, isyanları, devrimleri, darbeleri, diktatörleri, alışılmamış yöntemleri, her an değişebilen siyasetleri, yok edici modern silahları ile gösterir. Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak burçlarının ağırlıklı olduğu ülkeler bu tür gerginliklerle yüz yüze gelebilirler. Özellikle ABD, Fransa, Suriye, Almanya, Cezayir ve Kanada önümüzdeki aylarda ekonomik ve siyasi sıkıntıları ile sık sık gündeme gelebilirler. Her ne kadar Batı ekonomisi kendisini toparlıyor gibi göstermeye çalışsa da, en az 2015 yılına kadar düzelmesi pek mümkün görünmüyor. Dünya ekonomisinin dönüşmesi, farklı alanlara kayması ve kazanma, tüketme kavramlarının dünyayı tüketmeden, toprağımızı, suyumuzu yok etmeden farklı bir bakış açısıyla ele alınmaları gerekecektir. Ya ülkeler ezilecek ya da vahşi kapitaller evcilleşecektir. Böyle dönemlerde ya yanardağlar patlar, büyük depremler olur ya da aynı şiddette etki yaratacak jeopolitik ve ekonomik değişimler yaşanır. Bu açılardan ilkini 2012 Haziran ayından itibaren Suriye’de yaşanan çatışmalar ve Yunanistan’da başlayan şiddetli ekonomik krizlerle yaşıyoruz. Önümüzde üstesinden gelmemiz gereken dört etap daha var. Özellikle mayıs, haziran, ekim ve kasım ayları oldukça karmaşık, sarsıcı süreçler olarak değerlendirebiliriz. Yükseleni Yengeç olan ülkemiz, bu tür ekonomik ve jeopolitik karışıklıklar karşısında kalabilir ve oldukça zorlu bir süreç içerisine girebilir. Gerçekleştirilmesi düşünülen yeniliklerin arkasında pek çok çelişkiler ortaya çıkabilir ve yüksek düzeyde gerginlikler yaşanabilir. Şiddetli bahar rüzgârlarına maruz kaldığımız bu dönemlerde yabancı ülkelere çok fazla güvenmememiz, kendi topraklarımıza, zenginliklerimize sahip çıkmamız, birlik içinde olmamız ve önümüzdeki son bahar ve kış aylarının keskin döngülerine karşı bilinçli olmamız ve farkındalıklarımızı arttırmamızda büyük yarar var. Dilerim görünmeyen yanardağlar bizim ülkemizde patlamamış olsun… ünya astrolojisinde köklü değişimleri, Akrep burcunun yöneticisi Plüton ile Kova burcunun D yöneticisi Uranüs arasında oluşan gerilimli açı Orhan Bursalı, İmralı sürecini değerlendirdi... onardığına dikkat çeken İbiş, “Bu bile sanatın ve tiyatronun ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan bir tespittir” görüşünü dile getirdi. İbiş, Ankara Üniversitesi’nin de kültürsanatı çok önemsediğini, üniversitedeki öğrencilerin her birine “kültürsanat bileziği takmak istediklerini” kaydetti. Konuşmaların ardından gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu’na “Onur Ödülü”; kültürsanat yazarımız Ayşe Emel Mesci’ye de “ETHOS Özgür Düşler Ödülü” verildi. Behramoğlu yaptığı konuşmada, “Benim iki kimliğim var. Birincisi şairim, ikincisi de Rus Dili Edebiyatı Profesörüyüm. Ankara Üniversitesi’nden mezunum. Buradan mezun olmaktan büyük gurur duyuyorum. Ankara Üniversitesi çok sayıda bilim adamı, akademisyen yetiştirmiştir. Ama en önemlisi bu üniversitenin sanat adamı da yetiştirmesidir” dedi. Bu yılki konusu “Özgürlük Ey” olarak belirlenen festivalin açılışında, Gülüm Pekcan Şimşir, “Özgür müyüm?” adlı gösterisini, Clows SchollAlmanya/Şehirdışı Tiyatrosu ise “Hangimiz Tutsak Olacak” başlıklı gösterisini sundu. Festival 31 Mart’a dek sürecek. ‘100+ Yaş Kulübü’ açıldı 100+ Yaş Kulübü açıldı. Çankaya’nın en yaşlı nüfusa sahip mahallesi Ayrancı’da açılan kulüp, başta yaşlı yurttaşlar olmak üzere her yaş ve kesimden Çankayalıyı bir araya getirmeyi hedefleyen bir sosyal merkez olacak. Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, açılışta yaptığı konuşmada, “Ömürlerinin uzun olmasını dilediğimiz her yaştan büyüklerimize mekânlarının hayırlı olmasını diliyorum” diyerek, Ayrancı’nın oluşum ve gelişim sürecini anlattı. Tanık, kentin çarpık gelişimi ve ulaşım sıkıntılarının ortaya çıkmasıyla insanların birbirinden kopmak zorunda kaldığını dile getirdi. ankaya Belediyesi’nin özellikle Çyaşlı yurttaşlar için hazırladığı selamlıyorum, diyerek sözlerini tamamladı. Aşağı Ayrancı Hüseyin Onat Sokak’ta yer alan 100+ Yaş Kulübü’nde yaşlılara, kadınlara, engellilere ve çocuklara sağlık, eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunulmasının yanı sıra onların, sosyal, kültürel ve siyasal aktivitelere katılımlarını sağlayacak hizmetler de verilecek. Kulüp bünyesinde şeker, tansiyon ölçümü ve reçete gerektirmeyen enjeksiyon hizmeti verilerek, alzheimer, diyabet, obezite, sağlıklı beslenme, kadın hakları, engelli hakları, çocuk hakları, toplumsal cinsiyet, aile ilişkileri, girişimcilik ve iletişim gibi konularda da seminerler düzenlenecek. Tanık, ticari bakış açılarının her yere hakim olmasına karşı yeniden sosyalleşmeyi, yeniden insan ilişkilerinin güçlendirilmesini amaçladıklarını söyledi. Çankaya’nın yüzde 9’unun 65 yaş üstü olduğunu ifade eden Tanık, Çankaya’nın çınarlarını saygıyla ADO düzenleme istiyor nkara Diş Hekimleri Odası A (ADO) Başkanı İlker Cebeci, hukukta tıpla ilgili ayrı bir alan olması gerektiğini belirtti. Cebeci, “Hekimlerin hastası için tüm birikimini aktarabileceği bir zemin oluşturulmalıdır” dedi. Cebeci, diş hekimliğinin de içinde bulunduğu tıp alanındaki uygulamalarla ilgili uyuşmazlık ve sorunların genel hukuk içinde değerlendirilmesinin yanlış olduğunu savundu. Diş hekimliğinde hasta ile hekim arasında ortaya çıkan hukuksal anlaşmazlıklarda, “eser sözleşmesi” üzerinden çözüm yolu arandığını ifade eden Cebeci, “Diş hekiminin yaptığı protez, çene ve diş uygulamaları tıpkı bir ressamın ya da heykeltıraşın eseri gibi değerlendiriliyor. Hasta uygulanan işlemden memnun kalmaz ve dava açarsa eser sözleşmesi esas alınarak çözüm aranıyor. Oysa tıp farklı bir alandır ve mutlaka kendine özgü hukuku olmalıdır. Çünkü işlem mutlaka tıbbi gereklilikten kaynaklanmaktadır” diyerek hukuki düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı. Cebeci, “Hekim, hastasına yapması gereken müdahaleyi cezai sorumluluktan kaçındığı için yapamayabiliyor” diye konuşurken, hasta haklarının korunmasıyla birlikte tıbbi gerekliliklerin de göz ardı edilmemesini savundu. Birincisini düzenledikleri Dişhekimliği Hukuku Sempozyumu’nda mevcut uygulamaların gözden geçirildiğini ve çözüm yolu arandığını ifade eden Cebeci, “Türkiye’de bu konudaki eksiklikleri ortaya koymak ve çözüm yolunu aramak istedik. Buradan çıkan sonuçları bir öneri haline getirip TBMM’ye sunmak istiyoruz” diye konuştu. ve AKP, meselenin çözümünü Osmanlıcılık ilkesinde bulmuşlar. Öcalan, Nevruz kutlamalarındaki mesajında, ‘Bizi birleştiren İslam’ diyerek meseleyi böyle açıklıyor” dedi. Bursalı, Ankara Temsilciliğimizde yer alan Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Terörist başı Abdullah Öcalan’ın son Nevruz kutlamalarındaki mesajlarının tümünü eleştirel bir gözle okuduğunu kaydeden Bursalı, bu konuşmada kendisini en çok endişelendiren iki yönü şöyle sıraladı: “Birincisi, bugün Türkiye’de iki ulusun yaratılıyor olması. Konuşmada iki ulus adı altında Türk ve Kürt federasyonlarından söz ediliyor. İkincisi ise Abdullah Öcalan ile AKP hükümeti Ortadoğu’da nasıl bir süreç oluşacağı konusunda ideolojik olarak anlaşmışlar. Meselenin çözümünü Osmanlıcılık ilkesinde bulmuşlar. Konuşmasında Öcalan, ‘Bizi birleştiren İslam’ diyerek meseleyi böyle açıklıyor. Yani Öcalan’ın son konuşması bunun üzerine kurulu. Ancak unutmamak gerekir ki, Öcalan, kendisi için en iyi çıkarın ne olduğunu düşünür. Türkiye’de bir devlet kuramayacağını biliyor. Bunu belki Recep Tayyip Erdoğan’a da kabul ettirebilir, ama Türkiye’deki kimseye kabul ettiremez. O bunu görmüş. Türkiye’yi arkasına aldığı zaman orada, Irak bölgesinde büyük bir Kürdistan kurulabilir diye düşünüyor. Öcalan aynı zamanda bir siyasetçi. Bana göre yılın siyasetçisi Öcalan. Büyük Kürdistan’ın kurulmasını kabul ettirdi sonunda.” Bursalı, ancak her şeye karşın yurttaşların umudunu yitirmemesi gerektiğine de vurgu yaptı. ‘Çözümü Osmanlıcılık’ta bulmuşlar’ azetemiz yazarı Orhan G Bursalı, Kürt açılımı ile ilgili süreci değerlendirirken, “Öcalan 25 Mart 2013 Pazartesi : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Aykut KÜÇÜKKAYA Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B Orhan Bursalı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear