Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 Şubat 2013 Pazar Sayfa kent a3 VETERİNER GÖZÜYLE Mehmet YILMAZ ‘Konya yolu yeraltına inmeli’ SERTAÇ EŞ veterinermehmet@yahoo.com.tr Gölbaşı, başkentin “sayfiye ilçesi” konumunda. Nüfusu hızla artıyor, İncek köyü yeni cazibe merkezi... Denizi olmayan Ankara’nın iki gölü; Mogan ve Eymir ilçe sınırları içinde. Özellikle Mogan ciddi bir kirlenme tehdidi altında. Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, ilçenin ortasından geçen Konya yolunun altgeçit olarak düzenlenmesini, Sukesen Deresi’nden Mogan’a gelen kirliliğin engellenmesi için hızla devlet düzeyinde harekete geçilmesini istiyor. Odabaşı, mayıs ayında Mogan’da tekne turlarına başlayacaklarını, endemik “sevgi çiçeği”nin yok olmaması için tohumlama çalışmaları yaptıklarını dile getiriyor. Odabaşı, penceresinden Mogan Gölü, martılar ve karabatakların göründüğü makam odasında sorularımızı yanıtladı. I Gölbaşı’nın nüfusu artıyor, ilçe ne kadar büyüdü? Göreve geldiğmizde, 2009’da, Gölbaşı 6 merkez 22 de köy olmak üzere 28 mahalleydi, toplam 575 kilometrekareydi. 5 belde, 14 köy ilçemize bağlandı, yüzölçümümüz 1212 kilometrekareye yükseldi. Ankara’nın yüzde 20’sini Gölbaşı oluşturuyor. I Köylere yönelik çalışmalarınıza ağırlık verdiğiniz izlenimi var... Köyden mahalleye dönüşen birçok yerleşim alanında meydanlar, sokaklar, köy konakları sıkıntılıydı. Tadilat, tamirat yaptık, yolları açtık. Bir anlamda köyleri mahalle yaptık. I Gölbaşı başkentin “sayfiye” bölgesi olmayı sürdürecek mi? Yeşili artırmak ve ağaç dikme çalışmalarımızı marka kent çalışması kapsamında sürdürüyoruz. Araç sayımız yetersizdi, iki katından fazla artırdık. Bu sayede ciddi bir faaliyet başladı. Mogan’dan Eymir’e giden kanalda tepki toplayan bir yapı vardı, “Kırmızı Bina” diye onu kaldırdık. Bölgeyi yürüyüş alanı ve park olarak düzenledik. Merkezde sahil parkı yaptık, çay bahçesi açtık, kâr amacı olmadan işletiyoruz. I Mogan Gölü’ne yönelik projeniz ÇORBA ÇEŞMESİ I Sıcak çorba dağıtımını sürdürüyor musunuz? 2010 yılında 600 kişiyle başlamıştık. Şimdi “Çorba Çeşmesi” yaptık. Oradan günde bin kişi yararlanıyor. Ayrıca her sabah TOKİ konutları bölgesinde sabah işe giden vatandaşlarımıza da sıcak çorba ikram ediyoruz. Öğrencilerimizden ve vatandaşlarımızdan çok olumlu tepkiler aldık. I Altyapı yatırımlarınız neler? Görmeyenlerin Gözü eteriner Fakültesi’nde öğrenciyken tanıştım V Vasfi Bey’le. Almanya’da işçi olarak çalıştığı fabrikada geçirdiği bir kaza sonucunda görme yeteneğini kaybetmiş bir gurbetçiydi. Malulen emekli edildikten sonra hayatını kolaylaştırması için bir de “görengöz” köpeği hediye edilmişti. Köpek, sahibiyle o kadar uyumluydu ki adeta Vasfi Bey’in vücudunun bir uzvuydu. Birlikte yolda yürürken, daima sahibinin solunda kalıyor ve kaldırım gibi bir engelle karşılaşınca durarak sahibinin bastonuyla çevresini kontrol etmesine fırsat tanıyordu. Vasfi Bey bana çok ilginç gelen bu köpek hakkında pek çok şey anlatmıştı. Ama en çok ilk görengöz köpeğinin hikâyesi ilgimi çekmişti: Almanya’da, Birinci Dünya Savaşı’nda, gözlerini kaybeden askerler için 1915 yılından beri görengöz köpeği yetiştirilmekteymiş. Ancak bu askerler rehabilitasyon merkezlerinde yaşadıkları için köpeklerin özel olarak dizayn edilmiş kampus çevresini tanımaları yeterli oluyormuş. Amerikalı köpek eğitmeni Harrison ise bu köpeğin gerçek şehir koşullarında da hizmet edebileceğine inanıyormuş ve bunun için uğraşmış. Ancak görengöz köpeğinin sahiplerine şehir ortamında hizmet edebilmesi için mahkemenin onay vermesi gerekiyormuş. Mahkeme günü Harrison ve köpeği Buddy tam zamanında mahkeme salonuna gelirler. Aksilik ya, mahkeme başkanı olan hâkim köpeğe karşı çok önyargılıymış. Köpeğin başarısız olması için elinden gelen her şeyi yapıyormuş. Ama köpek tüm sınavları başarıyla geçmiş. Nihayet hâkim, mahkeme salonunun koridorunu bir başından diğer başına kadar sandalyelerle doldurulmasını istemiş ve köpeğin, gözü bantla kapatılmış olan Harrison’u karşı duvara götürmesini söylemiş. Bu arada köpeğin ve sahibinin hiçbir sandalyeye dokunmaması gerektiğini şart koşmuş. Eğer köpeğin kendisi veya idarecisi sandalyelere çarparsa görengöz köpeğinin güvenilir olmayacağı kanıtlanmış olacaktır. Köpek etabın başına gelince sandalyelere dokunmadan karşı tarafa geçmesinin mümkün olmadığını fark eder. Ancak idarecisinin ısrarla verdiği “yürü” komutuna da daha fazla kayıtsız kalamaz. Köpek son çare olarak ters yöne döner ve duvar dibinden tüm salonu dolaşarak sahibini etabın diğer tarafına getirir. Sandalyelerin çok uzağından geçtiği için hiçbir engele de takılmaz. Gördüğü manzara karşısında ağzı açık kalan hâkim, duygulanır ve bu köpeğin hem yetiştirilmesine hem de şehir ortamında kullanılmasına izin verir. Böylece birçok insanın hayatı daha kolay hale gelir. Esenlikler dilerim... ‘MOGAN’IN DİBİNDE ÇAMUR BİRİKMİŞ’ I Mogan’daki kirlenme nasıl önlenir? Göl ilçemize ismini vermiş. Bizim, için hayat demektir. Bugünkü varlığı ve geleceğini çok önemsiyoruz. Zaman zaman kuruma tehlikesinden bahsedilir, böyle bir şeyi hiç istemeyiz. 2008’de Kızılırmak’tan iki hat su getirildi, bir hattı buraya ayrıldı. Pek su verilmedi ama eğer düzgün çalışırsa gölün beslenmesi için önemli. Zaman içinde gölde ciddi bir dip çamuru oluşmuş. Tabii burada esas sorun finans. Bedelini Gölbaşı Belediyesi’nin karşılama imkânı yok. Devletimizin el atmasıyla temizlenebilir. Ayrıca göldeki doğal hayat da önemli. 200’ün üzerinde kuş çeşidi bu gölde barınıyor. Balıklar var... Bunların yumurtladığı sazlık alanlar var. Bunların da korunması lazım. İtinalı bir temizlik lazım. I Sukesen Deresi’nden kaynaklı kirliliği önleyemiyor musunuz? Taş ocaklarıyla görüşmeler yaptık. Zabıta arkadaşlarımız sürekli gidiyor ama yetkisi o kadar az ki... Cezalar caydırıcı değil. Cezadan ziyade onların problemlerini çözmek, atıkları atmak için döküm alanı belirlemek lazım. Bizim böyle bir yetkimiz yok. I Yalnızca Gölbaşı’nda yetişen ve giderek azalan “sevgi çiçeği”ni korumak için bir projeniz var mı? Bu çiçek yalnızca Gölbaşı’nda yetişiyor. Haymana yolunda bir park alanı oluşturduk ve tohumladık. Ama asıl Devlet Opera ve Balesi’ne ait alanda yetişiyor. Kurum bize devrederse o alanda yetiştirebiliriz. İçinde yüzme havuzu bulunan bir spor kompleksini geçen yıl hizmete açtık. Profeyonel hizmeti ticari düşünmeden sunmaya çalışıyoruz. Kültür merkezi eksiği olan yerlere kültür merkezi yaptık, bazılarının inşaatları sürüyor. Şelalemizin temelini attık. Emekli vatandaşlarımız için yaşlılar evinin temelini attık. Çok ciddi bir yapılaşma içindeyiz, peyderpey hizmete açıyoruz. Ama biz, Gölbaşı’nın eğitim ve turizm kenti olmasını istiyoruz. ‘KÖYLERİ MAHALLE YAPTIK’ başlatılması için girişimlerde bulunduk. İhalesini yaptığımız tekne mayıshaziran gibi hizmete başlıyor. Ulaştırma Bakanlığı’ndan da tekne alma çalışmalarımız var. Gölbaşı’na, sayfiye yerine, özellikle hafta sonu çok sayıda vatandaşımız geliyor, nüfusumuz artıyor... I Konya yolu ilçeyi bölüyor, nasıl bir önlem istiyorsunuz? Konya yolu ana güzergâh, yetkisi Karayolları ve Büyükşehir’de. Bir proje yapmak için ciddi bir kaynak MOGAN’DA TEKNE TURU ‘KONYA YOLU TÜNEL OLMALI’ var mı? Turizm anlamında gölü önemsiyoruz. Tekne turlarının gerekiyor. Geçmişte konuşulmuş, 2004’te Büyükşehir yapacağını söylemiş. Ama gecikmiş bir proje. Konya yolu ile yan yolların seviyesini aynı düzeye getirmeyi ve iki kavşak yapmayı önerdik. Karayolları sıcak bakmadı. Yoldaki şerit sayısını üçe çıkaracaklarını, yan yolların gidişgeliş olarak düzenleneceğini ve böylece hareket sağlanacağını anlattılar. Biz alttan geçiş olmasını istiyoruz. Üstünün meydan, gezinti alanı park, olarak düzenlenmesini istiyoruz. Alttan giriş yaptığınız zaman yeraltı suyu tehdidi de var. Teknolojinin bunu çözeceğini düşünüyoruz. Deniz altına otel yapılıyor artık. Teknoloji kullanarak yolun alttan geçmesini istiyoruz. Ancak Büyükşehir üstten geçiş yaparak çözmeyi planlıyor. Kamuoyu yoklaması yaptırdık, yüzde 8590 düzeyinde yolun alttan geçmesi isteniyor. Viyadük bölünmüşlüğü iyice artırır. Ayrıca vatandaşlarımız görüntü açısından da istemiyor. Tünel olmayacaksa yol seviyelerinin eşitlenmesi, bir ya da iki kavşak yapılması ve yan yolların gidişgeliş olarak düzenlenmesi ciddi rahatlama getirir. Herşeybelediyeden SERTAÇ EŞ Anakent Belediyesi’nin “sosyal yardım” kapsamında dağıttığı ürünlerin başkentlilerin önemli bir kesiminin her türlü ihtiyacını karşıladığı ortaya çıktı. Anakent Belediyesi’nin dağıttığı yardımlar, siyasetin yönlendirilmesindeki etkeni de ortaya koyuyor. Belediye yönetiminin yardımları 9 kalemde toplanıyor. Belediyenin resmi rakamlarına göre geçtiğimiz yıl 17 milyon 161 bin 300 adet ekmek, 126 bin aileye 300 bin paket gıda ve temizlik malzemesi yardımı yapıldı. Kamu yardımlarının seçmen iradesine yönelik etkisi, zaman zaman siyasiler arasında yoğun olarak tartışılıyor. AKP’li Anakent Belediyesi’nin resmi yardım rakamlarının başkent nüfusunun önemli bir bölümünü etkilediği ortaya çıktı. Resmi verilere göre, 5 milyonluk nüfusu olan başkentte yalnızca geçtiğimiz yıl Anakent Belediyesi 17 milyon 161 bin 300 adet ekmek dağıttı. Ekmek dağıtımı miktarının 20052012 yılları arasında 192 milyon 72 bin 811 rakamına ulaştığı dikkat çekiyor. ‘Paket yardım’ Belediyenin rakamlarına göre geçtiğimiz yıl toplam 300 bin paket gıda ve temizlik yardımı yapıldı. Bu yardımlar başkentte toplam 126 bin aileye ulaştırıldı. Paket yardımına ilişkin 20052012 dönemi rakamları ise 3 milyon 398 bin 650 düzeyine çıktı. Yakacak yardımı Belediyenin yakacak kömür konusundaki yardım rakamları da ciddi boyutlara ulaşıyor. Verilere göre yakacak kömür yardımları 1997 yılında 2 bin ton ile başladı. 2012 yılında ise toplam 74 bin 546 aileye 85 bin ton kömür yardımı yapıldı. Karpuz, soğan, patates... Belediyenin yardım malzemeleri çeşitlilik içeriyor. Bunların içinde portakal, elma, patates, soğan, bal, karpuz, tavuk ve hamsi gibi kalemler yer alıyor. Anakent Belediyesi, 2006’da 70, 2010’da 39 ton olmak üzere toplam 109 ton hamsi dağıtmış. Karpuz, 2005’te belediyenin yardım kalemine girmiş. Bu yıl bin ton daha sonra 2008’de ise 645 ton karpuz dağıtılmış. Belediyenin en az dağıttığı kalem ise bal. Yalnızca 2006 yılında 20 ton bal dağıtımı yapmış. Belediye 2009’dan sonra sebzemeyve, bal ve tavuk yardımını kesmiş. Çadırda yemek Verilere göre belediyenin kurduğu çadırlarda geçen yıl 284 bin 750 kişi yemek yemiş. Ayrıca 5 çorba dağıtım merezinde 811 bin 564 bin kişi çorba içmiş. 20052012 arası belediyeden çorba içen kişi sayısı 4 milyon 347 bin 667 bin. Verilerde, çadırda yemek verme işleminin 1997 yılında başladığı yer alıyor. Buna göre 2012 yılı itibarıyla 4 milyon 432 bin 339 kişi yemek yemiş. Ayrıca geçen yıl 60 bin öğrenciye çanta, kırtasiye, kaban ve bot dağıtılmış. Belediye yönetimi 2012 itibarıyla 667 bin 831 öğrenciye kırtasiye, 782 bin 69 kişiye giysi, kaban ve 730 bin 709 kişiye de bot yardımında bulunmuş. Asansörleredikkat akine Mühendisleri Odası (MMO) AnM kara Şube Yönetim Kurulu Sekreteri Ömer Varlık Özerciyes, 2012 yılında Ankara’da denetimini yaptıkları 6 bin 990 asansörün, 5 bin 200’ünün “Hataların giderilmesine kadar kullanılması sakıncalıdır” anlamına gelen “kırmızı etiket” aldığını dile getirdi. Özerciyes, yaptığı yazılı açıklamada, yasal zorunluluklara karşın, yıllık kontrol ve denetimleri yapılmayan çok sayıda asansör olduğunu belirterek, söz konusu durumun kullanıcılar açısından tehlike oluşturduğunu kaydetti. Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği kapsamındaki yıllık kontrollerin, tekniğine uygun olarak, uzman makine mühendisleri tarafından yapılmasının ve bina sorumlularının asansörler konusundaki yükümlülükleri hakkında bilinçlendirilmesinin, kazaların önüne geçilmesi açısından önemli olduğuna dikkati çeken Özerciyes, şu değerlendirmeyi yaptı:“2012 yılında Ankara’da denetimini yaptığımız 6 bin 990 asansörün, 5 bin 200’ü ‘Hataların giderilmesine kadar kullanılması sakıncalıdır’ anlamına gelen ‘kırmızı etiket’ aldı. 220 adedi ‘eksik ve hataların ivedilikle giderilmesi gerektiği’ anlamına gelen ‘sarı etiket’, bin 570 adedi ise ‘kullanılmasında teknik ve güvenlik açısından sakınca bulunmadığını’ belirten ‘yeşil etiket’ aldı. Türkiye’deki asansörlerin büyük bölümü denetlenmiyor, denetlenebilen asansörlerin de yüzde 80’i kusurlu ve kullanılması tehlike içeriyor.” 7 gecekonduda birden yangın çıktı İncesu’da kundaklama şüphesi i ncesu ile Seyrabağları mahalleleri arasında 500 metrelik alanda bulunan 7 gecekondunun kundaklandığı öne sürüldü. Yangınlarla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. İncesu ile Seyranbağları mahalleleri arasındaki bölgede dün 7 gecekonduda yangın çıktı. İhbar üzerine sabahın erken saatlerinde olay yerine gelen itfaiye uzun uğraşılar sonucunda yangını söndürebildi. Yangının maddi hasara yol açtığı öğrenilirken, itfaiye yetkililerinin kundaklama şüphesi üzerinde durdukları öğrenildi. Evi yanan gecekondu sahiplerinden Hatice Kılıç, önce is kokusunu, ardından da dumanı fark ettiğini belirterek, şöyle konuştu: “Her şeyim yandı. Kalacak yerim yok, çoluk çocuk sokakta kaldık. Gidecek yerimiz yok. Koku geldi burnuma. Baktım üstümüz kilitli. Kapıyı kırdım. Dış kapıyı kırıp içeri girmişler. Evi tutuşturmuşlar. Ev yanıyor, kalktım kocamı ve çocuğumu uyandırdım. ‘Yanıyoruz’ dedim, dışarı çıkarttım. Yangını söndüremedim. Ev yandı cayır cayır. Baktım ev alev alev yanıyor itfaiyeyi aradık.” Emniyet yetkililerinin de inceleme yaptığı yangınlarla ilgili soruşturma başlatıldı. C MY B