21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 Şubat 2013 Cuma Sayfa kent a3 Metroda tahliye skandalı MAHMUT LICALI Melissa bebek yandı Keçiören’deki Ufuktepe Mahallesi İsmail Gülgeç Caddesi’nde bulunan Kurtuluş Apartmanı’nın birinci katında oturan Serdar Kaşbaşı’na ait evin çocuk odasında katalitik sobadan çıkan alevlerin 1 haftalık Melissa bebeğin uyuduğu yatağı tutuşturması sonucu yangın çıktı. Bebeklerinin ağlama sesine uyanan anne Şefika Kaşbaşı ve baba Serdar Kaşbaşı, Melissa bebeğin odasına gitti. Alevlerin tüm odayı sardığını gören Kaşbaşı çifti, komşularından yardım istedi. Kaşbaşı ailesi ile komşuların kendi çabalarıyla söndürmeye çalıştığı yangına, ihbar üzerine olay yerine itfaiye ekibi müdahale etti. Yaklaşık 1 saat süren müdahale sonucu yangını söndüren itfaiye ekipleri, evde 12 Şubat’ta dünyaya geldiği öğrenilen Melissa bebeğin cesedini buldu. Dumandan etkilenen Serdar, eşi Şefika ve kızı Esra Kaşbaşı (5) ile itfaiye ekibi gelmeden önce yangını söndürmeye çalışan komşular Şahan ve Gökhan Sönmez, olay yerinde bulunan sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından Keçiören Eğitim ve Araştırma ile Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma hastanelerine kaldırıldı. Bir sitede özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı bildirilen ve dumandan etkilenen baba Serdar Kaşbaşı’nın kolunda, kızı Melissa’yı kurtarmak isterken yanık oluştuğu da öğrenildi. Başkentlilerin yoğun olarak işe gidiş geliş saatlerinde kullandığı metro, dün yüzlerce yurttaşın kabus dolu anlar yaşamasına neden oldu. Batıkent’ten Kızılay istikâmetine ring atan metro, SıhhiyeKızılay istasyonları arasında arıza yaptı. Yolcular yaklaşık 20 dakika vagonlarda mahsur kaldıktan sonra, tahliye başlatıldı. Tünellerden çıkmak isteyen yurttaşlar, aydınlatmanın devreye girmemesi nedeniyle zifiri karanlıkta yolunu bulmaya çalıştı. Aynı zamanda buz tutmuş olan tahliye yolu tek sıra halinde yürüyen yolcuların büyük korku yaşamasına neden oldu. Görevliler, yolculara, “cep telefonu” ve “küçük fenerlerle” ışık tutmaya çalıştı. Elektrik arızası nedeniyle yaşanan tahliye skandalı akıllara, ya bir saldırı ya da yangın olsaydı sorusunu da getirdi. Ankara’da her gün 10 binlerce başkentliyi taşıyan KızılayBatıkent metrosunda dün tarihi bir skandal yaşandı. Mesai öncesinde, yolcu yoğunluğunun yaşandığı saatlerde, Batıkent’ten Kızılay güzergahına giden metro Sıhhiye istasyonunu geçtikten sonra, saat 09.05’te arıza yaptı. Önce metro içindeki havalandırma sistemi durdu, sonra vagon içindeki lambaların büyük bir kısmı söndü, son olarak metro biraz daha ilerleyip, tünelin tam ortasında kaldı. Yarı karanlıkta kalan vagon içinde yolcular ilk dakilarda ne olduğunu anlayamadı. ‘Biraz bekleyeceğiz’ Yaklaşık 5 dakika sonra arızalanan metroyu kullanan vatmandan ilk anons geldi: “Teknik bir arızadan ötürü biraz bekleyeceğiz.” Sabah yoğunluğu nedeniyle ayakta yolculuk yapan vatandaşlar, “Biraz bekleyeceğiz” anonsunun ardından metronun camlarından zifiri karanlığa bakarak ne olduğunu çözmeye çalıştı. Küçük bir alanda yüzlerce kişinin bulunduğu vagondaki hava kalitesi havalandırmanın da çalışmaması nedeniyle hissedilir şekilde bozulmaya başladı. Yaklaşık 10 dakika daha geçtikten sonra vatman ikinci anonsu yaptı: “Teknik bir arızadan ötürü biraz daha bekleyeceğiz.” Tahliye 20 dakika sonra başladı Vatmanın, “Biraz daha bekleyeceğiz” demesinin ardından yolcular, 15 dakika daha bekleyen yurttaşlar, hiçbir bilgilendirmenin yapılmaması nedeniyle sitemler etmeye başladı. Nefes almanın güçleşmeye başladığı sırada vatman, “Arıza nedeniyle tahliye işlemi başlatılacak” diye yeni bir anons yaptı. 20 dakika boyunca vagonda, yarı karanlıkta, mahsur kalan yolcular, neden bu kadar bekletildikleri ve işe geç kaldıkları için kendi aralarında konuşmaya başladı. Tahliye en öndeki vagondan başladı. Yolcu yoğunluğu nedeniyle en öndeki vagonun tamamen boşalması yaklaşık 10 dakika sürdü. Vagonlar arasındaki kapılar sırasıyla açıldı ve yolcular önce en öndeki vagona, oradan da tahliye yoluna çıkarıldı. Zifiri karanlıkta Kızılay’a yürüdüler Vagonlardaki yolcular, tahliye yoluna adım attıklarında buz gibi bir hava ve zifiri bir karanlıkla karşılaştı. Acil durumlarda kullanılacak tahliye yolunda hiçbir ışık yanmıyordu. Yolcular yer yer daralan, yer yer genişleyen ancak en fazla 50 santimetre genişliğindeki tahliye yolunda zifiri karanlıkta tek sıra halinde yürümeye başladı. Yolcular, tahliye yolundaki hiçbir ışığın yanmamasına da tepki gösterdi. Tahliye sırasında yolcuları yönlendirecek görevliler, ellerindeki cep telefonları ve yetersiz fenerleriyle yolu aydınlatmaya çalıştı. Tahliye yolu hem karanlık hem de buzlu Bir kişinin bile sığamadığı göstermelik “tahliye yolunda” zifiri karanlıkta yürüyen yolcuların aydınlatma dışında ikinci sıkıntısı da yolun çamurlu ve yer yer buzlarla kaplı olmasıydı. Yolcular hem karanlık hem de buzlu yolda her an metro raylarına düşme tehlikesi yaşadı. Yolcuların karanlıkte el yardımıyla yürümesi ve metro tünelinin duvarındaki bir borudan destek almaları nedeniyle kıyafetleri de kirlendi. Tahliyede şüphesiz en çok yaşlı, çocuklu aileler zorlanırken; Kızılay istasyonuna varan yolcuların yaşadıkları korku yüzlerinden okunuyordu. Tüm bu skandalın ardından Kızılay istasyonunda şu anons yapılıyordu: “Sayın yolcularımız elektrik arızası nedeniyle Kızılay Ulus arasında seferler yapılamamaktadır.” Yüzlerce yolcu gibi Kızılay’a kadar yaptığımız bu sıkıntılı yolculukta tahliye işleminin bitmesi yaklaşık bir saat sürdü. Yolculara ne tahliye ne de vagonda mahsur kaldıkları sırada yeterli bilgilendirme yapıldı. Aydınlatmanın çalışmaması ve profesyonel ekipmanların bulunmaması nedeniyle yolcular karanlıkta yürütüldü. Görevliler yeteri kadar koordineli davranmadı. Yaşlı ve çocuklara öncelik verilmedi. Basit bir elektrik arızası nedeniyle yapılan tahliyede bile böyle bir rezaletin yaşanması akıllara ya yangın ya da bir saldırı olsaydı sorusunu getirdi. Metrolar durduruldu nkara’da bir evde çıkan yangında, bir haftaA lık bebek yanarak yaşamını yitirdi, dumandan etkilenen 5 kişi hastaneye kaldırıldı. Tahliye işleminin Kızılay’ın yanı sıra Sıhhiye istasyonu yönünde de yapılıdığı öğrenilirken, Kızılay’a gelen metrolar Ulus’ta durduruldu. Kızılay yolcuları, Ulus’ta inmek zorunda kaldı. Hacıbayram’daki çalışmalar sırasında içinde müşteri bulunan bir kıraathanenin camları patladı ‘Biz de tarih olacağız’ ‘Saraçoğlu İKLİM ÖNGEL Anakent Belediyesi’nin Hacıbayram’da yürüttüğü çalışmalar sırasında bir kıraathanenin camları kırıldı ve duvarları hasar gördü. Korkuyla dışarı çıkan müşteriler, belediyenin güvenlik görevlileriyle karşı karşıya geldi. Müşterilerden Hasan Hüseyin, “Binayı milletin başına yıkıyorlar. Kafamıza cam çerçeve indi, birine bir şey olsa hesabını kim verecek? Tarihi alanda yapılan çalışmada biz de tarih olacağız” derken, Bekir Kurdoğlu, “Bizler otururken üzerimizde vinçler çalışıyor. Ortalıkta bir yetkili yok. Bizlerin canı tehlikede” diye isyan etti. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Ali Hakkan ile Sekreter üye Tezcan Karakuş Candan, Anakent Belediyesi’nin Hacıbayram’da yürüttüğü çalışmaları yerinde inceledi. Meydandaki taşların tek tek söküldüğü alanda vinçler de zemini delmek için çalıştı. Alanda bilgi verecek bir yetkilinin bulunmaması dikkat çekerken, Anakent Belediyesi’nden bir görevli, basın mensuplarına ve mimarlara “Şantiyemden çıkın” uyarısında bulundu. Çalışmalar sırasında meydanın alt tarafında bulunan bir kıraathanenin müşterileri korkuyla dışarı çıktı ve güvenlik görevlileriyle tartışmaya başladı. Kahve duvarlarının patladığını, camların kırıldığını söyleyen müşteriler önlem alınmadan yapılan çalışmaya isyan etti. Hüseyin, “Milletin başına yı kıyorlar, hiçbir önlem almadan çalışma yapıyorlar. Aşağıda 50 kişi var, milletin kafasına cam çerçeve indi. Olacak şey değil bu. Buraların işyeri olduğunu biliyorlar. Yazık günah değil mi, birine bir şey olsa hesabını kim verecek?” diye sordu. Kurdoğlu, “Bizler otururken üzerimizde vinçler çalışıyor. Ortalıkta bir yetkili yok. Bizlerin canı tehlikede” dedi. Osman Güner, “Her şey aniden oldu. Ben de kalp böbrek her hastalık var, aniden ölebilirim. Bize ‘Yıkacağız’ desinler çıkalım, ne yapacaklarsa o zaman yapsınlar” diye isyan etti. Kıraathanenin sa hibi Muğdat Çevik ise belediyenin kendilerine 5 Mart’a kadar süre verdiğini belirterek, “Müşterilerin hepsi içerideydi, artık kimse gelmez. Çalışma yapacaklarını söyleselerdi, önlemimizi kendimiz alırdık” dedi. Şube başkanı Hakkan, belediyenin projesiz başlattığı çalışmaya dikkat çekerek, “Belediye, Roma dönemi arkeolojik alanında çalışma başlatıyor ve ne bir tebalası ne de bir projesi var. Yerin altına 14 metre inileceği bilgeleri alıyoruz. Gördüğümüz manzara ürkütücü, her yerde güvenlik görevlisi var ama buradaki yurttaşların can güvenliğini hiçe sayan bir çalışma yürütülüyor. Burada yapılanlar hukuksuzdur. Endişeliyiz” dedi. Sekreter üye Candan ise belediyenin tüm çalışmalarını zorbalıkla yaptığını kaydetti. Bir şantiyede önce insanların can güvenliğinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Candan, “Burada hayat devam ediyor. Yetkili olup olmadığını bilmediğimiz biri ‘Şantiyemden çıkın’ demesi yaptığı işle çelişmektedir. Şantiyede yalnızca işçi olur, birinin burnunun kanamasının dahi sorumlusu Gökçek’tir” diye konuştu. riskli değildir’ en Ankara bileşenleri, Saraçoğlu Mahallesi’nin riskB li alan ilan edilmesini önceki gün meşaleli yürüyüş yaparak protesto etti. Bileşenler, Mimarlar Odası önünde buluşarak, Saraçoğlu Mahallesi’ne yürüdü. Grup, Saraçoğlu Mahallesi sakinleri ve Namık Kemal Mahallesi Muhtarı Reyhan Altıntaş ile 95. Cadde’de buluştu. “Saraçoğlu bizimdir, riskli değildir” sloganı atan gruba, yürüyüşe katılmayan mahalle sakinleri de evlerinden ışıkları açıp kapatarak destek verdi. Grup adına açıklamayı, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreter üyesi Tezcan Karakuş Candan okudu. Saraçoğlu Mahallesi’nin 1944 yılında kurularak bugüne değin gelen bir kültürel miras olduğunu vurgulayan Candan, “1993 yılında Saraçoğlu Mahallesi kentsel sit olarak tescillendi, sit alanı içerisinde yer alan tüm yapılar tek tek tescil edildi, mahalle tümüyle korunurken çınar ve kestane ağaçları anıt ağaç olarak korumaya alındı. Yani Saraçoğlu Mahallesi çevresiyle, yapılarıyla, ağaçlarıyla sokaklarıyla, yaşanmışlıklarıyla gelecek kuşaklara aktaracağımız bir kültürel miras olarak bize ait bir varlık. Finans merkezine, ticari merkezlere, ranta kurban edilemez” dedi. Ben Ankara bileşenleri Saraçoğlu’ndaki açıklanamanın ardından Mimarlar Odası önüne kadar tekrar meşalelerle yürüdü. Oda önünde eylemi sonlandıran grup olaysız dağıldı. TİYATRO ŞİİR ŞÖLENİ HÜSEYİN ATABAŞ ÇİĞDEM SEZER ADNAN AZAR SERDAR KOÇ DİNLETİ ALPER ÖRSDÖVEN (PİYANO) TAŞ PLAK DİNLETİSİ “ MEMLEKET TÜRKÜLERİ 3” ''ANKARA TÜRKÜLERİ'' HAZIRLAYAN: SÜLEYMAN DURDAĞ METİN YAZARI: FERAY UZ SUNUCU: DİLEK BEYHAN GÜNALP Tiryaki’ye tebrik ziyareti ltındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Gazeteciler Cemiyeti tarafından makamında ziyaret edildi. Gazeteciler Cemiyeti A Başkanı Nazmi Bilgin, başkan vekili Savaş Kıratlı, başkan yardımcısı Kemal Karacehennem, mali sekreter Mehpare Çelik ile yönetim kurulu üyeleri Güray Soysal, Ali Şimşek ve Ali Oruç’tan oluşan heyet, Hamamönü, Hamamarkası ve Ulucanlar Cezaevi Müzesi gibi tarihi koruma projeleriyle Ankara’nın tarih ve turizm potansiyeline katkı sağlayan Tiryaki’yi tebrik etti. www.radyomuzesi.org 23 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ SAAT 16.00 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 23 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ SAAT 10.30 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 23 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ SAAT 14.00 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear