23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

28 Ocak 2013 Pazartesi Sayfa kent a3 Ankara il örgütü, milletvekilleriyle birliktekırsalkesimçalışmalarınabaşladı ‘CHP köylere gelir miydi?’ SERTAÇ EŞ Gökçek Türkiye’nin en aykırı iki tipini açıkladı: ‘Ben ve Başbakan’ Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, kendisi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı “Türkiye’nin en aykırı iki tipi” olarak niteledi. 5. dönem belediye başkanlığı adaylığına ilişkin ise Gökçek, “Başbakan uygun görürse aday olurum” dedi. Gökçek, “Yarının Liderleri Projesi” kapsamında Türkiye’nin 7 farklı üniversitesinden gelen yaklaşık 250 öğrenciye ders verdi ve öğrencilerin sorularını yanıtladı. Öğrencilere 19 yıldır devam eden Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki çalışmalarını anlatan Gökçek, liderlik vasıfları, medya ve lider arasındaki ilişkilerinin nasıl olması gerektiği gibi konuları da yaşadığı deneyimlerden yola çıkarak anlattı. Kendisi ve Başbakan Erdoğan’ı, “Türkiye’nin en aykırı iki tipi” olarak niteleyen Gökçek, 5. dönem belediye başkanlığı için, “Ben yerimden memnunum. Başbakan uygun görür, halkım görmek ister oy verirse aday olurum” dedi. Gökçek’in gençlerle buluşmasından ana başlıklar şöyle: ¦ Yöneticilerin çalışanlara karşı bazı prensipleri uygulaması gerekir. Ödül ve ceza bir arada olmalıdır. Çalışanla çalışmayanı ayırt etmelisiniz. Ödülü vermezsen teşvik etmezsin. Cezayı vermezsen “Ben ne yaparsam yanıma kâr kalıyor” diye düşünür. Bunun için adaletli, dengeli bir lider olmasınız. ¦ Liderler çağın gereklerini yerine getirerek, mutlaka kendini yenilemelidir. Teknolojiyi takip edin, takip etmemek çağı yakalamamak anlamına geliyor. 4 yaşındaki torunumun teknolojik becerisine sahip olmayan siyasiler var. Liderin mutlaka otorite sahibi olması gerekir. Hem sizi sevmeleri hem de korkmaları lazım. ¦ Lider, arkasındaki kitleye yeni görüşler, yenilikler verilmelidir. Ne kadar başarılı olunursa olunsun mutlaka iyi bir ekiple çalışılmalıdır. “Ben tek başıma yaparım” diyorsanız hiçbir şey yapamazsınız. Sizi hedefinize götürecek ekibiniz olmalı. ¦ Hatalarınız asla medyaya anlatmayacaksınız. Çünkü sizi perişan ederler. Arkadaşlarınızla bunu konuşup neyin hatalı olduğunu bulacaksınız. Bu durumu net olarak tespit edecek ve bu hatadan vazgeçecek, inat etmeyeceksiniz. En önemlilerinden biri de ekibiniz kendilerine sahip çıkacağınızı mutlaka bilmelidir. ¦ Yöneticilerin toplum içinde en fazla değer vermek zorunda olduğu kesimin başında engelli yurttaşlar gelir. Toplumda engellilerin sorunlarına her zaman sahip çıkmak zorundasınız. Ailesinde engelli olmayan kişilerin, bunların neler yaşadıklarını anlaması kolay değildir. Belki ben de yönetici olmasaydım, bunları bu kadar iyi bilmez bu kadar iyi anlamazdım. Onları anladıktan sonra sorunlarını çözmenin ne kadar önemli bir şey olduğunu görüyorsunuz. Gelişmiş toplumların asli görevlerinden biridir bu. CHP Ankara İl Başkanlığı, önümüzdeki yerel seçimlerde büyük önem taşıyan köylere yönelik çalışmalarına başladı. CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın, 30 kişilik il yönetim kurulu üyeleri, partililer ve milletvekilerinin katılımıyla yaptıkları köy ziyaretlerinin parti için yeni bir başlangıç olduğunu söyledi. Alçın, “Aldığımız ilk tepki ‘CHP köylere gelir miydi?’ oluyor. Kararlıyız, bunu aşacağız” dedi. CHP’nin köylere yönelik çalışmalarını anlatan Alçın, “Köylerin bir kısmı boşalmış. Yalnızca yaşlılar ve biraz emekli var. Köye ekip olarak gidiyoruz. Her grubumuzda doktor, ziraat mühendisi, veterinerlerin bulunmasına özen gösteriyoruz. İnsanlarımız bizi görünce ilk önce şaşırıyorlar. Ama kısa sürede kaynaşıyoruz” diye konuştu. Çalışmaya başlanmasıyla il yöneticilerinin moralinin yükseldiğini, ilçe örgütlerinin hareketlendiğini belirten Alçın, şöyle konuştu: “Önümüzdeki dönemde bütün milletvekillerimize davet göndereceğiz. Bizimle birlikte köy çalışmalarına katılmalarını isteye ceğiz. Hepsini yanımızda görmek istiyoruz. Ankara’nın köylüsü milletvekilini köyünde görünce heyecanlanıyor. Ama hem milletvekili hem de işine yarayan birisi olunca çok daha seviniyor. Çalışmalarımıza Burdur Milletvekilimiz Ramazan Kerim Özkan katıldı. Kendisi aynı zamanda veteriner. Hiç çekinmeden köylüye yardımcı oluyor. Ankaralı bu anlamda en çok onu sevdi.” ‘Babacan’a selam’ Çalışmalara katılan Ramazan Kerim Özkan, köylünün durumunun parlak olmadığını belirterek, izlenimlerini ve yaşadıklarını şöyle anlattı: “Elmacılarla konuştuk, 70 kuruşa elmayı satamıyorlar. Bu elmalar Ankara’da 3 TL. Çiftçinin sondajına sayaç takacağız diye tutturmuşlar, üretici isyanda. Tavukçudan atık suyunu 70 kilometre mesafeyle Ankara’ya taşımasını istiyorlar o da isyanda. Evren’de bir teyzenin elini öptüm. Ali Babacan’ın teyzesiymiş. ‘Ali’ye selam söyle, bizim köyün yolunu yapıversin’ dedi. Sayın Bakan’a selamını ilettik.” Yenimahalle’dehamsişenliği Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Yenimahalle’de yaşayan Karadenizli yurttaşlarla hamsi şenliğinde bir araya geldi. Yenimahalle Belediyesi İlk Adım Salonu’nda gerçekleşen şenlikte, 250 kilo hamsi pişirilerek yurttaşlara ikram edildi. Yaşar, Rize’den özel olarak getirilen hamsileri kendisi pişirdi. Yaşar, Yenimahalle’ye Anadolu’nun her bölgesinden yurttaşların yerleştiğine dikkat çekerek, “Yenimahalle küçük bir Anadolu mozaiği. Anadolu’nun her bölgesinden vatandaşlarımızın yaşadığı Yenimahalle’de büyük ve güçlü bir aile haline gelmek için var gücümüzle çalışıyoruz” diye konuştu Karadenizli yurttaşların ülkenin birlik bütünlüğüne olan inançlarını takdirle karşıladığını söyleyen Yaşar, “Karadenizli vatandaşlarımız bu ülkenin kurtuluşunda ve kuruluşunda en önde hizmet vermiş, parlak zekâları ve çalışkanlıkları ile hepimize örnek olmuşlardır. Ülkenin kuruluş harcı en önemli ögesi olarak gördüğüm Karadenizli hemşerilerimle bizleri bu güzel organizasyonla bir araya getiren Güneyceli hemşerilerime teşekkür ederim” diye konuştu. THY’de uyuşmazlık ŞÜKRÜ KARAMAN Havaİş Sendikası ile THY işvereni arasında sürdürülen 24. dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması üzerine uyuşmazlığa gidildi. Havaİş Sendikası Ankara Şube Başkanı Kazım Karakuş, Cumhuriyet Ankara’ya yaptığı açıklamada, 750’si Ankara şubesi üyesi olan 14 bin 500 işçi adına yaklaşık 1 aydır sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde işverenin ücretlere yüzde 3 zam önerdiğini bildirdi. Karakuş, THY ve AnadoluJet’te ortalama net 3 bin lira olan işçi ücretine 2012 yılında gerçekleşen enflasyon oranında (yüzde 6.16) zam yapılmasını ve işten çıkarılan sendika üyesi 305 işçinin işe iadesini talep et tiklerin vurgulayarak, bu taleplerine olumlu yanıt alamadıklarını bildirdi. İşverenin ücretlere birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü altışar aylarda yüzde 3 zam önerdiğini belirten Karakuş, 305 işçinin işe iadesine de karşı çıktığını ifade etti. İşlerine son verilen 305 işçinin işe dönmesi talebinden geri adım atmayacaklarına dikkat çeken Karakuş, şunları söyledi: “THY işvereni grev yasağını protesto ettikleri gerekçesiyle işlerine son verilen arkadaşlarımızın işe geri dönüşüne önce olumlu bakıyordu. Ancak toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde bu işçilerin kesinlikle işe geri dönemeyeceklerini bildirdi. Halen yargı aşamasında olan işe dönüşlere ilişkin bilirkişi, işçilerin protestosunun yasal hak ol duğuna yönelik rapor hazırladı. İşverene gelin yeni bir sayfa açalım arkadaşlarımız işe dönsün dedik. İşveren, bu konu bizim açımızdan kapanmıştır dedi. Öncelikli talebimiz bu arkadaşlarımızı işe iadesidir. Bu talebimizde ısrarlıyız.” İşverenin hem işe iadeye karşı çıkması hem de işçi ücretlerine yüzde 3 zam önermesinin toplu iş sözleşmesi görüşmelerini kilitlediğini anlatan Kazım Karakuş, işveren ile karşılıklı anlaşmaya vararak uyuşmazlık tutanağını imzaladıklarını bildirdi. Kura ile belirlenecek resmi arabulucu gözetiminde 15 gün sürdürülecek görüşmelerde de uzlaşma sağlanamaması halinde yasal olarak grev kararı alacaklarını belirten Karakuş, bu kararın ardından hem işverenin hem de kendi istekleri doğrultusunda grev oylamasına gidilebileceğini kaydetti . Karakuş, Yüksek Hakem Kurulu (YHK) tarafından bağıtlanan 23. dönem toplu iş sözleşmesi ile ücretlere yüzde 13 zam yapıldığını anımsatarak, “YHK bile THY işvereninden insaflı davrandı. Eğer THY’de grev oylamasına gidilirse biz üyelerimize güveniyoruz. İşveren de işçinin grev istemediğini belirtiyor. Bekleyip göreceğiz” dedi. Bu arada, Ankara’dan İstanbul’a gitmedikleri gerekçesiyle kıdem tazminatları ödenerek işlerine son verilen AnadoluJet bünyesindeki 51 işçiden bir bölümü, kıdem tazminatının dışında toplu iş sözleşmesinde yer alan 6 maaş tutarındaki tazminatın da ödenmesi için yargıya başvurdu. Merkez Lokantası kapandı! Adı Atatürk ile özdeşleşen ve Ankara’nın simge mekânlarından Atatürk Orman Çiftliği’ndeki (AOÇ) Merkez Çiftlik Lokantası, işletmeci kirayı ödeyemeyince kapandı. AOÇ Genel Müdürlüğü yetkilileri, işletmecinin kirayı uzun süredir düzenli ödememesi nedeniyle mahkemenin tahliye kararı verdiğini belirtti. İşletmecinin tahliye işlemini gerçekleştirmesinin ardından birçok önemli organizasyona ev sahipliği yapan tarihi lokanta karanlığa büründü. Atatürk’ün kuruluş aşamasında zamanının büyük bölümünü geçirdiği çiftlikte, 1925 yılında dostlarıyla bir araya geldiği bir mekân olarak hazırlanan Merkez Çiftlik Lokantası, 1930 yılında restorana çevrilip işletmesi Tarım Bakanlığı’na verildi. Atatürk’ün, İsmet İnönü ile meşhur yemek fotoğrafına kaynaklık eden Merkez Çiftlik Lokantası, Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze Ankara’da sosyal hayatın önemli bir parçası olarak faaliyet gösterirken, özellikle Atatürk’ün İsmet İnönü ile yediği yemeklerle anılıyor. 82 yıllık tarihi ile Ankara’nın en eski lokantalarından biri olan Merkez Çiftlik Lokantası, 1956 yılında Alman mimarlar tarafından bugünkü haline getirildi. 1962 yılından itibaren özelleştirilerek hizmet vermeye devam eden lokanta, 250 kişilik ana salonu ve 80 kişilik özel Ata salon ile 750 kişilik bahçesiyle önemli buluşma noktalarından biriydi. Ankara’da siyasetçilerin, bürokratların, sanatçıların uğrak noktası olan Merkez Lokantası, AOÇ yönetimi ile işletmeci arasındaki dava sonucunda dün tahliye edildi. Birkaç gündür süren tahliye işlemi işletmecinin eşyalarını toplamasıyla sona erdi. Cumhuriyet tarihi boyunca renkli balolara ve organizasyonlara ev sahipliği yapan ve ışıl ışıl görüntüsüyle hafızalara kazınan tarihi lokanta, dün akşam saatlerinde karanlığa bürünmüş görüntüsüyle dikkati çekti. Mülkiyeti Atatürk Orman Çiftliği’ne ait olan lokantanın işletmecilerinin uzun süredir kirayı düzenli ödememesi nedeniyle yönetim ile işletmecinin mahkemelik olduğu, dava sonucunda da tahliye kararı çıktığı belirtildi. AOÇ Genel Müdürlüğü, Merkez Lokantası’na ilişkin 2001 2010 tarihleri arasında kira alacakları sebebiyle 15, 2010 tarihinden bugüne kadar da 8 olmak üzere toplam 23 icra takip dosyası açıldığını, borçlu kiracının, son yapılandırma protokolüne de uymadığı ve borcunu ödemediği için 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nce verilen tahliye kararının uygulandığını bildirdi. Açıklamada, “Bahse konu yerin yeniden kiraya verilmesi için kiraya verme işlerine ait yönetmelik hükümleri uyarınca ihale süreci başlatılacaktır” denildi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear