Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sayfa 15 Ocak 2013 Salı a4 Yaşam “K asnak çerçeveden birkaç santimetre daha geniş olan ipek iki yanından çekilerek kasnağın üzerine gerilir ve dört kenardan çivi veya raptiye ile sabitlenir. El kasnağı en ilkel kasnak türüdür. Kağıtların üzerine elle yerleştirilir ve baskı yapılır. Kaymalar sık sık olur ve doyurucu bir sonuç almak çok zordur. Menteşeli kasnak için iki adet dolap menteşesi alınır, pimi çıkarılıp ikişer parçaya ayrılır. İki parça kasnağın üzerine, karşılık gelen iki parça da bir masanın üzerine takılır. Kasnak bir kenarı üzerinde kaldırılır, kağıtlar konur, kasnak indirilir ve boya ile afiş basılır...” Devrim yapmaya soyunan öğrencilerin nasıl titiz çalıştıklarının kanıtı olan bu satırlar, Hasan Barutçu tarafından yazılıp çizilen “İpek Baskı Tekniği El Kitabı”ndan alıntı. Yılmaz Aysan’ın “68 Afişleri” adlı kitabını okurken 68’de afiş hazırlamanın nasıl bir heyecan olduğunu daha iyi anımsadım. Başbakan’a karşı Sararmış Sayfalar FIRATKOZOK yaptıkları protesto eylemiyle kimilerinin tepkisini çeken, kimilerinde de umut filizleri uyandıran ODTÜ’lülerin devrimci ruhunun en önemli yansımalarından biridir afiş hazırlama... Aysan da, titiz bir çalışmayla o dönemden kalan bazı afişleri toplamış, bugün kimi milletvekili kimi yönetici olan ODTÜ’lülerle konuşup ODTÜ Devrimci Afiş Atölyesi’nin öyküsünü anlatmış. Kentlilerin henüz billboardlarla tanışmadığı ve duvarların boş 68 Afis l e r i ’ olduğu bir dönemde ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde basılan devrimci afişlerden yola çıkarak bir kuşağa ışık tutmuş. Elçiye Vietnam afişli karşılama ODTÜ olaylarının ardından bu köşede yer alan “Direniş ODTÜ’nün Soyadıdır” başlıklı yazıda değindiğimiz konulardan biri de ABD Büyükelçisi Komer’in makam arabasının yakılması olayıydı. İşte devrimci atölyenin ilk çalışmalarından biri bu süreçte hazırlanır. Öğrenciler Büyükelçi’yi daha Türkiye’ye ilk adımını attığı havaalanında “Ho Ho Ho Şi Min / İki üç ve daha fazla Vietnam” yazılı afişlerle karşılar. Öğrenciler afişleri “koleksiyoncular saklasın diye değil o anda kullanılsın diye” yaparlar. Ancak siyasi kaygılar sanatsal kaygıları hiçbir zaman ortadan kaldırmaz. Afişlerin görsel yönü güçlüdür. Üniversite öğrencileri toplumla birlikte nefes almaktadır... O güne kadar afiş nedir pek de bilmeyen Ankaralı duvarlardan okur öğrencilerin taleplerini: “Üniversiteler mücadele alanımızdır”, “Üniversite yönetimine katılacağız”, “Özerk ve demokratik üniversiteyi kuracağız”, “Bilimi halkın emrine vereceğiz” Atölye 1419 Mayıs arasındaki “NATO’ya Hayır Haftası” için de geceli gündüzlü çalışır. Kağıt üzerine serigrafi yöntemiyle hazırlanan afişlerde “Amerika, NATO, Üsler, Nükleer savaş, 6. filo, Pentagon, Wall Street Hayır” yazılıdır. İşçi hakları, toprak ağalığı, burjuvazi, Amerikan emperyalizmi... 68 kuşağının en temel gündem maddeleridir, hepsi bir bir işlenir afişlerde. Orak tutan köylü, elinde çekiçle işçi ve bayrak sallayan üniversiteli... Hep bir aradadır, omuz omuzadır. İlk afişlerdeki “Boykot” ve “İşgal” yazıları, zamanla “Bağımsız Türkiye”ye dönüşür. Bu, üniversitelerdeki kıvılcımın ülke çapına yayılmasının göstergesidir. Aysan’ın kitabı, afişler aracılığıyla bir dönemin ve kuşağın ruhuna ışık tutuyor. ODTÜ’de yaşanan olayların birçoğunuzu heyecanlandırdığı gibi bu afişler de sizi başka iklimlere götürecek... *Yılmaz Aysan, 68 Afişleri: ODTÜ Devrimci Afiş Atölyesinin Öyküsü, İstanbul: Metis Yayınları, 2008. elki hatırlarsınız... Cep daha dayanıklı olacak. Özetle, telefonlarının ve tablet cebinizden çıkarırken yere bilgisayarların zarafeti düşürdüğünüz telefonun ekranın kadar darbelere karşı dayanıklı kırılma olasılığı artık çok daha olmasının da önemine bu köşede düşük. birkaç kez işaret etmiş, bir Gorilla Glass’ın bir ve ikinci seferinde de “Gorilla” ismi verilen nesilleri bugüne kadar HTC, zırhtan söz etmiştim. Samsung, Nokia ve İşte o goril büyüdü, LG’nin en az on yaşlandı, şimdi de modelinde kullanıldı. torun sahibi oldu! Bu Yeni teknolojinin, tabii ki işin esprisi. Samsung Galasxy S Konumuz ise “Gorilla IV ve 2013’te Glass” adı verilen piyasaya sürülecek ekran koruma diğer iddialı cep Deniz Araboğlu teknodirdir@gmail.com teknolojisinin ulaştığı telefonlarında “üçüncü nesil” ürün. kullanılması Ürün, mobil bilişim meraklılarının bekleniyor. yakından izlediği CES 2013 Apple’ın, 2013’te piyasaya fuarında sahne aldı. Üretici firma çıkması beklenen iPhone 5S ve Corning, Gorilla Glass’ın bu yıldan iPhone 6’da Gorilla Glass 3 itibaren Apple tarafından da tercih kullanabileceği belirtiliyor. Apple edilmesinin gündemde olduğunu böyle bir tercihte bulunursa, kendi söyledi. araştırmageliştirme maliyetini de Gorilla Glass’ın yeni nesil ekran düşürmüş olacak. camı üretilirken atom seviyesine kadar yeni bir alaşım kullanıldı. Corning, yeni ekran camının bir ve ikinci nesildeki “atalarına” kıyasla üç kat daha güçlü olduğunu vurguluyor. Yeni geliştirilen “Native Damage Resistance” yani “Doğal Hasar Direnci” teknolojisi sayesinde, mobil cihazların ekranı çatlaklara ve çiziklere karşı çok B Gorile ‘torun’ geldi Bu da Droid telefon kıllı telefon sisteminde iOS ile A Android arasında işletim kıyasıya rekabet devam ederken, başımıza bir de “Droid” çıktı. Tayvanlı akıllı telefon üreticisi HTC’nin piyasaya sunduğu en son model Droid DNA, Android tabanlı telefonların en iyilerinden biri olarak kabul ediliyor. Farkı ise telefonun DNA’sında kendisini gösteriyor. Droid DNA, 1920x1080 ekran çözünürlüğüne sahip ilk akıllı telefon olma özelliği taşıyor. Ekran genişliği 12.7 santimetre. Droid DNA, sahip olduğu Super LCD 3 teknololojiyle 1080p full HD özelliğini bir araya getirince, son derece canlı ve kaliteli renkler ve görüntü sağlıyor. Dört çekirdekli 1.5 GHz Snapdragon işlemci kullanan telefon, 2 GB RAM’e sahip bulunuyor. Süper hızlı veri transferi teknolojisi LTE (Long Term firatkozok@gmail.com Twitter.com/firatkozok DIRDIR TEKNO Evolution) ile HTC’nin Sense 4+ kullanıcı arayüzü, bu cihazın diğer çarpıcı özellikleri. Video kayıt yaparken, aniden fotoğraf çekimine dönebilmek bu telefon ile mümkün. Droid DNA’nın ön panelindeki 2.1 megapiksellik kamera, 88 derecelik ultra geniş açıya sahip bir lens kullanıyor. Auto Portrait yazılımı, kendi fotoğrafınızı çekerken geri sayım yapıyor. Yani artık deklanşöre bastıktan sonra kendi yüzümüze çeki düzen verebilmek de mümkün. ABD’de 199 dolara satışa sunuluyor. Bu ucuz fiyatın darısı başımıza! ‘İnternetim sağ olsun’ alum, ülkemizde M “tampon yazıları” pek moda. Otomobiller üzerinde “sol açık”, “liselim” ya da “o şimdi asker” gibi yazıları gördüğümüzde dönüp bakmıyoruz bile. Bir de “babam sağ olsun” sloganı var, bir hayli popüler... Şimdi ele alacağımız teknoloji haberi de o hesap! Atılacak sloganda ise tek bir fark var: “İnternetim sağ olsun! Ya da miras değil alınteri” mi demeli? Dünya sinemasının her yıl dört gözle beklenen Oscar adayı filmleri açıklandı. Ödüllerin sahiplerini bulacağı büyük gün olarak ise 24 Şubat tarihi belirlendi. Oscar adayları arasında, dev bütçeli filmlerin yanında internetten topladıkları destek paralarıyla çekilen üç film de yer alıyor. “Innocente”, “Kings Point” ve “Buzkashi Boys” filmlerinin ortak noktası üçünün de Kickstarter sayesinde filmlerini finanse etmesi. Kickstarter, dünyada kreatif projelere fon sağlayan büyük bir internet platformu. Söz konusu üç film Kickstarter’da 558 destekçiyle 90 bin dolar topladı. Innocente ve Kings Point “En İyi Kısa Belgesel”, Buzkashi Boys ise “En İyi Kısa Film” dalında Oscar’a aday gösterildi. Bu yılın adayı üç film ile birlikte Kickstarter destekli Oscar adayı filmlerin sayısı altıya çıktı. Önceki yıllarda da “Incident in New Baghdad”, “Sun Come Up” ve “The Barber of Birmingham” filmleri Oscar’a aday gösterilmişti. Ne var ki, henüz internet desteğiyle Oscar kazanan bir film olmadı. Kısmet belki bu yıla! Kickstarter, bugüne kadar yaklaşık 892 bin destekçiyle 103 milyon dolar toplayarak 8 binden fazla film, belgesel ve video projesinin yapımcılarını destekledi. Filmlerine bütçe oluşturmak için Kickstarter’ı kullanan sanatçılar ise topladıkları para karşılığında destekçilerine filmin bir kopyasını veya özel gösterim bileti hediye ediyor. C MY B