27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2012 CUMA A2 ANKARA Kültür Sanat Çırakman’a CHP Çankaya İlçe Başkanı Mehmet Perçin sahip çıktı Ve Perde... Eren AYSAN aysaneren@hotmail.com Sazını satmasına gerek kalmadı GÜRSEL GÖKÇE Geçim sıkıntısı nedeniyle 3 sazından ikisini satmayı planlayan halk ozanı Hüseyin Çırakman ile ilgili yaptığımız haberin ardından, CHP Çankaya İlçe Başkanı Mehmet Perçin harekete geçti. Perçin, ekibiyle, bir yardım paketi ile Çırakman’ı evinde ziyaret etti. Ziyaret sırasında bir değerlendirme yapan Perçin, CHP Çankaya İlçe Başkanlığı olarak her türlü desteği vereceklerini söyledi. Perçin yaptığı konuşmada şunları söyledi: ‘Çırakman gecesi düzenleyeceğiz’ “Cumhuriyet’te okuduğumuz haberden çok etkilendik. Haberi okuduktan sonra Çırakman’ı evinde ziyaret edip, eksiklerini görüp, onların giderilmesi konusunda nasıl bir destek verebileceğimizi öğrenmek istedik. Çankaya Beledi yesi’ne bağlı Çankaya Yardımlaşma ve Ekonomik Dayanışma Derneği (ÇAYED) kanalıyla, düzenli yardımlarda bulunacağız. Büyük ozanın sağlığı ile yakından ilgilenip, gerekli doktor kontrollerinin yapılmasını sağlayacağız. Ayrıca ekibimizle çalışmaya başladık. Eylül ayında Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılımıyla, gelirinin tamamını Çırakman’a bağışlayacağımız bir ‘Çırakman gecesi’ düzenleyeceğiz. ‘Sazınızı onarmaya geldik’ Biz sizin sazın telini onarmaya geldik. Ben öğretmenim. Anadolu’nun çeşitli yörelerinde uzun süre öğretmenlik yaptım. Tunceliliyim. Bu kültürle yetiştim. Sizler bana yabancı değilsiniz. Haber bana çok dokundu. Okuduktan sonra sizi ziyaret edip, destek vermek için ekibimle buraya geldik.” Nedir Bu Başımıza Gelenler... u coğrafyada yaşayan entelektüellerin yıllardır B karşısında bulduğu bir kurum olan, devlet olgusunu sorgulamakla işe başlamak derdime bir parça derman olabilir. Devlet, en basit tanımıyla, sınırları belirlenmiş bir toprak parçasında yaşayan halka, egemen hükümete ve diğer devletler tarafından tanınmış meşru sayılan bir rejime sahip siyasal topluluktur. Engels de, “Ailenin, Mülkiyetin ve Türlerin Kökeni”nde, “Devlet, düşünülemeyecek bir zamandan beri var olan bir şey değildir. İşlerini onsuz gören, devlet ve devlet erki düşü bulunmayan toplumlar olmuştur. Toplumun sınıflara bölünmesine zorunlu olarak bağlı bulunan belirli bir iktisadi gelişme aşamasında, bu bölünme, devleti bir zorunluluk durumuna getirmiştir” demektedir. Çağdaş dünyada devlet olmazsa olmaz, soyut bir kavramdır. Tanımlanabilecek bir olgudur. Varlık değildir. Üzerinde yaşayan insanlar topluluğuna bakılarak somutlanabilir, tartışılabilir. Vatandaşlarının her şeyden önce fikri ve fiziki olarak oluşturdukları beraberliktir. Bunun için de bir ekonomik, sosyal ve hukuksal düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bu kurallar bütününü yaşatan yürütme, irade etme devletin kendisidir. Bir anlamda devlet bir araya gelmiş öznelerin iradesidir. Burada uzun uzun modern devlet olgusunu, liberallerin devlete bakışını tartışacak değilim. Önemli olan devletin birtakım hukuki düzenlemelerle vatandaşını korumak zorunda olduğudur. Peki Türkiye’de devlet kendi vatandaşını koruyabilme özelliğine sahip midir? Hayır. Bir “Brunolar ülkesi” olan Türkiye’de devlet aydınlarına büyük kıyımlar düzenlemiştir. Bu tavrın en somut örneği yakın tarihte yaşananlar. Bundan yaklaşık iki yıl önce bir grup katledilen aydının ailesi olarak “Toplumsal Bellek Platformu” çatısı altında Meclis’e dilekçe verdik. Derdimiz toplu anı fotoğrafımızı çektirip, mahrem alanımızı göstermek değildi. İki somut isteğimiz vardı. İlki, siyasi cinayetlerde zamanaşımının kaldırılması, ikincisi ise Meclis Araştırma Komisyonları’nın işlevli hale getirilmesiydi. Sonuç: CHP ve BDP’nin sunduğu öneri paketi AKP tarafından defalarca reddedildi. Demokrasiyi özümseyememiş siyasi parti yapılanmasının olduğu ülkelerde, bu, partilerin demokrasiyi yok etmeye kadar varabilecek tavırları da olabilir. Fransız hukukçu G. Wedel’in sözleri önemli: “Demokrasi siyasi partiler olmaksızın yaşayamaz, ancak siyasi partiler yüzünden son bulabilir.” Hemen Latin Amerika’da yıllardır Plaza de Mayo’da ellerinde kayıplarının fotoğraflarıyla dolaşan, “Beyaz Başörtülü Kadınlar” geliyor usuma. Yargılanan generallerden biri, “öldürmeye mecbur” olduğunu söyledi. Katledilenleri meşrulaştırmaya çalışarak... Her ülkede katliamların sulandırılması, içinin boşaltılmaya çalışılması sorunu var. Bunu da Yeni Akit gazetesi sağ olsun, yakın zamanda Sıvas Katliamı üzerinden yeniden gerçekleştirmeye çalıştı. Sanki Madımak Oteli’nin önündeki güruh “yak yak” çığlıklarıyla, “Kahrolsun laiklik”, “Cumhuriyet Sıvas’ta kuruldu, Sıvas’ta yıkılacak” diye bağırmamıştı. Latin Amerika’da acılar sanatla birleşti. Güçlü oyunlar yazıldı, sahnelendi. Acılarımızı somut bir biçimde gösteren, estetik yanı güçlü oyunların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Bunun nedenini sorgulamak gerek… Yeni sezonda dileğim; bu oyunların, daha çok özel tiyatrolarda dramatik yapısına uygun bir görsel tasarımla sahneye konulmasıdır. Sanat kaba güldürünün sultasından çıkmaya mecburdur. Mehmet Perçin Öz kültürümüze UNESCO sahip çıkıyor Ziyaretimiz sırasında duygularını dile getiren Çırakman, “Halk ozanları bugüne kadar halkın görür gözü, söyler dili, işitir kulağı oldular. Acıda olsa bugüne kadar gerçekleri dile getirdiler. Halk ozanlarının düzenli gelirleri olmadığı için sosyal güvenlikleri de yok” dedi. Çırakman şöyle konuştu: “Sazımızın telini kopardılar. Bizim bir ‘öz’ kültürümüz var bir de ‘yoz’ kültürümüz var. ‘Öz’ kültürümüze UNESCO sahip çıkıyor, ‘yoz’ kültürümüze Kültür Bakanlığı... Dağarcığı yok. Öz kültürü bilen biliyor. Biz ozanlarımızın farkında değiliz. ‘Kılıçdaroğlu’nun gelmesinden onur duyarım’ Size, ozanlarımıza sahip çıktığınız için çok teşekkür ederim. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun adıma düzenlenen bir gecede bulunmasından onur duyarım. Sevdiğimiz bir insan. Halkı geleceğe hazırlamak için çalışıyor. Halkı bir araya getirip yönlendirmek, istikbal sahibi yapmak çok zor. Halka inmek, onların arzularını yerine getirmek, bir parti lideri için çok zor. Allah yardımcısı olsun. ‘Gecekonduma 4 bin TL ceza kestiler’ “Yaptığım gecekondu dolayısıyla bana 4 bin TL ceza kestiler. Hazine arazisini işgal etmişim... Faizi ile birlikte gittikçe artıyor ceza. Maddi durumum iyi olmadığı için cezayı ödeyemedim. Fikret Otyam’ın da arasında bulunduğu dostlarım yardımda bulundular. Bir bankada hesap açtılar, o paraya da banka el koydu. Ben gidip belediye’ye yalvarmadığım için bana ceza kestiler. 12 Eylül’de takipsizlik kararı sonrası bir daha tutuklanmamak için trene binip, yurtdışına çıkmak istedim. Edirne’de treni çevirdiler. Beni karakola götürdüler. Soruşturdular, sonra gönderdiler. Trene bindim, İsviçre’ye gittim. 1.5 sene yurtdışında kaldım. Almanya, Fransa, Yugoslavya’da konserler verdim. Çok gezdim çok çile çektim.” ANKARALI KİTAPLAR SAVAŞ SÖNMEZ ‘Ahmed Adnan Saygun’a Armağan’ SELDA GÜNEYSU Klasik Batı müziğinin Türkiye’de gelişmesine öncülük eden, ülkenin yetiştirdiği sayılı müzisyenlerinden biri Ahmed Adnan Saygun. Türkiye’nin ilk “Devlet Sanatçısı” unvanlı... Klasik Batı müziğinde “1. Senfoni”, “2. Senfoni”, “1. Piyano Konçertosu” gibi pek çok eser veren Saygun, Türkiye’nin ilk opera eseri “Özsoy Operası”nın da bestecisi. Saygun, hakkında da bugüne değin sayısız eser kaleme alındı. Müzikseverler Saygun’un müziğe olan katkılarını şimdi, bir kez daha, bu kez Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Okyay’ın kaleminden okuyacak. Okyay, 1990 yılı “Sevda Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü”, “Altın Madalya” sahibi “Adnan Saygun’a Armağan” adlı kitabını yeniden derledi. Türk müzik tarihinde “Türk Beşleri” olarak anılan bestecilerden birisi olan Saygun’un Cumhuriyet dönemi Türk müziğinin en çok seslendirilen eserlerinden biri de “Yunus Emre Oratoryosu.” Saygun, yalnız besteleriyle tanınan bir müzisyen de değil. Müzikle ilgili pek çok kitap yazan da bir yazar aynı zamanda. “Türk Halk Musıkisinde Pentatonizm”, “Gençliğe Şarkılar: Halkevi ve Mektepler için”, “Rize, Artvin, Kars Havalisi Türkü, Saz ve Oyunlar Hakkında Bazı Malumat”, “Halk Türküleri: Yedi Karadeniz Türküsü ve Bir Horon”, “Halkevlerinde Musıki”, “Yalan (Sanat Konuşmaları)”, “Atatürk ve Musıki: O’nunla Birlikte, O’ndan Sonra...” gibi... Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Okyay da Saygun’un müzik yaşamını ve müziğe olan katkılarını anlattığı eseri ile yeniden okur karşısında. Okyay, 1990 yılı “Sevda Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü”, “Altın Madalya” sahibi “Adnan Saygun’a Armağan” adlı kitabını yeniden derledi. İlk baskısından daha detaylı olan kitapta Ahmed Adnan Saygun’un hayatı, yazdığı eserler, eserlerin ilk seslendiriliş yer ve tarihleri, yazdığı kitapların listesi bulunuyor. Ayrıca Saygun için yazılmış olan makaleler de yer alıyor. Bunlardan birkaçını sıralayacak olursak; müzik eğitimi camiasının önemli isimleri Prof. Koral Çalgan , Prof. Özer Sezgin, Yiğit Aydın gibi isimlerin yazıları kitapta yer alıyor. Detaylı bir kitap Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk müzik öğretmenlerinden olan bestecinin, İzmir’de başlayan yaşamını, henüz 19 yaşında olmasına karşın İzmir Lisesi’nde müzik öğretmenliğine atanmasını, öğrenim için gittiği Paris’te bestelediği ve orada seslendirilen ilk Türk eserlerinden birine imzasını atmasını da anlatıyor kitap. “Adnan Saygun’a Armağan”, Saygun’un, operadan destana, senfonik müzikten konçertoya, oda müziğinden ses ve koro eserlerine, okul şarkılarından marşlara kadar uzanan bestelerini, yurtiçi ve yurtdışında adı en çok bilinen ve eserleri seslendirilen besteciyi, detayı ile tanıtan da bir eser. Okurlarını 7.5 TL fiyatla raflarda bekleyen kitap, Pan, Pandora, Levent Müzikevi ve Mavi Müzik kitapçıları ile www.andmuzikvakfi.com adresinden temin edilebilir. (Ahmed Adnan Saygun’a Armagan, 128 sayfa, 2012.) BİRBAŞKENTİNOLUŞUMU–DASWERDEN EINERHAUPTSTADT(Avusturyalı,Almanve İsviçreli Mimarların Ankara’daki İzleri) Yrd. Doç. Çetin Ergand, Goethe InstitutAnkara, Türkçe ve Almanca, Ankara, 2011, 406 sayfa Goethe InstitutAnkara 2010 yılında, “Ankara’nın Kültür MirasıBir Başkentin Oluşumu – Avusturyalı, Alman ve İsviçreli Mimarların Ankara’daki İzleri” adını taşıyan bir çalışma sonunda, 3 ayrı Ankara haritası üzerinde bu tür yapıları ve kimliklerini yayımlamış, biz de bu çalışmayı 9 Temmuz 2010 günü ve 314 sayılı Cumhuriyet Ankara Eki’nde tanıtmıştık. Goethe Institut bu çalışmanın devamında bu kez, başkentin kültür mirasını oluşturan onlarca yapının, fotoğraf sanatçısı Çetin Ergand tarafından fotoğraflanması sonucunda oluşturulan 407 sayfalık kitabı, 6 Kasım 2011’de açılan bir sergiyle birlikte Ankara’ya sunmuştu. Büyük boyutlu bu kitabın ilk bölümünde, bu mimarların Ankara’daki izleri üzerine yazılmış 5 makale yer alıyor. Daha sonra bina kimlikleri panoramik fotoğraflar eşliğinde verilerek binaların görkemi vurgulanıyor. Kitap, Ankara’da yapıtları olan bu 17 mimarın özgeçmişlerinin verilmesi ve yapıtlarının sıralanmasından sonra geniş bir kaynakça ile son buluyor. 5 yeni film vizyonda Sinemalarda bugün 5 yeni film vizyona giriyor. Bugün vizyona giren “Kara Şövalye Yükseliyor/The Dark Knight Rises” haftanın en dikkat çeken filmlerinden biri. Christopher Nolan’ın yönettiği aksiyon, dram ve gerilim türündeki “Kara Şövalye Yükseliyor/The Dark Knight Rises”da, Christian Bale, Gary Oldman, Tom Hardy gibi oyuncular rol alıyor. Film, terörist lider Bane’in, Gotham şehrinin güvenliğini tehlikeye atarken, Batman efsanesini yok etmek için Kedikadın Selina Kyle’den yardım almasını anlatıyor. ‘Kayıp’ Bugün vizyona giren bir diğer film de yönetmenliğini Heitor Dhalia’ın üstlendiği “Kayıp/Gone.” Gerilim, dram türündeki film, ABD yapımı. Amanda Seyfried, Daniel Sunjata, Jennifer Carpenter gibi oyuncuların yer aldığı filmin konusu ise şöyle: “Kız kardeşi ortadan kaybolunca Jill, kendisini iki sene önce kaçıran seri katilin geri döndüğünü anlar. Fakat polis de dahil hiç kimseyi buna ikna edemez. Jill şimdi herkesi karşısına alarak, kız kardeşini kaçıran adamın peşine düşecektir...” Vizyonda bir Türk filmi de var Bugün vizyona giren filmler arasında bir Türk filmi de yer alıyor. Yusuf Pirhasan’ın yönettiği dram, komedi türündeki “Kurtuluş Son Durak” adlı filmde, Demet Akbağ, Belçim Bilgin, Nihal Yalçın, Damla Sönmez, Asuman Dabak, Mete Horozoğlu ve Yavuz Bingöl gibi tanınan isimler rol alıyor. Vizyona giren diğer filmler ise “Max Maceraları 2: Krallığa Yolculuk” ve Maïwenn’in yönettiği “Polis/Polisse.” Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi Telefon Eposta CAFE RESTORAN İNCEK’TEKİ RESTAURANTIMIZ’DA Açacağımız Şarap Evine Bayan Ortaklar KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM KAHVALTI GÖZLEME, Ev Yemekleri Bölümüne Bay Bayan Ortaklar NARGİLE SEMAVER ve Alabalık İşine Ortaklar 0536.991 18 20 SATILIK KONUT SAHİBİNDEN Maltepe’de 3+1 5.katta yapılı daire 210.000 TL 0532 238 01 39 Sahibi : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 27 Temmuz 2012 Cuma : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu, Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : ankcum@cumhuriyet.com.tr Yayımlayan Basıldığı Yer Dağıtım : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ : DPC Doğan Medya Tesisleri : YAYSAT Yerel ve süreli yayın C M Y B C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear