Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 MAYIS 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA Kent ANKARA A3 Mutlu Mahallesi halkı her gün‘Bugün mü gelecek’diye bekledikleri yıkıma isyan ediyor: ANKARANT Murat KIŞLALI mkislali@yahoo.com ‘Yabancıya çadır, bize sokak’ İKLİM ÖNGEL Sürdürülebilir Rant ankaya’nın caddelerindeki çeşitli reklam panolarınÇ da görmüş olabilirsiniz. Aynı karede üç kişi var. Ortada, İspanya’da bu yıl şampiyon olan Real Madrid’in Teknik Direktörü Jose Mourinho. Mourinho’nun solunda özellikle AKP iktidarında İstanbul’da aldığı yüksek imar haklarıyla dikkat çeken, üst gelir düzeyine dönük modern siteler inşa eden ve cemaate yakın olduğu bilinen Sinpaş’ın sahibi Avni Çelik. Mourinho’nun sağında ise Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek. Mamak ilçesine bağlı Ankara’nın eski çöplüğü olarak bilinen Mutlu Mahallesi’ndeki gecekondular yıkım tehlikesiyle karşı karşıya. Bir kısmını Mamak, bir kısmını ise Anakent belediyelerinin yapacağı tahliyede, mağdur yurttaşlara başka bir yer gösterilmiyor. Gelen tebligatta 21 Mayıs Pazartesi yıkılacağının bildirilmesine karşın belediyeler henüz harekete geçmedi. Mahalleli tedirgin, belediyenin yıkım için geleceği zamanı bekliyor. Mahalle sakinlerinden Balcı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Anakent Belediye Baş kanı Melih Gökçek’e Cumhuriyet Ankara aracılığıyla seslendi. Balcı, “Van’da deprem oldu, yardım ettiler. Suriye’den Araplar geldi, yer, yemek, para verdiler. Bizler bu ülkenin vatandaşı değil miyiz, yabancılara destek var da, bize neden yok?” dedi. Gökçek’in yerel seçimi Mamak’taki oylarla kazandığını söyleyen Balcı, “Seçimden sonra bir daha yüzümüze bakmadı. Biz buralara emek verdik. Hakkımızı versin, o zaman kendi elimizle yıkarız ama evimi yıkarlarsa, dünyalara bedel torunumu dozerin önüne atarım” diye isyan etti. ‘Fakirin sözü geçmez’ Mahalle Temsilcisi Kiraz Salur, belediyenin kendilerine az parayla da olsa bir yer göstermesi gerektiğini söyledi. Bölgede yaşayanların hep fakir insanlar olduğunu belirten Salur, “Bize burayı çok görüyorlar, elimizden alıyorlar. Gitsem de bu dertlerimi Başbakan’a anlatsam. Eller istediğini alıp giyiyor, biz 20 senedir gözümüzün yaşıyla burada oturuyoruz. Fakirin hiçbir yerde sözü geçmiyor, bu zulüm neden?” diye sordu. Bölgede market işleten Mustafa Sarıaslan, marketinin de yıkım kapsamında olduğunu söyledi. Vergisini, harcını düzenli ödediğini, Mamak Belediyesi’nden sorunsuz bir şekilde ruhsatını aldığını belirten Sarıaslan, “Çok zarar edeceğiz. Yetkililer bununla ilgili bir şey söylemiyor. Herkese hakkı verilsin, güzellikle çıkalım. Kimse mağdur olmasın” dedi. 30 senelik gecekondu sakini Şengül Karagöz ise “Madem yıkacaklardı elektriği, suyu neden bağladılar, niçin bizden vergi aldılar?” diye sorarak, “Gecekonduda yaşayan zaten fakir insan. Biz nereye gidip oturacağız, millet karnını mı doyursun, kira mı ödesin? Bize bir yol göstersinler” diye konuştu. GÖRÜŞ Şükrü KARAMAN Memurun Bekleyişi aklaşık 5 aylık bekleyişin ardından, hükümet ile sürdürdükleri toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde talep ettikleri zammı alamayan memur sendikaları, Türkiye genelinde olduğu gibi Ankara’da da iş bıraktı. Taleplerini hükümete duyurmak ve kamuoyunun desteğini almak üzere alanlara çıkan memur sendikaları, 1 Mayıs kutlamalarında olduğu gibi güçlerini birleştirmek yerine, bu kez de bölünmüşlerdi. Özellikle eğitim, ulaşım ve sağlık hizmet kollarında etkili olan iş bırakma eylemine katılan memurlar, toplu iş sözleşmesindeki uyuşmazlıktan ötürü maaş zammını saptayacak 11 kişilik Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na attıkları sloganlar ve taşıdıkları pankartlarla mesajlarını iletti. Toplu iş sözleşmesinde yetkili konfederasyon MemurSen’e bağlı Eğitim BirSen üyeleri Güvenpark’ta oturma eylemi, Türkiye KamuSen üyeleri Abdi İpekçi Parkı’nda, Kolej’den yürüyen KESK üyeleri de Ziya Gökalp Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. Akıllara “Birlikte verilecek mesaj daha etkili olamaz mıydı?” sorusu geldi. KESK üyeleri Edip Akbayram’ın şarkıları, Türkiye KamuSen üyeleri de Seğmenlerin oynadığı oyunlar eşliğinde coşarak, davulzurna eşliğinde halaylar çekti. Türkİş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ile Hakİş Genel Başkanı Mahmut Arslan’ın her 3 grubu ziyareti memuru hoşnut etti. Uzun bir aradan sonra işçi sendikalarından memur eylemine destek gelmesi anlamlı karşılandı. Başta CHP’li milletvekilleri olmak üzere, DİSK ile çeşitli siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin de destek verdiği iş bırakma eyleminde dikkat çeken bir unsur, kendilerini de yakından ilgilendiren zam eyleminde daha önceki eylemlerin aksine, bu kez daha az sayıda polisin bulunmasıydı. Dikkati çeken diğer bir unsur da bu kezki eylemin coşkusunun öncekilerine göre daha düşük olmasıydı. Belki de memurlar arasındaki bölünme bunda etkili oldu. Milletvekilleri de eylemci memurlara ziyaretlerinde sürekli bunu dile getirerek, birlikte davranmalarını önerdi. Ankara’nın ayrı yerlerinde yaptıkları iş bırakma eylemi ile taleplerini bir kez daha haykıran memurlar, bakalım hükümetin 2012 yılı için yüzde 3.5 ve yüzde 4, 2013 yılı için de yüzde 3+3 olarak önerdiği zammın üzerinde bekledikleri bir zammı alabilecek mi? Bu sorunun yanıtını en geç 29 Mayıs’ta sendikaların oluşumuna itiraz ettikleri Kamu Görevlileri Hakem Kurulu verecek. Y Kiraz Salur Mustafa Sarıaslan Çukurambar parkları meydan savaşı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 100. Yıl semtinde bulunan yeşil kuşak çalışmaları nedeniyle Çankaya ile Anakent Belediyesi arasında devam eden park alanlarının kullanım sorunu mahalle sakinlerini bıktırdı. “Kızılırmak ve Çukurambar semt sakinleri” imzasıyla yapılan yazılı açıklamada yaşanan süreç şöyle anlatıldı: Kızılırmak ve Çukurambar mahalleleri arasında kalan büyük boş arazinin park yapılması için, semt sakinleri olarak 6 yıldır birçok girişimde bulunduk ve bunu hasretle bekliyorduk. Çankaya Belediyesi ekiplerinin, parkın yapımını ihale ettikleri müteahhiti işe başlatmak için geldikleri 17 Mayıs gününü neredeyse bayram günü ilan ettik. Ama ne yazık ki aynı anda gelen Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin alanı kamyon ve kepçelerle işgal etmesiyle bütün hevesimiz kursağımızda kaldı. Gelen ekipler alanın büyükşehire ait olduğunu bu nedenle parkı kendilerinin yapacaklarını söylüyordu. Çankaya Belediyesi ise alanın kendilerine ait olduğunu ve parkın yapımı için Kamu İhale Kurumu’na başvurduklarını, işi 16 Nisan 2012 günü ihale ettiklerini ve 100 gün içerisinde tamamlanması gerektiğini söylüyorlardı. Ama ne yazıkki bir sürü anlamsız tartışmadan sonra herhangi bir sonuca varılamadan her iki ekip de alandan ayrıldı. Hafta sonunda Büyükşehir Zabıta ekipleri alanda nöbet tutarak geçirdiler. Pazartesi sabahı Çankaya Belediyesi’nin müteahhiti tekrar işe başlamak için geldi ama yine bir anda sükün eden büyükşehir ekiplerinin alanı tekrar işgal etmesi üzerine yine işe başlayamadı. Yapılan tartışmalar sırasında, vatandaş olarak istenirse bir ortak anlaşma zemini bulunmasının çok da zor olmadığını gördük. Çünkü bu geniş alan aslında 3 ana noktada sokaklara bölünüyordu. Dolayısıyla bölgenin iki belediye arasında paylaşılarak “tatlı bir rekabet” içerisinde, hızlı bir şekilde tamamlanmaması için hiç bir neden yok. Büyükşehir ekipleri, bu konuda tek yetkilinin Başkan Melih Gökçek olduğunu ve konuyu kendisine ileteceklerini, aksine bir talimat çıkmaması halinde problemi ancak mahkemenin çözeceğini bildirerek, yine nöbetçilerini bırakıp alandan ayrıldılar. Sonuç olarak; biz semt sakinleri; eğer amaç gerçekten halka hizmetse, iki belediyenin ivedi olarak anlaşarak işe hemen başlamalarını istiyoruz. Bu vesile ile 56 yıl daha sürecek bir mahkeme sürecini beklemeye sabrımız olmadığını bildiriyoruz. Yok iş eğer ille de mahkemede çözülecekse, biz de bina yönetimleri olarak, davayı kaybeden tarafa hizmeti geciktirdiği için, gerek kurumsal ve gerekse de kişisel tazminat davaları açmaya hazır olduğumuzu ilan ediyoruz. Aynı karede ne arıyorlar? Ben anlatayım. Gökçek’in başında bulunduğu belediye meclisi, İncek’te Sinpaş’ın içinde bulunduğu bölgede imar değişikliğine giderek inşa edilebilecek konut sayısını 218’den 550’ye çıkardı. Sinpaş için yaklaşık 150 milyon liralık bir rant sağlandı. Aynı belediye meclisi daha sonra Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi’nin son etabında da benzer bir değişiklik yaptı. Sinpaş’ın sahibi olduğu parseldeki imar değişikliğiyle yapılabilecek daire sayısı 130’dan 466’ya çıkartıldı. Yaklaşık 180 milyon liralık bir rant da buradan yaratıldı. Buna karşılık Sinpaş’a, TRT’nin arkasında, Eymir manzaralı bölgede, 6.000 konutlu Güney Park Kentsel Dönüşüm Projesi’nin müteahhitliği “ihale” edildi. Buradan Gökçek’in belediyesine 2.400 konut verilecek. Gökçek, yaklaşık 1,5 milyar liralık gelir elde edecek. Sinpaş’ın yürüttüğü proje yargıda olmasına ve başta jeolojik olmak üzere çeşitli sorunları bulunmasına karşın satışlar gayri resmi olarak başladı. Buradaki daireler peynir ekmek gibi satılıyor. Reklam panosundaki fotoğraf karesinin nedeni bu. Sinpaş, belediyeyle ortak olduğu Güney Park projesinin satışlarına resmen başlayacak. Projenin alenen açıklanması öncesi Ankara JW Mariott Otel’de yarın “Sürdürülebilir başarı için liderlik konferansı” düzenliyorlar. Real Madrid’in teknik direktörü konu mankeni. Sürdürülebilir başarıyı, liderliği anlatacak. Ama hikâyenin arka planını bildiğinizde, onun yerine keşke diğer iki kişiden biri konuşsa, gerçekleri anlatsa diyorsunuz. Nasıl sürdürdüklerini birinci ağızdan dinlerdik. Yılsonu stresi ONUR ACAROĞLU Bahtsız Oran Aylarca Zülfü Tigrel Caddesi’nin yapımı nedeniyle caddeyi tek şerit kullanan Oran Şehri sakinleri, yol durumunda yine bahtsız. Bu sefer de Zülfü Tigrel’i dik kesen Rafet Canıtez Caddesi’nin yarısı asfalt çalışması nedeniyle kapanmış. Diğer yarısına ise giren bin pişman oluyor. Yolun asfaltında bir basamak kadar bir fark var. Çoğu araç derinliği fark edince U yaparak sokaktan geri çıkmak istiyor. Kaçmak için yanda bulunan sokağa da dönemezsiniz, çünkü o da kapanmış durumda. Fotohaber: İKLİM ÖNGEL Bugün elektrik verilemeyecek yerler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerjisa’dan alınan bilgiye göre bugün elektrik verilemeyecek yerler şöyle: ¦ Keçiören: Atapark ve Günsazak caddelerinin bir kısmına 09.0014.00 saatleri arasında, ¦ Yenimahalle: Söğütözü Mahallesi Usta İnş. 2180 Cadde 2185 Sokak civarına 09.3014.30; Akbağ, Bağlum, Bağcılar, Karacakaya Caddeleri, Sağlık Ocağı ve civarına 9.0014.00 saatleri arasında, ¦ Çankaya: Türkocağı Caddesi Anadolu Gösteri Merkezi civarına 13.3017.30 saatleri arasında; Mürsel Uluç Mahallesi 959. Sokak ve civarına 09.0014.00 saatleri arasında, ¦ Mamak: Karaağaç Mahallesi 250 Sokak, 251 Sokak, 251/1 Sokak, 244/1 Sokak ve civarına 09.0014.00 saatleri arasında; Bahçelerüstü Mahallesi Pınarcık Sokak, Gülser Sokak, 88 Sokak, Gölcük Sokak, 53 Sokak, 86 Sokak ve civarına 09.0014.00 saatleri arasında enerji verilemeyecektir. Ankara Üniversitesi’nin Cebeci Yerleşkesi’nde dolaşıyorum. Yılsonu ve öğrencilerin ortak konusu dersler. Siyaset Bilimi bölümünde yüksek lisans eğitimi gören Şota Bekadze, Ankara’ya Gürcistan’dan gelmiş. Aldığı eğitimden memnun. Sonrasında ülkesine dönmeyi planlıyor. Bekadze’ye göre bulunduğu kampusun olumlu bir yanı “güvenli bir ortam” olması. Ancak “Kulübe gidip yabancı olduğun anlaşılınca kazıklanıyorsun” diyor. Ahıska Türkü olduğunu söyleyen Bekadze “Amacım Gürcistan’ın siyasi yaşantısına dahil olup, azınlıkların haklarını korumak ve geliştirmek” diyor. Radyo Televizyon Sinema Bölümü’nden Gökçen Duman, zorunlu derslerinin içeriğinin kuramsal olduğunu belirterek “Zorunlu dersler tarih ve siyaset ağırlıklı, Sosyal Bilimler Fakültesi’nde okuyormuş gibi hissediyorum” diyor. Gökçen “Pratik deneyimin yeterince üstünde durulmuyor, oysa iş bulma konusunda bu önemli bir etken. Öğrenilenle iş hayatında karşılaşılanlar çok farklı” diye konuşuyor. Hukuk Fakültesi’nde eğitimini sürdüren Ece Erbilgiç, sınıfların kalabalık olmasından şikâyetçi. Öğretim görevlilerinin büyük kısmının eşzamanlı olarak farklı yerlerde çalıştığını, bu nedenle soru sormak istediklerinde kendilerini her zaman bulamadıklarını ifade ediyor. Yargı sisteminin iyi yetişmiş avukatlara ihtiyacı olduğunu söyleyen Erbilgiç boş zamanlarını içinde bulunduğu tiyatro topluluğu ile Haldun Taner ve Bertold Brecht gibi oyun yazarlarının oyunlarını sahneye aktararak değerlendiriyor. İktisat Bölümü’nde eğitim görmek için Van’dan gelen İsmail Yağar, bölümünde geçme notunun yüksek olmasına karşın üniversite yönetiminin yaz okulu olanağı sunmamasını yanlış buluyor. Yurtdışında eğitim görme imkânına sahip olduğunun, ancak çıkmayı hiç düşünmediğini anlatıyor. Yağar, bu tercihini “Buradaki imkânlarla da bir şeyler yapılabilir, çok da uzaklarda aramamak lazım” sözleriyle açıklıyor. Kendine kalan zamanını kütüphanede geçiriyor. Felsefe ve edebiyata ilgi duyuyor. En çok Nâzım Hikmet ve Cemil Meriç’i okumaktan keyif alıyor. Ece Erbilgiç İsmail Yağar Şota Bekadze C M Y B C M Y B